Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin kaleme aldığı Risale-i Nur eserleri bugüne kadar ülkemizde en çok okunan kitaplar arasında yer almış olmasına rağmen, etrafındaki tartışmalar hiç bitmemiştir. Bu tartışmaların başında da “Risale-i Nurların dili ağır. Tercüme edilse de herkes okusa” şeklindeki temenniler gelmektedir. Risale-i nur eserleri gerçekten iddia edildiği gibi anlaşılmıyor mu? Buna genel olarak “evet” demek haksızlık olduğu gibi, tamamıyla anlaşılıyor demekte yanlıştır. Bu durum Risale-i Nur ese

Anne babalık yoluna çıkmaya adaysanız, ya da yolda ilerliyorsanız bu kitap sizlere bu yolda karşılaşa bileceğiniz bazı sorunları çözebilmede yardımcı olacaktır. Faydalı olabilmesi en büyük temennimizdir.

"Bazı insanların köle olarak doğduğuna inanırlar. O buna hiç inanmadı. Hiç bir insan doğuştan köle olarak doğmaz. Herkes doğuştan özgürdür. O da öyle özgür ve savaşçı doğmuştu. Yüreğinin götürmek istediği nokta hep aynıydı. Bu yüzden gitmek istediği yüreğinin götürmek istediği yere. Ve gitti de arkasına bakmadan vuslatın ardısıra. Çünkü biliyordu özgürlük verilmez alınırdı. Özgürlükleri ellerinden haksızca alınan mazlum ve mustaz´afların yanında İslamın özgürlüğü adına savaştı.

Biraz duraksadı Bahri sonra devam etti. "Çünkü aşk umuttur. Çünkü aşık insan umudunu kaybederse ölür, yaşayamaz. Çok denedim unutmayı ama olmadı. Kendimi hep intihar dairesinde buldum. Unutmaya çalışmıyorum çünkü duygulara söz geçmiyor ama zamanla unutacağımı da biliyorum. Bu kendiliğinden olacak. Bunu çok iyi biliyorum" "bırakalım oyunu biraz gezelim, hiç tat vermiyor" "zaten oynamadık ki, oynamaya çalıştık" Dışarı çıktıklarında insanı iliklerine kadar donduran soğuk bir rüzgar karşıladı onları. Yılın e

Editörlüğünü Mahmut Balcı´nın yaptığı Namaz Ve Oruçla Arınmak kitabı dikkatleri iki önemli ibadete çekiyor. ´Günümüzdeki her müslümanın nefsini, çocuklarını ve çevresindeki insanları her türlü kötülüklerden ve olumsuzluklardan uzak tutması giderek zorlaşmakta. İşte bu tür olumsuz şartlarda temiz kalmanın önemli yollarından biri de iman, amel ve güzel ahlak üzere yaşamaktır. İman amel etmeyi, amel etmek ise güzel ahlak sahibi olmayı gerektirir. Bütün bunları öncelikle her gün kılınan günlük namaz , yılda

İnsanları yaşadığı karanlıktan aydınlığa ulaştırmak, bir rehber ve rahmet öncüsü olmak üzere gönderilen Hz Muhammed, tıpkı kendisinden önceki peygamberler gibi bu uğurda üstün bir çaba gösterdi. Editörlüğü’nü eğitimci-yazar MAHMUT BALCI’nın yaptığı Bir Barış Elçisi Olarak Hz. Muhammed(as) isimli kitap öncelikle bu konuyu ele almakta. ‘İslam dünyasında misyonerlik faaliyetlerinin hız kazandığı ve İslam topraklarının işgal edilmeye çalışıldığı bir dönemde herkesin Hz.Muhammed’in getirdiği İslam’a ve onun sün

Dua, kulun Allah’a en yakın hali demektir. ‘Duanız olmasa neye yarardınız’ diyen Allahu Zülcelal aynı zamanda bütün dualara da icabet edeceğini buyuruyor. Öyleyse güzel dualar, doğru dualar etmek gerek. Duaların en güzeli de şüphesiz Kur an’da geçen Rahmanın öğrettiği dualardır. Ve sonra onun habibine öğrettiği dualar, Resulullah’ın okuduğu dualar… Rehberimiz, önderimiz olan Hz Muhammed’in okuduğu Kur’an’ın ruhunu yansıtan bu dualar okuyan herkese hem nelere inanmak gerektiğine, hem de nasıl yaşamak gerekt

Dünyaya, insanların yaşam biçimlerine, olaylara yaklaşım tarzlarına, hedeflerine, önceliklerine, düşünce şekillerine, ilişkilerine, ölçülerine, değerlerine... genel olarak baktığımızda dünyanın gerçekten büyük bir fetret dönemi yaşadığını, helâke doğru sürüklendiğini hemen anlarız. İslâm dünyasına gelince, onlar da dünyadaki diğer insanlardan pek farklı değildir. Uzun süreden beri Kur’ân’ı arkamıza attığımız, onun nuruyla aydınlanmadığımız için, maalesef dünyanın efendiliğinden köleliğine doğru hızla yol al

Sevginin, aynı kaderi paylaşma olduğu anlaşılıyor. Öyle bir paylaşma ki iki tarafın kalbine huzur ve ferahlık getirsin; hastalıklara deva olsun. Çünkü paylaşılmayan sevgi yalnızca bir dert ve acıdan ibarettir. Eğer eşit bölünmezşe, gönlü, sevginin diğer yarısı olan dert istila eder. Bu yüzden tek taraflı sevgi acı; karşılıklı sevgi de sevinç verir... Sevenin ruhu sevilene meyilli yaratılmış olup kendisini ona yakın hisseder. Sevilen bu yakınlığı duymuyorsa eğer, arada sevgiyi perdeleyen maddi yahut manevi

Tartışmayı büyütmeden ve aşırılığa kaçmadan onları Hakk`a yöneltmeye çalışılmalıdır. Eğer tartışma büyütülürse ve aşırıya gidilirse, sapıklığın gerekçeleri de artırılmış olur. Metod bilmeyen kişiler, bir çok yanlış bilgileri, taassup ve aşırılık yüzünden kültürsüz kimselerin kalbinde yer etmesini sağlar. Çünkü bu kimseler, Hakk`ı sert bir tavırla ve hasımlarına dil uzatmak suretiyle ortaya koyarlar. Zayıf hasımlarına, alay ve hakaretle yaklaşırlar. Böylece zayıf hasımların içindeki muhalefet ve inat duygula

İnsanlık tarihiyle birlikte başlayan ilişkilerdeki faktörel dengeler, Habil ile Kabilin mücadelesiyle başlar. O günden bu yana insan ilişkilerinde iki zıt faktör öne çıkmıştır. Birinde, ya denge korunmuş; orta yol tutturulmuştur ki bu tarihte çok az bir zaman diliminde gerçekleşebilmiştir...Ya da insanlar arası ilişkiler darbe alarak, ortalık kaosa dönmüştür. Her ne kadar modern toplum insanımızı dost çevreden yalıtarak onlara bir yığın alternatifler sunmuş olsa da, insan insanla ilişki kurmayı önemsemiş v

Bu eser, Osmanlı Uleması’nın önemli isimlerinden Ahmed Cevdet Paşa’nın meşhur Kısas-ı Enbiyası esas alınarak, Hz. Muhammed (s.a.v.) bölümü sadeleştirilmiş, yer yer ilaveler yapılarak bu alandaki ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikleri barındıran kaynaklara bağlı önemli bir kitaptır... (Arka kapaktan)

İslam düşüncesinin şekillenmesinde önemli bir yeri olan Gazâli kelam, felsefe, mantık, usul-i din, tasavvuf konularında yazdığı kitaplarla haklı bir üne sahip bir filozoftur. Kimileri tarafından felsefeye ve filozoflara yöneltiği eleştiriler nedeniyle İslam felsefesinin donuklaşmasına yol açtığı suçlaması, Gazâli`nin önemli bir düşünür olduğu gerçeğini değiştirmez. Gazâli Tehafüt ve Makasıd kitaplarından sonra kaleme aldığı bu kitabında, yaklaşımlarında daha çok İslami referanslara bağlı olmaya çalıştığı g

İslam düşüncesinin şekillenmesinde önemli bir yeri olan Gazâli kelam, felsefe, mantık, usul-i din, tasavvuf konularında yazdığı kitaplarla haklı bir üne sahip bir filozoftur. Kimileri tarafından felsefeye ve filozoflara yöneltiği eleştiriler nedeniyle İslam felsefesinin donuklaşmasına yol açtığı suçlaması, Gazâli`nin önemli bir düşünür olduğu gerçeğini değiştirmez. Doğu ile batı felsefelerinde çok önemli bir kitap olarak kabul edilen bu çalışma günümüzde de geçerliliğini korumaya devam etmektedir. Gazâli

Çocuklara Altın Öğütler Osmanlı’nın son dönem tıpçılarından olan Mustafa Hami Paşa’nın kaleme aldığı önemli bir kitaptır. Sağlıklı bir toplumun inşası için çocukların daha ilk yaşlarından itibaren benimsemeleri ve hayat tarzı olarak kabul etmeleri gereken birçok önemli kuralın olduğu herkes tarafından bilinen bir geçektir. Ancak bu gerçeği öne çıkarma noktasında üzerimize düşeni yapmada gereken titizliği göstermeliyiz.Sağlıklı bir toplum içim geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza sahip çıkmak için önce

Hz. Aişe; tarih boyunca hakkında birçok kitap yazılmış, hemen hemen bütün ileri gelen otoriteler onun erdemlerine, hayatındaki her ayrıntısına sürekli yer vermiştir. Fakat, birinin yazdığını öteki görmezden gelmiştir. Bir çok görüş sahibi, Hz. Aişe`nin yaşam serüveninden yalnızca kendisini ilgilendiren bulguları aktarmıştır. Tarih, hadis ve fıkıh gibi temel kaynakların hemen hepsinde O`nun rivayetleri vardır. "Hz. Aişe diyor ki" veya "Hz. Aişe şöyle rivayet ediyor" gibi açılımlarla başlayan aktarımlara sık

"İnsanoğlu malım malım der. Halbuki âdemoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır. " * "Bizimle münafıklar arasında yatsı ve sabah namazlarında hazır bulunma farkı vardır. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar. " * "Her ümmet için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır. " * "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin

Minnet ve şükran duygusuyla bir kitap dolusu şiir yazmış Murat Kahraman. Çanakkale Savaşını yaşar gibi, annelerden, genç askerlere; sevdalı kızlardan oyaladıkları al al oyalarına kadar gözlerimizin önüne sermiş. Destansı üslubuna lirik dokuları da ekleyerek vatan sevgisini, birlik-beraberliği ve iman duygusunu güçlü bir şekilde işlemiş. Mehmet Akifin coşkusunu Murat Kahramanda hissedebilmek mümkün. Nişanlı kızlarım oya yaptı mendile Savaşa gönderdiler Mehmetle bile Mehmetçiğin her birisi siperinde devl