Günümüzde fırkalara bölünme geleneği nerden sürüp geldiğini bilmemiz için İslam'dan önceki Hıristiyan din adamlarının yani papaz ve rahiplerin durumuna bir bakalım.
İslam dini gelmeden önce Hıristiyan papaz ve rahiplerin inandıkları dinde fırkalara bölünüp Katolik Irfangiliş Protestan Ortadoks vesaire gibi pek çok Cemaatlere bölünüp mezhep ve tarikatlar kurmuşlar. Birbirlerini sapıklıkla dinsizlikle suçlamışlar. Aralarında savaşlar olmuş birbirlerinin kanını akıtmışlar. Her mezhep ve tarikat kurucusu Cemaa
Kimse kendinden değil, kimse kendisi değil. Kendisi olmaya ve kendini bulmaya çalışanlar Araf'ta kalanların ızdırabı içinde. Ruhlarında cehennem arifesinin sızısı, gözlerinde bütün kayboluşların anlamsız bakışı..
Kendini arayanlara ve kendisinde kaybolanlara merhamet, çoktan terk etmiş coğrafyamızı. Bu yüzden ruhları azap içinde, mekanları Araf herkesin. Kendisi olmayanların ve kendinde kaybolanların sızısı başka ruhlara da sirayet ediyor ve kimse farkında değil bunun. Merhameti olmayanların melanetin nerde
Yokluğun da boyun büktüm ben yalnızlığa
Hatıralar sırdaşım oldu
Gecenin kuytu karanlığında
Yıldızlarla paylaştım yalnızlığımı
Seni anlattım onlara
Bir tek seni...
Kıskanırcasına kabullendiler
Yokluğundaki seni..
Gecemi aydınlatırcasına
Cevap verdiler
Gözyaşlarıma virane olmuş
Hislerimin esaretine hapsolmuşum
Sürgündeydi bedenim
Senden uzakta
Bir tek hayalin vardı ruhum da
Şafak sökmüştü artık
Sönmeyen sigaramla...
Şems mi Mürşid, Mevlânâ mı?
Birbirlerinde bulunan hakikatleri gören, birbirlerine hayran olan bu iki büyük ilahi âşıklardan hangisi üstündür, büyüktür? İlahi aşkta fani olan ilahi âşıklar, birbirleri ile mukayese etmek hatadır. Bütün beşeri kirliliklerden arınmış, nefsani arzulardan kurtulmuş, Hakk'ın tecellisine mazhar olmuş, vahdet deryasına dalmış, yok olmuş bu yüce varlıklar, birbirlerinden üstün görülemezler. Tozlardan, paslardan temizlenmiş, çeşitli aynalarda parlayan güneşin ışığı, aynı ışık değil
Mehmed Akif Ersoy onu tanımayanlar için bu sadece bir isim.Ama onu tanıyanlar için çökmekte olan bir devletin, bir ülkenin hakka yükselen sesi.Hangi şaşalı cümleleri kullansak, hangi tarafını anlatsak azdır. Bu naciz kalem hakikaten Türk şiirinin en büyük şairlerinden Mehmet Akif Üstadı anlatmaya çalışsada bu çaba zayıf noksan kalacaktır. Üstad Akif şiirleriyle, yaşamıyla,yaptıklarıyla asla inandığına ters düşmemiş ve tarihte az bulunan doğru insanlardan biri olmuştur. Çektiği zorluk-lar onu asla yıldırmamı
Milli Eğitim Bakanlığı'nca Türk Dünya Edebiyatında 100 Temel Eser'in önce ortaöğretimde ardından ilköğretimde belirlenmiş olması, ülkemizde okuma oranını arttırmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Bir başlangıç olarak ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek, "okuyan toplum" olma yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır.
''Ölüm kesindir, yaşamak ihtimal. Sen kesin olanın peşinde koşuyorsun; oysa ihtimalin peşinde koşmak gerek.'' Bu söz, ''Dondormam Gaymak'' filminin beni çok etkileyen bir sahnesinde geçiyordu. O ana kadar bir kahkaha tufanı estiren film, bir anda salonu sessizliğe boğdu ve beni duvarlara çarptı, donup kaldım.
Evet yaşamak bir ihtimaldi ve bir ihtimalin peşinde tüketiyorduk ömrümüzü; Ama buna değerdi. Bir sonraki güne uynabailmek ihtimali, yarin ay yüzünü ömrümüzde bir kere daha görebilmek ihtimali, bir türk
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.