1831 yılında Ukrayna'nın o dönem Rus toprağı olan Ekaterinoslav (bugünkü Dnipropetrovsk) şehrinde doğan Helena Petrovna Blavatsky, 17 yaşındayken, ancak üç ay sürdürebildiği evliliğine son verip İstanbul'a kaçar. Kendi iddialarına göre İstanbul'dan sonra Tibet'e ve "ezoterik güç" toplayacağı diğer bir çok yere gider, mason localarına girer ve mağaralarda yaşayan mahatmalardan (gizli üstatlardan) okült bilgiler edinir. 1875 yılında kurduğu Teozofi Derneği bugün hala ABD, İngiltere, Avustralya ve Hindistan gi

Din, bilim, siyaset, tarih gibi çeşitli alanlarda önümüze koyulan bilgiler, gizli ve açık arşivlerdeki dev külliyatların yanında, buzdağının görünen kısmı gibidir. Fakat akademi ve/veya medya yoluyla bize anlatılanlarla yetinmeyip, olayların perde arkasına bakma ve gerçeklerin özüne inme gayretini gösterenlerin, alışılmışın dışında, inanılması güç, hatta sarsıcı hakikatlerle karşılaşmaları olağandır. Elbette ki dünya genelindeki gizemcilerin de, zaman içinde kendi alanlarında oluşturduğu dev külliyat, bu tü

Cin" adı verilen bedensiz varlıklar tarafından rahatsız edilme vakalarının ne denli yaygın ve çözümünün zor olduğu bilinmektedir. Neredeyse her bir vaka benzersizdir ve bu nedenle her birini ayrı ayrı incelemek ve sebeplerini bulmak gerekir. Bu kitap, bedensiz varlıkların musallatıyla ilgili hiçbir yerde bulamayacağınız bilgileri içermekte, konuya analitik, sistemli bir bakış açısıyla yaklaşarak varlık kaynaklı sorunlara çözüm bulmayı hedeflemektedir.

Ünlü teozofist Sinnet'in Occult World kitabıyla birlikte Teozofi dünyasını keşfeden Charles Leadbeater, hayatı boyunca çalışıp, üzerinde kalem oynatacağı karma, reenkarnasyon, ezoterizm, Himalaya Üstatları, psişik yeteneklerin geliştirilmesi, düşünce formları, rüyalar ya da vejetaryenlik gibi konularla da tanışmış olur. 1883 yılında Teozofi Derneği'ne girdikten sonra topluluğun yöneticisi Annie Besant ile birlikte uzun bir süre okült kimya alanında ve düşünce formları üzerinde çalışmalar yürütür. Çalışmalar

Çok uzun yıllar boyunca sigara içen ve sigarasız bir yaşamın mümkün olmayacağına inanan koyu bir tiryakiydim. Sonra bir gün, dünyanın da sigarasız, renksiz, anlamsız, boş bir yer olduğuna inanan ben, harika bir dönüşüm yaşadım. On beş yıldan beri bu yepyeni, sigarasız ve sağlıklı dünyayı doyasıya yaşıyorum. Yaşadığım bu güzel dünyayı, aynı bağımlılığı yaşayan sizlere yaşatabilmek için ve sizde de bu harika dönüşümü yaratabilmek adına buradayım. Amacım, sigara içen ya da içmeyen herkesi sigara gerçeğine uyan

Kubilayhan Yalçın, üç uzun öyküsünü okurlara sunuyor. Ruhkurtaran: 1977 yılında, Ağrı Dağı'nın zirvesinde, "gemisiz ve tufansız" bir Nuh gibi ortaya çıkan, Kanlı 1 Mayıs ve 12 Eylül darbesini önceden haber veren bir zaman pilotu... Zaman Terbiyecisi ve Yıldız Bekçisi gibi unvanlarla anılan bir Kont. Anarko: Kaburga kemiklerinde anahtar şeklinde bir kemik taşıyan kız! Dev bir orak ve bir çekiçle, kurbanlarının "üçüncü gözünü" çalan bir avcı... Lunatik: Tanrısıyla arasında duran "hayvanı" ıslah etmeye çalışan

1969'da Neil Armstrong'un Ay'a indiği gibi, Enki adında liderle elli kişilik astronot grubu da günümüzden yaklaşık 445 bin yıl önce Dünya'ya inmişti. Dünya'ya ilk ayak basan kişi olan Enki denize indiği için mitolojide kendisine ?Balık Adam' olarak yer edinmişti. Kendi gezegenleri Nibiru'nun özelliğinden dolayı biyolojik saatlerinin farklı işlemesiyle bizlerden çok daha uzun süreler yaşayabilen bu tür; Muhafızlar, Gözcüler, Neteru, Nefilim, Tanrılar gibi çeşitli isimlerle anılsa da bizler Sümer'den öğrendiğ

Dünyamız, en eski çağlardan günümüze dek Dünya Dışı Varlıkların uğrak yeri oldu, ziyaretleri halen de devam ediyor. Bu varlıkların eski uygarlıklara verdiği bilgiler zaman içinde unutuldu, kayboldu ya da değiştirildi. Sadece çok az bir kısmı günümüze kadar gelebildi. UFO'lar ve Dünya Dışı Varlıklar her zaman insanoğluyla birlikteydi. Her çağda her uygarlık onlarla bağlantı kurdu. Elbette 1947 yılındaki Kenneth Arnold'ın Modern Ufolojinin başlangıcı olarak kabul edilen gözleminden Hz. İsa'nın doğumuna kadar

"Mavi Kalem Yayınevi, on dokuz ve yirminci yüzyıl Avrupa'sının, sıradışı kişiliği Annie Besant'ın iki küçük kitapçığını tek bir ciltte okurlarına sunuyor. Teozofi ve spiritüalizm meraklıları, bu tarihsel metinleri kitaplıklarında bulundurmak isteyeceklerdir." Kubilayhan Yalçın Bizim gerçek atalarımız kimlerdi? Hangi yeteneklere ve hangi bedenlere sahip olarak yaratıldık? Geliştirmek için neler yapmalıyız? Gelecekte bizi nasıl bir evrim bekliyor? Dünya'ya çizilen kader nedir? Lemurya, Atlantis, Toltek,

Yaşamı, ölümü ve ölüm sonrasını sorgulayanlardan biri de dünyaca ünlü Beyaz Kardeşlik Örgütü'nün kurucusu, mistik Peter Deunov'dur. Bulgaristan, Fransa, ABD ve Japonya başta olmak üzere Albert Einstein'ın da dâhil olduğu binlerce takipçisi bulunan Deunov, insanların merakını cezbeden ve diğer öğretilerde üstü kapalı şekilde anlatılan duyu ötesi olaylarla ilgili olarak hemen herkesin zorlanmadan anlayabileceği şekilde açıklamalarda bulunmuş, dinleyeni yer yer şaşkınlığa düşürecek kadar açık ifadelerle konula

Birçok kaynakta Şambala diye bir yer altı topluluğunun hiç olmadığından ve Şambala ile ilgili olan efsanelerin uydurma olduğundan söz ediliyor. Diğer taraftan Şambala yanlıları ise Agarta'nın bir masaldan ibaret olduğunu söylüyor. Bu kitapta, okült felsefenin en önemli isimlerinden sayılan Helena Roerich'in bizzat Şambala üstatlarından edindiğini iddia ettiği bilgileri okuma fırsatını bulacaksınız. Her efsanede bir parça gerçek vardır. Agarta denilen bir yer altı halkından bahsediyorlar. Öyle bir halk asl

Sayısı belirsiz soydaşımızın ölüme yollandığı Belene Temerküz Kampı ile ilgili yazılmış bu sarsıcı roman, demir perdenin akıl sınırlarını zorlayan uygulamalarını açık ve gerçekçi bir dille gözler önüne seriyor... "Belene'de mezarlık henüz yokken ölenlerin, öldürülenlerin sonu belliydi. Koyarlardı cesedi torbaya, onun yanına bir taş... Yallah Tuna'ya! Adı dillere destan olmuş Mavi Tuna kaç yıl ağladı, kaç yıl feryat etti? Duyan olmadı. Başlar eğildi, eğilmeyenler kesildi! Kader denildi. Vahşet denildi. Akıb

İnsanı insandan ayırmadık hiç. İnsanların dini, dili, ırkı değildi masamıza konuk olan... Anadolu demiştik işin başında. Ankara demiştik, Diyarbakır demiştik, Gaziantep demiştik, Zonguldak demiştik, Urfa demiştik, Artvin demiştik... Türkü demiştik, bağlama demiştik, Rumeli'nin ezik insanlarının diliyle hüzünlenmiş, Aşık Veysel'in elini öpmüş, Karacaoğlan'ın sevdalarıyla sevdalanmış, mandanın söğüt dalına yuva yaptığı türkülerle yaşamı dalgaya almıştık... Pazartesi demiştik bir de. Nedendir bilinmez, pazarte

"Sakin, çoğu zaman sessiz, iyi yürekli, hoşgörülü, sevgi dolu, kararlı, doğruda inatçı bir insan; tıpkı şiirleri gibi." -Prof. Dr. Kürşad Turgut- "Dizeleri yüreğime o kadar dokundu ki kapak resminin doğmasına vesile oldu. Acımızı, sevincimizi o güzel yüreği ile, şiirselliği ile kaleme döküp bizimle paylaştığı için yürekten teşekkür ediyorum..." -Ressam Nuh Ateş- "Yıllar önce bıraktığı siyaset arenasına dönmesi için Soma faciasının yaşanması gerekiyormuş meğer! Ama bu sefer her bir dizesiyle irdeleyen, düş

Kitap kendini bir haftada amorti ediyor. -The Economist Sistem işlemeli, bu nasıl kitap böyle? -Zaytung Kadıköy Kim sokuyor aklına bunları? Eski köye yeni adet. Biz ölümsüzleri hangi hakla rahatsız ediyorsun? -Müllent Anırç Türkiye'nin son yıllarda yakaladığı muazzam yükselişi engellemek isteyen dış mihraklar bir kez daha sahneye çıkmış, bu kitabı yazdırmışlardır. -İsmini Vermek İstemeyen Bir Ünlü Yüzbinler satan "Baba Ben Bu Akşam Merve'lerde Kalıcam" kitabının yazarından 'Vay kitapsız, iyi yedirmi

Yazar, bu eserinde, insanın ruhsal özü ve rehberi ile olan aracısız temasını ve ardından gelen erginlemeyi (ruhsal büyümeyi) ve aydınlanmayı sürükleyici ve şaşırtıcı sadelikteki anlatımı ile okuyucuların bilgi ve beğenisine sunuyor. Sevgi Pembesi dedikleri bu olmalıydı... Kadifemsi puslu pembe yapraklarından damlayan sular meleklerin başlarına düştükten sonra kalplerinin derinlerinden gelen sevgi, görüntü halinde dışarı yansıyarak akıl almaz güzellikteki bir şekere dönüşüyordu. Ve böylece burada dünyanın e

Dünyada yaşayan insan, maddesel yanı ile ruhsal yanı arasında bir denge sağlamak zorundadır. Eğer bu denge iki uçtan birine doğru bozulursa sorunlar baş gösterir. Bir Spritüelist, bir Ruhçu olmak kulağa hoş gelen bir şey, fakat bunu nasıl başaracağız? Bu son derece belirsiz bir ifadedir ve insanı hiçbir yere götürmez. Yeryüzünün bugünkü durumu, üzerinde yaşamakta olan bütün insanların düşünce ve fiillerinin bir bileşkesidir. Olumsuzluk ve kötülükler için başkalarını suçlamaktan vaz geçmeliyiz; hepimizin so

Evrensel Beyaz Kardeşlik Örgütü'nün kurucusu okült düşünür Petar Deunov'un (1864-1944) tüm dünyada binlerce takipçisi bulunmaktadır. Ölümünden sonra takipçileri onu ruhsal ismi olan Beinsa Douno olarak anmayı tercih etmektedirler. Kitap, yazarın melekler ve sistemdeki hiyerarşi hakkında öğrencileriyle yapmış olduğu sohbetlerin yine öğrencileri tarafından bir araya getirilip derlenmesi şeklinde oluşturulmuş bir kişisel gelişim rehberi niteliğindedir. "İnsan, Tanrı'nın suretinde ve benzerliğinde yaratılmışt

Bu kitap, orta düzeydeki okuyucuya Teozofi öğretisinin bir özetini vermeyi amaç edindi. Yeni başlayanların faydalanabileceği kadar basit, fakat sonraki bilgilere sağlam bir zemin oluşturacak kadar bütünsel bir çalışma. Bu kitabın, H.P.Blavatsky'nin daha derin yazıları için bir giriş niteliğinde olmasını ve öğrenimde destek sağlamasını ümit ediyorum.Kadim Bilgelik öğretisiyle tanışmış olanlar, onun derslerinde, aydınlanmayı, huzuru, sevinç ve gücü elde edip tanıma fırsatını buldular. Bu kitabın, onu başından