Yazarın suluboya resimleriyle tamamı dört renk, Fransızca aslından tam çeviri. "Değerlendirme Sorularıyla Birlikte" "İnsanlar artık hiçbir şeyi anlamaya vakitleri yok. Onlar her şeyi tüccarlardan satın alıyor. Ama dost satan tüccar olmadığı için artık insanların dostları yok." "Sadece çocuklar ne aradıklarını biliyorlar.".

Meyhaneci Cezmi bir süredir tezgâhın ardından onu gözlüyordu. ?Ortalığı dağıtmadan şu herifi postalamak lâzım," diyerek, geldi Abbas'ı koltuk altlarından sarmalayıp sürüklercesine meyhaneden çıkardı. Parasını bunun gibilerden kazandığı halde, yine de zamansız içip zıvanadan çıkanlara kızıyordu. Akşamın bu saatinde kendini dağıtmış haline baktı adamın. ?Ne var bu kadar içecek be birader," dedi. Abbas'ı buralarda ilk kez görüyordu. Devamlı gelenlerden biri değildi. Abbas, meyhanenin anason ve sigara kokan ağı

Unuttuğumuz pastel tonlar içinde akan yük katarlarının, posta trenlerinin hüzünlü öykülerini barındıran şiirler.

10 yıllık bir süreyi kapsayan anılar, bir tarihçi gözüyle değil, fakat XX. yüzyılın ilk çeyreğini yaşamış sade bir vatandaşın kalemiyle anlatılmaktadır. Zeki Mesut Alsan'ın "Mustafa'nın Romanı"nın dışında II. Meşrutiyet ve I. Dünya Savaşı yılları Aydın ve çevresini birinci elden anlatan nadir hatıratlardan biridir. Bu açıdan ilginç olduğu kadar anlamlı, bir o kadar da değer taşımaktadır." YRD. DOÇ. DR. GÜNVER GÜNEŞ

Kadına şiddet ve istismar " üzerine...herkesin kendi yaşamından bir iz bulacağı muhteşem bir öykü kitabı.. "Benim kollarım ellerim küçüktü Gücüm yetmedi..." "Dilim dudağım küçüktü Sesim çıkmadı..." "Bağırdım Kimse duymadı..."

Adını biraz garipseyerek okumaya başladım. Sayfalar çevrildikçe "Benim Sine" başlığının müphem manasına, hatta derinliğine inmeye başlıyorsunuz. İşte romancılığımızdaki serüven ustalığı denen şey budur. Bir romancının, okuyucusunu kısa adımlarla kendi gerçeğine yanaştırması, başlı başına bir romancılık meziyetidir. Yasemin bu meziyeti, sergilenmesi zahmetli bir maharet ile okuyucusuna sunuyor ve onları dört koldan kavramayı beceriyor. Bu beceriyle kahramanlarının duygusallığa yatkın özelliklerinden yola çık

"İmanoğlu Sülalesi'nin (Arıcı Ailesi'nin) 200 yılı aşkın öyküsünü-bir romancı yaklaşımıyla ortaya koymaya çalışırken -asıl maksadımız, Osmanlı yöneticilerinin özellikle 1683 yenilgisi sonrasında, nasıl olup da yanı başındaki Batı'nın akılcı felsefesinden uzak kaldığını, onların ilme-felsefeye ve fenne dayalı ekonomik ve toplumsal kakınma ve ilerleme politikalarından niçin tam olarak faydalanamadığını anlatır. Sonuçta imparatorluğun niçin parçalanıp dağıldığını; bu açıklamaların ışığında ise, M.Kemal ve arka

Kitaptaki sorulardan bazıları: - Vahdettin hain midir? - Atatürk Bursu Nutkunu söylemiş midir? - Şapka Devrimi, devrim midir, baskı mıdır? - İstanbul Milli Mücadeleye karşı mıydı? - İzmir Suikastı gerçeği nedir? - Dersim Olayı ve Seyit Rıza gerçeği nedir? - Yeşil Ordu nedir? - Lozan, başarı mı hezimet mi? - Milli Mücadele sırasında Sol akımlar neler yapmıştır?

Deniz Gezmiş'lerden-Mahir Çayan'lara, 68 lilere 12 Mart ve 12 Eylül cuntasından günümüze Ülkemizin yakın tarihinden belgesel tadında samimi bir özyaşam öyküsü. ÜÇ HAYAT

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezah

Sorular, cevaplarla buluşunca korku aşkla, öfke sevgiyle, kaçmak kovalamakla, olmak olmamakla buluştu aynı bedende. Kül ve dumandan bir araya gelenler, ateş ve köze döndü. Basit bir yangına düşmüşlerdi birbirlerinde alt tarafı. İlahi nefesle körüklemeseydi şayet Kuklacı; Gece ve Gündüz birbirlerinin ardı sıra gitmeyi çoktan bırakırdı belki de... Ancak tıpkı ruh üfler gibi nefesiyle kuvvetlendirince ateşi Kuklacı, birbirlerinin peşi sıra olmalarını şart koşunca, karışınca yarattıklarının işine, iradelerini

Cumhuriyet tarihimizin içten ve dıştan gelen en büyük koordineli kuşatma-bölme tehdidiyle karşı karşıya bulunmaktayız. Balkanlar-Kafkasya ve Orta Asya Basra Körfezi üçgeninin ortasında bulunan Türkiye, bir yandan Osmanlı mirasçısı, diğer yandan Orta Asya Türklüğü ile olan akrabalığı sebebiyle petrol-doğal gaz alanı ve yolları üzerinde etkin bir güç görünümündedir. Yüzyılımızın güçler dengesi, Küreselleşmenin ne şekil alacağını henüz belirlememiştir. Yeni güçler dengesinde Türkiye öncelikle kendi yöresinde e

"Birlikte fotoğrafımız yok artık!.." "Bir hedef belirleyip onu gerçekleştirmeye çalışmalıydık." "Hedefi gerçekleştirmek hiç de kolay olmadı..." Dördüncü ve yeni kitabım: 'Şafaklar Renkli Değil...' "Hikayesi anlatılanların unutulmayacağını düşündüğüm için mi, yaşadıklarımı birbiri ardına yazmak istiyorum?.." "2013'de basılan 'Bir Veda Edemedik' isimli kitabımı dostluğu benim için özel olan İzmir'deki bir hekim arkadaşıma gönderdiğimde, telefonla arayarak şunları dile getirmişti." "Kitabınızın son bölüm

This book compares and contrasts the phonology, morphology and syntax of the two languages in detail, pointing out 101 error areas, 15 similarities, and 19 warnings in addition to supplementary exercises. The book works in two ways for the Turkish learners of English and for the English learners of Turkish, and is also planned for self-learning. Students, translators and especially interpreters may find it useful in several ways.

Onlar sanata karşı sevdalıdırlar, sanatçıları anlarım Ben de onlara hayranlık ve de sevgi duyarım Kara sevdalı değilim belki Lakin ben de onun aşkı ile yananım Onlar asla toz kondurmazlar sevgiliye Benzerler ateşin etrafında dönen pervanelere Aşkın büyüsü salmaz onları kaçamazlar geriye Yanarken aydınlatırım ben de bir katre diye Dönerler yanacaklarını bile bile Kimi bir ilham bulabilmek için koşarlar meyhanelere Kimi bu hevesle uyuşturucuya alışır Kimi uyku uyumaz benim gibi sabahlara kadar çalışır Nankörd

Etik ve ahlak insan ruhunda her zaman vardır. Sadece ortaya çıkarılmayı bekler...

Pakistan, 1947 yılında Muhammed Ali Cinnah önderliğinde İngiliz idaresindeki Hindistan'dan ayrılarak Güney Asya Müslümanlarının ülkesi olma iddiasıyla kurulmuştur. Başlangıçta Batı Pakistan ve Doğu Pakistan adları altında birbirinden uzak iki ayrı bölgede kurulmuştur. Doğu Pakistan, 1971 yılında Pakistan'dan ayrılarak Bangladeş adıyla ayrı bir bağımsız ülke olmuştur. Pakistan ile Hindistan ana sebepleri Keşmir'e üç savaş yapmıştır. Pakistan ile Türkiye; liderlerinden, üstesinden gelmek zorunda oldukları pr

Ne söylesem, söyleyemiyorum. Boğazımda asılı kalıyor cümleler. Herkesi kandırmaca oynuyorum bu aralar. Ama hep ben kanıyorum. Aptalım evet, Seni seviyorum...

Bayramlar, anma günleri ve törenler bir toplumu oluşturan bireylerin, birlik ve beraberlik duygusunu en yoğun olarak yaşadığı günlerdir. Milleti oluşturan bireyler, bu milli günlerde kendi milletleirne ait olma heyecan ve coşkusunu yaşayarak geleceğe daha yüksek bir idealle bakarlar. Türk milletinin yakın dönem tarihi anılmaya kutlanmaya değer büyük olaylarla doludur.