Sosyoloji sekizinci edisyonuyla da yaşadığımız dünyayı ve rehberlik ettiğimiz yaşamları anlamlandırma konusunda vazgeçilmez bir kılavuz olmayı sürdürüyor. Baştan sona gözden geçirilen ve güncellenen bu kitap, sosyolojiye dair dopdolu, cazip ve güvenilir bir giriş sunma konusunda rakipsiz bir çalışmadır. Yazarlar, sosyolojideki yeni görüşlerin yanı sıra güncel küresel gelişmelere ilişkin yetkin bir genel bakış ortaya koyuyorlar. Klasik tartışmalara özenli ve kapsamlı biçimde yer verilirken, en karmaşık görüş

"Maldoror'un Altıncı Şarkısı'nı okuyunca kendi yapıtlarımdan utandım." André GİDE "Maldoror'un birazcık tadına bakınca, bütün şiir yavanlaşıyor." Louis ARAGON "Lautréamont'u açın! Bütün edebiyat şemsiye gibi tersine döner." Francis PONGE "Maldoror'un Şarkıları olmasaydı Fransız kültürü eksik ve tamamlanmamış kalırdı." Marcelin PLEYNET Comte de Lautréamont (Isidore Ducasse, 1846 - 1870) yirmi iki yaşında "Maldoror'un Şarkıları" ile şiirin klasik söylemini tamamen değiştirdi ve iki yıl sonra öldü. Üstgerçekçi

"Goethe'yi Türk okuru klâsiklerin klâsiği sayılan eserlerinden tanıyor: Faust Genç WertherBatı-Doğu Dîvanı. Oysa bir şair bir roman ve dram yazarı olmanın ötesinde Bilim dünyasına dadamgasını vurmuş bir bilgeydi Goethe.Rönesans'ın tanımladığı evrensel Âdem niteliğini taşıyan bir dehâdan sıradışı bir kitap."

Kimi zaman çocuğum Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.

"Özgün kuramla görgül çalışmayı olağanüstü harmanlamasıyla, çağdaş gelişmiş kapitalizmi oluşturan iç içe geçmiş süreçleri anlayıp çözümlemek için Marx'ın Kapital'inden bu yana belki de en kapsamlı yapı elimizde. Shaikh'in kitabı, hem derin bir kavrayış sunmakta hem de açığa çıkardığı aksaklıklarla ve istenmeyen toplumsal sonuçlarla başa çıkmanın uygun politikalarını kurgulamak içim zemin hazırlamaktadır." – G. C. Harcourt, İktisat Kuramı Tarihi Emeritus Öğretim Üyesi, Cambridge Üniversitesi ve New South Wa

"Atatürkçülüğü yorumlarken, günlük siyasi ve sosyal akımların etkisiyle onaylama veya bağnaz tepkilerle karşılaşmak olanaklıdır. Toplumumuzu, uzlaşmaz iki kitle halinde karşı karşıya getiren derin anlaşmazlığın, felaketli sonuçlar getireceğini daima hatırda tutarak karşıtlığı çözmek, uzalşma yollarını bulmak zorundayız. Yurdun geleceği için iki taraf da bağnaz, uzlaşmaz tavrından kurtulmak zorundadır. Demokrasi, toplumda barışı güvence altına almak için uzlaşma ve denge zeminidir." -Halil Inalcık- Atatürk

Halil İnalcık hocayı "şeyh-ül miverrihin " (tarihçilerin şeyhi) "tarihçilerin kutbu" saymaları boşyere değil: Geleneksel tarihçiliğin sık sık dayanıksız tespitlere dayalı, "resmi bakış"a ayarlı yaklaşımını teryüz eden ; bilgiye belgeye yaslanan bir çözümleme ve yorumlama anlayışını ufkumuza taşıyan odur. Halil İnancık'ın tarihimizi doğru okuma endişesini doğruya taşıyan , batılı tarihçileri de kökünden etkileyen makalelerini sunmaktan Kırmızı Yayınları onur duyar.

"Atatürkçülüğü yorumlarken, günlük siyasi ve sosyal akımların etkisiyle onaylama veya bağnaz tepkilerle karşılaşmak olanaklıdır. Toplumumuzu, uzlaşmaz iki kitle halinde karşı karşıya getiren derin anlaşmazlığın, felaketli sonuçlar getireceğini daima hatırda tutarak karşıtlığı çözmek, uzalşma yollarını bulmak zorundayız. Yurdun geleceği için iki taraf da bağnaz, uzlaşmaz tavrından kurtulmak zorundadır. Demokrasi, toplumda barışı güvence altına almak için uzlaşma ve denge zeminidir." -Halil Inalcık- Atatür

BU VAZGEÇİLMEZ KAYNAĞIN YEDİNCİ EDİSYONU, SOSYOLOJİYE SÜRÜKLEYİCİ, GÜVENİLİR VE DOLU DOLU BİR SUNUŞU GERÇEKLEŞTİREREK BÜYÜK BİR BAŞARIYA İMZA ATMAKTADIR. Baştan başa gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş bu kitap, son zamanlardaki küresel gelişmeler ve sosyolojideki yeni düşünceler konusunda mükemmel bir genel bakış sunmaktadır. En karışık düşüncelerin bile merak uyandıran bir şekilde verildiği bu çalışmada, klasik tartışmalar da dikkatli bir kapsayıcılıkla sunulmuştur. Akıcı ve izlemesi kolay bir yöntemle

Yüzyıllardan beri binlerce şair, kendilerine göre sayısız tanımını yapmışlar aşkın. Aynı zamanda da bütün insanların ortak bir özelliğini dile getirmişler şiirlerinde: Sevginin bize hem yol gösteren, hem de yolumuzu şaşırtan bir tutku olduğunu söylemişler. Kimileri aşkın ne olduğunu anlatmaya kalkışmış; kimileri yarattığı mutluluğu, yol açtığı yıkımı ve acıları, aşkı açıklamanın zorluğunu ya da onun bir kutlama törenine dönüşmesini, kavuşmanın olduğu kadar ayrılmanın da yarattığı duyguları şiirlerine konu y

Birbirinizi sevin ama sevginizi prangaya dönüştürmeyin: Bırakın ruhlarınızın sahilleri arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk. Birbirinizin kadehini doldurun ama tek kadehten içmeyin. Birbirinize ekmeğinizden verin ama aynı somunu ısırmaya kalkmayın. Birlikte şarkı söyleyin, birlikte dans edin, birlikte eğlenin fakat her biriniz tekliğini unutmasın. Lirin telleri ayrıdır ama tek bir ezgiyle titreşir. ?Mehmet Hakkı Suçin?'in olağanüstü üslubuyla yepyeni bir çeviri, yepyeni bir tasarım, ??Halil Cibran?'ın o

Kendi kendime konuşuyorum ve evcilleştiriyorum hatırayı Diyorum ki: Sen ben misin? Üçüncümüz kanat çırpıyor ikimizin arasında: "Beni asla unutmayın" Ey ölümümüz! Kendi tarzımızda al bizi ola ki öğreniriz ışıldamayı... Üzerimde ne güneş var ne de ay Bir sincan dikeni dallarına astım gölgemi Bu yüzden hafifletti beni mekân Ve uçurdu dagınlık ruhumu.

İşte elinizde "Güvercinin Gerdanlığı"na takabileceğiniz yeni bir gerdanlık. Burada his anıyla aşkın devamlılığı bir arada. Bedenin sarhoşluğu ile sevginin nimeti ahenk içinde. Geçmişe veda etmeyen, aksine onu bugüne taşıyan ve içinde bulunduğumuz ana mal etmek için geleceği önceleyen kapsayıcı bir kitap... Aşkın Kitabı bizi âdeta dalganın zirvesinden bedenin okyanusuna götürüyor. -Adonis- Aşkta boyun eğersin, mutsuz olursun Aşkta defalarca ölürsün, razı olursun Aşkta itaat edersin Aşkta hükümsüz olur yasak

Anlatabilmek İnceliği Başlık benim değil, Hasan Erkek'in. "Sevdadan Kanadım"ı okurken ilk gözüm çarpan bu incelik oldu. Şair, "ah bir bilsem anlatmanın inceliklerini/başka bir şey istemem dilimden" diyordu. Ve sanırım bunu yalnızca kendi adına, kendi şiiri için değil, hepimizin adına, hepimizin şiirinin yerine de demiş oluyordu, ki böylece bir ezberi de tersyüz ediyor ve şair sözüne inanmak gerektiğini güçlü bir incelikle duyuruyordu. Güçlü bir incelik ya da inceliğin gücü. Hasan'ın şiirleri için söyleneb

Çıkacağımız yok ya bu merdiveni, hayata dayanacak bir neden istiyor insan... Olmamış gözleriyle bakarız kapalı ne varsa sırtında bekleyen zamanın Tersinden kurulu bir saat ağzıyla işleyen dünsüz ve yarınsız Bu içerisinde yalnızlığın bütün hayvanları ehlileşen orman Çevirip zorla bakar başını biçimlendirmiş olan o çekili açısına kutluların Küçükken biçilmiş giysilerini söker derisinden, kafatasına tıkılmış kör çaputları Paslı çeşmelerden içilmiş suların dudaklarıyla ıslatır ve öğrenir: İnsan kaynak ağzına ar

"Tarihçilik çetin bir meslek; yöntemi de güçlüklerle dolu; sadece hüner istemiyor, ahlaka da ihtiyacı var. Bizler gibi, efsane düşkünü, buğulu ve sisli olandan hoşlanan, böbürlenme meraklısı, gelecek için de çağdaş ve uygar tasarılardan ürken toplumlarda, işler daha da çatallaşıyor... 90'lı yıllarda yayımladığı -dört ciltlik- İslamiyet Gerçeği ile Nasıl Müslüman Olduk? adlı kitapları, yalnız yararlanılan değil, gözleri açan eserler de oldular. Yazarımız pek ciddi bir araştırmacı, dahası put kırıcı bir kale

Ve Bir forsa kadar Gizli, gizemli ve okunaksız Gözlerimi suskunun yosunu kaplıyor Duvarlar üzerine yürürken hışımla

Kış geldiyse, yeniden dokunulmamış bir bahar düşlenecektir demektir: Çatlak camda kırılan ışık şimdiden dokunup geçerken elimizden

Nil de en uzun saçları yıkanır bir kadının kahraman ve soyludur öfkesi dönüşene dek buruşuk bir kediye sığabileceği tek yüreği ıskalamış bulanık elyazmalarında ıslak ve ıslak yaşamanın tekmelerini yiyecektir taşdık ve kurudukta

İstanbul Ticaret Odasının katkılarıyla yayımlanan Sarışın Bir Kurt, yayınevimizin 7500 adetlik Atatürk Fotoğrafları koleksiyonundan seçilerek hazırlandı. Dr. Murat Yalçıntaşın önsözü, Doğan Hızlanın sunuşu, Prof. Dr. Halil İnalcıkın "Atatürk ve Atatürkçülük" makalesinin yer aldığı albüm, Türkçe-İngilizce-Fransızca-Almanca olarak basılmıştır.