Hani bazı insanlar derler ya; hayatımı yazsam roman olur diye ama çoğu insan bunu başaramaz. Ne kalemi yeter ne yüreği! İsmet Özer bunu başaranlardan biri. Kitabı okuyunca anlayacaksınız ne cenderelerden geçtiğini! Bu kadarı da olmaz abartı deyip inanamayacağını bölümler de var ama yazar bu bölümleri gerçek belgeler eşliğinde anlatmış. Yoksul bir çocukluk, kaybolan bir gençlik. Hiç bilmediği bir ülke de yeni bir başlangıç ve öz vatanından yediği darbe. Acılar, ihanetler, suistimal edilen iyi niyetler, umuts

?Ömrümüz / kaya diplerinde biten; yaban çiçeği Oğul, Güneşi ararız yalçın kayaların gölgesinde Yel eser, fırtına olur, kar yağar Güneşi ararız"

İNSAN OL Ne aldanan ol Ne aldatan ol! Önce insan ol. Paylaşmayı, sevmeyi öğren, Sevilmeyi öğren, öğret. Ömür kısa, gelip geçer Sen senden geçme.

Anneannem beni 'Ütrücem' diye severdi. Peygamberimiz, "Kur'an öğrenen ve öğreten, ütrüce meyvesi gibidir" dermiş. Ütrüce hem çok tatlıymış, hem de kokusu çok güzel meyveymiş. Anneannem bana bu ismi, doğmadan vermiş. Kur'an ehli olayım diye. Anlatırdı: " ? Semiham! Reyhan güzel kokar ama, acıdır. Hurma tatlıdır ama, kokusu yok!"

İlk insan olan Hz. Adem ve eşinin yaratılış gerçeği, görevleri, dünya hayatı, dünya hayatındaki deri rengi, nasıl çoğaldığı, topraktan yaratılmanın nasıl devam ettiği, zamanımız insanının anne rahmine ilk düşüşü, yaratılış aşamaları, ruhun anne rahmindeki bedene üfürülme zamanı, anne rahmindeki bebeğin gelişim aşamaları, kişilik kazanması, ruh, nefis, beden ilişkisi, canlanmanın nasıl başlandığı, ruhun bedene üfürülmesinin ne anlama geldiği, nefsin ne olduğu, ruhla neyi anlamamız gerektiği, şuurlu varlık in

BARIŞ VE KARDEŞLİK Fikirlerimiz düşüncelerimiz ayrı da olsa, Vatanımızın birliği bütünlüğü için, kalkınması için, Ülkemiz insanının mutluluğu, refahı için Kültürlerimizin, örf ve adetlerimizin, görüşlerimizin farklılığı Bizim zenginlik kaynağımızdır. Sağcı da olsak solcu da olsak; Türk de Kürt de Alevi de Sünni de olsak, Tarihimizden ders alarak Geleceğimizden ilham alarak Hep beraber başarıları yakalamaya, Omuz omuza bu ülkeyi geleceğe hep beraber taşımaya, Barış içinde mutlu yaşamaya biz de varız!

Belleksizdi, zamansızdı; kekeme torunların kendi yanına alabilecekleri kadar da lanetli. Yoktu bu hayatta ve inançsız bir adanmışlıkla buna inanıyordu sadece. Sözsüzdü. Ve utanan söz; tıpkı bir hastane odasının penceresinde Ahırkapı'nın gizine, Ahırkapı'nın o esmer çetelesine Erzincan Ovası' nın tozlu renklerini düşüren ve hala hayattan alacaklı kumral bir çocuğun gözlerindeki o meczup öfkenin terli haritasında izini kaybettirmişti çoktan. M. ALİ DEMİRTAŞ Çok sevdiğimiz birisini kaybettiğimizde, acılı ve

...Belki gizlice yapmaya gerek yoktu. Açıktan da yapabilirdi ya da yaptırabilirdi. Erkek bir çocuğun eline silah verip sıktırabilirdi. Çocuk olduğu için fazla ceza da almazdı. Sözde namusları da temizlenmiş olurdu...

Gökyüzümdün benim Ben de üstünde uçan bi kırlangıç Yuvasını arayan köşe bucak Güneşe gülüp mavine hayran kalan Nereye eserse oraya bakakalan Yine de çalışırdım gecelerce Gölgende dinlenmek için Unuturdum saatleri Yüzüne bakarken göğünün Güzeldin Bilirdim Günün her saati değişirdi çehren Yine de Her havan kabulüm Her halin benimdi Sen bilmesen de

O günleri kesik kesik hatırlıyorum. Gelenler, gidenler, bazı fısıltılar "Nasıl olmuş, nerede olmuş, arabayı kim kullanıyormuş, hemen mi ölmüş?" Bunlar çok mu önemliydi? Biz oğlumuzu artık ebediyen göremeyecektik. Kolumuz, kanadımız kırılmıştı. Dünya hiçbir zaman bize eskisi kadar güzel görünmeyecekti. Tavsiye edilen teskin edici ilaçları şiddetle reddettim. Acımı uykuya boğdurmayacaktım. Bu acıyı iliğimle kemiğimle an be an yaşayacaktım. Gözyaşlarım hiç kurumadı. Onlar sicim gibi indiler. Çok konuşamıyordum

Yanılıyorsun Watson! Ah! Yine yanılıyorsun... Aşk bazen hastalıktır Bazen savaş Bazense işkence Yanılıyorsun... Daha önce bir şiirde hiç Sherlock ve Watson'dan biten bir aşkın hikâyesini dinlediniz mi? Türk şiirinde yeni bir yorum... (Post modern Türk şiirine protest bir yaklaşım) Günümüz insan karmaşalarına farklı bir bakış açısı. Dikkat çekiciliğinin yanı sıra bir o kadar da özgün imge sistemleri ve çok iyi bir kurgu. Bu aşk şiirlerini okurken fizikte kaos teoremiyle karşılaşabilir, bi

Tahakkümcü sistemin hedefi toplumsal doğayı yok etme içinde yaşadığımız gezegeniher hal ve şartta kirletere ortadan kaldırma potansiyelini içerir. Yeni bir toplumsallık için, paradigmanın inşası için doğanın özelliğini ve onda gizli olan hakikati ifade etme, açığa çıkarma demokratik komünal toplum hedefi olmadır. Gezegenimize yapılan bu sömürü insanlık aracılığı ile gerçekleşmektedir. Toplumun özgürlük manifestosu ve ekolojisi toplumsal özgürlükle, doğal özgürlükle mümkün kılınabilinir.Hiyerarşinin yükseliş

İşte bu saatlerde Hitler it dişlerini takıp havayı teneffüs eder. Tank ve duvar diplerinde çocukları ölen analar her gün mezara girer. Zeytin ağaçları yarılır demir kılıç kında paslanır içimizden bir nehir geçer içimizde kurşuna dizilmiş ölü çocuklar bir bardaktan su içer.

Firari olmak gerek bazen, iltica etmek içine içine... Davetsiz bir misafir gibi gelip kuruluyor başköşene, ister buyur et, ister etme... Firarperest olmak, bir mola vermek, çekilmek odanın bir köşesine, hem de en kuytuya sinmek, labirentlerinde yol bulmaya çalışmak? Ve mecburi istikametine dönmek, eninde sonunda... Hoş geldim ben!

Eğer bir şansınız olsaydı, geçmişe dönüp neleri değiştirirdiniz ya da neleri yapmak isterdiniz? Hep keşke dediklerinizle yüzleşme fırsatınız olsaydı ne yapardınız? Bir an için böyle bir fırsat verildiğini ve yirmi yaşında olduğunuzu hayal edin... Her şey aynı ama tek fark gelecekle ilgili çok şey biliyorsunuz. Bütün bahis oyunları, borsada hisselerin durumu, dünyada yaşanacaklar... Zengin olup hayallerini gerçekleştirme fırsatınız olduğu... Buna kimse hayır demez değil mi? Ama ya önceki hayatınız paha biçi

Yaptığınız her iş süreçler bütünlerinden oluşur. İşinizin ana ve alt süreçlerinin sayıları, yaptığınız işe göre değişmekle beraber, yüzleri, hatta binleri bulabilir... Yaptığınız işte en fazla kazancı sağlarken SEÇ/HSE güvenliğini de sağlamak için yapacağınız tek şey; kendi yönetim sistemlerinizi SEÇ/HSE odaklı olarak kurmaktır.Yürütme ve yasama erkleriyle birlikte özel ve kamu alanlarındaki her düzeydeki yönetici ve patron kendi sorumluluk alanları içerisinde kendi yönetim sistemlerini oluşturamadığı sürec

Zeki Velidi Togan, Türkiye'ye geldikten ve doktorasını bitidikten sonraki tüm çalışmalarını ve zihinsel eforunu türk toplumunun sosyal inşasına harcamıştır. Ve anladım ki o tam da Peter Berger'in anladığı anlamda bir sosyal inşacıdır. Çünkü ona göre tarih sadece geçmişi bilmeye yaramaz. O aynı zamanda günümüze ışık tutan bir aynadır. Bir toplum o aynada kendisini doğru görürse yani fazla ve eksik taraflarını tam olarak bilirse, ona göre hareket etme şansı doğacaktır. Ayrıca tarihlerini doğru bilen milletler

Gözlerinizi kapatın ve bir anlığına düşünün gerçekten istediğiniz hayatı mı yaşıyorsunuz? Daha iyilerine layık değil misiniz? Daha başarılı, daha mutlu ve özel insan olan sizin daha kaliteli bir hayata sahip olmanız gerektiğini düşünmüyor musunuz? Düşünmüyorsanız düşünmek, düşünüyorsanız da gerçekleştirmek için genç bir yazarın elinden çıkan bu kitap özel olan biz insanlara rehber olsun...

Kırılmak bir durma eylemiydi, doğrular için bir direnişti, haklılığını savunmak için durdurmalı zamanı insan, tüm yaşamdan elini eteğini çekmeli. Ne kadar sürerse sürsün, her gün yeniden doğmayacak mı güneş, yeniden başlamayacak mıyız ya da sürdürmeyecek miyiz var olanı? Bir kırılma noktası varsa, tamir edilecek yerdir o nokta. Böyle böyle en sağlam halini alır, yaşam denen uzun yol. Hassas noktalarımızdır kırılan yerlerimiz, başardığımızda onlar onarılır ve en sağlam halini alır.

Uzun yılların birikimi sonucunda özenle hazırlanmıştır. Bir okur olarak çok sayıda fıkra ki­tabı, fıkra antolojisini okuyup inceledim. Değişik kaynak­lardan binlerce fıkrayı defalarca okudum. Kitapta Türk ve Dünya fıkralarından seçtiklerimin yanında, yurdumuzda yöresel dil ile anlatılan fıkralara da yer verdim. Ayrıca bu kitabın sayfaları arasında mizah türü yazılardan örnekler de bulacaksınız. Beğeni ile okuyacağınızı umuyorum. İncelemelerim sonucunda, genellikle fıkra başlıkları farklı yazılsa da konu it