Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 47 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Su kal gitme..." Olduğum yerde kalakaldım. Zeynep'e döndüm. "Babaanne kalmamızı istiyor Zeynep." Zeynep çok öfkeliydi. Babaannenin duymayacağı şekilde; "kalmam artık yaşlı bunağın yanında, sen kalıyorsan kal Su, ben hayattakalmam burada artık. Ölseydi suçlusu biz olacaktık biliyorsun. Bu kadının yüzünden beni kapı dışarı ederlerse ben ne yaparım? Dahası ben beş parasız yaşayamam. Yetimhanedeki günlere geri dönmek istemiyorum." Roman yetimhaneden iki ayrı aileye verilen ve bağları hiç kopmayan iki arkad
"Sevmek" sihirli bir anahtardır. Paylaşıldıkça çoğalan, çoğaldıkça tüm evreni saran, mutluluk kapısını aralayan, vicdanı etkin kılan, merhamet ve yardımlaşma duygularını harekete geçiren en güçlü eylemdir sevmek. Kalbin olmazsa olmazı, insan ruhunun temel ihtiyacıdır sevmek ve sevilmek... Yaşam gayemiz, "gerçek sevgiyi yaşamaktır" diyor yazar kitabında. O halde neden sevmiyoruz birbirimizi? Önce kendinizi sevmekle koyulun işe, eşinizi sevin, çocuklarınızı sevin, arkadaşlarınızı ve dostlarınızı sevin. T
Tükendi
"İçimdeki kuşku gitgide büyüyordu. Bunlar bana tuzak mı kuracaklardı? Her şey beklenirdi bunlardan. Bu konuda neler duymuştum neler. Ablama duyduğum özlem ve anneme verdiğim söz olmasaydı, değil bu insanlarla muhatap olmak bir kaşık suda boğabilirdim. Ama ablamı kurtarmak uğruna her şeyi göze almıştım." Doğu Anadolu'da bir köy... Terör örgütünün zorla kaçırdığı bir kız ve sonrası ailenin yaşadığı acı dolu günler. Kan ve gözyaşıyla süren bir yaşam. Kan Çiçeği, ibretle ve heyecanla okuyacağınız gerçek bir ha
Tükendi
Eğreti Hayatlar, bir yol hikâyesi. Adeta Mahmut Makal'ın anlattığı "Bizim Köy"deki evlerden birinde yaşayan bir kız çocuğunun, kendisi dışında kalan dünyayla ilişkisinin de hikâyesi. Şöyle bir bakıp yanından geçtiğiniz, belki gözünün içine baktığınız ya da saçını okşadığınız ancak çoğu zaman üçüncü sayfaya haber olduklarında yaşadıklarını fark ettiğiniz çocukların hikâyesi. 12 yaşındaki Ulviye, ailesiyle, akrabaları ve komşularıyla, acıyla, yoklukla, cehaletle çevrelenmiş fazlasıyla tanıdık bir dünyada ya
Tükendi
"Geçenki adam yine pespembe yerli domates satıyordu. Tüh, nasıl da görmemişti deminden! Beş kilo almıştı da!.. Kocası duyarsa söylenir dururdu gayri. Aslında kendisi de dayanamazdı ya... Kahvaltının, hele hele batırığın zevki bir başka olurdu onunla. Anam babam domatesiydi bu; tadı, kokusu, rengi bir başkaydı, nar gibiydi... Gerçi ilaç gübre ona da girmişti. Meyveler, sebzeler de eski insanlaradönüşmüştü aslında; eski insanlar gibi onlar da yok olup gidiyordu bütün güzellikleriyle. Dayanamayıp iki kilo da
Tükendi
Tek makinenin gücü fırtınaya karşı koyamıyor, gemi olduğu yerde bir sancak bir iskele yalpalayarak başıboş drift yapıyordu. Öyle anlar oluyordu ki gemi bir tarafına yattığında sanki tekrar hiç toparlanmayacak hissiyatı veriyordu. Dev dalgalar köprüüstünün camlarına kadar ulaşıyordu. Kırlangıçlar bazen neredeyse deniz seviyesine kadar iniyor, fırtınanın serpiştirdiği deniz suyu köprüüstünü sular içerisinde bırakıyordu. Gemi dalga tepesine geldiğinde ise çuvalın içine konan yük sonucu büzülmesi gibi büzülmek
Her insanın içinde tel varmış: Paslı, karanlık ve gizli... İnsanın sevgiden, cinsellikten, yaşama sevincinden kaçışının, neden saklandığının, neye ulaşmaya çalıştığının belli olmadığı teller. Sonlarında, ışıktan çok sadece bir ‘pas' olan teller... İnsanın kendini saklamasının ve kendinden kaçmasının belki de en büyük şahidi olan teller. Ressam Fikret, insanın gözleriyle, elleriyle ya da bedeninin başka bir parçasıyla değil de yalnız nasıl tellerle göründüğünü, hissettiğini aklından geçiriyordu şimdi. Teller
Tükendi
Seni unuttum, seni unuttuğumu unuttum. Ve ben yine seni sevdim, seni buldum. Bilemedim bilmemem gerekenleri, bildim. Ve ben dert oldum, o büyük dert; kendim... Aynadaki benle, bende ki ben farklı benden. Ve ben, benliğimi kustum taaa yüreğimden. Kendimi aldım karşıma, kimseyi almadan Ve ben, böyle girdim, hiç çıkmamacasına ölümün yaşına. Gözyaşı ile ıslanmış ruhumu, Kuruması için, semavatin, vahyin rüzgârına astım. Bilmem Mikail anlar mı bu durumu? Azrail haberin olsun; ve ben ölümün yaşı
"Demiray, nasıl demire şekil vermenin ancak ve ancak demir kor halindeyken mümkün olduğunu öğrendiyse, akla ve gönüle söz geçirmenin de kalbe aşkla girip, aşkın kor renginin ancak ve ancak kalpten sevgi almakla mümkün olacağını Bilge Ustası Abat sayesinde kavramıştır... Bahçeden esen o yumuşak hava Mira'dan esinti taşıyordu. Genç kızın hayali delikanlıyı insanüstü bir duyguyla teselli ediyor, sıcak gönlünü hoş eden lakırtısı dostane bir sarmalayış gösteriyor, bu dokunuş Demiray'ın paslanan düşüncelerini ı
KALBİMDEN GELEN FISILTI Aybike Bal Roman ANEMON "Çınar yanıma gelerek elini uzattı. Oturduğum yere sanki yapışmıştım. Elimi uzattım, sonra onunla bahçeye çıktık. Birden yıllar önce Uludağ'da gördüğüm rüyayı hatırladım. Maskeli iki kişi vardı, biri arkasını dönüp gidiyor, diğeri gelip benim elimi tutuyordu. Evet, Giden Sinan'dı ve elimi bırakmayan da Çınar olmuştu. Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. " Aybike Bal genç bir yazar, henüz onbeş yaşında. Sekiz yaşında başlayan yazma serüvenini bıkmadan, sa
Yaşanmışlıklardır insanın hayatını şekillendiren. Duygulardır, yaşlısını gencini bir araya getiren. Aynı Duygu ile Mevhibe'nin yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide buluştukları gibi. Hayatının son günlerini yaşayan Mevhibe hanım, genç kadının kendisinden daha çok acı çektiğini hissedince ona gerçek aşkın var olduğunu anlatmaya karar verir. 1951 yılında Heybeliada da başlayan ve yaşamından zorla kopartılan Yorgo'yu bir an olsun unutmamıştır. Hayal kurmayı bıraktığı anda Kendinden vazgeçeceğini çok iy
Bu adamın anlattıklarını dinlerken bir yandan eski günlerime özlem duymuştum; ama diğer yandan da gelecekte neler olduğunu öğrenmiştim. Üstelik bunlar çok da üzücü idi. Tarifinden, babasının iş yerinin Syessa Ana'nın yaptırdığı han olduğunu tahmin etmiş, onu özlem ile anmıştım. Anlattığı yer aynen Syessa Ana'nın yaptırdığı han gibiydi. Aradan ne kadar zaman geçse de, kentlerin ana yollarının çok fazla değişmeyeceğini düşünmüştüm. Üstelik Syessa Ana'nın hanı taş bir binaydı ve çok sağlam yapılmıştı. Ayrıca,
Tükendi
Ben Apollon rahibi Apollonides. Tanrımız Apollon'a rahiplik onuru ve Apollonides adı bana, Lykia'nın kutsal kenti Letoon'daki Apollon tapınağında yapılan, özel ve gizli bir törende, Başrahip ve Rahip Mela tarafından verildi. Sonrasında, sabah erkenden yola çıkacağım için, Ana tanrıçamız Leto ve ana tanrıçamızın kızı, tanrıçamız Artemis'in Başrahibe'lerini ziyaret ettim. Beni kutsadılar ve başarılı olmam için dua ettiler. Bu kadar genç bir yaşta, tanrımız Apollon'a rahip olduğum için sevinç duyuyorum ama diğ
Tükendi
?Mağaraya geldikten bir süre sonra, aşağıdaki kentin insanları benim varlığımdan haberdar oldu. Ne bekliyorlardı ise, birer ikişer gelmeye, kapıya çıktıkça, merakla beni seyretmeye başladılar. Ön- celeri korku ile uzaktan bakıp bekliyorlardı; ama sonraları şımarıp mağaranın kapısına yaklaşacak kadar kendilerini rahat hissettiler ve bana seslenmeye başladılar. Bana göre Lykia'nın en gizemli kenti olan Telmessos'un insanları beni gizemli buluyorlardı. ? Mitalojik roman serimizdenTelmessos bilicisinin ilk kit
Annesi: "Haydi uyan güzel kızım" dedi. Leyla isteyerek gözlerini açtı. Aydınlık bir odadaydı.Beyaz uzun başörtüsü takmış bir kadın yanında oturmuş başını okşuyordu. Annesi değildi. Beyaz tenli,yeşil gözlü, annesi kadar olmasa da güzel bir kadındı. Leyla şaşkındı, hala rüyasının etkisindeydi. "Anne" dedi. Yaşlı kadın; "Buradayım kızım" diye cevapladı. "Allah'a şükürler olsun uyandı" dedi yanındaki adama. Leyla bakışlarını ayakta duran adama çevirdi. Arkadan yansıyan güneş ışığı nedeniyle adamın yüzünü seçe
Kolundan tutup, kredi kartımı suratına doğru uzattım. Bir anda parmaklarımı teğet geçen dişleriyle kartı ısırdı. O ısırıyordu, ben de çekmeye çalışıyorudum. Kart neredeyse esneyip, lastik gibi olmuşrtu. Dişlerimi gösterip, onu kendime doğru çekerek; Peki bu kartı versem son cariyem olur musun" dedim." Düş Mühendisi, Arabalı Sokak Çocuğu ve şimdi de Son Cariye... Son Cariye Semih Bulgur'un karikatürleriyle süslediği, yeni hikayelerinden oluşan bir kitap. Sıradışı kişiliğiyle dikkat çeken yazar, bu kitabıyla
Tükendi
Çok pişmanım çok. Çocuklukta beynime işleyen kurallar, aşina olduğum nesneler, kayıtsız şartsız güvendiklerim tarafından islah edilmiş bilgilerin kalıplarını zedelemeyen içsel sorgulamalarım, gelecekteki yargılarıma yön verdi. Onlardan bir an bile şüphe etmeden yaşadım. Ne yazık ki kendi aklımı özgürce kullanabildiğim zaman vardığım kanılar, çocukluğumdakiler kadar sarsılmaz olamadılar. Eskileri yıkıp yenileri sağlamlaştırmaya ne vaktim, ne de cesaretim yetti.Temele inecek gücü kendimde göremedim çünkü yolu
Tükendi
Büyük bir imparatorluğun son zamanlarını anlatan üç romanlık bir serinin ilk kitabı İmparatorluk Çöküyor. Saltanatın son yıllarında baş gösteren huzursuzlukların ilk alevleri sarmaya başlamıştır etrafı... Erzurum'da ilk gençlik yıllarında birbirini görüp sevdalanan komşu çocukları Kemal ve Benan'ın aşklarıyla beraber ülkenin politik atmosferini de yansıtan roman; İstanbul ve Anadolu'da ki çeşitli olayları ve Trablusgarp savaşını ele alıyor... Okulu bitirip, Gat kasabasına sürgüne giden Baytar Memduh Efendi
İlk iki kitapla bizi zorunlu bir kurtuluşa doğru götüren yazar birinci ve ikinci kitaplarda olduğu gibi "Kurtuluş Savaşı"nda da bir ulusun kaderini nasıl değiştirdiğini anlatırken Ezansız İbrahim'le Aykız'ın aşkını da katıyor satırlarına... Kaymakam Kemal, Benan, Canbey ve Ece sonunda hem yazgıları ile hem de diğer isimsiz kahramanlarla ülkeyi kurtarmak için savaşıyorlar. Mustafa Kemal'in önderliğinde bir şahlanışı ve savaşın sonuna uzanan bir bulmacanın son karelerini tanımlıyor bize Tayyip Yelen. Ellerind
Balkan Savaşı'nın yollara düşürdüğü Türkleri anlatan bu roman bir yanıyla da bir aşk öyküsünü dile getirir. Ece ve Canbey'in sevdası Balkan bozgunu sonrası kaçan insanların kaderleriyle bağlıdır. Zorlu bir kaçış, zorunlu bir ayrılık, bir devletin çöküşünün devam edişi. Tekrar kavuşma ve İstanbul: Payitaht'ın başkenti. Sevda Tutulması bir roman üçlemesi: Elinizdeki ikinci kitapta ilk kitapta tanıştığınız insanlarla karşılaşacaksınız. İlk kitapta çökmeye başlayan o kocaman imparatorluk, hızla çökmeye devam ed
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 47 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1