Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 85 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Doğuştan yetenek" diye bir şey var mı? Oyun yazarlığı için doğuştan yetenekli mi olmak gerekir? Yoksa herkes eğitim yoluyla oyun yazarı olabilir mi? Yaratıcılığın, hayal gücünün, yazma becerisinin doğuştan gelen bir yetenek olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Fakat kimse doğduğunda herhangi bir sanat yeteneğiyle doğmuyor. Kendindeki yeteneği zamanla fark ediyor, üzerine gidiyor, fazlasıyla çalışarak, yeteneğinin bir esere dönüşmesi için zaman ve emek harcıyor. Doğuştan gelen yetenek -eğer varsa- tek başına
Tükendi
"Sanki bizim için bugün yeryüzü ve doğanın esaslı bozulmasını hayal etmek geç dönem kapitalizmin yıkılışını hayal etmekten daha kolay; belki de bu hayal gücümüzdeki bir tür zayıflıktan kaynaklanıyor" Fredric Jameson "Kapitalist Gerçekçilik'in tüm ihtişamının ardından, Hayatımın Hayaletleri Mark Fisher'ın çığrından çıkmış bu zamanların, onların geçmiş, şimdiki ve gelecekteki tüm heyecan ve kırılmalarının içinden, tüm tayflarının ve hayaletlerinin arasından geçirecek en yüce ve güvenilir kaptanlık görevini
Tükendi
Kaos Yaşam terk edilmelerden, gitmelerden ve bitmelerden oluşur. Her gelen gider ya da gittiği bir yerden gelmiştir. Terk edilme durumu yeni beklentileri, yeni beklentiler hayalleri, hayaller de yalanları getirir. Tehlikeli yalanları. Kendi kendimize zavallı bir biçimde inandığımız yalanları. Yaşam yalandır. Yalan yaşam. Sonra Bana çok iyi bak. Gözlerimin içine bak. Farkında değil misin? Senin hikayeni anlatıyorum. Ya da sen benimkini yaşıyorsun. Öyle ya da böyle. Aynı şeyler oluyor. Hep böyle oldu. Olma
Tükendi
Bir Hikâyemiz Var Bizim Eskiler eskiler! Onlar dünyanın şimdiki düzenini nasıl bilsinler. İki buçuk milyar insan zorunlu olarak tebdil-i mekân ediyor. Ferahlık neresinde? Herkes gittiği yeni toprakta ayakta durmaya çalışıyor. Bin bir aşağılamayla, hakaretle! Bakarsın Bulutlar Gider Birkaç hafta sonra kalkıp çıktım evden. Biz o evde... Güzeldi... Sonra yürüdüm uzun uzun. Göğe baktım. Bulutlar gidiyor. Salkım salkım bulutlar. Sonra çevreme baktım insanlar gidiyor. İnsanlar ve bulutlar hep giderler. Unutmuş
Tükendi
Ay Tedirginliği Kadın: Adam, kadını öldürmüş mü peki? Adam: Önce sözle öldürmüş. Kadının bencil ve korkak olduğunu, kendinin ondan daha çok acı çektiğini, hattâ asıl katlanılmaz olanın bu acılar olduğunu söylemiş kadına. Dünyanın Ortasında Bir Yer Yağmur dinmedi bir türlü. Bey'in geldiğini gördük yağmurda. Sonra, bir çığlık geldi evden. Ötesi gök gürültüsü, yağmur, sağanak. Sahibinden Kiralık Erken bir ölüm bekliyordum, olmadı... Başka bir şehirde yaşlandım... Siyah-beyaz bir film gibi geçmedi hayat...
"Yerküremizin başka bir bölümünde gölge ve karanlık var" Tony Blair 11 Numara karşılaşmalar, rastlantılar, korkular ve ‘Hayatta Kalma' üzerine derinlikli bir roman: Sınıflar arası uçurumun en derinlerinde günümüz toplumunun sosyolojik ve ekonomik fotoğrafını kişisel gerilimlerle ele alan, ultra zengin dünya ile orta sınıfların risklerle dolu evreninin mizah ve gözlem dolu çok katmanlı hikayesi anlatılıyor. Aldığı birçok önemli ödülle edebiyat dünyasında adından sıkça söz ettiren Jonathan Coe, müthiş bir te
Tükendi
Aksak İstanbul Hikayeleri Ara sıra her şeyin bir çeşit nedeni olduğunu düşünürüm. Her şey sanki tılsımlı bir değnekle bir yerlere yerleşir. Hayatlar kesişir, bölünür, parçalanır, biter, gider ve ardından bir başkası gelir. Ev–Kakofonik Bir Oyun Sıcak ekmek, zeytinyağlılar, tarhana çorbaları, saat üçte içilen çaylar. Her gün utanmadan serilen bembeyaz çarşaflar, cicianneannenin ördüğü dantelli masa örtüleri ve tığ işi yastık yüzleri... Sabah saat yedide kahvaltı, gül reçeli, yine sıcak ekmek, cicianne-ann
Tükendi
Bir soluk alıp mola vermekte fayda var, zira Türkiye'de tiyatronun serüveni oldukça uzun ve meşakkatli. Ayşegül Yüksel de bizi bu zorlu yolculuğa rahat ve keyifli bir anlatımla çıkarıyor. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarından ödenekli tiyatrolara, oradan özel, alternatif ve amatör tiyatrolara kadar sahnelerde yer etmiş deneyimli isimlerden, günümüzün umut vaat eden tiyatroya gönül vermiş gençlerine kadar kapsayıcı bir anlatımı bizlere sunuyor. Bir dönemin en önemli oyunları ve toplulukları, günümüzün ses ge
Tükendi
"Her şeyi şans eseri bulmaya ve keşfetmeye inanmak, bizi tamamen yolun dışına çıkarır. Burada sezgilerimizden ve oyundaki buluşlarımızdan bahsediyoruz, bir mizansenden. Burada keşfettiklerimiz, izleyiciye heyecan vermeli, grotesk ve hatta trajik durumlarda, neyi ifade ettiğimizi en ince ayrıntılarına kadar anlamalarını sağlamalıdır. İşte bu yüzden karşılaştırma yaparken çok dikkat edelim. Biz burada Galileo'nun, Kepler'in ve Newton'un bilimsel buluşlarından çok uzak bir yerde bulunuyoruz. Mesela elma ağacın
Tükendi
Tiyatro dediğimiz şey, esasen bir insandan başka bir insana bir oyun alanı olarak karşılıklı konsensusla tayin edilmiş bir mekanda ve önceden belirlenmiş bir sürede canlı bir temasla sunuluyor olması. Bu da tiyatroya kendi iletişim coğrafyasını ve zamanlamasını oluşturabilme ayrıcalığı tanıyor. Dolayısıyla, tiyatro gerçek hayatta kolayca mümkün olamayan bir şeyi yapma, yani hem oyuncunun hem de seyircinin mevcudiyetinde, içsel bir enerji ve ihtiyaç doğrultusunda zaman/mekanla dilediği gibi oynayabilme potan
Tükendi
Iphigenia Neyi bekliyoruz, Agamemnon? Yola çıkmak için daha ne kadar bekleteceksin bizi burada? Neyin oyunu bu? Gitmemizi istiyorsan, gidelim o halde. İstemiyorsan da eve dönelim. Neredesin, Agamemnon? Helen Bütün notaları aynı anda çalamazsın. Zordur. Ritim, tempo. Kurallara uymalısın.
Tükendi
eni Seviyorum Türkiye Aşka ve bugünden başka bir dünyaya inanmışız. Bir ülkeden kurtulmak için değil, tanımak ve kendimizi bulmak için beraber yola çıkmışız. Berlin Zamanı Caddeler kaçışan insanlarla dolu. Bakıyorum yukarıdan. Bağırıyorum aşağıya Anne! Baba! Arkadaşlar! Sesini unuttuğum eski sevgililer. Tanıdık kimse yok mu? Nerede? Ev nerede?
Tükendi
Çoğumuz için "Sovyet Yüzyılı" çoktan geride kalmış, çok ama çok uzaklardan bize bakmaktadır. 1917 deneyiminden bahsetmek dahi bugün neredeyse her tür "dogmatik" düşüncenin şeytani miladı olarak tarif ediliyor. Türlü menkıbelerle anlatılan ya da çoğu eleştirisiz bir sahiplenme içerisinde bir konu gibi görünen Sovyet deneyimi bugün en basitinden eskimiş ve eskiye ait kodlanır. Geçmişte Lenin'e atıf yapılmadan cümle kurabilmek bile mümkün değilken bugün Lenin'e, Troçki'ye, Buharin'e ya da Zinovyev'e atıfla kon
e-Mülteci Artık kimsenin evi yok: Herkes göçmen, herkes mülteci, herkes seyyah, herkes seferi. Herkesin evi sırtında artık. Bir kaplumbağalar imparatorluğu yarattık elbirliğiyle. First Lady Ben, tarihteki güçlü First Lady'lerden olacaktım. Teodora, Hürrem, Marie-Antoinette gibi. Gafil avlanmamak için sonumu hazırlamıştım. Gidişim muhteşem olacaktı. Bedenim mumyalanacak, ceviz ağacından, mor ipek kadifeyle kaplı bir tabuta konacaktı. En sevdiğim müzikler çalarken, kameralar kapağı açık tabutta yatan hafif
Tükendi
Elinizdeki kitap 20. yüzyılın başından itibaren oyunculuk sanatını yöntemleştirme çabasına giren ve günümüze kadar uygulanacak başlıca oyunculuk biçimlerinin yaratıcıları sayılabilecek tiyatro insanlarının, çalışma alanlarında yüzleştikleri paradokslara getirdikleri çözümler üzerine yoğunlaşmıştır: Stanislavski, Grotowski, Meyerhold ve Brecht. Bugün isimlerini zikretmeden sahne üstünde yeni herhangi bir şeyden bahsedemeyeceğimiz bu dört büyük tiyatro insanı, ele aldıkları sorunlara dönük yaklaşımlarıyla,
Tükendi
İki arada kalmış bir coğrafyanın iki arada kalmış, kendini bulamamış, nerede arayacağını da bilemeyen çünkü yanlış yerlerde arayan ve sağır ve dilsiz bir toplum imgesi çizilir çağdaş oyunlarımızda. Öyle bir toplumdur ki bu, kişileri kendine başka bir yüz edinmeye kalkışır, yabancı seslere öykünür, hep bir şey olmayı umar ve hep yenilir. Onların ardından yazarın sesi fısıldar duyan kulaklara ve bize dünden bugüne çıkarılması gereken ve hiç değişmeyen ve giderek önemini daha çok duyumsatan dersi anımsatır: Be
Türkiye'yi anlamak televizyonları anlamaktan geçiyor. Televizyon karşısında geçirilen zamanlar düşünüldüğünde erişimi kolay ve rahat bir pratikten söz ediyoruz. Zaman zaman izlediğimiz zaman zaman sadece baktığımız ama her daim karşısında konumlandığımız, evin eşyalarının bile kendisine çevrildiği bir merkez. Kaç ekran olursa olsun, öncelik televizyonda. Diziler ise bu sürecin en temel parçalarından. Arkası yarınlardan, haftalık, sezonluk işlere kadar her biri Türkiye'nin aynası. Kabul görüp devam eden de,
Tükendi
Her yeri deniz olup da bu kadar az yosun kokusu olan başka bir şehir var mı acaba? Bu kadar köprü olup da kimsenin birbirine ulaşamadığı başka bir şehir. Bu kadar çok insanın olup da her yerin bomboş olduğu... Bomboş. ve Fü İçeri girdik, oturduk, oyun başladı. Bir kukla mı vardı tam hatırlamıyorum. Tek hatırladığım Fü'nün yüzü. Gözlerini böyle kocaman açmış, sahneye bakıyor.
Tükendi
32 Hafta boyunca New York Times Çok Satan Listesi 'nin başında en çok satanlar ve ilgi gören kitapları arasında yer alarak birçok dile çevrilmiştir. Clinton'ların Chelsea tarafından kaleme alınan ve Alexandra Boiger tarafından resimlenen Onlar Vazgeçmedi kitabı çocuklarımıza hayatın zorluklarını ama her şeye rağmen hiçbir zorluktan yılmamaları gerektiğini aktaran 13 kadının hikayesini bir araya getiriyor. Her biri kendi alanında adını dünyaya duyurmuş, rekorlara, bilime, uzaya, adalete, hukuka adamış kadın
Tükendi
"Devrim nedir? Bir nostalji ya da tarihin bir konusu mu? Distopik bir geleceğin ifadesi mi? Anlatılarda var olan ama gerçekliği olmayan efsaneler mi? Peki bir tarih nasıl değişir? Ne zaman düşünmekten vazgeçtik devrimi? Devrim Fikri Üstüne kitabı bu soruları soruyor, yöntem deniyor. Cevap aramanın yanında bir hatırlatma yapıyor. Tarihin derinliklerinde her dönem var olan günümüze çoğalarak gelen, geleceği tehdit eden çelişkileri tahakküm biçimlerini aşarak yeniden kurmayı öneriyor. Yabancılaşmayı kırmanın
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 85 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1