Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 125 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Eylül 12'den vurdu birçok değerimizi. Kimi yeşil çınar yaprağı kimi buğday başağıydı. Devasa tırpanlarla daha gövken biçildi niceleri. Vuruldukları yere sızan kanın gölgesinde yetişecek papatyaları ve onların anlatacaklarını hesaba katamadı Eylül'ün müteahhidi ...Onlar baharı tanımayan baharlardı. Bir kaçı ulaşabildi taşların arasından sızan gün ışığına. Ne hazin övküler çürüdü tas duvarla rın tas blokların arasında. İste o gün ısısını göremeyenlerin.hazin hayatlarını paylaşan bir papatyaydık biz de... Kıs
Tükendi
Tanzimat Sonrası Türk Kültür Hayatından Yansımalar Prof. Dr. Nazım H. Polat'ın kültürel konularla ilgili farklı dergilerde yayımladığı yazıları bir araya getiriyor. Polat'ın Yenileşme Devri Türk Edebiyatından Çizgiler 2012 adlı kitabını tamamlayan bu yazılar esas olarak iki bölümden oluşuyor Dil Meseleleri Etrafında ve Bazı Kültürel Konular ve Kültür Adamları . Yazar ilk bölümdeki yazılarında özellikle Yeni Lisan tartışmaları çerçevesinde Türkçenin tarihi süreçteki bazı meselelerine eğiliyor. Yazarın resmi
Tükendi
Bir varmış bir yokmuş kadim zamanda künçıkar tarafta bir harikulade bala doğmuş. O yıl değil aydan aya ay değil günden güne gün değil saatten saate gelişip tez zamanda büyümüş. Büyümüş ve Şair diye nam kazanmış. Şair gülleri görse gül hakkında bülbülü görse bülbül hakkında iyiyi görse iyi hakkında kötüyü görse kötü hakkında şiir yazarmış. Yazınca da çok yazar çok yazınca da güzel yazarmış. Şairin yaşadığı yurdun padişahı başka bir padişahın kulu imiş. Şunun için başka yurdun padişahı Şair'in yaşadığı yurdu
Tükendi
Edebi metin sanatı yapan varlık olarak insan varlık şartından hareketle insan olan her yer ve zamanda ortaya konulur. Bu bakımdan edebiyatla ilgili etkinlikler insan olmanın gereğidir. Bu metin tarzlarından biri de kişinin coşku ve heyecanını dile getiren metinler kısa ve kabul görmüş adıyla şiir dir. Elinizdeki kitapta bu estetik objenin nasıl çözümlenmesi gerektiği konusu üzerinde duruldu. Çalışmanın ilk bölümü bir metot teklifi özelliği taşımaktadır. Edebi metinlerin bu arada doğal olarak şiirlerin farkl
Tükendi
Ali Ekrem, Edebiyyât-ı Cedîde'nin uyumsuz şairi... Ne ilgileri ve zevkleri, ne de edebiyat anlayışı diğerlerine benzer... Herkesin içtiği sudan içmeyi reddettiği için, hep yalnızdır ve bu kaderi eserleri de paylaşır. Basılmış hiçbir kitabının henüz yeni harflere çevrilmemiş olması da müsvedde hâlinde kalmış eserlerinin bir türlü hatırlanmayışı da terkedilmişliğinin en büyük alâmetleri değil mi?
Tükendi
Kenan Hulûsi 1943'te öldüğünde otuzdört yaşındaydı. Geride Osmanoflar gibi ilginç bir roman, üç-dört hikâye kitabı ve hepsinden fazla sayıda kitap projesi bıraktı. İşte Beşer Dakikalık Hikâyeler, bu projelerden birinin gerçekleşmiş hâli olarak elinizde... Bu hikâyeler, yazarının bilindik anlayışından olduğu kadar, devrinin genel hikâye eğilimlerinden de uzaktadır. Bizde, gelenekli Fransız anlatı tarzının yerine O'Henry tarzı Amerikan hikâyesini yerleştirmeye çalışan belki de ilk örnekler bunlardır. Diğe
Tükendi
Bu kitap, edebiyat tarihçiliğimizin tarihi anlamına gelen bir projenin ilk ürünüdür. Editörün genel bir değerlendirmesinden sonra; Abdülhalim Memduh'un Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1888), Sahabettin Süleyman'ın Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1910), Faik Reşat'ınTarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1911), Mehmet Hayrettin'in Tarih-i Edebiyat Dersleri (1912), Köprülüzade Mehmet Fuat ve Sahabettin Süleyman'ınYeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı (1914), Köprülüzade Mehmet Fuat'ın Türle Tarih-i Edebiyatı Derslerinden: Garp Türk
Tükendi
Kendisi de bir "Jön Türk" olan Bekir Fahri'nin Jönler Mısır'da romanı, II. Abdülhamit'e karşı çıkarak meşruti bir yönetim tesis etmek isteyen ve Mısır'a kaçan Jön Türklerin burada yaşadıkları maceraları natüralist bir bakış açısıyla anlatır. Hayatı olduğu gibi göstermek amacı güden Bekir Fahri, Jön Türklerin beşeri birer varlık olarak nasıl yaşadıklarını, yurt içi ve yurt dışında nelerle karşılaştıklarını, bütün çıplaklığıyla bize gösterir. Cevdet Kudret'in "Meşrutiyet Devrinin gürültülü siyaset ve edebiya
Tükendi
Üç Güzeller Masalı'nda, Prof. Dr. Nâzım H. Polat'ın çeşitli konularda kaleme aldığı, farklı dergilerde farklı zamanlarda yayımlanan deneme ve serbest yazıları bir araya getirildi. Akademik sınırların olabildiğince dışına çıkarak aydın kimliğiyle hissettiklerini kâğıda döken Polat, esere giren yazılarında birbirinden çok farklı konulara odaklanıyor. Bu eserde, Türkçenin güzellik ve inceliklerinden, unutulmaya yüz tutmuş -hep hatırlanası- simalara; hocaya vefadan, yaşanılan şehre vefaya uzanan geniş kültür ik
Tükendi
Üç ciltten oluşan Yenileşme Dönemi Türk Şiiri ve Antolojisi Tanzimat'tan1940'lara uzanan çizgide Türk şiirinin geçirdiği aşamaları örnekleriyle birlikte okura sunuyor. Bu çalışma, yakın dönem Türk şiirinin gelişmesi ve zevkini aksettirecek bir arayışın sonucu olarak vücut buldu. Eserde, şiirimizin tarihî akışı içinde XIX. yüzyıl ortalarından itibaren yokladığı ufukları, kazandığı yeni değerleri, kendi aslî sesi çevresinde yaşanılan kültür dairesinin özelliklerinden gücünü alan arayışları,edebiyat tarihimize
Tükendi
Ali Ekrem ve Suut Kemal... Zihninizde yanyana getirmekte zorlanacağınız iki isim... Yolları önce Galatasaray Sultanisi'nde, sonra Darülfünun'da kesişmiş; biri müderris, diğeri öğrenci olarak... Ali Ekrem'in ölümüne kadar sürecek dostlukları böyle başlıyor. Suut Kemal Paris'te felsefe ve estetik eğitimi görürken, İstanbul'da kalan hocasıyla ilişkisini mektuplar üzerinden sürdürüyor. Biri yirmiüç yaşında diğeri ellidokuzunda; ama ikisi de şiire gönül vermiş bu garip dostlar arasında gidip gelen mektuplar öze
Tükendi
Encümen i Şuara gelenekli şiirin can çekiştiği ve taze bir bedende yeniden hayat bulmanın yollarını aradığı bir sırada 18601ı yılların hemen başında kuruldu. Onu asırlardır toplanan benzer şair mahfellerinden ayıran en önemli özelliği bir haminin kanatları altına girmeyi ona medhiye düzerek önünde imtihan olarak nafaka teminini reddetmesi oldu. Hepsi şairdi bir şairin hanesinde toplandılar ve orayı poetika akademisine çevirdiler. Geleneği reddetmeden ama yenileşmeye de sırt çevirmeden şiiri geliştirecek yol
Tükendi
Elma ve Bıçak, bir 12 Eylül romanıdır Yaşanmış ve yaşanması muhtemel olayların yine gerçek ve hayalî kişiler eşliğinde dile getirildiği bir romandır Elma ve Bıçak Öncesiyle ve sonrasıyla, yakın tarihimize silinmeyecek bir damga vuran 12 Eylül darbesinin nasıl planlandığını, kurgulandığını ve yapıldığını; bir yıl önce yapılması düşünülen ama şartların olgunlaşması adına bir yıl sonrasına bırakılan ve terörü önleme adına gerçekleştirilen 12 Eylül darbesinin, bizzat kendisinin cezaevlerinde nasıl bir terör fır
Tükendi
Salahaddin Enis belki de Türk edebiyatının ilk gerçek natüralistidir. Yazdıklannda gerçeğin bütün giysilerinden kurtulup morgda teşhir edilmiş bir naaş gibi çırılçıplak kalmasını ister ve Bataklık Çiçeği'ndeki hikayelerde bu isteğini olanca keskinliğiyle gerçekleştirir. Onda ancak bataklığın kokuşmuş çamurunda açabilen bir çiçeğin garip güzelliğini buluruz. Bir kısmı daha yazıldığı günlerde devletçe yasaklanan bu hikayeleri ilk defa topluca okuyacaksınız. Aman burnunuzu tıkayıp gözünüzü açmayı unutmayın.
Tükendi
Yedi Meş'ale yeni bir edebiyat hareketini haber veren bir kitap değil, dönemsel bir olgudur ve önemini de buradan alır. Bu kitapta, şiirleri bulunan şairlerin başlangıç noktalarını gözardı etme anlamı taşımaz. Yedi Meş'ale içinde metinleri yer alan her bir genç için de temel referans değeri bulunan bir eserdir. Çıkışındaki heyecanı yitirse de dönemsel önemi daha da belirgenleşen Yedi Meş'ale, Mehmet Can Doğan'ın özenli çalışmasıyla seksen dört yıl sonra okurla buluşuyor.
Milli Mücadele'yi destekleyen Dergah Mecmuası, Mütareke yıllarında Yahya Kemal ve arkadaşları tarafından çıkarılır. Dergah, Tük milletinin temel değerlerini, kültür ve medeniyet birikimini dikkate alır. Mecmuanın edebi, fikri ve felsefi temellerini Bergsonizm oluşturur. Dergah'ta Mustafa Şekip'in yazıları ve Bergson'dan yaptığı çeviriler, mecmuanın felsefi yönünü ortaya koyması kadar milletimizin içine düştüğü ümitsizlikten kurtuluşun da taze bir hayat neşvesi olur. Yahya Kemal'in Dergah'ın ilk sayısında çı
Tükendi
Vasfi Samim; sınırların ötesinde, uzaklarda, yer yer zindanlarda yankılanan Türkçenin sesidir. Yüz yıl sonra kulaklarımızda yansıyan Türkçenin sesi Her türlü yasakların, baskıların ve zindanların susturamadığı Türkçenin sesi, dünkü vatanında onun kaleminden tiyatro, hikâye, şiir ve deneme olarak yansımıştır. Bu kitapta; Dârülbedâyî yıllarında Muhsin Ertuğrul, Behzat ve benzeri tiyatro devleriyle başlayan ve Berlindeki tiyatro okulundan Arnavutluka kadar uzanan bir zaman diliminden esen Türkçenin sesini TİYA
Tükendi
Yıldız, 1909 yılında Kosova vilayetinin merkezi olan Üsküp'te kırk yedi sayı yayımlanmış olan haftalık bir gazetedir. Bu gazete; giderek edebiyata ve özellikle şiire daha çok yer vermiştir. Dilde sadeleşme hareketinin de öncüsü olan Yıldız, ilk sayısındaki "Başlangıç" yazısıyla kendini tanıtmaktadır. BAŞLANGIÇ Yaradanımızın adı ile başlarız. Bizi yoktan var eden ulu Tanrımızın varlığına, büyük sevgili Peygamberimizin büyük ruhaniyetine sığınarak bugün "Yıldız" namı altında şu değersiz risalemizi neşredi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 125 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4