Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 128 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sosyolojinin kurucularından Ferdinand Tönnies toplumu cemaat ve cemiyet ayrımı üzerinden ele almasıyla öne çıkar. Kendine özgü terminoloji geliştiren, kavramsallaştırmalar yapan Tönnies, edebiyattan felsefeye, sosyolojiden psikolojiye her zaman büyük toplumsal meselelerle ilgilenmiş, ufuk açıcı yorumlar yapmıştır. Ferdinand Tönnies Psikolojik-Sosyolojik Açıdan Felsefi Terminoloji adlı ilham verici kitabında zihnî inşalar diyebileceğimiz felsefi kavramların psikolojik ve sosyolojik boyutlarına odaklanır. Sos
Küreselleşme modernleşmeye, teknolojik ve bilimsel ilerlemeye bağlı ve tersine çevrilemez sosyolojik bir olgu mu; yoksa 'Yeni Dünya Düzeni'nin diğer bir adı mıdır? - Bu süreçte ulusal kimlik kayıp mı olmakta, yoksa yeni bir form mu kazanmaktadır? - Kimlik siyasetinin ve kimlik pazarlıklarının yoğunlaşması, maddeci modernizmin başarısızlığı olarak mı görülmelidir? - Kültür ve kimlik, sadee 'Medeniyetler Çatışması' söyleminde olduğu gibi yeni bir ayrımcılığın; Balkanlar'da olduğu gibi siyasal parçalanmanın ve
Batılı karar mekani̇zmaları büyük oranda i̇nternetten bahsederken yerel ve küresel sınırların açık bi̇çi̇mde çi̇zi̇lmi̇ş olduğunu varsayarak konuşmayı sürdürüyorlar. Fakat gelin görün ki bu hi̇çbi̇r zaman mümkün olmamış bi̇r varsayım. Dünyada i̇nternet kullanımını yaygınlaştırıp kendi ülkelerinde kısıtlamaya çalışan batılı poli̇ti̇kacıların en büyük i̇ki̇lemi̇ wi̇ki̇leaks i̇le i̇yi̇ce ayyuka çıktı. Daha kötüsü, batılı si̇yasetçi̇ler, i̇nternet özgürlüğüne yöneli̇k tehdi̇tleri̇n büyük kısmının kendi̇ ülkeler
İlk olarak kullanıldığı 19. yüzyıldan bu yana hakkında çok fazla yazılıp çizilen İslamcılık kavramının genel ve akademik söylemde kullanışlı olup olmadığını incelemek başlı başına önemli. İslamcılık hakkında, akademide, görsel veya yazılı basında, internette, köşe yazılarında, düşünce tarihçileri ve siyasetçiler arasında keskin bir biçimde şekillenmiş görüşler söz konusu. Ayrıca pek çok düşünür ve siyasetçi sevinçle kavramın işaret ettiği durumun ölüm fermanını kaleme almış durumda. İslamcılığı temel alan s
Seyyid Hüseyin Nasr ve Oliver Leaman´ın editörlüğünü yaptığı İslam Felsefesi Tarihi, İslam felsefesinin çeşitli dallarında yetkin William C. Chittick, Henry Corbin, Hamit Dabaşi, Mehmet S. Aydın, Lenn E. Goodman, M. Ebu Rabi, Yegane Sayegan, Mahmud Erol Kılıç gibi şahisların makalelerinden oluşması yönüyle, İslam felsefe tarihinin nasıl incelenmesi gerektiğine ilişkin bir yöntem önerisi sunmaktadır. Ele alınan konulara ilişkin çeşitli yaklaşımları temsil eden yazarlar, İslam felsefesinin dönemsel ve bölge
Acaba en önemli rasyonalizm ve özgürlük filozoflarının aynı zamanda kaderci oldukları tutarlı bir şekilde gösterilebilir mi? Şayet bu yapılabilirse sorunlu özgürlük kavrayışına müdahalede bulunmayı mümkün kılacak gerekli kavramsal araçlara da sahip oluruz. Bu da bize, mevcut yetiyle sınırlı özgürlük kavrayışını ortadan kaldırmamızı sağlayacak araçları verir. Frank Ruda Özgürlüğün Feshi kitabında kaderciliği tüm Kartezyen rasyonalist görüşlerin temel bir gerekliliği hâline getiriyor. Rasyonalist geleneğin en
Modem siyasetin kurucu ilkesi egemenlik. 16. yüzyıldan beri insanların özgürlüğünün anlama sorumluluğuna indirgeyen bir anlayışla şekillenir. Böylesi bir algılama biçimiyle insan, kendi tarihini kendi yapan bir özneye dönüşür. Egemenliğin din dışı bir sahaya oturduğu modern zamanlarda özgürlük tanrıya kayıtsızdır. Gelgelelim egemenliğin esasının tarihsel olanı yaratmaktan aciz kaldığı üzerinde pek düşünülmüyor. Bu yüzden egemenlik ve onun aşılması tartışmasına dair bir dizi soru ve cevapla katkıda bulunm
1990'lardan bu yana ürettiği bilimsel çalışmalarla Fransa'nın en önemli sosyologlarından biri olan Bernard Lahire, Türkçeye tercüme edilen bu ilk eseriyle Charlie Hebdo'nun ve France Inter'in eski direktörü olan Philippe Val'in son yıllarda sosyolojinin "mazeret kültürü" ürettiği suçlamalarına karşı neredeyse bilimsel bir "manifesto" kaleme alıyor. Özelde Fransa'da ve Batı dünyasında yalnızca sosyal bilimcileri değil, gazetecileri de etkisi altına aldığı iddia edilen "sosyolojizm" suçlamalarının; terörizme,
İnsancıllık, insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk, devletler, devlet üstü kurumlar ya da askeri faaliyetler tarafından istismar edildiklerinde, şiddet ekonomisinin hesaplandığı ve düzenlendiği başat araçlar haline gelirler. Bu yüzden insani şimdiyi şekillendiren teknolojilerin nasıl işlediği ve zaman içerisinde nasıl geliştirildiği, insani yardımın, buna muhtaç olan insanlar için öldürücü olabilme potansiyeli ve adli mimarlık pratiğinde günümüz gerçekliğini kavramaya ilham veren çok şey var. Bu fik
Sosyal bilim ekolü, Frederic Le Play tarafından kurulan, Fransa'nın devrim sonrası yaşadığı toplumsal buhranlara ve devrim döngüsüne son vermek amacı güden bir sosyoloji anlayışıdır. Türkiye'de Prens Sabahaddin tarafından temsil edilen muhafazakar bir düşünce sistemiyle çerçevelenen bu ekolün sosyolojik yaklaşımı Türk düşüncesinde ve siyasette kendisine yer bulur. İlyas Sucu, Prens Sabahaddin Türk Sosyoloji Tarihinde Sosyal Bilim Ekolü kitabında ekolün sosyoloji anlayışının Türkiye safahatına odaklanıyor. S
Günümüzde finans piyasalarının toplumları nasıl etkilediği dahası kapitalist üretim tarzının kapitalist öngörü tarzına dönüşmesi ayrıntılarıyla ele alınması gereken meselelerden biri... Ekonomiye hükmeden zirvedekilerin üretimden öngörüye kaydıklarında yaşananlara bakmak bu bakımdan oldukça ufuk açıcı olacaktır. Zira bir şeyler üretmenin veya doğrudan hizmet sağlamanın zorluklarıyla uğraşacaklarına, bunlarla uğraşanlar üzerinden bahis oynayıp puanlama yapmakla ilgileniyorlar. Ivan Ascher hayranlık uyandırı
Yirminci yüzyılın en önemli düşünürlerinden Charles Taylor, modernliğin kritiğe tabi tutan çalışmalarıyla tanınıyor. Taylor, modernliğin bireycilik, araçsal aklın hâkimiyeti ve özgürlüğün kaybıyla belirginlik kazanan sorunlarını ustalıkla ele aldığı unutulmaz eserleriyle öne çıkıyor. Çağrı Taşgetiren Batı'nın Sekülerleşme Süreci adlı kitabında, Batı modernliğinin sıkıntılarına dikkat çeken Taylor'ın hayatına ve çalışmalarına odaklanıyor. Bilindiği üzere sekülarizm içinde bulunduğumuz yüzyılın fikri ve siya
Politeizm yüzyılı" şeklinde tasvir edilmeyi hak eden günümüz dünyası rölativizm ve fundamentalizmin içine hapsolmuş durumda. Modernizmin etkisiyle insanların maruz kaldıkları sorunlara dair ufuk açıcı yaklaşımlara duyulan ihtiyaç günden güne artıyor. Siyaset ve felsefe alanında üzerine oldukça çaba harcanan aşırılıklar önemli bir mesele olarak insanların önünde duruyor. Modern zamanların en önemli din sosyologlarından Peter L. Berger ve Anton C. Zijderveld Şüpheye Övgü adını verdikleri elimizdeki kitapta,
Tükendi
Ulusal kimliğin bileşenleri nelerdir? Ulus-ulusçuluk ve ulus devlet ilişkilerinin niteliği nedir? Ulusun kökeni nedir? Türk ulusçuluğunun inşası çerçevesinde; Türk kimdir? Türkün tarihi ve dili nedir?Vatanı neresidir? Başlangıçtaki Türklük tartışmalarının ana hatları nelerdir? Modern bir kimlik olan ulusallık, türdeş bir toplum öngörür ve bu toplumu titizlikle inşa etmeye çalışır. Fakat, ulus, sorunlu bir kurgudur. Kökeninin ne olduğu ve varlığının evrensel referanslarının bulunup-bulunmadığı, eğer varsa bu
Tükendi
Bu kitap, Türkiye'de okul sosyal hizmeti ile ilgili literatür eksikliğinden dolayı yazılmıştır. Eğitim için tüm dünyada geçerli olan tek ölçüt akademik başarı olmasına rağmen her çocuk sosyal, fiziksel, psikolojik, ekonomik vb. faktörlerden dolayı bu akademik başarıyı yakalama fırsatı bulamayabilir. Okul sosyal hizmet uzmanları okul ortamında, sosyal adalet ve toplumsal eşitlik ilkesinden hareket ederek davranış problemlerine birey ve sistem merkezli müdahaleler gerçekleştiren profesyonellerdir. Çalışmada o
Liberalizmin, yahut modern zamanın kapitalizmle insanlar arasındaki ihtilafları çözmesi için atadığı kayyumun tuhaf bir özelliği vardır: taraflardan biri değil de, muhtemel tüm gerçekler arasında bir arayüzmüş gibi hareket ediyor. Kimi suretlere bürünüyor, kimi yerlerde tecessüs ediyor. Ama ne vuku bulduğu yerler, ne de şahıslaştığı isimler onun şanını ve büyüklüğünü temsil edebiliyor. İnsanı insan yapan temel değerlerin bulutlar fevkindeki saf hallerinden oluşmuş bir tılsım. Haklarımız, hukukumuz, birey ol
'Makine' kelimesini tecrübe edişimize gün geçtikçe daha sert, daha içe işlemeyen bir soğukluk eşlik ediyor. Küresel ısınma devrinde toplumlar makinenin ayazındaymışçasına kaygılı: akıllı zekanın ilk farkedeceği şeyin insanoğlu olarak varlığımızın ne kadar yıkım, şiddet ve gözyaşı getirdiğinden eminiz. Geçmişte makine insanın kendisini aşmasına bir yardımcı olarak tasavvur ediliyordu; makine ütopyaları insanın lüzumsuz işlerden kurtulup kendini gerçekleştirebilmesi için binyıllardır beklenen fırsatın geldiğ
Tükendi
İmparatorluk bakiyesi üzerine bir ulus-devlet olarak kurulan Cumhuriyet Türkiye'sinin Kemalist ilkeler üzerine inşa edildiği bilinmektedir. Kemalist ideolojinin en belirgin özellikleri, tek adam ve tek parti yönetimine dayanması, güdümlü bir muhalefete sahip olması, laik ve seküler olması, Türk milliyetçiliğini benimsemesi ve toplum mühendisliği olarak adlandırılan radikal bir toplumsal dönüşümü hedeflemesidir. Hiç şüphesiz, Kemalist ulus devletin inşasında eğitim, kültür, mekan ve iskan politikaları esaslı
Tükendi
Özay Mehmet Üçüncü Dünyanın Batılılaştırılması 'nda Avrupamerkezci Kapitalistsistemin temel ve yapısal mantığını serimliyor ve bu sistemin başındanitibaren Batı'yı zenginleştirmek amacıyla kurulduğunu gözler .nüne seriyor.Bu sistemde, Batı ülkelerinin menfaat ve zenginleşmesi uğruna, dünyahalklarının geleceği feda edilmiş, şimdisi fakirleştirilmiştir. Mehmet kapitalistsistemin 1914 öncesi emperyalist ve s.mürgeci devirlerde nasıl kurulduğunaeğiliyor. Bunun için Köle Ticareti, İngiltere-Afrika-Amerika
Mahremiyetin üzülüşü teşhirci toplumun zaferi değil; yitimidir; çünkü gizlenecekbir şey kalmadığında gösterilecek de bir şey kalmamış demektir. Bu şartlar altında çağdaş beden endüstrisinin önünde iki yol vardır: Ya kendisini ilga etmek ya da mahremiyeti yeniden değerlileştirip bedeni bezginlik verici pornografik teşhirin kollarından kurtarmak. Kendi bedeniyle kıyasıya savaşan insanların dünyasının şayet sonu gelmediyse, yeniden riyazet ve mahremiyet çağının yaşanmasının gerekliliği aşikâr; gerçekle
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 128 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1