Ayşe Erbulak, polisiye roman alanında yeni bir ad. Ancak bu 'yeni'lik, 'yeni yetmelik'le karıştırılmamalı. O, durmuş oturmuş bir kalem erbabı; bir kurgu ustası. Polisiye edebiyatımızda kendine özgü sağlam bir yer, parlak bir yazarlık vaat ediyor. Üstelik o kendine özgü sağlam yeri, birtakım reklam olanakları ya da alan boşluğundan yararlanarak değil; tutarlı, sürükleyici, kıvrak dilli, inandırıcı, ayrıntılara önem veren, yer yer edebiyat tadı alacağınız bir yapıtla ortaya çıkıyor. Onun roman kişileri karto

Eda'nın içi içini yiyordu. Dünya tarihinin en önemli kişiliklerinden biri şu anda önünden geçiyordu ve ona bakma izinleri yoktu. Ansızın aklına bir fikir geldi. Delice bir fikir. Muhteşem Süleyman'ın yaklaşmasına on adımdan daha az bir mesafe kalmıştı. İşte o anda o zamana ait olmayan bir ses duyuldu! "Çkrrrt!" Ayak sesleri ansızın kesildi. Birkaç saniye sonra Hünkar'ın gür sesi duyuldu: "Bu da ne ola ki?" Cem neler olduğunu anlamak istercesine hâlâ eğik duran başını Eda'dan yana çevirdi ve onun cep t

Kadınlara tapıldı, kadınlara saygı duyuldu... Horlandılar, yüceltildiler... Ama hep aşkla anıldılar... Bu kitap, ne tarihi ne de bilimsel bir çalışma... Amacımız, Havva anamızdan, Hatçepsut'a, Osmanlı İmparatorluğu'nda doğup gençliğini cumhuriyet döneminde yaşayan Şerife'ye dek çağlar boyunca kadının izini sürmek. Efsanelerdeki Lilith'i, İsis'i tanımak. Binlerce yıl öncesinin tapınaklarında dolaşmaya, kadın firavunların dünyasına girmeye, Ege'nin ateşli şairi Sappho'yu dinlemeye, İskenderiye'de parçalanar

Sihir yapma yeteneğine sahip olmak ne büyük bir şans! Ancak bu yeteneği doğru şekilde kullanmayı bilmek gerek. Mine, yılın sonunda sınıfını geçebilmek için üç sırrı çözmeli, ancak o zaman gerçek bir peri olabilir.

"Bayanlar, baylar, Yıldızlar Sirki, Sihirli Ülke'ye geldi..." Mine ip cambazlarını, palyaçoları ve bir sürü olağanüstü hayvanı göreceği için çok heyecanlı. Ama beklenmedik bir aksilik oldu! Salyangoz Renkli kayboldu... Gösteri başlamadan önce Mine'nin onu bulması gerek.

Sihirli Ülke'de yılbaşı... Bütün periler acele ediyorlardı, arkadaşları için Noel Baba'dan isteyecekleri armağanların listesini postacı kelebeğe vereceklerdi. Ama yılbaşı gecesi geldiğinde neredeyse her şey berbat olacaktı, çünkü bütün yiyecekler yok olmuştu. İyi ki Mine'nin yeni bir sihirli değneği vardı.

Mine sihir hastalığına yakalandı! Sihirli değneği artık onu hiç dinlemiyor. Mine'nin dinlenmesi ve her gün bir bardak sihirli ilaç içmesi gerek. Arkadaşları ziyarete geldiğinde Mine onlarla sihir yapmayı deniyor, ama belli ki hala iyileşmemiş ve sihir çalışmaları da... çok şaşırtıcı!

Mine'nin sınıfındaki tüm küçük periler, Periler Kraliçesi'nin görkemli sarayını ziyaret ederler. Ama Mine sarayda kaybolur. Dolaşırken kütüphaneyi görür ve orada bir sihir kitabı bulur. Tabii hemen birkaç sihir yapar...

Mine yeni bir sihir denemesi yapıyordu. Ama küçük kardeşi onu bir dakika bile rahat bırakmıyordu. En sonunda küçük peri ondan kurtulmayı başardı, ama bu sefer de kardeşinin eksikliğini hissetti!

Sen de küçük peri Mine ve arkadaşlarıyla eğlenirken, küçük perileri giydir, piknik alanını süsle... Tekrar kullanılabilen çıkartmalarla, beğenmezsen değiştir, her seferinde başka bir giysi giydir!

Creepy ve kuzeni Eerie, çizgi roman tarihinde, hikâye anlatımının en parlak örneklerini oluşturdular. Uzun yıllar boyunca, bu efsanevi korku hikâyeleri kara bir sır gibi gizli kaldı. Ve şimdi, yeniden gün ışığına çıkıyor. Korku tutkunları, Wallace Wood, Steve Ditko, Gene Colan, Angelo Torres gibi usta sanatçıların elinden çıkan bu maceralara kavuşmanın heyecanını yaşıyor. Kolleksiyon serimizin ikinci cildi, orijinal Eerie dergilerinin 6-10. sayılarını ve Heavy Metal dergisi yazarlarından ünlü gazeteci Stev