Bir gerçeklik fırtınasının girdabına kapılmış, zaman, söylenceler ve hayallerin yolcuları, Dünyaların Sonundaki bir hana sığınırlar. Chaucerin Canterbury Öykülerinin geleneğine uygun olarak fırtınanın dinmesini beklerken gittikleri yerlerin, gördükleri şeylerin ve düşlerinin öykülerini anlatırlar.

Bir sürü isimleri vardı: Erinyesler, Eumenidesler, Diraeler, Öfkeliler. İntikamın, affetmezliğin ve durdurulmazlığın temsilcileri: cezalandırmak için aradıkları suç kanla yıkanıncaya kadar durmazlar. Merhametliler, Lytha Hal bebeği Daniel ondan alınınca onlara gider ve Ebedilerden Düş onların hedefi olur. Ama annenin kederi ve boyun eğmez öfkesinin arkasında daha karanlık güçler iş başındadır ve onlar sonunda Düş Diyarında daha önce kimsenin görmediği bir fedakarlık isteyecektir.

Sana ruhunu bahşediyorum, hayatını değil... Merhamet gösterdiğim için memnun ol! Cadı Kral; Halkın, yok edildiğini sandığı; ama bir şekilde bölgeyi elinde tutmayı başaran, tarifi mümkün olmayan güçlere sahip bir liç... Şövalye; Suikastçıların karanlık sırlarına sahip, iyiliğin şampiyonu; kara elfin sahip olduğu en alışılmadık müttefik... Entreri ve Jarlaxle; Kantaşı Topraklarının engebeli ve merhametsiz dağlarına yabancı olsalar da zorlu yerlere yabancı değildiler. Güç delisi bir liçin hayaleti ve yeminle

Lisa Smedman öngörülü ve zeki bir yazar ve bu zekası; serinin, önemli gelişmelere yol açan kişisel öykülerle bezeli orta kitabında çok kritik bir önem taşıyor. -- R. A. Salvatore Pharaun, Quenthel, Jeggred, Danifae ve Valas; Abyssin yanan sonsuzluğuna giden bir yol ararken, bir yanda birbirilerini aşağılarken öte yandan sırtlarını, birbirilerinden gelebilecek hançer darbelerine karşı kollarlar. Diğer yandan Halisstra ve Rhys, yaşamın değerli olduğu, gölgelerden suikastçıların fırlamadığı bir dünya keşfede

Donskoy; Ravenloft dünyasındaki garip lordlardan birisi... Azalin´in topraklarındaki evini; bu Lordla evlenmek, onun çocuğunu doğurmak ve daha iyi bir gelecek için terkeden Marguerite... Fakat bu lanetin hüküm sürdüğü topraklarda kim güvende olabilir ki?

Mezopotamya insanlarının Tanrılarla konuştuğu zamanlarda doğmuş bir efsane, Osmanlının büyülü sokaklarında tekrar hayat buluyor. Baharat tünelinin ozanları, eski tılsım üstatları ve hatta bizzat saray ahalisi efsunlu Hikayeyi kulaktan kulağa. Zaman insanoğlunun avuçlarından kayıp giderken, Tılsım-ı Kudret efsanesi de yaşadığımız çağa ulaşıyor; Fakat İstanbulun kadim sokakları, tüm bunların bir efsaneden çok daha fazlası olduğunu anlatıyor. Uğultuların arasında bir ses duydum, Öte diyardan bir haykırış.

Kahramanlarımızın bayrağı, kılıcı ve asayı genç kuşaklara -ikinci kuşağa- devretme zamanı geldi. Mızrak Kahramanları'nın çocukları, Gricevher'in arayışı, Raistlin'in kızı efsanesi ve daha nicesi bu kitapta. Margaret Weis ve Tracy Hickman, Ansalon'a -ve ötesine- yeni bir soluk getiriyor. Maceranın, destanların ve geleceğin efsanelerinin genç ve dinamik bir nesille devam etmesini sağlıyor. Yeni nesil, anne ve babalarının kahramanlıklarına yetişmeye hatta onları geçmeye niyetli gibi. Krynn dünyasınd

.... Keskin bir ayaz. Tüm yaz, yıkıcı Anadolu sıcağının taarruzlarını atlattıktan sonra, bu seferde çimentosuna kadar dondurmaya niyetli Ankaranın sert soğuğuna maruz kalan; Tandoğanda, cadde üstünde bir apartman. ... Ankarada Soğuk Gece; elflerin, orkların ya da ejderhaların olmadığı bir fantastik roman. Okurken üşüyen ellerinize dikkat edin; bir sonraki sayfada eliniz yanabilir..

MELEKLER DE ÖLÜR Bizlere ulaşmadan önce nice yalnız gecede, bir masa, bir kalem ve bir gece lambasının tanıklığında paylaşılmış sırların dökümü. Şiirle, şarkıyla, çağrışımla yaşadığı hayatının kayıtlarını dökmüş ortaya Nayat Gül. Her ayrıntı, gözü kara bir açıklıkla burada. Yazanın yüreğinden çıktığı ilk halin saflığı içinde her bir söz. Elemeye bile tâbi tutulmamış. Kimisi imgelerin kalabalığı arasında kaybolmuş; kimisi okuyanı da alıp yolculuğa çıkarmaya aday. Karin Karakaşlı

İlkbahar Şafağında bıraktığımız Tanis Yarımelf, dev savaşçı Caramon, hırslı ve gizemli kişiliğiyle usta büyücü Raistlin, sevimli ve korkusuz kender Tas ve diğerlerine Raistlin ile karmaşık duygu ve ilişkiler içerisindeki Paladineın Kutsal Rahibesi Crysania katılıyor. Zayıf ve hastalıklı Raistlin2den bütün dengeleri, zamanı bile değiştirebilecek güçlü büyücü Raistline güçlü sağlıklı ama zayıf kişilikli Caramondan şişmiş, alkolik Caramona İkizlerin zıt karakterleri; Ejderhaların Dünyasında Crysanianın etraf

Ruhdöveni ile başlayan macera Silah Kardeşliği ile sürüyor. Umudun sonu Şehrinin kuşatması sırasında genç büyücü Raistlin, kendisini ve kardeşini kurtarmak için ideallerini ardında bırakmak zorundadır. Raistlin ve Caramon asker olarak eğitilirken, uzaklarda bir yerlerde başka bir ruh daha savaşın ateşinde dövülmektedir. Başka bir yol seçilmiş ve geleceğin Ejderha Yüceefendisi güçlenmeye başlamıştır. O, Kitiarauth Matardır; ikizlerin üvey kardeşi

Tanrısal gücün peşindeki usta büyücü Raistlin, Kumdaki Ayak İzleri'ni takip ederek tanrılara meydan okuyor. İkizi Caramon ve Paladine'ın kutsal rahibesi Crysania da bu çatışmanın girdabına kapılmışlar. İkizler tarihinin kalbinde, 'kendi' ayak izlerinin üzerinde tanrılarla, zamanla ve birbirleriyle savaşıyorlar. Caramon'un komutasındaki Fistandantilus'un Ordusu, zamanın nehrinde 'bilinen' bir 'bilinmezliğe' doğru tüm açmazları ve tüm hızları ile sürükleniyor... Ejderha Mızrağı efsanesi, Mızrak Kahramanlar

"Richard Baker'ın hem kurgu hem de yaratıcılık -özellikle FRP Oyunu- yeteneği kombinasyonu, onu bu kitap için mükemmel bir yazar yapıyor." - R.A. Salvatore Anauroch'un yakıcı kumlarından Karanlıkaltı'nın sonsuz labirentlerine uzanan, Örümcek Kraliçe'nin ruhunun ürkütücü yollarında yaşanan epik bir macera. Ve bu yolların tam ortasında Lolth'un nereye kaybolduğu hakkında cevaplar arayan güçlü bir grup... Lolth ya olduğundan çok daha güçlü bir şekilde geri dönecek ya da tüyler ürpertici bir hükümle onla

Sabahları uyandığımız zaman gözlerimizdeki çapakların sahibi Sandman'dir. Uykuya dalmadan önce gelir ve rüya görmemiz için gözlerimize büyülü bir kum serper. İşte uyanışa doğru o büyülü zerrecikler çapaklaşır. Kısa Yaşamlar, bir arayışın hikayesi... Morpheus ve Ebedi kardeşleri; Umutsuzluk, İhtiras, Hezeyan, Ölüm, Kader ve Yıkım, -biri hariç- hiçbirinin fark etmediği ve arzulamadığı, onları kaçınılmaz yok oluşlarına doğru götüren bin yıllık kargaşa dolu değişime doğru yol alıyorlar; çünkü "Yeni bir düşe

Ansalon'un arka yollarından Yeni Dünya'ya doğru giden ikizlere, yolda bir kender katılır. Kardeşler, bir lanetin hüküm sürdüğü garip bir şehre; Mereklar'a doğru adeta sürüklenirler... Bir olaylar yumağı, eski bir efsane ve üç büyülü parlak çizgi, ikizleri ölümcül bir düşmanla yüz yüze getirir; güzel soylu bir kadın, vahşi bir yaratık, Karanlıklar Kraliçesi ve büyülenmiş bir kender, ikizlerin kaderini belirleyecektir.

Ruhlar Savaşı nihayet sona ermişti. Büyü geri dönmüştü, tanrılar da... Fakat tanrılar diğerlerinden daha güçlü olmak için birbirileriyle çekişiyorlardı ve savaş zaten ülkeleri yok edip Ansalon'un güç dengesini bozmuş ve bütün kıtaya yayılan büyük bir mutsuzluğa sebep olmuştu. Gizemli savaşçı-kadın Mina, tanrıçasını hayal kırıklığına uğrattığı ve onu kaybettiği için acı içindeyken baştan çıkarıcı bir kılığa bürünmüş kötülükle anlaşma yapar. Narin ve kırılgan dünyaya garip bir vampir kültü yayılırken hiç b

Strahd von Zarovich bir asırdan daha uzun bir süre boyunca Barovia'yı demir yumrukla yöneterek halkının kanından beslenmiş ve kimseden korkmamıştı. İşkenceli hükmünün tüm o yıllarında, kimse ona baş kaldırmaya cüret edememişti. Fakat, artık Vistaniler Barovia'ya dönmüş ve Barovia'nın dehşet lordu için bir uyarı getirmişlerdi. Birisi Strahd'a karşı çıkmak için geliyordu. Sadece vampirin varlığını sona erdirebilecek bir rakip değil, aynı zamanda, tüm Barovia'yı da yok edebilecek biri. Ben, Strahd, Azali

Krynn sürekli değişiyor, güç dengeleri de... Tanrısal güçlerin arasında bir ölümlünün ne şansı olabilir? Hayal bile edemeyecekleri güçlerin savurduğu; küçük ama garip bir grup -inatçı bir keşiş, gecegezgini bir kender hatta bir köpek- kendilerini, giderek yayılan ´yaşayan ölüler´ ordusuna karşında bulur... Tüm bu karmaşada Mina da kendi gizeminin peşine düşer... Hızla yayılan kötülük giderek büyür ve Krynn´in ruhunu uçuruma doğru iterken, en karanlık yerlerden dahi hiç umulmayan kahramanlar çıkar.

Parşömen yapraklardan bazıları krem rengiydi, kalın ve sağlamdılar. Pek çok yaşam süresi boyunca dayanacak şekilde yapılmışlardı. Diğerleri ince ve yıpranmışlardı. Geçen zamandan sararmışlardı ve çevirdikçe tedirgin edici bir şekilde çatırdıyorlardı. Ne süslü çizimler ne de kenar çizgileri vardı. Sadece siyah mürekkeple yazılmış satırlar. Akıcı el yazısını okumak başta biraz güçtü; yazarın kullandığı kaligrafi tarzı üç yüzyıldır pek kullanılmıyordu. İçindekiler kısmı yoktu ama atılmış olan tarihlere bakılır