Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Dünya edebiyatının şaheserlerinden olan Mem u zin, 1393 yılı civarında Cizre'de yaşanmış dramatik aşkın öyküsüdür. Olay örgüsü, Mem ve zin adlı iki genç arasında yaşanan aşk üzerine kurgulanmıştır. Mem ile zin'in bir nevruz bayramında karşılaşması ile başlayan olay, dramatik bir şekilde, kavuşamayan aşıkların ölümü ile sonuçlanır.
Tükendi
Mezopotamya'nın kalbinde, bir yaz günü, üstelik kubbemsi bir Urfa sıcağında, kemendinden kurtulmuş tayların çimenli düzlüklerde coşkulu koşu sonrası yorgunluğuyla bir çınara rastlarsanız, sığının onun cömert gölgesine. Sırtınız serin gölgesine dayalı, gözlerinizi de kapatarak, rüzgarı çağıran yapraklarının sesini dinleyin. Bu sesler bir gönül dostunun, erdemli bir şairinin iniltileridir aslında; Misbah Hicri'nin dağlarda kıyılmış ceylanlara ağıtıdır... Söz kadar ezeli/ Yazı gibi kadim Dolanır bin yılın ses
Tükendi
Okuyan insan ile okumayan insan bir olur mu? Gören göz ile görmeyen göz bir olur mu? İşiten kulak ile işitmeyen kulak bir olur mu? Aç ile tok bir olur mu? Gölge ile güneş bir olur mu? Sağlık ile hastalık bir olur mu? Yaşamak çok güzeldir. Yaşamanın değerini bilirsek. Bulunduğumuz yerin önemini kavrayabiliyorsak. Geçmişimizi ve geçmişte yaşananları iyi biliyorsak, işte o zaman yaşamanın değerini biliriz.
Tükendi
Bazen nefretle, bazen aşkla ve hasretle andığı geçmişini, İstanbulun herhangi bir sahilinde boğazın soğuk sularına anlatırken Ali Kemal, aslında kendisiyle içsel bir yolculuğa çıkar. Eftelyadan ayrıldıktan sonra Ankarada tekdüze bir yaşantısı varken nasıl olduğunu bilmeden girdiği hapishanede yaşadıkları onu gelecek hırsıyla doldurur. Ama gelecek zannettiği kadar kolay değildir.
Tükendi
İslami bir şuurla ve bu şuura hizmet etmek için hüsn-ü niyetle yazılan bu eserin içinde iman, İslam, şirk, küfür, İslamın şartları, helal ve haramlar, büyük ve küçük günahlar ve güncel meseleler bulunmaktadır. Eseri okuyan bir Müslüman zikredilen esasları ve diğer aktüel meseleleri de hayatına tatbik ederse bu kitap kendisine rehber olacak ve Allahın izniyle kurtuluşa erecektir
Tükendi
Bu eser, Allah'a iman bahsinden başlayıp imanın altı esasını nakli ve akli delillerle ele alıyor. İslam ve İslamın beş şartını da yine aynı metodla okuyucuya sunuyor. Sabır, şükür, takva gibi ahlaki konular ve toplumu ifsat eden büyük günahlardan katl ve zina bahsi de ele alınan başlıca konular arasında yer alıyor.
Tükendi
Otuz üç yıl yaşadım otuz üç cinnet sene Bu soluksuz zamanın cürmüne silah Ne bir ah ki dilinde şahlanmış şu kızların Kaderin sultasında durmandan sövüyorum Masallar arıyorum kalmamış yakutlarda Boğazımı nerden kessem göklere soruyorum Bütün yoksul çocukları takarak ardıma Kendimi öldürmekten geliyorum
Tükendi
Gerçekliğini tarihten alan bir aşk destanı Aslı asırlar öncesine dayanan, Yusuf ve Züleyha kıssasına benzer bir erdemlilik ve insani öz içeren red-i aşk destanıdır Zembilfıroş. Tarihi yaklaşık bin yıl öncesine dayanan Mervani Kürtlerinin merkezi olan Meyafarqin (Silvan-Diyarbakır)de geçen, inanç ve edebiyatın ilk beşiği olan Mezopotamya medeniyetine yaraşır enfes bir anlatıdır Zembilfıroş. Halk arasında ses ve söz ustaları olan dengbejlerin, dervişlerin dilinde yaygın versiyonları da bulunan Zembilfıroş de
Tükendi
Cizre ve çevresiyle ilgili temel bir başvuru kitabı olan bu çalışma, sadece Cizre'nin belli bir yönünün, bir dönemini ve belli kişilerini anlatmıyor. Tarihi süreç içinde Cizre'nin tarihi, coğrafyası, meşhurları, önemli yerleri, adetleri, müziği ve folklorü ile ilgili yazılı ve sözlü kaynaklarda anlatılan ne varsa bu kitabın konusunu teşkil ediyor.
Tükendi
En çok ölüm dökülür üzerimizden burada. En çok ölüm toplarız. Son mekana doğru giderken yapılan hazırlıklar son kapıda son bulur veya tükenir. Her gün her gün toparlanın gidiyorsunuz/gideceksiniz seslerini hala büyük bir mutlulukla duymamaya devam ederek yürüyoruz son kapının eşiğine doğru. Her bahara, her mevsime, her geceye onun sesinin haşmetiyle uyanıyoruz, bilmeden, anlamadan, hatta birçoğumuzun hiç aldırmadığı belki.
Tükendi
Zaman akıp gitti deli Fırat misali. Önüne geleni suyuna katıp götürdü. Ardında kanlı kardeş kavgaları, yoksulluk, umutsuzluk, çaresizlik bıraktı. Verilen sözler tutulmadı. Yakılan ağıtlar hiç dinmedi. Mehmet, bu koşulların çocuğuydu. O, ameliyat masasında ölüme karşı sessizce direnen hasta gibi direndi akıp giden zamana. Azimle inancı büyük bir başarıya dönüştürerek örnek oldu herkese. Gelip geçen zaman, asırlardır, utancından dönüp bakamamıştı ardına. Asırlardır terk edilmişliğin verdiği acının gözleri var
Tükendi
Bediüzzaman'ın hayatının 1920'li yıllara kadar olan kısmını konu alan bu kitap, Said-i Nursi'nin çok sevdiği yeğeni, Molla Abdullah'ın oğlu Abdurrahman tarafından yazılmıştır. Amcasından 33 yıl önce vefat eden Abdurrahman, Bediüzzaman'ın medreseye başladığı yıllardan İstanbul'a gelişine kadar olan evrelere bizzat şahitlik ederek bu eseri kaleme almıştır. Osman Resulan tarafından yayına hazırlanarak notlandırılan bu kitap, Bediüzzaman'ın hayatı ile ilgili ilk kaynak olma özelliğini taşıyor...
Tükendi
Bana sular da lazım şu deli seyrangahta Adına dünya dedikleri şu nazenin sabahta Daha lâl mı lâl belki gülzar bahçesi Ya da batıl bir aşkta sarhoş bir nağme Belki derya salımında bu balık sürüleri Şu nazenin insanlar Belki bir gün daha kalacaklar Belki sadece bir gün
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1