Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 34 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Türkiye'de 12 Eylül 1980'den bu yana, ihtilalde sol kesimin, ayrılıkçı terör taraftarlarının 12 Eylül vahşilerince hedef alındığını, işkenceden geçirildiğini ve kırıldığını, bu yüzden de 12 Eylül'ün sola karşı yapıldığını, ülkücülere ise dokunulmadığını iddia etmek hem bir moda olmuş hem de 12 Eylül öncesinin ülkücü düşmanlığı zihniyetinin devamının en güçlü silahı olmuştur. Basın-yayın organlarında sol zihniyetin oldukça baskındır. Propaganda konusunda sol kadroların çok profesyonelleşmiştir. Bu durum da
Tükendi
Hz. İmam Ali efendimiz: "İlim bir nokta idi cahiller onu çoğalttılar." buyurmuştur. " emri olup Rahman'ın nefesidir. Rahman'ın nefesi oluşu "kün" emriyle zuhura çıkan bizlerin ruhu oluşudur. İşte bu ruh, Muhammedî nurdur. Nokta, yaratılış hikmeti gereği, Rahman'ın nefesi oluşu ve bu nefesin, ruh; ruhun, Muhammedî nur olarak ilk yaratılandır, beyânı hakikat meydanında mânâ cihetiyle her an devamlılığı geçerli olan, Rahman'ın nefesinin yani Cenab-ı Allah'ın kendisini zikredişinin devamlılığıdır. Nokta, tâlib
Tükendi
Ömer el-Fuâdî'ye ait elinizdeki bu eser de insanın kendini tanıyıp kendinde bulunan potansiyeli ortaya çıkarması açısından tasavvufun teorik yönüne önemli bir katkıda bulunmayı vaad etmektedir. Ömer el-Fuâdî, nefsin hallerini ele aldığı eserini yazış gayesinin, seyr ü sülûka yeni başlayan müritlere, "Nefsini bilen Rabb'ini bilir." rivayeti çerçevesinde, nefsin hallerine dair genel bir malumat vermek ve maneviyat yolunda ilerleyenlerin işlerini kolaylaştırmak olduğunu belirtir. Ömer el-Fuâdî, nefsin tavırl
Tükendi
"Yapamazsın!" dediler, "Yasak!" Kimse nedenini ve niçinini söylemiyor, sadece yasak olduğunu dillendiriyorlardı o kadar. "Ya bizim koyduğumuz kurallara uyarsın ya da çeker gidersin." mealinde açıklamalar yapılmaya başlanmıştı durup dururken. Müfettişlerden biri bana öyle demişti "sorgu" ya da "ikna" odasında: -Hoca hanım, ya bu deveyi güdersiniz, ya da bu diyardan gidersiniz, başka seçim şansınız yok! "Bu diyardan gitmek için" mi çabalamıştım ben şimdiye değin, o kadar? Sadece bana çektirilen eziyetleri,
Tükendi
Bu kitap, kansere yakalanan bir anneyi hayatta tutmak için çırpınan bir yüreğin hikâyesidir. Kanser, yakaklanan için de yakınları için de çok uzun ve zorlu bir süreç kuşkusuz ki... Hem sinir bozucu hem de sabırlı olmayı gerektirici; birbirlerine çok zıt olmalarına rağmen... Hastayşa ilgilenenlerin hem sağlam bir sinir sistemine hem de sağlıklı bir bedene ihtiyaçları olmalı ki hastasına yardımcı olabilsin, dahası faydası dokunsun. Açıkçası benim ne sağlma sinirlerim ne de sağlıklı bir bedenim vardı ama Rabb'
Tükendi
Tüm sıcaklığıyla roman atmosferi yaratan üç genç kızın serüveni... Üzüntü veren ama bir okadar da keyifle okuyacağınız bir roman "Puslu Bir Sonbahar." Büyük aşklar, büyük acılarla sınırlıdır. Çocukluk arkadaşıyla yıllar sonra karşılaşırlar ve ikisinin arasında güçlü bir aşk başlar. Fakat kara bir bulut gibi üzerine çöken ölümcül hastalık ne yazık kı aralarındaki ilişkinin önüne bir engel olarak dikilir. Kalpleri birbiri için çarpan gençler birbirlerinden acı bir şekilde kopar ve yıllarca trejedi yaşarlar
Tükendi
Okumaya başlayacağınız bu kitapta Gönüller Sultanı Melâmî Mürşid-i Kâmili efendimin bu fakirde oluşturduğu mânâ zevklerini bulacaksınız. İlahi aşkın ve maneviyatın gönlümüzce dile getirebildiğimiz kadarını aktarmak içi gayret ettik. İrfâniyet birdir ve bu irfâniyet Cenab-ı Allah'ın kemaliyle tecelli ettiği Muhammedî irfaniyettir. Gönül birdir ve bu gönül Cenab-ı Allah'ın sığdığı beytullah olan Muhammedî gönüldür. Aşk birdir ve bu aşk Cenab-ı Allah'ın zuhuru olan Muhammedî aşktır. Güzelliğini anlatacak cüml
Tükendi
Bu kitapta anlatılanlar, Gönüller Sultanı Niyazî-i Mısrî'nin ilahi aşkından taşıp ruhlara temas eden beyitleriyle, gönül bahçemizde açan mânâ zevkleridir. Yaşamının merkezine neyi koyduysan ona hizmet eder, onunla ömrünü tamamlarsın. Yaşamının merkezine yaratıcı olan Rabb'ini koyarsan ebedi dostluğa ulaşırsın. İlim öğrenme peşinde değil, aşk'ı uyandırma derdiyle yan, çabala, gayret et. Bu aşk'tır, evliya ve erenlerin makamı. İlme değil aşk'a tâbi ol. İlim mâşuka götürecek araçtır; ama yolda yürütecek ola
Tükendi
İznikli Eşrefoğlu Abdullah-ı Rûmî, XV. yüzyıl Osmanlı kültür hayatının en önemli kilometre taşlarından birisi olarak kabul edilir. Anadolu'da Mevlânâ ve Yûnus Emre ile başlayan tasavvuf edebiyat ve kültürünün önemli bir temsilcisi olan Eşrefoğlu Rûmî, Anadolu'daki Yunus takipçileri arasında özgün bir edebî kimliğe de sahip mutasavvıf bir şâirdir. XV. yüzyıl tasavvufî Türk edebiyatının en önemli şâir, mutasavvıf ve düşünce insanlarından birisi olan ve daha çok Divan ve Müekki'n-Nüfus isimli eseriyle tanınan
Tükendi
Herkes hayatı kendi ufuklarında gördüğü gibi algılar elbet. Duygularını ifade etmede herkes istidadına göre bir yol seçer. Kimi duygularını içinde yaşayıp sukûtu seçer, kimi resimlere döker, kimi de notaların gizemine. Kimi de kelimelerin ikliminde bulur kendini. Ben de kelam güzelliğinin her zaman tesirinde kalan biri olarak kendimi en iyi ifade edebilme yolunu, ruhumun da o yöne meyilli olması hasebiyle şiirde buldum hep. Şiir, benim hem sığınağım hem hayat ışığım hem de vazgeçilmez bir dostum oldu. Bu yü
Tükendi
Allah tarafından âlemlere rahmet ve güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamberin, ifadesi çok zor olan çeşitli özelliklerini konu aalan onlarca nazım şekli ve türü ile çok sayıda şiirin kaleme alındığı bilinir. Hz.Peygamberin İslâmî dönem Türk edebiyatı döneminde kaleme alınan çok sayıdaki manzum eser yanında, sayısı azımsanamayacak sayıdaki menzur esere de konu edildiği görülür. Adını mısra sonlarında tekrarlanan su redifinden alan Su Kasidesi, Türk edebiyatının büyük şâirlerinden Fuzûlinin, İsl
Tükendi
Bu çalışma kendimizi, aslımızı, iç âlemimizi konu etmektedir. Bizi biz yapan manevi cevherleri ve değerleri ele almıştır. İnsana hayat sebebi yapılan, içini aydınlatan nur, bu ilahi nurla beden ülkesini yöneten ruh, ruhun sarayı olan kalp, kalbe yardımcı yapılan akıl ve ilim tasavvufi bakış açısıyla tanıtılmıştır. Manevi latifelere değinilmiş, onlardan korunma yolları konu edilmiştir. Bu ana başlıklar altında her insanı yakından ilgilendiren nemli konular, en lazım olan kısımlarıyla işlenmeye, sorunları çöz
Tükendi
Dünyada yaşayan ne kadar insan varsa Allaha giden o kadar farklı yol vardır denilir. Toplum içinde kimin hangi mertebeye layık olduğunu ise bilecek olan yüce Allahtır. Yunus Emrenin yaratılanı hoş görürüz, Yaratandan ötürü sözü tam olarak bu duyguları ifade etmek için söylenmiş olsa gerek. Bir ozanımız Hak sevmiş yaratmış, söz etme gönül diyerek konu ile ilgili duygularımızın tercümanı olmuştur. Bu bakış açısı şu üç günlük dünyada barış içinde yaşamanın anahtarıdır.
Tükendi
Bu çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır; birinci bölümde velayet ikinci bölümde ise keramet konusu ele alınmıştır. Birinci bölümde önce velayet kavramı incelenmiş velinin lügat ve ıstılah manaları; velayetin Kuran, hadis, kalem ve fıkıhtaki kullanımları tespit edilmiş sonra velayetin çeşitleri ele alınmış; velayet sınıfları teklif yönü tarafları sıfatları ve dereceleri yönünden incelenmiştir.
Tükendi
Bektaşilik aileden kalan miras değildir. Bektaşi olmak isteyen her illetten veya dinden insan şartları samimiyetle kabul etmesi halinde bir Bektaşi babasına müracaat etmesi ve kabul görmesi durumunda Bektaşi olabilir. Metin içinde adı geçen Raci Efendinin de Mehmed Süreyya Babaya başvurup öncelikle kafasındaki soruların cevabını almaya çalıştığını görmekteyiz. Eser baştan sona farklı uzunluklarda soru ve cevaplar şeklinde ilerlemektedir.
Tükendi
Bu çalışmada İslam tarihinde manevi terbiyede rehberlik eden tasavvuf okullarında kullanılan temel bir metot olan rabıta ele alınmaktadır. Rabıta farklı çevrelerce yanlış anlaşılmış ve yorumlanmış bir konudur. Tasavvuf ehline göre rabıta nefis terbiyesinde en tesirli ve en faydalı bir metottur. Öyle ki onsuz manevi terbiyede kemale ermek zordur. Çünkü rabıta, terbiye ve terakki için maneviyat yoluna yoluna adım atan Hak yolcusunun kendisine bu yolda ayna şahit ve rehber olan kâmil mürşide kalben bağlanıp on
Tükendi
Kürt Sorunu, Terör Sorunu veya Güneydoğu Sorunu Adı konmamış bir iç savaş. Adı itiraf edilemeyen bir derin yara İfade edilmekten korkulan bir bölünme Bir sorunu, bir olguyu adlandırmak elbette çok önemlidir. Adlandırma, teşhistir; tedavi için odaklanmayı ve bilinçlenmeyi sağlar. Bu bilinçlenme, bu tanı, soğukkanlılığı getirir. Taraflar, bir ortak noktada buluşur. 1984ten beri akan kan diye adlandırılan bu sorun aslında yüz yılı aşkın bir sorundur. 1984ten beri yaşananlar aslında sorunun kronikleştirilmes
Tükendi
Anadolu coğrafyasında yüz-yüz elli yıldır büyük acılar yaşanıyor.Ülkenin güneydoğusu sürekli kanıyor. Onlarca ayaklanma, geride, on binlerce ceset bıraktı. İnsanlar şapka giymediği için darağacında sallandırıldı, tutuklandı, işkence gördü. 12 Eylülden itibaren Diyarbakır Askeri Cezaevinde binlerce insanın insanlığına kıyıldı, Kürtlerin ve dolayısıyla Türkiyenin vicdanı kirletildi, muazzam bir yara açıldı. On dokuz-yirmi yaşındaki gençler kendilerini astı, yaktı ve insanlıklarını mazgalların ardında bıraktı.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 34 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1