Aşk bu kadar güzelse neden peşine düşmeyelim? Modern insanın sırtladığı bu duygusuzluk bizi
ne kadar taşıyabilecek? Masallarda anlatılan dostluk gönüllü kölelik mi? Feyruşe, hayatın
karanlık dolambaçlarında saf aşkın peşine düşen bir enayi mi, yoksa gerçek bir aşık mı?
Kelimelerin itinayla seçildiği, göndermelerle yüklü bu kitapta koşulsuz sevgi, aşk, dostluk
temalarını masalın rengarenk dünyasıyla gerçeğin buz gibi soğuk yüzünü yaşayarak sil baştan
okuyacaksınız.
"Bana adı değil, güzelliği lazım, bu
Zihin, kendisine özgü nitelikleri olan bir yapı olmakla birlikte bedensel bir özellik de taşımaktadır. Metafizik bakış açıları ve eğilimler ise zihnin doğal yapısıyla pek ilgilenmez. Onun için bilincin nasıl oluştuğu, algının nasıl bir süreç sonucu meydana geldiği pek önemli değildir. Metafizik öğretiler konuya ruh, kalp, beden vs... gibi kavramlarla yaklaşır.
Zihin beyinden bağımsız mıdır? Zihin ve beyin arasındaki ilişkinin tam sınırları nedir? Bu ilişki nerede başlar ve biter? Bunlar çağımız psikologlar
sabah olmadan
tapınırken sorgusuz sualsiz
kimseler duymadan
sevmek can dilinde virgül
canan dilinde nokta kadar
yağmurlarla ıslatarak saçlarımızı
koşalım aşk meydanına
daha
kimseler varmadan
ey mutsuzluk
bana bir yalan uydur
kimseler vurmadan
Öğrenme ve zihinsel gelişimin olmazsa olmazıdır dikkat. Gerek günlük hayatımızda, gerek mesleki yaşantımızda, gerekse eğitimimizde üzerinde durulması gereken bir kavramdır. Bu nedenden ötürü psikiyatri ve psikoloji biliminin önemli oranda ilgi alanını oluşturur. Dikkat Psikolojisi'nde yazar dikkat konusunu tüm yönleriyle incelemiştir. Beklenmedik koşullarda dikkatin doğru odaklandırılışı, ani gelişen durumlarda dikkat seviyesinin nasıl artacağı ve vücudun eş zamanlı olarak salgılayacağı hormonların görevler
...kızıl, kıpkızıl güneş bohçasını dürmeden sokağa çık, dört yol ağzına gel... her yolun sonunda bir nehir göreceksin... her nehrin üzerinde kadim bir köprü kuruludur... birinci yolun birinci suyunun üstündeki köprü tahtadan, ikinci yolun ikinci suyunun köprüsü taştan, üçüncü yolun üçüncü köprüsü demirden, dördüncü yolun dördüncü suyunun üstündeki köprü alaşımdandır... her su ayrı bir renk, her köprü ayrı bir yapım, her yol ayrı genişliktedir... her yoldan gitmelisin, her köprüyü adımlamalısın, her nehire d
Tanrı:
"Sarı ve kırmızı alevlerle yakacağım seni. Gözlerinin görmediği, kulaklarının duymadığı işkenceler edeceğim sana."
İnançsız:
"Sana inanırsam tüm bu zorbalıklardan kurtulabilecek miyim?"
Tanrı:
"Elbette. Çünkü benim adım bağışlayan ve esirgeyen."
...
Belki de bu topraklarda yaşayanlarla ilgili Tanrı'nın hesaplarında yanlış giden bir şeyler oldu. Bu yüzden ölümler, aşağılanmalar, cinsel baskılar, totaliter yapılar hiçbir zaman azalmadı; aksine içimizde çoğalarak varlığını daima sürdürdü. Yazar Sedat S
Bu kitap, Tuşbanın İncisi Semiramis romanının devamı şeklindedir. Olayları, kişileri ve romanın seyrini iyi anlayabilmek için birinci cilt niteliğindeki bu kitaba bakılmalıdır.
Urartu Krallığının Başkenti Tuşbaya bağlı bir eyalet olan Daryon'a giden iyi niyet elçilerinin Tuşba'ya dönerken başından geçen macerayı anlatmaktadır. Bu heyette Kral Menua'nın oğlu Veliahtı Prens İnişpua da vardır.
Tarihin seyrine baktığımızda, Kral Menua'dan sonra kral olan Argişti'dir. İnişpua'dan hiç bahsedilmemektedir. İşte tar
kaderime zar attın, gecenin sesiyim ben
sesime türkü katar masalda ejderhalar
çin ne kadar uzaksa güneş bana görünür
uçtuğum her menzilde bir yıldız oluyorum
sen savaşan kalbimin silahısın ok ve yay
vuruldukça her yıldız damlıyor kıpkızıl kan
ah canan, dilimde cananımsın
gör dipsiz kuyulardan sana sesleniyorum
içimde dağdeviren bir yalnızlık türküsü
bir yağmur hüznümün saçlarını taradı
ritimler eşlik eder derbeder bir bakışa
kalakaldım ansızın güz saçlarını döktü
hazan morlaşan lâl dudaklarıdır leylanın
kör bir nazar acıtır teninde esmerliği
sapsarı bir sokakta gazeller halkalanmış
bülbül feryat etmekte güller tomurcuklanmış
al bir ata binmişim bir seherin vaktinde
ağaran saçlarımda tel tel duvaklar kalmış
kuşlar uçar yüksekten havada gam sesi var
bahçeler yorgun düşmüş rüzgarın ney sesinden
kimbilir hangi
Kadın ölü kocasının üzerine uzandı ve seslendi çocuklarına: Gelin yavrularım, gelin! Babanızın ölü bedenini diri bedenlerinizle örtün. Çağırın, durmadan çağırın; babanızın ruhu dönsün diye bedenine.
Şimdi, karşımda durmuş beni dinlerken aslında, seninle değil de arada bir senin suretine bürünen kendi görüntümle konuştuğumu, onunla çelişkilerimi, hayallerimi, yaşadıklarımı ve dile getiremediğim düşüncelerimi tartıştığımı fark ediyorum.
Ve ansızın o korkunç gerçeği görüyorum: İnsan, hayatı boyunca hep kendisi
...Zaman güçlünün ayakta kaldığı zamanlardı. Kim güçlüyse oydu kral. Kim güçlüyse yine baskın erk oydu. Büyük büyük dedesi kudretli Kral Sardur, Tuşba Kalesini inşa ederken, işte onun tam da en çok sevdiği burcun altına, o koca ve yekpare olan büyük taşa kitabesini böyle yazmamış mıydı?
İçinde sevgi kırıntıları taşıyan her fert, umudun bir gün tazelenip yeşilleneceğini bilir, sırrın ve gizin bir gün faş olacağını anlar, bir düşün bir gün gerçekle yer değiştireceğini sezer, bu düşün içine gizlenen perinin b
Çağdaşlaşma yolunda varlığını korumak amacını güden her devlet bilime önem vermek zorunda. Bu gerçekten yola çıkıldığında bilim insanlarının birer hazine olduklarını kabul etmek ve onaylamak demektir Modern Devlette Bilimin Yeri'ni belirlemek.
Bilim ve siyaset binlerce yıldır kendi eksenlerinde döner durur. Kimi zaman düşman, kimi zaman dost olan bu ikilinin ortak bir hedefi vardır: İnsanı insan kılmak. İnsanı insanlaştırmak.
Çağımızda modernlik sorgulanırken bilimin erdemleri övülür, yücelerde yer verilir
Toplam 13 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.