Türkiye eski güzellerinden, Türkiye'nin ilk kadın spor programcısı Gülman Sumru Somer, üniversite eğitimi için geldiği İstanbul'da katıldığı güzellik yarışmasından sonra televizyona geçişini, televizyon dünyasında yaşadıklarını, evliliğini; erkeklere, kadınlara, ilişkilere ve artık hayata nasıl baktığını anlattığı Ma'at adlı kitabında hemcinslerine sesleniyor... Ey kadın; sen çok değerlisin ve her şey seninle güzel ve yaşanılabilir... İşte bu yüzden kitabın adı Ma'at; Çünkü Ma'at, "Adalet ve Dürüstlük tanrı

11 Eylül 2001 tarihi, insanlığın ortak hafızasında büyük olasılıkla asla unutulmayacak bir gündür. Bu tarih aynı zamanda insanların terörle ilgili her şeye bakışını ve bu konudaki hassasiyetini de değiştirdi. Turka Bella'da anlattığı öyküsüne bakıldığında, o günün olaylarının Amerikalı genç Yahudi Jonathan Feldman'ı da derinden etkilediği açıkça görülüyor. Kitapta, o güne kadar yaşamın akışı içinde amaçsızca ilerleyen Jonathan, 11 Eylül günü yaşananların ardından bu gidişata bir son vermeye karar verir. Ter

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan ?Gönül Elçileri" projesi, tüm halkımıza bir ?Çağrı" projesidir. ?Gönül Elçileri" projesi Başbakanlık ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hayata geçirilmiştir. ?Her çocuğun bir aileye ihtiyacı vardır," düşüncesinden yola çıkılarak böyle bir proje oluşturulmuştur. Çocuk Esirgeme kurumlarında koğuş sistemi 2014 yılında tamamen kaldırıldı. Bu amaçla ?Çocuk Evleri" projesi uygulamaya geçirildi. Bu evlerde beş altı kişilik gruplar halinde

Göçmen, mülteci, sığınmacı: Yaşadıkları yerlerde huzur verilmemiş, kaçmaya zorlanmış insanları tanımlar bu sözcükler. Son yıllarda milyonlarcası canları pahasına ülkemizde ve komşularımızda yaşama sarılıyor. Kökeninin göçmen olduğunu unutan bu toprakların sahipleri ise çağrısız gelen bu konuklara burun kıvırıyor. Anadolu ve Rumeli bin yıl öncesinden başlayan göçlerle bize yurt olmuştur. Kitapta anlatılan aileyi de 1864 büyük göçüyle geldiği bu topraklar bağrına basmıştır. Göçle gelenlerin aile bilgileri şim

Gülcan ve Sami, üniversite eğitimlerini tamamlamak umuduyla Diyarbakır'a gelmişlerdi. İçinde bulundukları öğrenim yılının başında birbirleriyle tanıştılar. Öğrenci hakları yürüyüşünde karşılaştılar, beraber yürüdüler. Çok ilginçti! Aylar sonra bir gün ikisinin de yolları dağlarda kesişti, şaşkındılar. Gerçek mi acaba diye içlerinden mırıldanarak kendilerini sorguladılar. Bir fırsat yaratıp gizlice buluştular. Tuzağa düşürülmüşlerdi, terör batağının içinde olmaktan utanç ve pişmanlık duyuyorlardı. Kaçıp kurt

Evreni, varlıkları, ilk insanları, canlıları, cennet ve cehennemi bilmek istiyoruz Fakat din adamlarının masalları veya bilim adamlarının hayale dayalı teorileri pek inandırıcı olmuyorlar. Bir kere de vahiylere kendimiz bakmayı nedense akıl edemiyoruz. Gerçekte iş, onların bildiklerinden çok farklı Kur'an kitabındaki bildirimlerin tamamı, varlığı oluşturan atomları anlatıyor. Onlar, akıllı yaratıklar olarak ins ve cin toplulukları diye anılıyorlar. Peygamberlere inanan atomlar, elementleri ve evreni inşa

"İki DOĞRU insan da, bir araya geldiğinde kaderi YANLIŞ yazabilir. Bu bir arayışın, bir içsel itirafın, bir keşfin hikâyesidir." "Seni kimse anlamıyor sanıyorsun.. Haklısın, anlamayacaklar. Senin gözünden bakmadıklarına inanıyorsun.. Haklısın, bakmayacaklar.. asla." "Okumaya başladığım andan itibaren; çok tanıdık, bir o kadar da yabancı hissettim kendimi hikâyeye. Hem dahil olmak istedim, hem de acımaktan korktuğum için uzak durmaya çalıştım. Bir sayfada o kadar haklıyken, hemen diğer sayfada öbürünün hak

Aslı, kendine yabancılaşarak geçirdi uzun yıllarını. Ancak psikiyatristler ve ilaçlarla katlanmaya çalıştığı evliliğinin ona yüklediği mutsuzluk kırılmak zorundaydı. Kendisine tahammülü kalmadığı, düşünmek hatta hissetmek istemediği bir dönemde, doktorunun önerisiyle önce ilaçları bıraktı. Sonra kocasından da ayrılarak bambaşka bir hayatın içinde buldu kendini. Bir dönüşüm, bir kendini yeniden keşfetme dönemiydi artık Aslı'nın yaşadıkları. Kendine şaşırarak şiir yazıyor, Mevlana'yla ilgili kitaplar okuyor

Ben Bohiko. Alev kusan heybetli bir Naukar olarak başladığı serüveni, yüzlerce ölümle taçlandıktan sonra Gabeş bataklığında kurbağa olmaya mahkum edilen bir ejderhayım. Kaderimi tersine döndürebilmek için tek ümidim ise Zindelo. Nam-ı diğer; inanç taciri, üfürükçü, simyacı ve büyük kurtarıcı Tek bir hayat içinde benim sayısız ömrümde edindiğimden çok isme ve unvana sahip olan bu adam, lanetli döngümü kırmama yardımcı olabilecek mi?

Tarihte çatışma gibi, diyalog da dinler arasında pek çok kez denenmiştir. Dinlerin vaat ettiği pek çok şeyin yanında hoşgörü, barış ve sevgi de vardır. Barış ve sevginin yolu da diyalogdan geçer. Fakat vaat edilen bu barış ve sevgi, hep söylemde kalmış ve ne yazık ki hiçbir zaman diyalog gerçek anlamda yaşanmamıştır. Gününüzde de "hoşgörü" ekseni etrafında gerçekleştirilmeye çalışılan Hıristiyan - Müslüman diyalogu, maalesef bazı misyonların etkisi altında geliştiği için gerçek amacından uzaktadır. 1998

Azerbaycan halkı yirmi beş yıldır Karabağ sorunuyla mücadele etmektedir. Ermeni milliyetçilerinin Azerbaycan toprakları ile ilgili asılsız iddiaları 1988 yılında Hankendi olaylarıyla yeni bir aşamaya girer, daha sonra sıcak savaşla sorun en üst seviyeye çıkar. Ermenistan, savaş sırasında SSC'nin siyasî, iktisadî ve askerî kaynaklarını en etkin şekilde kullanmasını bilmiştir. O dönemde, Azerbaycan'daki iç kargaşa, geçiş döneminin sıkıntıları, Azerbaycan'ın saygın politikacılarının, özellikle saygıdeğer devle

EŞLERİNİ ALDATAN sevgililer Yeliz, Filizin kuzeni Mete ile evlendikten sonra, Filizin kocası Onuru tanımıştır. Yelizin Onurla ilk temas ettiği, o narin yumuşacık elinin sıkıca kenetlendiği andan itibaren Yeliz, kalbinin derinliklerine inen bir aşk ateşinin etkisine esir düşer. Ailelerin bulundukları farklı ortamlarda Yeliz Onura yakın durmayı başarmıştır. Kalbinin derinliklerine inen aşkı, Onur ile beraber yaşayabilme hevesi, vazgeçemediği tek isteğidir. Yeliz farklı olgulara sahip donanımlı bir kadındı. İç

HAKLI OLMAYI DEĞİL MUTLU OLMAYI TERCİH EDELİM Herkesin gönlü kendisine yücedir. Kim hangi davranışta bulunuyorsa en iyiyi yaptığını varsayarak yapar. Herkesin doğrusu kendisine doğru olduğunu varsaydığımızda, haklılık mücadelesi yaparken mutluluğu elimizden uçurmayalım. İLLA Kİ ÖFKELENMEK ZORUNDA DEĞİLİZ Bizi öfkelendirecek bir durumla karşı karşıya kalmamız çok doğaldır. Ancak öfkelenmek zorunda değiliz. Sabır ve sükuneti tercih etme imkânımız da vardır. FARKLILIKLARIMIZA SAYGI GÖSTERMEK ÇOK ŞEY KAZANDIRI

Sözümona tüm dinleri kucaklayan, bundan önce de ilahi kitapların kendisi tarafından gönderildiğini iddia eden yeni bir dinin peygamberiyle tanışacaksınız bu kitapta. Sözde emirleri uzaydan alan medyum peygamber, tüm ilahi dinlerin bir merkezden gönderildiğini ve komuta edildiğini söylüyor bize: Uzaydan Anlaşılacağı üzere, bu kitapta Dr. Bülent Keçikin amacı bu dini övmek değildir. Uzaylıların Peygamberi okuduğunda görülecek ki kral çıplak!.. Ne yazık ki, bu peygamber insanlığın, bilimin yüzyıllardır ortaya

Hayatın içinde kalamamışız. Hayat; içimizde ukte kalmış. Tek bir kalıba sığmıyor Melda Zirek'in kadınları. Jöle kıvamında adeta. Büzülen, süzülen, sıkışan, ama sürekli kendini doğuran. Çoğalan, genişleyen ve kocaman olan. Taşan. Ele, yüreğe, gönle sığmayan rengârenk kadınlar. Kendilerini çelişkileriyle var eden bu kadınlar, çeşitli biçimlerde sızıyor yazarın satırlarına. Bazen bir öyküye bazen de bir şiire ya da denemeye dönüşüyorlar. Hayatın içinden gelip hayata kafa tutuyorlar. Tabii sadece kadınlar a

Aşkı Yeniden Okumak isimli ilk kitabında Elif Şafakın Tasavvuf Textbooku olan Aşk romanının kaynaklarını inceleyen Bülent Keçik, hem Şafakın romanında hem de bazı kaynaklarda Yahudilerin bilinçsiz ve kötü insanlar olarak yansıtıldıklarına dikkat çekmişti. Ters bir bilincin ortaya çıkmasına neden olan bu olumsuz örnekler, doğal olarak Müslümanlarda Yahudi düşmanlığını ve bir korunma olgusu olarak dışlamak yaklaşımını da beraberinde getirmiştir. Her konuda gerekli gereksiz vurgularla Yahudi toplumunun olu

Bu kitap hastalığın ne olduğunu, niçin hastalandığımızı, hastalanınca ilaçsız nasıl iyileşeceğimizi ve hastalanmamak için ne yapmamız gerektiğini anlatıyor. Kitaptaki bilgileri kendisi üzerinde uygulayarak sağlığına kavuşan, on yıldır hiç hastalanmayan, 79 yaşındaki bir insanın olağanüstü ilginç öyküsüdür. Kaç yaşında olursanız olun, okuyun, uygulayın ve sağlıklı yaşamanın tadını çıkarın. Elinizdeki Sağlık Pınarı kitabının yazarı Ayhan Eyikan, bu kitapla bizlere sağlıklı bir ömür sürebilmek için, kendi tec

Osmanlı sonrası cumhuriyet tarihinin pek çok karanlık noktalarından biri de 12 Mart Cuntası öncesi yurt işgalleri ve 6. Filo eylemleriyle doruğa çıkan 68 Hareketinin maruz kaldığı şiddetin dozudur. Soğuk Savaş döneminin egemen güçleri tarafından ajan-provokatör unsurların da devreye sokulmasıyla önüne set çekilmeye çalışılan gençlik eylemleri üniversite önlerinde, yurt baskınlarında hedef gözetilerek liderlerinin açıkça öldürülmesi, ağır işkencelerden geçirilerek ruhen ve fiziksel olarak sakatlanmasını bera

Tanrıya yakın olmanın en güzel yeridir şiir. Bir çok şeyin yanında, en çok sevgiyi çoğaltıp olabildiğince geniş bir alana yayarak paylaşmaktır amaç. İlhamın perisi denilen şey, zaman, doğa ve moralden oluşarak hassasiyeti yönlendiren özden başkası değildir. Tanrıya en yakın olan yerimizden, oluşumun temelinden gelen ilham parmakları tutup his verir. Bu ilhamdan doğan ne kadar dünyaya açılmaya değerse o kadar heyecan ve coşku getirir kendisiyle. Sabahı torbaya koyup ağzını urganla büzmüştüm, Geceden yıldızla

"Göçmenler kendilerini bu toplumun bir parçası olarak görebilmeli ve ülkemiz için sorumluluk üstlenmeli. Etnik ve sosyal köken bir kader olmaktan çıkmalıdır." -Bilkay Öney-Baden Württemberg Eyaleti Uyum Bakanı (SPD) "Gelecekte daha renkli olabilmek için bir an evvel 'onlar' ve 'biz' ayrımı yapmaktan vazgeçip Almanya için el ele verip, çalışmalıyız. Çünkü Almanya bizim yuvamız." -İsmail Tipi-Hessen Eyalet Meclisi Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Milletvekili "Yarım asırlık bu göç hikâyesinden sonra