Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 29 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
O Zat-ı Akdes; kendi dinini tebliğ, varlığını birliğini ilan ve bir iman hâkimiyetini kurma görevini umum Peygamberler içinde sadece Fahr-i Kâinat Efendimiz'e verdiği gibi; Onun yüce dinine sahip çıkma ve Hz. Peygamber'in kurduğu bu İslâm hâkimiyetini kıtalar arası koca bir cihan hâkimiyeti haline getirme görevini de Müslüman Türk Milletine vermiş ve bunu Türk Milletinin alnına kıyamete kadar geçerli olmak üzere bir alın yazısı olarak yazmıştır. Hz. Peygamber'in Hadislerinde Türkler; İşte Levh-i Mahfuzdaki
Fahr-i Kâinat Efendimiz bir taraftan insanlara, Allah'a iman ve İslâm dinini tebliğ ederken diğer taraftan Türk Milletini tanıtmaya çalışmış ve Cenâb-ı Hakk'ın; "Kırmızı çehreli Türkleri kendine güç, kuvvet vermek üzere bir ensar olarak gönderdiğini" söylemiştir. Şimdi asıl mesele; Müslüman Türk Milletinin; Kuran ve Hadis aynasında görünen o muhteşem şahsiyetinin tamamen inkâr edildiği, milli hassasiyet damarlarımızın uçlarının dağlandığı, "Müslüman Türk Milleti" diye hitap etmenin ve Türk kelimesini anman
Tükendi
Oysa Orta Asya; dün boz yeleli atlar üstünde koca bir dünyaya meydan okuyan büyük bozkır Fatihlerinin yurdu, step Kahramanlarının er meydanı, bugün bir kere daha ayağa kalkmıştır. Bu geniş topraklar üzerinde, Orta Asya Türk varlığını ebediyete kadar götürecek olan Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan hatta Tacikistan gibi, büyük "Türk Devletleri" kurulmuştur. Oysa İslâm Dini, bu büyük kültür ve medeniyet, değil Orta Asya, belki Anadolu ve bütün Balkanlar da dahil Adriyatik kıyıları
Tükendi
Bu ülkede yaşayan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Alevi, Sünni ve adını tek tek sayamayacağımız herkes bilmelidir ki; bu ülke hepimizin eşit miktar, şart ve kurallar dahilinde ortak vatanımızdır. Kim ki bu vatanın sadece kendisine ait olduğunu iddia eder, o düşüncenin sahibi bu ülkenin hainidir. İşte biz bu ülkeyi eşit ülkemiz, vatanımız, milletimiz, sevgimiz ve sevdamız olarak görenlerle birlikteyiz. Bu birlikteliğin dışında kalan, kim ve nerede olursa olsun, en basit ifadeyle gafildir ve bunun ötesi ihan
Tükendi
(Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Kur'an'ı Cebrail, iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hiadeyet ve bir müjde olmak için Rabbinin katından hak olarak indirdi." (NAHL/102)
Tükendi
Bediüzzaman, inandığı yüce gaye ve hizmet ettiği ulu davası uğrunda, bıkmadan, yorulmadan çalışıp, koca ömrünün her dakikasını, hatta her bir saniyesini bu büyük davası uğrunda sarf etmiştir; Bir devire, onun zulme varan dini icraatlarına, bütünüyle meydan okumuş, böylece ömrünün büyük bir kısmını hapishane köşeleri, karanlık zindan odaları, mahkeme salonlarında geçirmiştir, Bu cefa dolu hayatında zehirlenmelere varıncaya kadar, işkence ve zulmün her türlüsüne uğramış; fakat başını, hiçbir zaman eğmemiştir.
Tükendi
Hayatın sonu ölüm, ölümden sonrası ise bir başlangıçtır. Yaşam süresince yapılan iyilikler ve kötülüklerin karşılığında tüm kullara cennet veya cehennem sunulacaktır. Cehennem azabını çekmek istemeyenler imtihan yeri olan bu dünya yaşamını bilinçle yaşamalıdırlar. Cennet kazanılması gereken bir yerdir. Oraya ulaşmak için yapılması icap eden pek çok şey vardır. Allah Teâlâ Hac Suresi, 23. ayetinde " Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan Cennetlere koyacak, orada altında
Tükendi
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Hakka yürüyüşünün ardından İslam ümmetine rehberlik eden 4 büyük halifenin hayat hikâyelerini bu kitapta bulacaksınız. Çağının bilgesi Hz. Ebû Bekir (r.a), adaletiyle nam salmış Hz. Ömer (r.a), meleklerin bile hayâ ettiği Hz. Osman (r.a), Allah'ın aslanı namıyla Hz. Ali (r.a). Bu dört büyük şahsın İslam'a adanmış yaşamlarını, mücadelelerini okuyacaksınız. Onlar ki İslam'ın ulu bayrağını Peygamberimize (s.a.v.) yaraşır bir şekilde taşımış, ona layık, örnek Müslümanlar olmuşlar
Tükendi
Dua, ibadetin özüdür. İnsanın, bedenen yeme ve içmeye muhtaç olduğu gibi ruhen de dua etmeye, yalvarıp yakarmaya ihtiyacı vardır. İnsan âciz bir varlıktır. İstediği her şeyi elde edemez; her ihtiyacını kendisi karşılayamaz; başına gelecek her bela ve musibete de karşı koyamaz. Kendi durumunu düşünen her insan Yüce Yaratana mutlaka ihtiyaç duyar, O'na dua ve niyazda bulunur. Bu ihtiyaç insanda fıtridir. Bu ihtiyaç, her vesileyle değişik şekillerde kendini gösterir.
Tükendi
Yüce Allah (c.c.), kadın erkek ayrımı yapmadan her insana iyi, saygıdeğer bir mümin olabilme fırsatı vermiştir. Buna en güzel örnek İslam tarihinde, "Hanım Sahabiler" olarak adlandırılan Peygamber çevresidir. Onlar aynen "Erkek Sahabiler" gibi Allah (c.c.) ve Resulüne (s.a.v.) adanmış bir hayat yaşamışlar, İslam'ın gelişip yayılmasında öncü roller üstlenmişlerdir. Kitabımızda bu değerli şahsiyetlerin yaşamlarını ve İslam'a katkılarını siz değerli okurlarımıza sunuyoruz.
Tükendi
Peygamberimiz (s.a.v.), Allah (c.c.) yolunda İslam'ı tebliğe başladığında onunla birlikte yürüyen, her türlü cefaya katlanıp İslam için kılıç sallayan dostları vardı. İslam onların bu cesaret ve inanç dolu çabalarıyla hızla yayılmış, insanların kalbine bir güneş gibi doğmuştur. Örneğin. Hz. Ali (r.a.)'nin henüz çocuk yaşta sevgili Peygamberi için canını hiçe sayması, Hz. Ömer (r.a.)'in sekmez adaleti, Hz. Ebûbekir (r.a.)'in malını canını ortaya koyması, Hz. Halid bin Velid (r.a.)'in dahiyane komutanlığı vb.
Tükendi
Besmele, dini açıdan da İslam nişanını gösteren bir definenin anahtarıdır. Çünkü "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım," diyerek, yapacağımız işlerin gerçek faili, yaratanı olmadığımızı, bizi de fiillerimizi de yaratan bir güç ve kudrete bağlı bulunduğumuzu, ancak O'nun müsaadesiyle işe başlayabileceğimizi, yapacağımız her şeyi O'nun için yapmamız gerektiğini ilan ederiz. Besmele, İslam'ın özüdür. Yapacağımız her helal işin en başında besmele getirmek gerekir. Kâinatın yegâna sahibi, yaratan ve göz
Tükendi
Hz. Peygamberin (s.a.v.) vefatından sonra, nübüvvet kapısı kapandı. Ancak gerek ilimleriyle, gerek İslam'ı yaşayışlarındaki örnek tavırlar nedeniyle birçok Allah'ın birçok sevgili dostu İslam'ın gelişmesi, yayılması için öncü olmuştur. Muhyiddîni Arabî'den, Bâyezîdi Bistâmî'ye, Ahmed Rıfâî'den, Seydî Halîfe'ye seksenin üstünde ismin tanıtıldığı ve son anlarının siz değerli okurlarımıza sunulduğu bu kitapla birlikte bu güzel insanlar hakkında daha önce hiç duymadığınız bilgiler edinecek, onların son anlarına
Tükendi
Kalbimizin sıkıldığı, ruhumuzun daraldığı, çaresiz kaldığımız zamanlarda yerlerin ve göklerin sahibi Allah Teâlâ'ya kalbimizden gelen inançla yapacağımız her dua, içinde bulunduğumuz zor durumdan bize bir çıkış kapısı açacaktır. Allah (c.c.) kendine açılan eli geri çevirmez. Bu kitapta yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'den aldığımız duaların yanı sıra, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ve diğer peygamberlerin dualarını bulacaksınız. Dualarınızın kabul olması dileğiyle....
Tükendi
Kur'an şefaat edicidir, şefaati kabul edilendir, şereflidir, tasdik edicidir. Kim Onu önder edinirse, onu cennete götürür, kim de O'nu arkasına atacak olursa, onu cehenneme gönderir" (el-itkân, IV, 104; Keşfül-Hafa, II, 94.) "Kur'an, bir ucu Allah'ın (diğer) ucu sizin elinizde olan bir iptir. Ona sımsıkı tutunursanız ondan sonra ebed olarak sapmaz ve yok olmazsınız" (el-İtkân, IV, 106.) Hz. Peygamber (s.a.v.); "Gerçek şu ki Kur'an; Allah'ın (kopmaz) ipidir. Apaçık bir nurdur. Onu okuyunuz. Zira Allah Kur
Tükendi
Miraç'la birlikte Müslümanlara farz kılınan Namaz, İslam'ın beş temel şartından biridir ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) buyurduğu üzere, "Namaz dinin direğidir." Kelime anlamı "teslimiyet" olan İslam'ın fiile geçtiği, Allah Teâlâ karşısında tam bir teslimiyet ile bulunduğumuz, O'nunla baş başa kaldığımız en önemli ibadetlerden biridir. Kendine Müslümanım diyen her zatın akıl baliğ olduğu andan itibaren namaz kılmayı öğrenmesi ve bu ibadeti yerine getirmesi dini yükümlülüklerindendir. Bu kitabın resimli, k
Tükendi
Dua; inanma, dayanma ve isteme ihtiyacı içerisinde bulunan insanı; rahmeti sınırsız, mutlak kudret sahibi olan Allah (c.c)'a bağlayan, manevi bir bağdır. Her konuda bize ışık tutan, dünya ve ahiret hayatımız için bize rehberlik eden peygamberler, dua konusunda da bize yol gösteriyorlar. Bize nasıl dua edilmesi gerektiğini öğretiyorlar. Bu güzel duaları ezberleyip biz de Rabbimize peygamberler gibi dua edebiliriz. Bakalım kâinatın kutup yıldızları olan peygamberler Rabbimize nasıl dua etmişler...
Tükendi
Hz. Muhammed (s.a.v.), Cenab-ı Allah (c.c.)'ın biz kulları için seçtiği örnek şahsiyet ve muallimdir. Peygamberlik vazifesini yüklenen tüm peygamberler gibi, O da ilahi davayı yaymaya başladığı zaman insanların inkârlarıyla karşılaşmıştır. Allah (c.c.)'ın âdeti üzere, her peygamber, davasını ispat için bazı mucizeler göstermiştir. Mucizeler, peygamberler tarafından muhataplarının yapmaktan âciz olacakları fiillerle müminlerin imanlarını güçlendirmek ve inanmayanların da iman etmelerine vesile olmak için All
Tükendi
Sultan II. Murad Han... Geniş bir ruh zenginliğine ve derviş mizacına sahipti. Ne var ki, oğlunun en mükemmel şekilde yetişmesini istiyordu. Dahası, bir çocuğun yetişme psikolojisini bilecek kadar da hassas bir yapıya sahipti. Ama bir mesele vardı. Emanet edilecek çocuk, nihayetinde bir padişah oğluydu. Ya "Padişah oğluyum" diyerek hocalarına kafa tutar da haylazlık ederse? İşte bu mevzuları düşünerek Molla Gürâni'yi yanına çağırttı. Eline de bir sopa tutuşturdu. Bunun anlamı şuydu: Şehzade tembellik edip d
Tükendi
Esmaül Hüsna, ALLAH'ın güzel isimleri demektir. Bir âyet-i kerîmede: "En güzel isimler O'nundur." (Haşr suresi 24) buyurulmaktadır. Diğer bir âyette de; en güzel isimlerin ALLAH'a ait olduğu belirtildikten sonra, bu isimlerle dua edilmesi tavsiye olunmaktadır (Araf suresi 180). ALLAH'ın isimleri tevkifîdir. Yâni, ALLAH hakkında ancak âyet ve hadîslerde zikri geçen ve söylenmesine izin verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez. Esmaül Hüsna ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim'de:
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 29 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1