Bu küçük çalışmayla beslenmeye verilen önem de ortaya çıktı. Her ne kadar kuru, yavan yiyecekle geçüiniyoruz dense de yapılan yemekleri yazınca görüyoruz ki hiç de öyle değil. Ulusumuzun yemek kültürünü azımsamanın doğru olmadığını ortaya çıkardı. Anadolu'da çok zengin bir yöresel yemek hazinesi yatmakta... Kabak ucuz bir yiyecek. Kabağın tüketimi, ekonomik sıkıntıların arttığı şu günlerde doğal olarak çoğalacaktır...

Osmanlı İmparatorluğu ile Venedik arasında yalnız savaşlar değil, yoğun ticari ve kültürel ilişkiler de olmuştur. Piri Reis'in eserleri üzerinde yapılan inceleme, bu devletler aradaki iyi ilişkiler geliştikçe Türklerin Venedik kentini daha iyi tanıdıkları ve kartografların da daha gelişmiş Venedik görünümleri çizdiklerini göstermektedir. Kitap bu yönüyle olduğu kadar, Türk kartograflarınca çizilmiş, pek bilinmeyen birçok Venedik görünümü ile de ilgi çekici bir çalışma olarak değerlendirilmektedir.

Piri Reis'in Bahriye'sinde "..Dağları ve birçok akarsuları olan, verimli bir ada.."olarak tanımladığı Sicilya Adası, Piri Reis'in onlarca Bahriye yazmalarından alınan harita ve metinlerle ayrıntılı olarak anlatılmakta, adanın o yıllardaki coğrafyası ile halkın ekonomik ve sosyal yaşamı ortaya konulmaktadır. Piri Reis'in iyi bir gözlemci olduğunu da ortaya koyan onlarca haritayı kapsayan bu çalışma, Bahriye'yi bu biçimde tanıtan ender araştırmalardan biri olarak görülmektedir.

(2013 Yılının, Piri Reis'in 1513 Dünya haritasını çizişinin 500. Yılı olması ve bu nedenle, UNESCO'nun kutlama yılı kabul ve ilan edilişi üzerine Piri Reis ve eserleri hakkında pek çok yayın yapılmıştır. Bunlardan bazıları Piri Reis'in Kaptan-ı Derya olmasından, 1528 tarihli haritasının bir Dünya Haritası olduğuna varıncaya kadar, doğruluğu tartışılabilecek bilgileri içermektedir. Bu kitapta Piri Reis araştırıcısı Ülkekul, bu gibi iyi incelenmemiş bilgilerin hepsini olmasa da küçümsenmeyecek bir kısmını ele

Piri Reis'in kaleminden 16 ve 17 yüzyılın Kuzey Afrika kıyılarını, Nil Nehrini ve Kahire'yi, haritaları ile birlikte anlatan kitap, yalnız coğrafya bakımından değil, tarih, ekonomi, sosyal yaşam ve Kahire'nin kentsel gelişimi bakımından da önemli bilgileri içermektedir. Özellikle XVII ve XVII yüzyıla ilişkin Türk kartograflarınca çizilmiş çeşitli Kahire görünümleri ile müellifin bunlara ilişkin yorumlarının, kent tarihine ve haritalara ilgi duyanlarca ilgi ile karşılayacağı düşünülmektedir.

İzmir Karşıyaka Bostanlı'da doğmuş (26 Mayıs 1931), çocukluğuyla ilkgençliği yine İzmir'in Basmane Semtindeki Tilkilik, Namazgâh, İkiçeşmelik, Kemeraltı mahallelerinde geçmiş Tarık Dursun K. yaşamı boyunca irili ufaklı işlerin dışında gazeteci, yazar ve sinema yönetmeni olarak pek çok yapıta imza atmıştır. 1950 sonrası Türk edebiyatı ile sinemasında önemli bir yeri bulunan Tarık Dursun K.'nın "Alireis Mahallesi'ne Yangın Yokuşu'ndan da Gidilir İzmir, Aah İzmirim!" kitabı, söz konusu semtlerde geçen çocukluğ

Karadeniz kıyısında yaşadığı kırık aşk hikayesinden sonra Güney Amerika'ya Şili'ye kadar uzanan bir denizcinin maceraperest yaşamı, uluslararası bir holdingin patronluğuna dek uzanır. Şirketleri ele geçirmek için iki yeğeni arasındaki mücadele de, İstanbul'dan Şili'nin büyücüleri arasına kadar uzanan bir kanlı kaçırılma olayıyla doruğa ulaşır. Nefes kesen bir polisiye-macera romanı. Yazar, ilk dört romanı gibi bu kez de "Kumsalda Bir El" ile heyecan dolu bir dünyayı gözlerimizin önüne seriyor.

Her edebiyat metni kendinden önceki edebiyat dizgisiyle olan ilişkisi içinde tanımlanır, bu dizgeden ayrı olarak algılanamaz. Bundan ötürü de, her yeni edebiyat metni bu dizgiyi değişikliğe uğratır ve yeniden düzenler. Edebiyat dizgesi içinde yenidenyazılan metinleri üreten özneyi tetikleyen etken nedir? Günümüz edebiyat metinlerinde sıklıkla başvurulan başka yazarların metinlerini biçimsel ya da anlamsal dönüşüme uğratma işlemi acaba yeni söylenecek şey eksikliğini mi yoksa dönemin ruhunu mu yansıtmaktadı

Aile içi şiddeti önlemenin çaresi ne? En eski, en sürekli ve en yaygın savaş, kadının sosyal eşitsizliğinden ve çocukların adam yerine konmamasından kaynaklanmaktadır. Şu anda, dünyadaki yaklaşık 1 milyar civarındaki ailenin büyük bir bölümünde bu iki sosyal eşitsizlikten doğan savaş aralıksız yaşanmaktadır. Bu savaş kadınların, erkeklerin ve çocukların günlük yaşamını cehenneme çevirmektedir. Yazar bu devasa sorunu yalın bir dille görünür kılıyor. Sorunun, şiddetin kimin tarafından ve ne şekilde uygulandı

Bilindiği üzere, özellikle 2008 yılı Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporası açısından çok hareketli geçti. Ve tarihsel bir öneme sahip bulunuyor. 8 Ağustos 2008 tarihinde başlayan Gürcistan - Güney Osetya Savaşı sonrasında, 26 Ağustos 2008'de Rusya Federasyonu, Abhazya Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıdı. 26 Ağustos 2008 tarihi sonrasında Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporası açısından yeni bir tarihsel süreç başladı. İşte bu tarihsel süreç öncesi, arifesi ve döneminde yaşanan gelişmeleri yorumlayan ya

Saygın yayınevlerinde editörlük yapan Kadir Kıvılcımlı aynı zamanda Açık Radyo'da üç yayın dönemi Aksak Sekans ve İstif programlarını yapıtı. Yekta Majiskül adlı kahramanı bu kez kendini yabancı diyarlara vurmuş, Hikayesinin tek ve benzersiz olduğunu düşünüyordu ama yanılacaktı.

Kamus-ı Aşk'ta Divan Şiirindeki sevda sözcükleri saptanmış, İçerisinde bu sözcüklerin geçtiği Mevlana'nın türkçe beyitlerinden, Yunus Emre'nin aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerden başlayarak Yahya Kemal'e kadar,yedi yüzyılı kapsayan bir dönemin büyük ustalarının gazellerinden örnekler alınmıştır. Kitap 15 yıllık bir çalışmanın ürünüdür.

Çehov, hayatı boyunca gözlemlediği olayları, kişileri, karakterleri Hep ceketinin cebinde bulundurduğu not defterine kaydedermiş. Yalta ve Moskova'daki müze evlerinde çok sayıda not defteri bulunmaktadır. Çehov'dan Aforizmalar olarak da kabul edeceğimiz notlar Türkiye'de ilk kez yayınlanmaktadır.

Ekin, kitabında kelimenin tam anlamıyla bir "tez" ortaya atmaktadır. Bir gücün küresel hegemon olabilmesi denizlerde hegemon olmasına bağlıdır; denizlerde hegemon olabilmek ise "girişim" terimiyle özel anlam yüklenen stratejik hamlelere bağlıdır. "Girişim"in temel belirleyici olması demek, tarihte daha çok savaşlar yoluyla tesis edilen deniz hegemonyasının günümüzde artık savaşsız el değiştireceği manasına gelmektedir. Hegemonya teorilerine aşina olanlar bilirler ki, denizlere hakim olmakla küresel hegemo

yağmur yağardı ben hep bakardım... gök kadar uzaktım kendime bakarken aynalardan geçerken görürdüm de korkardım. söylemezdim kendime. (gök kadar hiç uzak olmadı yalnızlığım) uzaklara giden bir tren gibiyim şimdi... kendime döneceğim günü bekliyorum yalnızlığa mola verdiğim istasyonlarda. (Arka Kapak)

hadi kaldır başını dostum hadi vur ıslığına memleket türkülerini ellerin ceplerinde olsun unutma ve yürü göğsünde bir madalya taşır gibi taşıyarak umudunu yürü uysun adımların ıslığına yürü salına salına yürü yarına yürü yarına yarına (Arka Kapak)

Mehmet Sönmez, gerçek bir sinema aşıklısıdır. Sadece sevgi uğruna Yeşilçam'ın hayal dünyasının bir "esir-i bende"si olmuştur...Dünyada böyle bir talihlinin olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Setlerde film çekimi izlemek, en büyük tutkusu olmuş, bütün yaşamı boyunca bu tutkusunun peşinden gitmiş, bu uğurda varlığını kaybetmiş bir insandır. Bugün bile, bu arzusunu sürdüren, film setlerine koşan bir sinema delisidir. Onun vazgeçilmez tutkusunu anlattığı kitabı sinema dünyamızın "Yeşilçam" yıllarına tanık ol

Bu kitabın iktisadi amacı para yanılsaması olgusunu davranışsal, deneysel ve psikolojik yönleriyle nominal ataletin bir nedeni olarak açıklamak; konuya ilişkin farklı yaklaşımları bir araya getirerek bir sentez oluşturmak; literatürdeki makro modellerin mikro temellerini araştırmak ve derlenen mikro verilerle "derin" parametreleri hesaplayarak Para Yanılsaması Hipotezi'ni ampirik olarak test etmektir.