Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Eren Erdem bu kitabında, "din elbisesini tersten giydirenleri", dini kullanarak kapitalizme eklemlenenleri, dinci akımın ekonomi-politiğini ele alıyor. Bu felsefenin önde gelen temsilcisi ise, bugün gündemin en çok anılan kişisi olan Fethullah Gülen ve onun başını çektiği örgütlenmedir. Daha o zamanda, "dokunanın yandığı" dönemde, Eren Erdem Gülen cemaatinin İslam dinini kullanarak ABD'nin desteğiyle nasıl da devlet içinde örgütlendiğini örnekleriyle gösteriliyor. Nurjuvazi, aynı zamanda Fethullahcıların to
Tükendi
İlişkiler Okulu, her katında on sınıf olan dört katlı bir binadır. Kırk derslik olan bu sınıf­larda öğrenciler için sınav kesinlikle yoktur! Ki­şiler sonraki sınıfı yaşadığı farkındalık sayısı ile hak ederler. Öğrenciler ruhun genişlemesini daha da çabuklaştıran karşı cins ilişkilerinden bakarak kendini tanıma yolculuğuna çıkarlar. Öğrencilerin Turuncu Toprağa uzanıp kendileri ile buluştukları saniyeler, onların yaşam ve ilişkiler okulundan mezun olduğu diploma törenleridir. Bir Şölen! Bir Tören! Her ins
Tükendi
Eren Erdem'in Bütün Eserleri'ni yayınlama kararı alan Ulak Yayıncılık, okur nezdinde en fazla ilgi gören "Devrim Ayetleri"ni gözden geçirilmiş 8.baskısıyla okuyucuyla buluşturuyor. Devrimci Müslümanlar bir süredir hemen herkesin ilgisini çekiyor. Başından itibaren Gezi Direnişi'nin ön saflarında yer aldılar. ?Mülk Allah'ındır" diyerek abdestli kapitalistleri lanetlediler; İslam'ın özel mülkiyete bakışını tartışmaya açtılar. Peki, kim bu Devrimci Müslümanlar? İslam'a, siyasete, iktidara, insan ilişkilerine
Tükendi
Kitap okurları Gönül Çil'i bir dönemin haber klasiği olan Ali Kırca'lı Siyaset Meydanı'ndan hatırlayacaktır. Anadolu'nun Türkmen kızı Anadolu şivesiyle ateşli konuşmalarla izleyicinin ilgisini üzerinde topluyordu. Bir süre sonra, televizyon reklamlarıyla evlere konuk oldu. Gönül Çil bu kitabıyla kitap dünyasına, hem de bir kahramanlık öyküsünü kaleme alarak adım atıyor. Yemen'den Çanakkale'ye dedesinin anlatığı kahramanlık öyküsünü okura ulaştırıyor. Devamı da gelecek. Yine duygu dolu, yine etkileyici...
Tükendi
Hayır, sen bana benzemiyorsun, ey deli! Çünkü sen hala ürperiyorsun acın karşısında; ürkütüyor seni dipsiz uçurumun derinlikleri. Ben sana benziyorum, ey gece! Vahşi ve korkunç. Çünkü kulaklarım, köleleşmiş halkların feryatlarına ve unutulup gitmiş beldelerin acılarına sağırlaşmıştır artık. Hayır, sen bana benzemiyorsun, ey deli! Çünkü ruhun, yedi katlı bir kumaşla kaplıdır; kalbinin sesini duyabilecek durumda bile değilsin. Ben sana benziyorum, ey gece! Ben sana benziyorum! Güçlü ve ulvi. Çünkü tahtım,
Tükendi
Eskişehir'de 1942 yılında doğdu. Öğrenimini Sultanahmet ve Eskişehir Ticaret liselerinde yaparken 1960'da gazeteciliğe başladı. Yeni Sabah, Pazar, Yeni İstanbul, Siz, Günaydın, Fotospor, Tercüman, Güneş, Sabah, Takvim gazetelerinde muhabir, istihbarat şefi, araştırmacı yazar olarak çalıştı. Gazetecilik alanında 40'a yakın başarı ödülü kazandı. Çok sayıda yayınlanmış kitabı bulunmaktadır. İnsanların bu alemi nasıl paylaştıkları kadar, neden paylaştıkları da önemli olmalıydı. Paylaşıldığı dönemlerde bir dubl
Tükendi
Gayya, sözlüklerde "cehennem çukuru" olarak geçen, rivayetlerde ise en tehlikeli ve can alıcı bölüm olarak ifade edilen yerdir. Ancak, bu çukur 'dünya' dahilindedir. Yani, insan tabiatına aykırı olan hertürlü fiil ile muhatap olan bireylerin içinde bulunduğu yıkıcı durumdur. Gayya, inançların ve kavramların yozlaşmasına göz yuman, ardı sıra oluşan ezberlerin ürettiği karanlığa teslim olanların içler acısı halini yansıtır. Bu, günümüzde "Kavram ve Değerlerin' yozlaşması ile oluşmuş yapının bünyesinde can çe
Elimizde cinsiyetçiliği, ırkçı kuşatmayı sorgulayan önemli bir kitap var. Kitabın yazarı Angela Davis, ABD'de ırk ayrımcılığına ve kadına, özellikle siyah kadınlara dönük ayrımcılığa karşı mücadelenin öncülerinden biridir. Angela Davis'in ırk ayrımcılığı kadınlar ve toplumsal eşitsizliği sorgulayan çalışmasında, insanın insan üzerindeki baskı ve sömürüsünün en incelikli oyunlarını geliştirmiş bu utan­mazlığın, bilimsel sosyolojinin "toplumsal düzen" olarak tanımlayamıyacağı bu"toplumsal kaos"un, oluşum ve s
Tükendi
Bu biyografinin yazılmasının amacı, Şeriati yi savunmak değildir, zira onun kendi ifadesiyle; bu iş, "Mustaafların / ezilmişlerin işidir". Aksine amaç, bir düşünce adamının yaşamının daha derinlemesine tanınması imkanını oluşturmaktadır. Bu tür bir tanışmanın gıyabında, her türlü övgü ve yergi, Mevlana'nın Mesnevi'sindeki fil hikayesinin doğrulayıcısı olacaktır. Bundan dolayı bu zorunlulukla uğraşmak şu sorulara cevaptır: Şeriati kimdi ve neler yaptı? Ne tür bir fikirsel yapının mimarı idi; ve hangi nazari
Tükendi
Sevgi insanları birbirine yakınlaştıran olumlu ve iyi duyguların tümüdür. Sevmek, bir davranış, sevgi ise o davranışın adıdır.Sorunlarımızın çoğu sevgi yokluğundan doğmaktadır.Sevgisiz insan ilişkileri, yoğun bir sevgi kirliliği yaratmaktadır. Anababa sevgisi, çocuk sevgisi, kardeş sevgisi, arkadaş sevgisi, eş sevgisi, yurt sevgisi, hayvan ve doğa sevgisi evrensel sevginin birer yansımalarıdır. İnsan sevme yeteneğini sevile sevile kazanır.Sevmeden önce sevilmeyi öğrenir.Çünkü sevgi öğrenilen bir davranış
Tükendi
İbrahim Bin Ethem, Allah yolunda tacını tahtını bırakan bir alim ve evliyadır. Bir gece tahtı üzerinde uyuya kalmıştı. Bir gürültü ile uyandı. Tavan sallanıyordu. Seslendi: "Kim o?" Damdaki, "Tanıdık biriyim, devemi kaybettim onu arıyorum" dedi. İbrahim Ethem, "Hey şaşkın, ne diye damda arıyorsun? Damda deve mi olur?" deyince, damdaki kişi, "Ey gafil, sen Allah'ı altın taht ve süslü elbiseler içinde arıyorsun. Damda deve aramak bundan daha mı garip?" dedi. Bu sözlerden sonra kalbi Allah aşkı ile yandı ve şi
Tükendi
"Ben bir gezginim. Sık sık pigmeler arasında yürüyormuşum gibi gelir bana. İnsanların arasında değil, üzerinde yürürüm. Onların tek görebildikleri, tarlalardaki ayak izlerimdir. Ve tartıştıklarını duyarım, sık sık, ayaklarımın büyüklüğü, izlerimin şekli konusunda. Bazıları, 'Bunlar çok zaman önce buradan geçen bir mamutun ayak izleridir,' der. Kimi de, 'Hayır, bunlar meteorların izleridir, uzaydan düşerler,' der. Ama sen doğruyu biliyorsun, dostum, bunlar, bir gezginin ayak izleridir."
Tükendi
Kitap, Osmanlı'nın bir göçebe-atlı beylikten bir devlete ve imparatorluğa dönüşümünü ve bu dönüşümde sosyo-ekonomik faktörlerin oynadığı rolü ele almaktadır. Ortaçağ'da kurulan diğer devletler gibi, din-tarım imparatorluğu özelliği gösteren Osmanlı Devleti, savaşla kurulmuş, savaşla ayakta kalabilmiş ve diğer imparatorluklar gibi o da savaşla yıkılmıştır. Haraca dayalı bir hakimiyet politikası izleyen Osmanlı, kurduğu güçlü merkezi yapı sayesinde, özellikle ?ihtişam dönemi" olarak adlandırılan süreçte, imp
Tükendi
Abdestli Kapitalizm bir şirk dinidir. Çünkü şirk, kelime anlamı itibari ile 'bir mala iki kişinin sahip olması demektir.' Dolayısı ile Allah'ın, yani halkın malını gasp edenler, Kuran'ın diline göre şirk ehlidir. Abdestli Kapitalizm, Allah ve Peygamber'e yalan isnad etmek sureti ile oluşturulan emperyalist bir ideolojidir. Bağlı olduğu odakların genel çıkarlarını koruma adına, dinin içeriğini tersyüz etme mücadelesi veren, sosyo-ekonomik bir hegemonyadır. Abdestli Kapitalistler, mutlak dindarlık iddiası il
Tükendi
"Selman, benim ailemdendir" (Hz. Muhammed) O'nun hayatı hiç yazılmadı. Çünkü gücün, iktidarın ve statükonun asırlardır korktuğu bir isimdi... Selman, mistik bir derviş gibi tanıtıldı. Din dışı gelenekleri meşrulaştırmak için kullanıldı. Kimine göre bir molla, kimine göre sufi bir derviş, kimine göre büyük bir devrimci... İşte Selman'ın yasaklanan hikâyesi! Yoksulluğun ilahi kader görüldüğü o beldede, mal-mülk düşmanı bir kâfir olarak tanımladıkları Hz. Muhammed'in yol arkadaşı Selman, bir devrim manifestosu
Tükendi
Yaşamın ve dünyamızın mükemmel ve adil olmadığını hepimiz biliyoruz. Her zaman çıkışlar ve inişler, önceden göremediğimiz engeller hep olacaktır. Hoşunuza gitse de gitmese de gerçek budur. Bu engeller yüzünden kendimizi mutsuz hissetsek de bu böyle... Yaşamızda beliren ve önceden kestiremediğimiz olaylar için hiçbirşey yapmayız ama en azından bunlarla başa çıkabilmek için bir şeyler yapabilme gücüne sahibiz. Kendimizi tanıma yolculuğunda, içimizdeki sınırların neler olduğunu bir kez anlarsak, onları aşma ş
Tükendi
Kutsal kitaplarda yer alan kadim kıssalar vardır. Bunlardan birinde ; İnsanların günahlarını kınayan iki meleğin, nefis verilerek asırlar önce Rab tarafından antik Babil'e gönderilmesi yer alır. Büyücülüğün kökenin Babil'in kuyusundaki esrarlı gölgeleri, gökteki Zöhre Yıldızı arasındaki gizli bağı öğrenmek ister misiniz ? Gelin hikayelerini ve başlarına geleni kendi ağızlarından dinleyelim. Büyülü gerçeklik şu idi : Nefsiniz varsa, sınanmadığınız günahın mümini olmazsınız.
Tükendi
Yalnız yaşamak zor oluyor mu? diye sormuşlar Bedia Muvahhit Hanıma bir zamanlar; yalnız yaşamak zorunda kaldığı zamanlar. Zor olmaz belki demiş ve derin bir iç geçirdikten sonra eklemiş: Eğer yoğurtçuların geçtiği o saatler olmasa! Genç kuşaklar bu ifadedeki duygu yoğunluğunu anlayabilirler mi acaba? diye düşündü. Yanıt yerine dudak büktü. Anlayamazlar tabii! Yoğurtçuları da bilmezler, yoğurtçuların geçtiği saatleri de... Omuzlarından birine dayadıkları sağlam bir sırığın iki ucuna asılı tablaları ile sokak
Tükendi
....) 'İyi şiir' demek, okıırca/görerıce iyi diye yorumlanan değil; öz, içerik, biçim ve dış yapısıyla bir bütün halinde güzelliği vurgulanan yapıt demektir. Bu özgün tespit yapılırken görmenin yanı sıra düşünmenin de önemi belirtilmelidir. Toplumsal olanın değerli bir parçası da bireyci değil, bireysel olandır. Bireysel olmak, bir şiirle baş başa kalındığında şiirin biçimselliğine, bütünlüğüne, düşüncesine, dengesine ve hatta şair özne ile ilişkisine bireysel ve toplumsal öznellik ve nesnellikle sokulmayı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1