Kitap Tanıtım Yazısı : (KİTAP ARKA KAPAĞINDAN)
Kadın Selim'in sözleri karşısında, kendini kamçılanan at gibi hissetmiş, daha da hırçın hâle gelmişti. Elleriyle tekrar kavradı adamın ellerini. Acayip bir güç oluşmuştu, Selim'in mücadelesine karşı koyuyor, ısrar ediyordu hareketleriyle. Adam karşılık vermeden acılar içinde tepkisini sürdürmeye çalışıyordu. Kendini tecavüze uğruyormuş gibi hissetti bir ân. Anlatsa kimse inanmazdı.
Melis, iyice azgın bir kadın hüviyetine bürünmüştü. Burnundan sık nefes alıp v
Sen Irmak Tanrısı Osopos'un
Güzeller güzeli asil kızı Sinope
Ben Saim'den ve Sündüs'ten doğma
Kalyon aralığında dünyaya gelen melâike
Sen Zeus'un deli divane âşık olduğu
Aklını başından çalan, gönlünü çelen kadın
Ben hayata taş merdivenlerden başlayan
Sinoplu Mehmet Ebülüdağ'ın torunu: Melek
Kumsala uzanmış kadın gibi güzeldir Sinop
Senin tahtına Karadeniz'in yemyeşil kıyıları
Benim bahtıma tersaneler, tekneler, balıkçılar
Yalı kahvesindeki tabureler, küfürler türküler
Fışkıran çeşmesinde başlayan su aşkı d
Kitap Tanıtım Yazısı : (KİTAP ARKA KAPAĞINDAN)
Kaptan, iki kızını ve mahallenin çocuklarını sinemaya götürürdü; öperdi koklardı, kızlarına harçlıklar verirdi. Vakit hiç geçsin istemezdi; vaktin geçmesi demek özlemdi, hasretti, kaptanın burun direklerinin sızlamasıydı; çocukların aklının babada, sinemada kalması demekti... Doyamazdı gözlerine, bakıp bakıp yeniden öperdi. Kızlardan büyük olanı bilirdi ki; babası gemiyle yeniden gidecek ve kim bilir kaç ay sonra dönecekti. Bu yüzden üçüncü olan sinemayı hiç se
Bakara Suresi, 159. Ayet:
İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti, biz kitapta insanlara açıkça belirttikten sonra gizleyenler var ya onlara Allah da lanet eder, lanet edebilen herkes de lanet eder.
* Kur'an'ın tek harfini gizlemek, yerini değiştirmek, lanetlenmiş ve Peygambere bile böyle bir yetki verilmemişken; Muaviye ve onun takipçileri, Kur'an'ın surelerini baştan aşağı değiştirme yetkisini kimden almışlardır?
* Ne Kur'an'da, ne Hz. Muhammed döneminde, ne de dört halife döneminde "cami" isimli bir i
Alevilik, uçsuz bucaksız, engin bir "sevgi denizi"dir. Bu deniz'i oluşturan damlalar, birbirinin öz kardeşidir. Aralarında 'tevhit' (birlik) vardır. Tevhit demek; Hakk'ın ve halkın tek vücut oluşu, aralarında ikilik olmaması demektir. Alevilik, dürüstlüğün, namus ve iffetin, zararsız bir insan olabilmenin okuludur. Bu okulda pir'ler, taliplerine edep-erkân eğitimi verirler. Alevilik, bir şereftir, bir kazançtır. Çünkü ırk, renk, cins, dil, din, servet farkı gözetmeden, el ele vererek, buram buram özgürlük k
Köyün gerçek kurucusu bugün aynı topraklarda yatan, velayet sırrına ermiş ve evliya makamına yükselmiş bulunan Hıdır Abdal Sultan'dır.
Bu zatın 13. asırda Horasan'dan göç edip Suluca Karahöyük'de yerleşmiş Hacı Bektaş Veli ile aynı asırda yaşadığı, Karacaahmet evlatlarından olduğu bilinmektedir.
Adına "Hıdır Abdal Sultan Ocağı" denilen bu köyün ünü, o günden bu güne bir inanç merkezi olarak anılmaktadır.
Nedir gönül ter ket bu ahu zarı Hıdır Abdal gibi sultanımız var, Dert için dünya da kılma efkarı, Der
Hasret ömrümüze, küskün bulutların rengi
Ne kadar çok uzaklaştık birbirimizden
Bu kentler aşağıladı bizi
Her ayrılık, kendi mezarına bir beden
Arayışında
Şavksız gece, gamlı bulutlar
Kapanır acılar, kederde mavişlenir, çiçek açar
Sen benim ruhumsun
Tanrı gökte, sen yerdesin.
Ayın uzandığı bir gecede
Düşmüş yanılgılardan kara kız
İzi kalmış ısırığın
Vazgeçtim söylemekten
Utandım da vay,
Kaşların karası
İçimden geçen yorgun masallar
Sana nasıl kıydılar kara kız
Bir öğleden sonra
Su başında, yorgun ağaç gölgesinde
Vay, kara kız
Vay,
Fevzi Ekinci; 1945 yılında Karsa bağlı Selim Laloğlu Köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi de Erzurum Yapı Enstitüsünde okudu. Geceleri bir taraftan İstanbulda mühendislik okurken diğer taraftan gündüzleri de Bayındırlık Bakanlığı Yapı İşleri 1. Bölge Müdürlüğünde sekiz yıl çalıştı.
Eşi Hediye ile 1972 yılında tanıştı. 1974 yılında İnşaat Mühendisi oldu.Askerliğini de asteğmen rütbesi ile Erzincan 59. Topçu Tugayında yaptı. Kâğıthane Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinde görev yaptı.
Bu kitap, Şah İsmail'in hayatını, "Mezhepler Tarihi" çerçevesi içinde ele alıyor. Bu noktadan sonra olup bitenler ise tarihtir.
"Sultan Selim Anadolu'da binlerce Alevi halkı öldürttükten sonra İsmail'e birbiri ardınca düşmanca mektuplar yazdı."
"1514'te Osmanlılar, iyi eğitilmiş ve ateşli tüfek ve toplarla donanmış ordularıyla, Kuzeybatı İran'ı zapt ettiler."
"İsmail, sefere çıkmış bulunduğu Orta Asya'dan, zapt olunma tehlikesi içinde kalan başşehri Tebriz'e yardım için aceleyle geri döndü."
Toplam 20 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.