Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 438 kayıt bulunmuştur Gösterilen 420-440 / Aktif Sayfa : 22
Ülkemiz kadınının kendisini ve toplumu anlama, hakiki olabilme çabası.Ödül almak için İstanbul´dan Ankara´ya doğru yola çıkan yazar Nuray İlkin, yıllar önce canına kıymış Cumhuriyet kuşağının idealist bir öğretmeni olan annesinin anıları, politik eylemci kızı için duyduğu endişe ve bir süre önce terk ettiği kocasına karşı hissettiği suçluluk duyguları arasında bocalarken hem toplumu hem de kendisini anlamaya çalışır. 1970´lerin ikinci yarısının toplumsal ve politik ortamını da çarpıcılıkla sergileyen roman
Tükendi
"Aydınlık", ünlü Fransız yazarı Henri Barbusse'ün, kişisel serüveninden de izler taşıyan romanı, Fransız milliyetçiliğine ve genel olarak her türlü şovenizme kesin eleştiriler yönelten yazar, sistemi alt kademelerinde, yalıtılmış bir hayat süren küçük burjuva bir fabrika memurunun zihinsel aydınlanma sürecini anlatır. ‘Savaş', ‘Kahramanlık', ‘Vatanseverlik' gibi kavramlarla cepheye sürülen yığınların kendi öz çıkarlarından nasıl uzaklaştırıldığını, cephede birbirinizi boğazlamak zorunda bırakılan her ulusta
Çok değil, bundan 30 yıl önce yaşananlar, edebiyatımızda ne kadar yer bulabildi? 1970´li yılların Türkiye´sinde toplumsal mücadelelerin içinden geçenler, edebiyatımıza birçok katkı sundu ama o günleri gerçekten ne kadar anlatabildi? 1 Mayıs 1977´de Taksim´de yaşanan katliamın sonrasında, Aysel Özakın´ın kaleme aldığı "Alnında Mavi Kuşlar" Türk edebiyatının o döneme ve olaylara yönelen romanları arasında, hâlâ biricik yerini koruyor. Olayların kenarında kalanlar, yakınları alanlara çıktığı için telaş duyan
Kardeş Evi romanı, Fahri Erdinç´in yazgı adamlığı kimliğine giden yolda, önemli bir başka kesit. Daha önce Acı Lokma romanıyla sunduğu 30 yıllık yaşam dilimine, Kardeş Evi romanında, yurt dışına çıktıktan sonraki 20 yıllık bir yaşam dilimini daha eklemiş oluyor. Ama yaşamöyküsünün bu kesimi dile gelirken, kaldığı yerden gelişimini sürdüren sanatsal ve siyasal bir kimlik onun yalnız kendi yaşamına özgü ayrıntılarla sergilenmiş olmuyor, kişisel oluşumunun yanı sıra, bir yandan da Soğuk Savaş koşulları içinde
Nesnel örgütlülük gereksinimi ile reel emekçi-halk örgütlenmerli arasındaki mesafe açılıyor. Neden? Bu kitap,"neden?" sorusuna bugünden düne, dünden bugüne gidip gelmelerle yanıtlar bulmaya çalışırken, "bugün nasıl?" konusuna da giriyor. Toplumsal mücadelede iniş çıkışlar, güneş tutulmaları hep olmuştur. Onlardan birinden geçiyoruz. Dönem, kendi aklını, "siyaset ve örgütlülükten kaçış" teorileri üreten aydınlıklardan başka türlü, bir yenilgi döneminde mücadelesi ve araçları etkisizleşen emekçilerde başka
Tükendi
Evli, üç çocuklu, klasik müzikten başka tutkusu olmayan, kendi halinde bir muhasebecinin hayatı, on yedi yıldır görmediği bir kız arkadaşından gelen telefonla nasıl değişir? Cunta sonrasındaki yıllarını sürgünde geçiren Arjantinli yazar Humberto Costantini, oldukça kuşkulu ve asla beklenmedik bir görüşmeden yola çıkarak; okurlarını, Buenos Aires´in ışıklı caddelerine, uykusuz barlarına, korkunun kol gezdiği işçi mahallelerine sürüklüyor. Kahraman olmayı aklından bile geçirmeyen "kahramanımız"la, bu dev labi
Fahri Erdinç´le Nâzım Hikmet arasında yıllarca süren bir usta-çırak ilişkisi, onları yurt dışında buluşturan bir yazgı ortaklığı, siyasal çalışma sürecinde oluşan bir yoldaşlık ilişkisi vardır. Fahri Erdinç, Kalkın Nâzım´a Gidelim kitabında bütün bu ilişkilerden yola çıkarak anılarını anlatıyor. Nâzım gerçeğini anlatmak savıyla yazılan birtakım kitaplarda onu yalnız bir yönüyle, sözgelimi yalnızca ideolojik çizgisi içinde, örgütünün anlam ve eylem sınırlarıyla bir militan olarak ya da yalnız kusurlarıyla
Tükendi
Fahri Erdinç (1917-1986), Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi geleneğinden geliyor. 40 Kuşağı olarak anılan edebiyatçılar arasında, sanat yaşamı Sabahattin Ali ve Nâzım Hikmet´le usta-çırak ilişkisi içinde gelişen, öykü ve roman alanında verdiği ürünlerle edebiyat tarihimizde iz bırakan yazarlardan. Aynı zamanda, sanatsal kimliğine, yurt dışında sürgün yaşamı boyunca siyasal çalışmalarıyla yeni boyutlar ekleyen bir yazgı adamı. Acı Lokma romanı, Fahri Erdinç´in yazgı adamlığı kimliğine giden yolda, yaşam
Tükendi
Kırmızı Karanfil, 1984 yılı başında yitirdiğimiz Reşat Enis´in son romanıdır ve ilk kez yayınlanmaktadır. Gerçek ile kurgunun iç içe geçtiği bu anı-romanda, yazarı yorulmazcasına gerçekleri yazmaya yönelten yaşam deneyimine, dönemin toplumsal ve siyasal çelişkileriyle birlikte tanık oluruz. Roman, yakın dönem İstanbul´unun tüm çarpıklıklarını katı bir gerçekçilikle, bir aydın gazetecinin eleştirel gözüyle okura sunuyor. Reşat Enis (Aygen), özgün bir romancımızdır. Toplumun alt katmanlarına yönelen dikkat
Tükendi
İki dünya savaşı ve ardından yaşanan Soğuk Savaş´ın damgasını vurduğu "Kısa Yirminci Yüzyıl"ın bitiminin habercisi, Sovyetler Birliği´nin çöküşü ile serbest piyasa fundamentalizminin iflası oldu. Bu yüzyılda kapitalist ekonominin sıkça yaşadığı krizlere, 90´lardaki milliyetçi kalkışmalar ve etnik boğazlaşmalar eşlik etti. Eski dengelerin altüst olmasıyla birlikte kuralsızlık ve belirsizliğin egemen olduğu, zenginle yoksul arasındaki uçurumun akıl almaz derecede derinleştiği yeni bir çağa girildi. SSCB ve Do
17. yüzyılın sonlarına doğru Yeni Dünya´dan İspanya´ya doğru yola çıkan, altın yüklü bir İspanyol hazine gemisi... Gemide dönemin sınıfsal yelpazesinin neredeyse her renginden insan vardır. Ve hepsi bulundukları yerden bakmaktadır dünyaya. Derken bir Kızılderili köle çıkar sahneye. İlkel ve basit düşünen genç bir adamdır bu. Ama onun bu ilkel ve basit düşünceleri, dönemin "uygar" ve "iktidar sahibi" güçlerine ve onların yaklaşımlarına karşı kimliğini savunma cüreti ve inadıyla birleşince, gemide her şey alt
Ülkemizdeki işgal gerçeğini çarpıcı örnekler ve öykülemelerle ortaya koyan Kumdan Kitap, aynı zamanda politik mizah yönüyle de öne çıkan bir çalışma. İstanbul başta olmak üzere metropollerdeki büyük satışa, yoksul semtlerdeki yaşam tarzıyla uydu kentler arasındaki uçuruma, alışveriş merkezlerinde seyre çıkanlara, 2000´lerin sınıf atlama dürtülerine, yoksullaşmanın acı gerçekliğine, medyadan yayılan çürümeye, iş alemindeki kokuşmaya, şehirlerdeki farklı toplaşmalara... uzanan, birbirine bitişe bitişe akıp gi
Tükendi
Küresel ısınma gezegenimizi tehdit ediyor. Aslında sorunu çözecek teknolojiye sahibiz ama karbona dayalı son derece güçlü şirketler ve neoliberal iktidarlar bu konuda hiçbir şey yapmıyor, yapmayacak. Dolayısıyla onlara karşı çıkabilecek tek gücü, yani dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu, insanlar ve gezegenimiz için değil sadece kâr için var olan kapitalizme karşı harekete geçirmeliyiz. Küresel Isınmayı Durduralım, Dünyayı Değiştirelim, küresel ısınmaya karşı mücadele ederken yoksulluğu da tarih haline getirm
Tükendi
12 yıllık AKP iktidarı, 70 yıllık demokrasi kavgamızda nasıl bir dönemi temsil ediyor? Bu harekette sonunda milyonlarca insanı sokağa döken karşı-devrimci öğeler nelerdi? Kurulmasıyla iktidara gelmesi neredeyse bir olan bu "muhafazakâr" akımın sınıfsal temelleri ve dünya görüşü nasıl açıklanabilir? Ve "Milli Görüş"ün, Necip Fazıl'ın, Müslüman Kardeşler'in bu "dünya görüşü"nün şekillenmesindeki payları neler oldu? AKP yıllarında gerçekten de ülkede "görülmemiş bir kalkınma" yaşandı mı? Aynı yıllarda Türkiy
Tükendi
2006'da yayımlanan ilk kitabı Özgürlük Yanılsaması'nda ve 2010'da yayımlanan Oburluk Çağı'nda özgürlük ve mutluluk kavramlarına odaklanan Yıldız Silier, üçlemenin bu son kitabında adalet kavramını ele alıyor. Adaletsizlikleri bir mağduriyet anlatısı yerine direnen öznelerin yaşam deneyimleri üzerinden, masal, mektup ve günlük türlerini harmanlayarak kurgulayan Silier, kitabın Kökler bölümünde adaletsizliklerin maddi temellerine dair durum tespitlerinin ardından, Çarklar bölümünde başarısız bir isyanın ardın
"Elinizde gerçekten değerli bir kitap var. Bu kitapta, ABD´nin Irak´a, Ortadoğu´ya, giderek, bütün dünyaya yönelik hakimiyet saldırısının arkaplanı, bu saldırganlığın temel nedenleri ve dinamikleri anlatılıyor. Kitabı hazırlayan araştırma grubu, tarihsel bağlamı ve uluslararası konjonktürü içinde, sadece ABD´nin dünya hakimiyetine yönelik emperyalist planlarını açığa çıkarmakla kalmıyor, Irak´ın işgaline giden sürecin çok boyutlu bir tablosunu resmediyor. Kitapta, Amerikan saldırganlığının bu ülkeye özgü ek
Tükendi
Bu kitap, "Şahin Türküsü", "Soytarı", "Strasti-Mordasti" gibi bilinen Maksim Gorkiy öykülerinin yanında, bazı kaynaklara göre yazarın ilk öyküsü olan "Yemelyan Pilyay"ın da içinde olduğu daha az bilinen öyküleri de kapsayan bir seçki. Gorkiy´nin, 1893-1935 yılları arasında, edebiyat yaşamının farklı dönemlerinde kaleme aldığı on iki öyküden oluşuyor. Gorkiy´nin edebiyatında öne çıkan pek çok özelliğin buluştuğu bu öyküler, dönem tanıklığı yapmasının yanı sıra, doğa ve insan betimlemeleri ile de okuru kendi
Tükendi
Sabahattin Alinin isteklendirmesi ile öyküye yönelen ve ilk öykülerini onun gözetiminde yazan, dönemin ustalarınca alkışlanan, Varlık dergisince düzenlenen ve Orhan Kemalin birinci olduğu yarışmada ikinci olan bir öykücü Fahri Erdinç. Öykücülüğümüzde bir aşama olmaya aday olarak karşılanan bir yetenek. 1945 yılında başlayan bu öykücülük serüveni 1949da Erdinçin Türkiyeden kaçmak zorunda kalışıyla kesintiye uğradı. Bu kitap, yazarın 1945-49 yılları arasında, Türkiyeden ayrılmadan önce yazdığı öykülerini kaps
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 438 kayıt bulunmuştur Gösterilen 420-440 / Aktif Sayfa : 22