Büyükelçi Aydın Nurhan beş Kıta'da görev yaptı. Türkiye'yi temsili sırasında makaleler yazdı, konuşmalar yaptı, Mülkiye'de Öğretim Görevlisi olarak dersler verdi, radyo programcılığı ve spikerlik yaptı. Elinizdeki kitap Büyükelçi Nurhan'ın uzun yıllar içinde beyninden ve ruhundan taşan fikirlerin biraz gecikmeli de olsa gelecek nesillere bırakılması amacıyla derlenmiş ve orijinal hallerine dokunulmamış buketidir. Kitabı okuduğunuzda "sıradışı" ve Türkiye'yi "Devlet"in basmakalıp, "ruhsuz" açıklamaları

Günümüz İslam dünyasında mesleki ve teknik eğitim her geçen gün biraz daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Çünkü tüm çabalara rağmen işsizlik sorunu kendini her geçen gün daha derinden hissettirmektedir ve iş arayanların yarıya yakını mesleği yeterliliğe sahip değildir. Öte yandan sanayi, ihtiyaç duyduğu vasıflı işgücünü bulamamaktadır. Tüm bunlara rağmen Türkiye'de ve diğer İslam ülkelerinde gençlerin mesleki-teknik eğitime talebi azalmaktadır. İİT ülkelerinde mesleki ve teknik eğitim sorununa çözüm bulm

Yeni Yüzyılın en stratejik aracı Kamu Diplomasisi Bu gücü etkili kullanabilen ülkeler, küresel rekabette üstünlük sağlayabiliyor, cazibe merkezi haline gelebiliyor, köklü ilişkiler geliştirip uzun soluklu işbirlikleri kurabiliyor. Kamu Diplomasisi Enstitüsü; Türkiye'nin Kamu Diplomasisi potansiyelini harekete geçirerek imkânlarından en üst seviyede yararlanmasını sağlayacak bilimsel çalışmalar yapmak için kuruldu. Düzenlediği çalıştaylar, konferanslar, forumlar ve hazırladığı raporlarla kısa sürede öneml

Ülkemizde özellikle alt yapı yatırımları, enerji santralleri, sondaj çalışmaları, savunma sanayi makinaları, demiryolları, havaalanı, baraj ve uçak sanayi gibi özel projelerin yüksek finansman ihtiyacını karşılayacak kurumların ve araçların henüz yeterince gelişmediği bilinmektedir. Türkiye jeopolitik ve stratejik konumu, farklı iklim yapısı, uluslararası deniz ve pazarlara açılma imkânı, tarımsal ürünlerin çeşitliliği, toprakların verimliliği gibi avantajlara sahip olmasının yanı sıra son yıllarda ülke içi

Üç ana bölümden oluşan çalışmada Sahra altı Afrika'daki bölgesel bütünleşme ve ekonomik dönüşüm süreci, yatırımlarda üst sıralarda bulunan ülkeler ve sektörler, Nijerya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Somali, Sudan ve Güney Sudan gibi konumları ve yapıları itibariyle kıtadaki model ülkelerde yaşanmakta olan güvenlik sorunları ve Sahra altı Afrika ile Türkiye arasındaki çok boyutlu ilişkiler incelenmektedir.

"Çok kutuplu olarak şekillenen dünya güç sistematiği içinde Afrika'nın Afrika Birliği çatısı altında ortak kurumsallaşmaya gitmesi, ülkeler bazında sürdürülebilir kalkınmanın ivme kazanması, Afrikalı bölgesel örgütlerin ve uzmanlık kuruluşlarının daha etkin rol oynamak için üstlendikleri misyonlar, yeni yüzyılda bu kıtanın stratejik önemini teyit eden iç dinamiklerdir. Asya'dan sonra hızlandırılmış bir kalkınma ve pazar sürecine gireceği öngörülen Afrika, yüzyılın en önemli rekabet alanlarından biridir ve b

"2006 sonunda "Rusya Stratejik Araştırmalar" adıyla yayınlanan birinci cildinin okuyucudan bulduğu ilgi, bizi bu derlemenin ikinci cildini yayınlamaya sevk etti. Belli bir konuda makale derlemesi yaparak yayınlamak bizde sıkça rastlanan bir yayın türü. Ancak, daha az rastlanan bu derlemelerin periyodik olarak her yıl yayınlanması. "Rusya Derlemeleri" bu geleneği ülkemize getirmeyi ve editörün birinci akademik ilgi alanı olan Rusya özelinde bir gelenek başlatmayı hedeflemektedir.

İranın nükleer güçler tarafından çevrelenmiş durumda olduğunu anlamalıyız: Doğuda Pakistan ve Hindistan, batıda İsrail, kuzeyde Rusya, güneyde Amerikalılar ve müttefikleri. İran son derece hassas bir jeostratejik konumdadır. Bu nedenle İran, kendi stratejik ve güvenlik duruşunu komşularına ve yabancı güçlere kabul ettirmek zorundadır. Prof. Dr. Ali-Asghar KAZEMI ABDnin 11 Eylül saldırılarını bahane ederek Afganistana ve Iraka saldırması, netice itibari ile bölgeye yerleşmesi, Ortadoğudaki güç dengelerini d

Yazarlar Hasan Selçuk, Murad İskender, Eyüp Zengin, Gahir Mikailov, Nesimi Kamalov, Ercan Sancak, Aygün Şükürova, Osman Nuri Aras Editör:Doç. Dr. Hasan Selçuk Temelini tarihten ve iki ülke halklarının kardeşliğinden alan Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler aslında çok eski tarihlere, tarihin derinliklerine kadar gitmektedir. 1918'de de Azerbaycan ilk defa bağımsızlığını elde ettiğinde Azerbaycan'ı tanıyan ve diplomatik ilişkiler kuran ilk ülke Osmanlı Devleti"dir...

Kenan Dağcı'nın Avrupa Birliği ve Kapitalizm konulu çalışmasının ülkemizde serbest piyasa ekonomisi üzerinde çalışanlara önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Prof. Dr. Cemal Şanlı-İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonomik entegrasyondan siyasal entegrasyona doğru yol alan AB'de kapitalizmin nasıl nitelik değiştirdiğini mukayeseli olarak ortaya koyan faydalı bir çalışma.

Türkler ve Ruslar tarih boyunca yan yana, hatta iç içe yaşamış iki millettir. 1480 yılına kadar Ruslar Türklerin egemenliği altında yaşamışken 17. yüzyıldan itibaren bazı Türk boyları Rusların vesayetine girmeye başlamışlardır. Osmanlı Türkleri ile ilişkiler bu dönemde başlamıştır. 1492'de III. İvan'ın Osmanlı Sultanı II. Bayezid'e yazdığı mektup Türk-Rus resmi ilişkilerini başlatmıştır. 1497'de de ilk Rus büyükelçiliği İstanbul'da açılmıştır.

Son 25 yılda sergilediği ve dünyada eşi görülmemiş ekonomik büyüme seviyesiyle, küreselleşme sürecinin parlayan yıldızı olan Çin, GSYİH bakımından dünyanın altıncı ülkesi olmuştur. 1,3 milyar nüfusa sahip olan Çin`in, insan gücü bakımından dünyanın en büyük ordusuna ve nükleer silahlara sahip olması, ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi`nde daimi üyeliğinin bulunması, onun sadece ekonomik değil aynı zamanda stratejik güç olarak tanımlanmasını sağlamaktadır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)`ne üye olmak sur

Bilindiği üzere, idarenin haksız davranışlarına karşı, hukuk dılı yoldan bir denetim mekanizması olan Ombudsman sistemi, ilk kez 1809 yılından İsveç`te uygulandıktan sonra, bu gün yaklaşık yüz kadar ülkede, çeşitli biçimlerde uygulanmaktadır. Ülkemizde zaman zaman gündeme gelen ve üzerinde tartışılan Ombudsman denetimi kavramı, Türk Kamu Yönetimi sistemine henüz yerleşmemiştir. Yönetimde şefaflaştırma ve halkın sorunlarına daha yakıdan çözüm bulma, kamu kurumları ile vatandaşlar arasındaki uyuşmazlıklarda

Türkiye, Ortadoğu ve Avrasyayı Neler Bekliyor? Başlıklı bu eser 21inci yüzyılda Türkiyenin Uluslararası Sistem içindeki konumuna yönelik önemli öngörülerde bulunmaktadır. Ortadoğu ve Avrasyada ortaya çıkabilecek muhtemel gelişmeler ile yansımaları ve yönelimleri üzerinde ayrıntılı olarak durulmaktadır. Ortadoğu ve Avrasyada ortaya çıkabilecek gelişmelerin Türkiyeyi nasıl etkileyebileceği ve Türkiye için yaratabileceği fırsatlar sistematik bir yaklaşımla açıklanmaktadır. Eserin Uluslararası İlişkiler bilim a