İster öğrenci, ister işsiz, ister simitçi, ister çiftçi, ister köylü, ister esnaf, ister memur, ister öğretmen, mühendis, doktor, işadamı, iş hanımı, ev hanımı olun. Yüreğinizin coşkusu ile beyninizin ürettiklerini birlikte kullanarak gerçek başarıyı sağlayabilirsiniz. Yeter ki önyargısız olun, inanın ve vazgeçmeyin. Yarınlar; inanan, okuyan, öğrenen, bilen, azim ve emeği ile hak eden herkesin olacaktır. Önemli olan okunan kitabın içerdiği mesajı almak ve gereğini yapmak için harekete geçmektir. Hareket

Sabırla, ilmik ilmik dokuduğu bu aşkın sonunun; ördüğü kozanın içine kendini hapseden ipek böceğinin hikâyesine benzemesinden korkuyordu: Kendi hâllerine bırakılırlarsa, günü geldiğinde kozayı delip kelebek olarak çıkabilirlerdi. Ya çıkamazlarsa...

Malum olduğu üzere aziz Kur'an sadece ahiret hayatını ele almıyor, aynı zamanda dünya hayatını da düzenleyen çok değerli kurallar vaz ediyor. İşte bu çok önemli kurallardan bazıları da insanın içinde yaşadığı topluma ve bizzat kendi nefsine karşı olan görev ve sorumluluklarıyla ilgilidir. Bu çalışmamızda konuyla ilgili önce ayet-i kerimelere, sonra hadisi şeriflere, akabinde de bunları izaha çalışan kıymetli alim ve velilerin görüşlerine yer verilmiştir.

Sizi seviyorum. Evet, bizzat şu anda kitabı elinde bulunduran kişi olarak sizi sevdiğimi bilerek söylüyorum. Ben sizi tanıyorum. Siz okuyucu olarak zaten sevgiye, saygıya değer birisiniz. Hepimizin hem beden, hem de hayat sistemi sevgi kaynağıyla dengede çalışır ve sahip olduğumuz potansiyel güçleri sevgi ile hayata geçiririz. Niye sizi sevmem gerektiğini düşünüyorsanız, sorunuza cevap olarak şunları söyleyebilirim: Sevgi tüm insanların ve tüm canlıların ortak dili olduğu için sizi seviyorum. Evet, sevgi ya

Çözüm'ün; kişiler için, kurumlar için, tüm insanlar için yetişmiş insanda olduğunu düşünüyor ve... "Yetişmiş insan, önyargısız ve özgür düşünen insandır. Yetişmiş insan, dokunulmaz olan insandır. Yetişmiş insan, farklı gören insandır. Yetişmiş insan, Üniversite mezunu, bilgiyi içselleştiren, üreten ve kullanan insandır. Yetişmiş insan, tercihleri ile yaşama katkı sağlayan insandır. Yetişmiş insan, karar verebilen insandır. Yetişmiş insan, sorundan hareketle çözüm üreten insandır. Yetişmiş insan, sorumluluk

Pisipisine bir çağdır bu Suyu su değil azizim Sevmek artık kitaplarda kalmıştır Kar marjı alıp gitmiştir Tırış giden atını her yana Müşküldür gayrı Rastlamak yüreğe Temiz çarpana Neyse ki ninecikler ve bebecikler vardır Okullu olmak da zordur hani Üç ortalı defterler yevmiye çetelesi olmuştur Renk vermiştir zaman Gün gitmek günüdür Kalmak yaralanmaktır !

Ayarımızı kısmen başkalarına bakarak yaptığımız ve kısmen de başkalarının bizi ayarladığı bu durumdan kurtulmanın yolu; tekrar kendi yörüngemize dönmektir. Bu dönüş, dünyaya sırtını çevirmek, içe kapanmak demek değildir. Bu dönüş; hem kendi ekseni etrafında dönmek, hem de dünyayı kendisine döndürmek için gayesi ve niyeti olmaktır. Şayet sizin böyle bir niyetiniz yoksa, dünyayı kendi ekseninde döndürmeği murat edinmişlerin yörüngesinden kurtulamazsınız.

Etkiya: (Taki'nin çoğulu) Çok takvâ sâhibi olanlar. Takiler. Takvâda çok ileri giden mes'ud kimseler. Hz Ömer (ra) bir gün mescide girdi ve Muaz bin Cebel (ra)'ın Ravzay-ı Mutahhara'nın duvarına yaslanmış, ağlamakta olduğunu gördü. Yanına yaklaştı ve sordu: - Ya Muaz niçin ağlıyorsun? Muaz bin Cebel gözyaşları arasında cevap verdi: - Ya Ömer, Resul-u Ekrem (sav) efendimizden işittim, buyurdular ki: "Riyanın azıcığı dahi şirktir. Müşrikin yeri de cehennemdir. Riyadan sakınınız ki Etkıyadan olasınız. Zir

Bu kitap, Allah'a davet konusunda vakfın önemini ortaya koymayı hedeflemektedir. Çünkü Müslümanlar, eski zamanlardan günümüze kadar, muhtelif seviyelerde vakfı önemsemiş, ona yüce anlamlar yüklemiş, vakfın dinî mesajını, sosyal, ekonomik ve siyasal önemini ortaya koymuşlardır. Mescitler, ilkokullar, orta dereceli okullar ve üniversitelere kadar bütün eğitim kurumları vakıflar sayesinde ortaya çıkmışlardır. Parasız tedavi için hastaneler ve eczaneler de bu sayede kurulmuşlardır. Güvenliği sağlamak amacıyla

An(n)a Aşkı, Anaların feryadını duymayan insanlığın iki yakası biraraya gelir miydi hiç?.. Analar yerlerde sürünürse şu gökkubbe de, insanlığını yitirmiş insanlığın başına çöker diye düşündü Yusuf. Anaların sürünmesini, insanlığın, insanlık değerlerinin sürünmesi, ayaklar altına alınması olarak, anaların yalnızlığını ise, mahşeri kalabalıklar içinde yalnızlaşan insanlık olarak telakki etti. Başucunda dikildiği Annanın huzur içinde uyuduğunu görmekten kendisi de mutlu oldu. Odadan ayrılmadan önce yaşlı kadın

4_sir_okumaktir Tüm insanların yaratılışlarında kendilerine verilen yetenek ve potansiyel gücün şifrelerinin, beyinleri ile yüreklerine yerleştirildiğini düşünmekteyiz. Söz konusu şifreyi çözmenin yolu, insanların içsel tercihleri ile alacakları eğitim ve öğrenimle mümkün olabilecektir. İnsanlar, yaratılış anlamlarına uygun olarak kendilerine verilen görevleri bilmek ve gerçekleştirmek sorumluluğu altındadırlar. Bunu gerçekleştirebilmeleri için, yaşam süreçleri boyunca oluşturacakları yol haritalarında; -