?Hayatımda sınırlara yer yok benim! Sizlerin de zorluklar karşısında sınır tanımadan cesurca ilerlemesini istiyorum. Kitabımda yapacağımız bu yolculuğa başlamadan önce şunu bilmenizi isterim; Sınırları olmayan bir yaşam için ne kola ihtiyacınız var, ne de bacağa. İhtiyacınız olan tek şey sınırları olmayan bir akıl... Nick Vujicic Bir kolunuz olmasaydı diğeriyle idare edebilirdiniz, ya ikisi birden olmasaydı?! Bir bacağınız olmasaydı diğeriyle yürümeye çalışırdınız, ya ikisi birden olmasaydı?! Peki, ya

KARANLIK ARKANDA,KOŞMAYA BAŞLA 'Olaylar gerçekleşirken oradaydım,bir figüran gibi,ben ruhumun yarım kalmış kısmını tamamlamaya çalışırken,yaşayan ve olayları yönlendiren diğer yanıma,sürekli lafımı geçirmeye,sözümü dinletmeye çalışsam da,hiçbirine mani olamadığım aşikâr,ayaklarımın olmaması bunun sonuşlarından yalnızca biri...' ?Belki de hepsini birden düşünüyordu:doğduğu günden ölümüne kadar,bütün hayatı orada gibiydi işte,avuçlarının arasında,altıpatlar bir halde...' SOSYAPATIN GÜNLÜKLERİ romanı,çatışmal

İtiraf ediyorum,yalnızca seni sevdim ben. Bir tek sana bakınca içim titredi,sana dokununca alev aldım sadece... Defalarca ezildim,itildim,düştüm. Yine de vazgeçmedim seni sevmekten. Ne kadar senden nefret ettiğimi söylesem de her gece seni düşledim. İçimdeki şarkıyı,verdiğin buseyi en değerli hazinem saydım. Şimdi tüm şehir yanarken ben çiçek açıyorum. Senin için... Her şeyi unutmaya hazırım artık! Başım önümde emin adımlarla sana geliyorum. Senin için... Affetmeye hazırım seni ve kendimi. Aşkımız için...

1984 yılında , iki genç anne birmingham'daki bir kreşte tanışırlar. Dostlukları ilerledikçe, hayatlarındaki çektikleri sıkıntıları ve sırlarını paylaşırlar ; Joanne; çok tatlı ve utangaç bir kızdır kocasından gittikçe daha da korkmaya başlamıştır. Evlendiği sevgi dolu, gelecek vaadeden adam gitmiş; yerine saldırgan ve çok gaddar biri gelmiştir. Utandığından bu durumu kimseye de açıklayamaz. Bir gün Joanne'un annesi,Margaret apar topar hastaneye kaldırılınca, zaten afallamış durumda olan aile, anneleri hak

Bir anda çıkıp gelse "nerede kalmıştık" dese ben seviyordum, sen gidiyordun... Cümle dizilimin içinde bulurum kendimi. Acaba düşünürken kolay olanı söylemede başarılı olabilecek miyim? Tahmini zor, kestiremiyorum ancak! Farkında olduğum bir şey var. Hep bir hazırlık içindeyim. Şöyle derse bunu derim, öyle derse bunu yaparım. Muhtemelen yine dumur olan bir aptalın reenkarnasyonu gibi apışıp kalırım. Bol bol severim yani! İnanırım, kanarım... Dökülesi teninin sempatizanıyım... Kırılan saçının Esat'ıyım...

Belki mutsuz bir evliliğin içindesin belki de evliliğe bir türlü ikna edemediğin bir birlikteliğin... Bazen tek isteğin gözyaşı ve ayrılık acılarını bırakıp yeni ve mutlu bir ilişki kurmak da olabilir. Peki, o halde sahne senin, sahneye çık ve en iyi oyununu oyna! Hakkın olan mutlu ilişkiye şimdi hemen başla

Aşk senin en doğal hakkın, aşkta kazanmak da Bugüne kadar sana öğretilen tüm yanlışları unut! Artık hakkın olanı alıp, aşkta sonsuz mutluluğu yakalama zamanı! Üstelik kimseye danışmadan bunu kendi gücünle yapacaksın. İstediğin aşkı ve sevgiliyi yaratacaksın! Elindeki kitap bir taktik kılavuzu değil, kendi gücünü fark etme rehberidir. Aşk ve mutluluk kapınız daima açık olsun! "Işıl Evrim Akgün bu kitabında bilinçaltında değişimin nasıl olacağını anlatıyor. Yüzlerce kişisel gelişim kitabının yapamadığını y

Granada, XV. Yüzyılı Çöllerin kızı Samara, annesiyle birlikte yaşadığı evinden her sabah erkenden çıkar, evinin biraz uzağındaki kumsalın üzerinde -ne kadar zaman dans ettiğini bilmeden- durmaksızın ve kendinden geçercesine dans ederdi. Çünkü dans, onun yaşamının bir parçasıydı. Bir gün, Sultanın hattatı; gün doğumu sırasında, saraya dönüş yolundayken, Samarayı dans ederken fark ettiğinde, Samara nın büyük bir aşkla yapıyor olduğu figürlerine, insanı kendine çeken estetiğine büyülenir ve Alhambra'nın saray