Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
2017 yılı Ağustos ayında 90. yaşını kutladığımız "Heybeliada Aşığı" Nejat Gülen'in Adalı Yayınları'ndan çıkan altıncı kitabı "Heybeliada." "Heybeliada" Adalı Yayınları'nın Nejat Gülen imzasını taşıyan altıncı kitabı ama Nejat Gülen'in ilk kitabı. 1982 yılında ilk baskısı yapılmış. Kısa sürede tükenmiş. İkinci baskısını ise 1985 yılında, bazı eklemelerle Tekin Yayınevi yapmış. Nejat Gülen bu kitabının önsözünde "Bu, ne kuru bir tarih kitabı, ne sosyolojik bir etüd, ne anı, ne de bir romandır; bunların
Tükendi
Büyükada'nın 1920-1975 arasındaki 55 yılına tanıklık etmiş, çok renkli bir kişiliği, Arif Ağa'yı, kızı Gülsen Karadoğan yazdı. Arif Karadoğan, Büyükada'da halen tek toplu ulaşım aracı olan faytonculuğun kurucularından sayılıyor. 1920 yılında, daha 16 yaşındayken, yanında atıyla adım atıyor Büyükada'ya. Bir Rum faytoncunun yanında işe başlıyor. Kısa sürede kendi faytonunun sahibi oluyor ve yıllar içinde fayton sayısını 25'e, sahip olduğu at sayısını da 100'e çıkarıyor. Büyükada'da ilk büyük ve modern ahır
Tükendi
Semiha Akpınar, 1944'de Büyükada'da doğdu.. İlk öğrenimini Büyükada İlkokulu'nda, orta öğrenimini Heybeliada Lisesi'nde tamamladı. İTÜ Mimarlık Fakültesi'nden 1969 yılında mezun oldu. Çeşitli kamu kurumlarında görev yaptıktan sonra çalışmalarını Adalar'da serbest mimar olarak sürdürdü. Bu kitap için çalışmaya 1984 yılında başladı. Bir bölümü şimdi hayatta olmayan 100'den fazla Büyükadalı ile görüştü. Onların anlatılarını, kitabın tarihi ve tematik bölümleri altında bir araya getirdi. "Ben kitabım için
Tükendi
Kimlerle ittifak yapılabileceği, keyfi, kişisel veya psikolojik ölçülerle değil, kimin dost kimin düşman olduğuna bağlı olarak tayin edilir. Bunun dışında, öznelleşmiş nedenlerle veya yapıların sahip olduğu kimi eksikler gerekçe gösterilerek mesafe koymak, yöntemsel kavrayışta bir soruna veya devrim bilincindeki eksikliğe işarettir. İttifaklar, aynı zamanda, yoldaşlığın geniş zeminde farklı bağlamlar içinde yaşanması deneyimidir; farklılıklara tahammülü geliştirmenin yanında, gelecekte daha kapsamlı ve daha
Kapitalizm insanı teslim alırken, sadece aklını değil, yüreğini de boy hedefi yapar. Sevgiyle çoğalmış değil, sevgisizlikle yalnızlaşmış insanı tercih eder. Bu nedenle, gelişmenin en fazla kösteklendiği bu alanda, devrimcilerin de başarılı bir sınav verdiği söylenemez. Diğer bir ifadeyle devrimcilerin en az devrimcileştikleri, sistemden kopup alternatif üretmekte güçlük çektikleri alanlardan biri de karşı cins ilişkileridir. Tabir yerindeyse her devrimci kadının içinde bir anne, her devrimci erkeğin içinde
Tükendi
Bu koşu; eksiklerle yetersizliklerle düşe kalka kanayarak ve kanatarak gerçekleşecek...Değerleri sulandırarak kendi kafa karışıklığını tereddüt ve yalpalamayı genele mal ederek bir yere varılamaz. Sınıflar mücadelesinin doğası budur. Devrimin gerçekliği budur. Devrim bedel ister. Eşsiz bir ufkun tarifsiz güzelliklerini işaret ederken ona doğru koşacak öznelerde sızlanmayacak karakterler ister. Bunun için eksiklerimize aldırmadan yürümeli güzelliği de acıyı da bağrında taşıyan bu yolu geçerken karşılaşabilec
Tükendi
Son yılların kaynaklarını incelerken görüldü ki, Adalar Vakfı'nın tarihiyle Adalar'ın tarihi büyük ölçüde kesişiyor. Çünkü Vakıf her ne kadar sınırlı, tanımlı bir amaç için kurulmuş olsa da, bu dönemde Adalar'ın genel sorunlarına sırtını dönmemiş, onları hep gündeme taşımış; hem faaliyetleriyle, hem yönetimde yer alanların genel gündeme ilişkin görüş, değerlendirme ve yazılarıyla, hem de periyodik olan olmayan yayınlarıyla bir anlamda Adalar'ın bu yıllarına, olan bitene tanıklık etmiş, ışık tutmuş. Kitab
Tükendi
Cevahir bir tercihin adıydı. Cevahiri anlamak için o dönemi anlamak gerekir. Cevahiri anlamak için Mahiri anlamak gerekir. Hakkı Zabcı Cevahir, bizim ağırlığı olan arkadaşlarımızdandı. Her şeyden önce güzel konuşurdu. Yumuşak huylu aynı zamanda kararlı bir arkadaşımızdı. Sürekli okuyan, araştıran özelliğinin yanında alçakgönüllülüğüyle de dikkat çekerdi. Nasuh Mitap Söylediği gibi davranan, davrandığı gibi konuşan devrimci tipidir bizim dönemin insanları. Oktay Etiman Biz Cevahir ile ülkeyi dolaştığımızd
Tükendi
Agos: Pulluğun tarlada bıraktığı derin iz Pulluk: Karasaban Kocaman bir tarla varmış. Geniş mi geniş, verimli mi verimli... O kocaman tarlada ağır başlı bir pulluk çalışırmış. Bilge mi bilge, kararlı mı kararlı.... Yağmur çamur demeden, sağa sola sapmadan, başı önünde, hiç durmadan çalışırmış. Geçtiği yerlerde derin mi derin 'agos' lar bırakaraktan.... Günlerden bir gün, yüreği avucunda minik bir kaplumbağanın yolu o derin mi derin 'agos'lardan biriyle kesişmiş. Kaplumbağanın sırtında minik bir
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1