Bu kitabı şu an elinizde tutabiliyorsanız, yaşadıklarıma tanık olmak için en önemli adımı atmışsınızdır demektir. Bu kitabı; bazılarınız biraz başından, biraz ortasından, biraz sonundan okuyacak. Kiminiz de; ön kapağı, arka kapağı inceleyerek biraz duracak ve bir süre sonra sıkılarak , bir kenara bırakacak. Bu kitabı; değerli vakitlerinizden birazcık,ayırıp da düşüne düşüne okursanız, belki anlamsız gördüğünüz hayatınıza taze bir anlam katacaksınız ve anlam kazanan hayatınızın kıymetini de daha iyi bilecek

Bir aileyi hayırsız evlat, Bir yiğidi huysuz avrat, Bir şoförü hızlı sürat, Bir esnafı asık surat ,Bir çiftçiyi kuru inat, YOK EDER.. Bak oğul, Deh deyince gidiyorsa at, Bir bardak su veriyorsa avrat, Bir de hayırlı çıkmıssa evlad, Düğüne gitmeye ne gerek var, Düğün senin evinde, Gir oynaa Çık oynaa... Ancak... Deh deyince gitmiyorsa at, Bir bardak su vermiyorsa avrat, Bir de hayırlı çıkmadıysa evlat, Cenazeye gitmeya ne gerek var, Cenaze senin evinde, Gir ağlaa Çık ağlaa...

Müsbet düşünelim, müsbet söyleyelim, müsbet hareket edelim. Ne cebre kayalım, ne itizale dalalım; Ehli sünnet'te kalalım. Allah sevgisini, Resulullah sevgisini gönlümüze dolduralım, gönlümüzde sahte sevgilere yer kalmasın.

En kötüsü babasız olmaktır... "Bir babanın evladına duası, Bir peygamberin ümmetine duası gibidir" Hz. Muhammet (S.A.V.)

Yeniçeri ağası Bekri Mustafa Paşa hiddetle yerinden fırlayarak; Bre elçi, sen kör müsün? Nerede ve kimin huzurunda bulunduğunu görüp anlamıyor musun? Burası Sadrazam Odası! Kanat kuşta, kırıcı pençe aslanda bulunduğu gibi şeref dediğin nesne de güçlü olanlarda bulunur. Senin Çaşar dediğinin cürmü nedir ki, gücü olsun, şerefi bulunsun! Aklını başına devşir de devletlü vezirin eteğine düş...

Kazan'ı muhasara altına alan Ruslara gece baskın. kararı alan Safa Han. "Çerilerim !.. Kazanın yiğit evlatları Rus Kazan. ve bütün Türklüğü ortadan kaldırmak ister. İvan, eline düştüğümüz an aman vermeyecek, çocuklarımızla birlikte hepimizi kılıçtan geçirecektir!... Kazan'ın kurtuluşunun kılıçlannızın ucunda ve bileklerinizin gücünde olduğunu unutmayacaksınız!

"Erdel Kralını, Eflâk ve Boğdan Beylerini sürüyordum. Bir aslan önünde tavşanlar ne biçim alırsa bu devletliler de öyle görünüyorlardı. Orada herkes gölgeleşmiş gibiydi, kan ve can sadece vezirdeydi. Oda canları dermansız bırakan, kanları kurutan bu kudreti Türklükten alıyordu."

Sekiz milletin tamamının kadın, erkek, çoluk, çocuk ayrımı yapılmaksızın anayurtlarından kopartılarak surgüne gönderilmesi Stalin'in, bu vahşi ve korkunç dönem içinde bile, en akla ve mantığa sığmayan hareketlerinden biridir. Bu kitap içerisinde, tehcir hareketinin gerçek izlerini takip etmeye çalıştık Bu milletlerin kabul edilebilir unsurlar üstesinden çıkarılışından itibaren varlıklarının telaffuz edilmesini engellemek amacıyla tarih ve coğrafyanın yeni den kaleme alınışına şahit oluruz, lade-i itibarla

Babası, Korkut`u karşısına oturtarak; "Bak evradım!..." dedi... " Üniversiteyi bitirince Romanya'da kalmamalısın.Türklüğün horlanmadığı, babaların çocuklarına Türklüklerini gizli gizli öğretmek zorunda olmadıkları Türkiye'ye gitmelisin... Türk olarak yaşamak ve Türk olarak ölmek istiyorsan muhakkak Türkiye'ye gitmelisin. Dünyada Türklerin hür olarak yaşadıkları tek ülke orasıdır..."

Şamara Zindanları Halife Mutasım, Afşin Bey'e dönerek: "Türklerin Türk olmayanlarla evlenmesini yasaklayarak; Türklerin dürüst ve üstün karekterlerini korumuş ve soylarının kaçarak bozulmasını önlemiş olduk. Fakat bu tam olarak ye-terli değil, Türk ahlakının bozulmaması için onları diğerlerinden kesin olarak ayrı tutmamız lâzım. Yeni bir şehir kurmayı düşünüyorum. Bu şehirde yalnız Türkler yaşayacak, burası tam bir Türk şehri olacak..."

Tarihi roman.

Esaretten Kurtuluş Son vurduğu Rus askeri henüz daha ölmemişti, onun yanına geldiğinde Mehrali'ye : - "Pis eşkiya" diyerek öbür yana düştü... Mehrali kin ve öfkeyle söylendi: -" Eşkiya ha?... Sen benim güzel yurdumu işgal et, hürriyetime el koy... dinime, milliyetime saldır, sonrada kalk bana eşkiya de.. Eşkiya sen misin, yoksa ben miyim ey domuz çobanı? "-Hepinizle boğuşmak boynuma borç artık ..."

Osmanlılarla ilgili tarihi roman.

- O, senin lütfuna sığınıyor, sayende bir ülke sahibi olmak istiyor. Padişaha yakışanda kardeşini padişah yapmaktır. - Hala, Cem bir cürüm işledi bana silah çekti cezasını görecektir. Bursa'da hutbe okuttu, sikke kestirdi... - Bunlar geçmiştir oğul ! Sen bu kocamış halanı dinle Cem'e karşı merhametli ol! Anadoluyu ona bağışla, Rumeli sana yeter!..

Yarhisar Bağları Geyikli Baba gülümsedi: "...yeni Türk Devletinin kurulmasında dervişlerin, ahilerin ve alperenlerin katkısı çok büyüktür, büyük olacaktır. Bizler, Türklükle islamlığı bağdaştıran, bu birleşik cevherden yeni bir cevher meydana getirmeye çalışan kimseleriz."

Onlar dil ve din kardeşliğinin önemini anla-salardı tarihin seyri bambaşka olurdu. İstanbul'un Türkleşmesi yarım asır önce olur, Fatihin orduları Anadolu'da değil Macaristan'da Almanya'da dolaşırdı. Timur, Çin ülkesini ele geçirmiş ve oradaki Türk halklarını canlandırmış olurdu. Onlar, Türk silahını Türk topraklarında kullandılar ve o silaha yas tutturdular.

Türk deniz tabiyesi, Preveze'de Cerbe'de olduğu gibi hep hilal şeklindedir. Buna akrep pençesi de denir. Avı, hilâlin üzerine doğru çek-tikten sonra hilalin uçlarını kavuşturup kaçacak bir delik bırakmayarak, bir kedinin fare ile oynaması gibi hasımları ile gönül eğlendirmek levendlerimizin geleneğidir. İspanyollar akıllarını başlarına toplamaya fırsat bulamadan koca filo darmadağın oldu. Kemal Reis, Valensiya Limanından çıkarken, yedeğinde yedi tane İspanyol kadırgası vardı.

Orhan Gazi zamanında, 1326 yılında devşirme usülüyle yeni bir ordu kuruldu. Osmanlı Hristiyanlarından lüzumuna göre toplanan çocuklar İslam terbiyesi verilerek kışlalarda eğitildiler. Orhan Beyin Hacı Bektaş dergahında olduğu bir esnada Hacı Bektaş'i Veli Hazretleri: "'Yeni askerin adı Yeniçeri olsun.Tanrı bunların yüzlerini ak, bileklerini pek, kılıçlarını keskin, oklarını yavuz eylesin, " dedi. Yeniçeriler bu hatırayı hiç unutmadılar. Ocaklarını "Hacı Bektaş Ocağı" ve kendilerini "Hacı Bektaş Küçüğü"

Mete ayağa kalktı ve öfkeli bir sesle: "Turguzların ilk iki istekleri, benim şahsımla ilgiliydi. Devletin ve budunun selâmetini düşünerek isteklerine peki dedim! Fakat, şimdilik istedikleri şey benim değil, milletin malıdır!... Millete ait bir şeyi, Yabgu dahil hiç kimse başkasına veremez, böyle bir hakkı yoktur!... Unutmayın ki, vatan parçası kıraç ta olsa, çorak ta olsa verilemez!... Toprak, Devlet demektir! Toprak, Devletin temelidir! Vatan toprakları kan ile alınır, ancak kan ile verilir!... Vatan top