Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Erdem Bayazıt'ın "Kelimenin Dirilişi" kitabı, zamanla onun gazete ve dergi sayfalarında kalmış özgün yazılarından meydana gelmektedir. Bu kitapta yer alan denemelerde Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Akif İnan'ın düşünce dünyasını ele aldığı yazılarla beraber Fethi Gemuhluoğlu, Yahya Kemal, Bediüzzaman Said Nursi, Mehmet Zahit Kotku, Tarık Buğra, Şevket Bulut gibi âlim ve edebiyat adamları ile igili görüşlerini de buluruz. Ayrıca Erdem Bayazıt'ın bazı derg
Tükendi
O, milli iradenin teveccühüyle milletin adamıdır. O, istikrarla yol alan şuurlu bir dava adamıdır. O, milletinin sevilen Uzun Adamıdır. O, fetih ruhuyla kendini değil milletini menzile götürmek için yol alan, yollar açan yol ustasıdır. O, milletine yenilikler getiren, milletinin karanlıklarına ışıklar yakan, milletin hakemliğini rehber edinen bir öncüdür. O, Durmak yok, yola devam sloganıyla özgüveni yüksek bir nesil inşa etmek ve medeniyet çizgisini ilerletmek için koşar adımlarla giden mihmandardır.
Tükendi
1904-1983 yılları arasında yaşamış olan Üstad Necip Fazıl Kısakürek, son birkaç nesil üzerinde etkisi ve ağırlığı olan çok nadir şair ve yazarlarımızdan biri, belki de birincisidir. Üstad Necip Fazıl çok yönlü bir şair ve yazardır. Kuşkusuz Cumhuriyet döneminin en ünlü şairlerindendir. Hikâye ve tiyatro eserleri ile kendi dönemine göre modern Türk edebiyatında bir çığır açmıştır. Polemikte üzerine yoktur. Aynı zamanda usta bir gazetecidir. Hepsinden önemlisi Necip Fazıl bir nesle değil, nesillere öncülük et
Tükendi
"Ben insanın iyi taraflarını, güzel ve yapıcı taraflarını benimsiyorum, Esas tem olarak bunu alıyorum. Çünkü buna inanıyorum. İnsan yapıcıdır, iyidir, güzeldir. Kötülükleri vardır, aldanışları vardır. Ama insan aslında güzel mahluktur. Eşref-i Mahlukat lafı, kabule değer. O tarafıyla ilgileniyorum ben. (...) Benim çabam, insana büyüklüğünü anlatmak, yapıcılığını anlatmak çabasıdır. İnsanı konu edinişimizle belki de esas sebep bu. Büyüklüğünü anlatmak, yapıcılığını anlatmak. Onu, şöyle dimdik duracak, başını
Tükendi
1950li yılların ortalarında, bir lisede gelecekte adından söz ettirecek edebi topluluğun aynı sınıfta bir araya geleceğini kim nereden bilebilirdi?! Üstelik bu topluluk bir kurgu değil, doğal bir oluşum. Böylece Maraşta bir edebiyat muhiti oluşur. Bu muhitin oluşmasında Necip Fazıldan Nuri Pakdile, Sezai Karakoçtan Rasim Özdenörene kadar birçok şair ve yazarımızın katkısı vardır. Biraz da Cahit Zarifoğlunun şiir kitabından mülhem yedi güzel adamı ele aldığımız bu denemede Erdem Bayazıtı değil de Özdenören K
Tükendi
Osmanlının Edebi Temsili Tarihsel Romanda Fatih, Cumhuriyetten günümüze dek Türk edebiyatında yazılmış olan tarihsel romanlarda Fatih Sultan Mehmetin edebi temsili üzerinden Osmanlı geçmişinin nasıl tasvir edildiğinin izlerini sürüyor. Fatihin edebi temsilinin siyasi, tarihsel ve kültürel bağlamda tartışmaya açıyor.
Tükendi
Yedinci sanat olarak adlandırılan sinemanın en çok etkileşimde olduğu sanat dalı edebiyat olarak nitelendirilebilir. Yazılı birer metin olan roman ve hikâyeler, senaryolaştırılarak sinemaya aktarılır. Dolayısıyla sinemaya uyarlanan bir roman ve hikâyenin genel anlamda biçimi değişmiştir. Filme aktarılan bir roman ile o film karşılaştırıldığında birçok benzerlik ve farklılık bulunabilir ama sonuç olarak ikisi de insani bir durumu, bir olayı, bir çatışmayı, bir gözlemi vb. anlatırlar. Bu hususlar anlatılırken
Tükendi
Şiir, "Güzellik güneşi"nin "söz iklîmi"ne aksedişidir. Ve her bir hakîkî şiir, bu dünyayı daha aydınlık kılmak için o güneşe tutulmuş birer aynadır. Şairlerse, bu aynalarla bizim gözümüzü alan bir ışık cümbüşü oluşturan haşarı çocuklar... Bu ışık oyunu kiminin kaleminde bir havai fişek gösterisi, kimininkinde ise bir şehrâyin... Bizim burada yapmaya çalıştığımız ise, güneşi yansıtan bu aynalara ikinci bir ayna tutmak. O aynaların ışığını farklı cihetlere, farklı açılardan bir nebze de olsa yöneltmeye çalışm
Tükendi
Sönmez bir söz ocağıdır İstiklâl Marşı Ondan tutuşur cümle ocaklar. Ondan tutuşan ocaklar, Solmayacaklar. O yüzden bu marşa hâkimdir gelecek zaman. Bu zamana ayarlıdır kelimeler, kavramlar. Orda bulur öz kimliğini bütün zamanlar. Bir îman ocağıdır İstiklâl Marşı. Geleceği getirmekte geçmişe karşı Mazlumların âhı gibi Sarsmakta arşı. Bir gök armağanıdır, bu milletindir. O yüzden İstiklâl Marşı, İstikbâlindir; Geçmişin, şimdinin, geleceğindir. 41 dize: 41 ocak 41 yazar, Şiire eklenen emekleriyle, Geleceği s
Tükendi
Hayata edebiyatla bakmak, hayatı çoğaltmaktır, büyütmektir, zenginleştirmektir. Hayata edebiyatla bakmak, hayatı bir sanatın estetik açılımları ile güzelleştirme inceliğidir. Hayata edebiyatla bakmak, hayata bir çift göz yerine, bir çok çift göz ile bakabilme çoğalışıdır. Hayata edebiyatla bakmak, bugünü olduğu kadar, derin geçmişi ve sınırsız geleceği de yaşayabilme imkânıdır. Hayata edebiyatla bakmak, hayatın sınırlarının dışındaki hayatı da tanıyabilme başarısıdır. Hayata edebiyatla bakmak, hayatı ö
Tükendi
Bu yazılar, kendini özel bir biçimde arzeden sevgi ve sanata, şiir ve şehre, doğuya ve batıya, uygarlık ve tabiata, düşünce ve hayata içten seslenen bazı denemelerdir. Gündemdeki konularla birlikte bambaşka mevzûlar olarak da görülebilir. Dolayısıyla, söylemek istediğimiz şeyler, bir bakıma, -bir şairimizin deyişiyle- bambaşka mevzûlarda seni dilden kaçırmaktır. Bu bile bile olsa bile
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1