Asker için Çankaya Köşkü'nün anlamı neydi? Atatürk ölmek üzereyken İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı için direten general kimdi? ?Paşam sizi öldürecekler' diyerek İnönü'nün İstanbul'a gitmesini kim engellemişti? Hangi komutan Başgil'in seçilmesi durumunda Çankaya Köşkü'nü bombalamayı planlamıştı? 27 Mayıs cuntacılarını bile korkutan yeni cuntada kimler vardı? Ne istiyorlardı? Meclis'te askeri üniforma ile yemin eden Cumhurbaşkanı kimdi? AP Milletvekillerine ?Kalk ulan ayağa" diye bağıran asker kimdi? Demi

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana pek çok medeniyete ve kültüre beşiklik etmiş olan Anadolu topraklarına ait olağanüstü gerçekler ve mitler... İlkçağlardan itibaren varlığına bir anlam yükleme çabasındaki insanoğlu,başlangıçta mitolojik tanrılar aracılğıyla bunu yaparken ilerleyen dönemlerde ilâhi bir gücün varlığını kabullenmiş ve kendi yarattığı efsanelerin dışında,dinginliğine ve barışa ulaştıracak bir inanışı benimsemiştir.Bu yeni dönem ise Mevlânanın kimliğinde evrensel bir boyut kazanmış ve o

Çöl fırtınasına yakalanınca gözler sımsıkı kapatılır. Aşk ta bir fırtınadır hattı zatında. Estiğinde o deli rüzgar, sımsıkı kapatılır gözler ve görülmez doğrular ve yanlışlar. Dünyanın tüm renklerini al avucunun içinde dursun. Gökyüzünün tüm yıldızlarını da başucuna koy. Güneş, pencerenden yükselsin dünyaya. En güzel kokan çiçekler balkonunda arz-ı endam etsin. Peki, bunlar tutar mı sevgilinin kokusunun, bakışlarının, nefesinin, dokunuşlarının yerini? Bir gün o fırtına tersten kopar da neye uğradığını, ne

Her kitap gibi bu kitap da aslında bir yolculuğu ifade ediyor.. Dışa doğru değil, içe doğru yapılan bir seyahat. Yazar okuyucusunu bir seyyaha benzetiyor ve kitapla birlikte okuyucusunu yolculuğa çıkartmayı diliyor. Kitapta "Allah'ın Adıyla" isimli denemeyle birlikte "Bismillah" diyerek yola çıkıyorsunuz. Her deneme bir durak, bir mola yeri. "Dost, Hakikat, Dua, Tevazu, Aşk, Namaz, Kadın, Çocuk, Yalan, Münakaşa" gibi duraklardan geçiyor yolunuz. Varış yeri ise yok! Zira yazara göre asıl olan gitmek..

17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının en kritik 10 günü 16 ve 26 Aralık tarihleri arasında yaşananlar ilk kez gün gün, saat saat ele alındı. Roman tadında anlatılan olaylara hükümetin ve cemaat kanadının hiçbir iddiasına yer verilmezken, olaylar yalın haliyle ele alındı. Operasyon nasıl planlandı? 17 Aralık sabahı operasyonun başındaki iki müdür Yakub Saygılı ve Nazmi Ardıç, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın evine gitmeden önce nerede buluştu? Çapkın'ın konutunda neler oldu? 17 Aralık sabahı

Çözüm süreci demek artık daha fazla gençlerimizin ölmemesi, köylerde, şehirlerde analarımızın ağlamaması, terörle mücadeleye giden 350 milyar doların milletimize hizmet olarak gitmesi ve sanayileşmek demektir. Maliye Bakanı Batman Milletvekili Mehmet Şimşek Hedefimiz Türkiye'de birlik, beraberliğinin sağlanması, bu topraklar üzerindeki bin yıllık dostluğun ve kardeşliğin, etle tırnak gibi birbiriyle iç içe geçmiş yapının tekrar barış ve huzur içerisinde tesis edilmesidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı

Türkçe'nin hazinesine zenginlik katan ve genellikle espri unsuru olan deyimleri, merhum Ebuzziye Tevfik " Atalar sözü kuvvetinde; fakat onun gibi bir hüküm bildirmeyen ve ancak bir hali tasvir eden söz" olarak tarif eder. Her deyimin tarihsel birer kökü , olayı ve öyküsü vardır. Bunlar halkın içinden kopup gelen canlı ruhlu manevi hazinelerimizdir. Duygu ve düşüncelerimizi , kısa , öz ve etkili şekilde anlatan deyimlerimizin kaynağını biliyor muyuz? Peki bu deyimlerimize yanlış anlamlar yüklediğimizi bil

Baba ocağından dağa giden yolda tek engel vardı; Okul. PKK, küçük yaştaki Kürt çocuklarının elinden kalemi alıp silahı verebilmek için bu engeli aşmak istedi. Artık PKKnın saflarına katılan her çocuk asker okulda boş bir sıra anlamına geliyordu. Her bir çocuk asker geriye dramatik bir öykü bırakıyordu. PKKnın yayın organlarından alınan çocuk askerlerin gerçek hayat öyküleri PKKnın en karanlık yüzüne ışık tutacak. PKK, çocuk askerlere neden çok önem veriyor? PKK, çocuk askerleri nasıl ikna ediyor? Ço

Dr. Ömer Çelakıl kimsenin gitmediği yerlere gitti, kimsenin anlatmadığı sırları ilk kez anlattı Filistin ve İsrailde, peygamberler diyarında 10 gün kaldı ve çok ilginç anılar yaşadı Hz. Muhammedin, Kudüste herkesten gizlenen ve miraç mucizesini yaşadığı nokta Hz. Süleymanın Allah adına yaptırdığı Ağlama Duvarı Akkada Müslüman evlerinin kapısında asılı olan Kabe resimlerinin sırrı Mescid-i Aksa Camiindeki cephaneliğin ilk kez görüntülenmesi Yerin altındaki, Eski Mescid-i Aksa Camiinden çok özel röportaj

Başbakana, bakanlara hakaret etmeyi marifet sanan, gazetecileri böcek gibi gören darbeci bir zihniyetin üzerinden yıllar geçti. 28 Şubatın yeniden tartışılacağı bu günlerde elinizdeki bu kitap 28 Şubatın perde arkasını aralıyor. Post Modern Darbede aslında ne oldu? Fethullah Gülenin yurtdışına çıkması 28 Şubat Darbesinin bir sonucu mu? 28 Şubatçıların asıl hedefi Fethullah Gülen miydi? Fethullah Gülen 28 Şubatta hükümeti neden uyardı? 28 Şubatta Fethullah Gülene psikolojik harekat yapıldı mı?

Gecenin bir yarısında tüm sokak uykuya daldığında başucunuzda cılız bir lamba (bilmem ki ne eşlik eder size) elinizde belki bir sigara, bir çay ya da artık neyse sevdiğiniz... Rastgele çevirip sayfalarını okumalısınız... Kimin aşkı düşecek acaba size? Bana Yılmaz Güney'in aşkı düştü sayfa 232'de... "...hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü..." İclal Aydın, Vatan Gazetesi "Çok sevdiğim biricik sevgilim, seni ne zaman

...Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklıbaşında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allahı ve onun Peygamberini kabul ederdi. Ünlü Rus yazarı L. N. Tolstoy, 1908 yılında, Abdullah El-SÜHREVERDİnin Hindistanda basılmış Hz. Muhammedin Hadisleri kitabını okumuştur. Okuduğu hadislerden bir risale (kitapçık) tertip etmiş, bunu R

Anadolunun medeniyet havzasından polen polen toplanmış ve kendi özümüzden kotarılmış duygusal, bilişsel, psikotârihsel, dinî, ânanevî gıdalarımız ve membâlarımız dururken, neden Kişisel Gelişim Teknolojilerine, Anglo-Amerikan veyâ Anglo-Sakson medeniyetlerin kültür emperyalizmine çanak tutan PopPsikoloji reçetelerine giriftâr olmaya kalkışıyoruz ki? Yâni, kendi anlam dağarcığımızdan imbikleyerek derûhte edebileceğimiz bir psikoloji ya da bir psikoterapi geleneğimiz yok mu? Neden anlamını dahi bilemediğim