Anadolu' nun yaylalarından, Almanya'nın Baltık denizi kıyılarına uzanan ve tekrar kocaman bir kucaklayışla Anadolumuza dönüp ege'ye ulaşan, bin bir badire ile örülmüş yoğun bir yaşamın küçük küçük pek çok öykücüğüyle bizlere ulaşan Selami, son derece yalın ve sıcacık bir dille hepimizin yüreğine seslenmeyi ve içimizde pek çok duyguyu uyandırmayı başarmış bu kitabında. İçinde sevginin, anlayışın, eleştirinin, dostlukların, mücadelenin ve kavganın, kucaklayışlar ve sevdaların olduğu; onur, güven, cesaret, acı
Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından Yılmaz Güney'in 1970'lerde siyasi olaylardan gözaltına alındığı günlerde Selimiye Kışlasına götürülüşü ile orada geçen iki yıldan fazla bir zaman içinde başından geçenleri anlatır. Günlük yaşam içinde Yılmaz Güney'i tanımak isteyenler için kaynak bir çalışma olarak sayılabilir. Aynı zamanda o tarihlerde Yılmaz Güney'in düşünce dünyası ile olaylara ya da dünyaya, sanata ve diğerin sanlara bakış açısını da okuyacağınız bir kitap.
Yılmaz Güney'in o günk
Değerli Okurlar,
İncelediğiniz 6. Kitabımla karşınızdayım. Böylece, ilk şiir kitabım Gökkubbe'ye kardeş gelmiş oldu. Rahmetli arkadaşım Şair Yazar Yükselecek Demirel, keşke Muğla Düşü'nün doğumuna tanık olabilseydi... Şiiri sever, şiiri önemserdi. Diğer kitaplarımı bir kenara koyarken, önsözünü yazdığı Gökkubbe'yi eline alır; "İşte sanat budur" derdi.
Kişisel olarak, benim öylesine bir iddiam hiç olmadı.
Duygularımı dile getirip yazıya döktüğüm,
satır satır sıraladığım ve biriktirdiğim;
Sarı sorgunlar
"Senin güzel dediğin, nehir nehir aktığın yıllara ben çok güzel diyemiyorum.
İçimde öldüğünü sandığım tutsak kalmış bir serçenin çırpınışı var. Sürekli yakalanmaktan korkan, yürek
kıpırtılarının içinde yıllarca yaşadı. Yılların serseri serçesi geçmiş günlerin kapısını araladı. İçeriye gözleri kör eden ışık süzmesi dökülüverdi. Şaşkın, suskun... Sözcükler işlevini yitirdi. "
Biz öncelikle halkla bütünleşmeli, ona devrimi anlatmalıyız. Halkla bütünleşmeli, onun yaşadığı sorunların neden kaynaklandığını ona anlatmalı, halkı mücadelenin içine çekmeliyiz. Önümüzde yaşanmış örnekler var; Vietnam halkı mücadeleyi kabullendiği için başarılı oldu. Bu gün bizim de yapmamız gereken teorik bilincimizi artırmak güncel gelişmelere göre doğru politikalar üretmek ve bunu halka anlatmaktır. Teorik bilinci olmayan yalnızca silahla pratiği öne çıkaran davranışlar halktan kopuk olacak ve yenilmey
Hep bir acele hep bir telaş vardır yüreklerimizde. Sanırız ki bir ömür yetecek eksik kalanı tamamlamaya . Zamanımız yok deriz yapamadıklarımıza. Sabrımız yok dinlemeye, anlatmak önemli sözcüklerle. Kırılgan kalplerimizi saklarken fırtınalarda , yağmurla gizleriz gözyaşlarımızı. Anı yaşamak yoktur pırıltısı çalınmış sihirlerde. Olduğu gibi okumaya çalışırız hayatımızı ve arasına sıkıştırdığımız anlamlarımızı.
Orta ve Lisede size öğretilen Şair ne demek istedi, ne düşünür, okuyucuya ne iletmek ister ve verdi
Her sayfada
bir ya da beş
cümleden oluşan
bir kehanet var.
Sorunuza
cevap olabilecek
"Tanrı Sözü"
Anadolu Uygarlığına ait
Telmessos şehrinin
Kahinlerinden geliyor.
Siz sorunuzu sorun
cevap sayfanızda olacaktır.
Kader mi?
Daha mı ötesi?
Çözümsüz mü?
Her gününüze bir kehanet düşüyor.
Senin teninde ilk demim bu,
Tadı damağımda...
Her yerde sayıkladığım ismin
Sürekli aklımda
Kara gözlerin ruhumda...
Ellerimde ellerinin izi,
Nefesin sanki hala nefesimde
Keşke her gün ilk demim olsa sende
Tenini tadı şekerim olsa yine
Binlerce gül yaprağı düşse yüzüme,
Tenim teninde demlenip de...
Ölümsüzlüğü tattım seninle
Bu son olsun
Ölüm bile kıskanarak baksın bize
21 Mart 2007'de İzmir'de dünyaya geldi.
Yazarımız bu kitabında kardeşi ile ilgili duygularını ve abla olmanın eğlenceli ve zor yanlarını bizlerle paylaşmaktadır. Bunun yanı sıra bizleri birçok kahramanla tanıştırarak, onlarla birlikte değişik serüvenlere sürüklemektedir.
Bebekliğinden beri kitap ve hikâyelere aşırı merakı olan yazarımızın diğer ilgi alanları arasında çello çalmak, satranç oynamak, resim yapmak ve spor yapmak yer almaktadır.
Rüzgârın iyot-tuz yüklü İmbat, üzümlerin akik renkli sultani, incirlerin bardacık, her evin bahçesinin gül, hatmi, karanfil, ıtır ve pelinlerle taştığı, sokaklarının yasemin ve ful'un baygın kokusu ile dolu olduğu, atlı tramvaylı, 1930 Karşıyaka'sında doğdu. Güneş renkli, aydınlık, medeni insanlarla büyüdü. Karşıyakam, Sevgilim, çocukluk anısı romanını ona yazdı.
İstanbul ve Şikago A.B.D., tıp tahsili ve Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı uzmanlığının, iki büyük metropolü oldu. Genç Kız romanı şekillendi. Şişli
Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Mevlânâ
Günümüzden iki bin beş yüz yıl önce, yani M.Ö. 500'de Anadolu'da yaşayan ünlü İonia İsyanı sırasında, Birinci Dara'nın dostu Karya'lı Skylaks Pers'lere ilk haritayı yapınca, ödül olarak verdikleri armağanlar arasında bir de Altın Bebek vardır. Savaşın kızıştığı bir dönemde Dara'nın verdiği yeni görevle şehri Karyanda'ya dönen Skylaks burada bebekle birlikte kaybolur. Antik kaynaklar böyle yazar.
Ve daha bilinmeyen yüzlerce gizem bu kitabın içinde...
Size sadece okumak düşüyor ve çiğnediğimiz toprağın derinl
22 Mart 1997'de karlar çiselerken İzmir'de göçmen bir ailenin ilk kızı olarak doğmuşum. Babam kar tanesi anlamına geldiğini bilmeden Buğçe demiş adıma.
Türlü yaramazlıkla geçen çocukluk yıllarımın ardından pek de uslandığımı söyleyemeyeceğim.
Annemin numune çocuğu ben, sanıyorum ki lise yıllarımda gerçek benliğime kavuştum. Bornova Gazetesi'nde muhabirlik, iki radyoda program yapım ve sunuculukları, gittiğim etkinlikler, tanış olduğum insanlar, Birsen Tezer ve Candan Erçetin müzikleri, her şeyden önce her
Özel Eroğlu 1973 yılından bu yana serbest avukatlık yapmakta olup, T.C.K. ve C.M.K konusunda seminerler vermiş, sempozyum yönet-miş, televizyon programlarına katılmış Zonguldak Barosunun dergilerinde makale ve araştırma yazıları yayınlanmıştır.
Birçok S.T.K.'nın kurucusu, başkanı ve yöneticisi olarak görev yap-mış olan Eroğlu, T.B.B. Genel Kurulu Zonguldak Delegesidir.
İnsan ölüm fermanı olan mektup yanlışlıkla eline geçer mi? Geçer. Benzerlik bir yaşamı sona erdirir mi? Erdirir. Adınızın sorumsuzca tela
Hayatta her şeye sahip olabilirsin belki ya sevgi ona nasıl sahip olacaksın? Sevmek çok kolay, sevilmek zor; kaybetmek çok kolay, kazanmak zordu.
Sevgi neydi? Huzur, mutluluk, sevinç, gözyaşı, gözlerinin içinde kendini görmek, kalbinden geçenleri hissetmek, yaşamaktı. Bazen de hüzündü, bazen çok yakınında olup ona içinden gelen, hiç gitmeyecekmiş gibi bütün duygularını söyleyememekti. Sevdiğini terk edip uzaklara hiçbir mazeret göstermeden kaçmamak, döndüğünde her şeyin yerinde olduğunu sanarak pişman olma
Yeniden Göksenin!
Bu kitap bir "tıpkıbasım"dır. 1968 Yılı Hava Harp Okulu mezunlarına bir "subaylık" armağanı olarak hazırlanmıştır. 1968 ve 1969 Hava Harp Okulu Devreleri'nin yazın ve düşünsel çalışmalarından oluşan bir derlemedir.
Göksenin, Silahlı Kuvvetler Tarihi'nin ilk ve son örneğidir. Tertemiz, yasal, açık bir Harbiyeli eylemidir. Kitabın basım ücreti bile öğrenciler tarafından karşılanmıştır. Ancak kitabın "masum ve delikanlı" içeriğinin, 68 Kuşağı'nın anti-emperyalist söylemiyle örtüşmesi, egeme
Ne değer verdiğim pırlantalarım,
Ne altın,
Ne gümüşlerim oldu
Benim tertemiz duygularımla yazdığım
paha biçilmez şiirlerim Oldu
Geçirdiysek sizlerle hatırlı bir yıl
Sevgi yazan kalemler sus kalmasınlar
Toplam 30 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.