Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Ben Jeanne d'Arc, aşağıdaki yüz kızartıcı günahları işlediğimi doğrularım. Tanrı, melekler ve ermişlerden buyruklar aldığımı söyledim. Kilise bunların şeytan ayartmaları olduğu yolunda beni uyardı, ama bunu dinlememekte direndim. Kutsal vatan sevgisine, kutsal kitaba, din adamlarına karşı gelip erdemli bir kıza yakışmayacak erkek giysileri giydim. Tanrı katında hoşa giden ve aslî görevim olan kadınlık görevlerimi unutup asker oldum. İnsanları birbirine öldürtmeye kışkırttım. Sonra da bu günahların Tanrı'da
Tükendi
"Kara cüppeli rahip, son kez hepsine seslendikten sonra bir kenara çekildi. İki muhafız mahkûmların yanma geldi. Özerlerine bol gelen geniş kaftanlar giymiş infaz ekibi yerini aldı. Tam. o sırada Dostoyevski'nin yüreğini ayağa kaldıran borazanlar çalmaya başladı. Trampetler onlara eşlik etti. Göz ucuyla arkadaşlarına baktı. Hepsi başları önünde, pabuçlarının ucuna bakıyordu. En başta duran Kuzmin halâ titriyordu. Dostoyevski en çok ona dikkat ediyordu. Mombelli dirseğiyle dürtünce başını kaldırdı. Olum mang
Tükendi
Ayaklarının üzerine basmaya başladığı gün, evin, bahçeye çıkan kapısından bahçeyi, Huron nehrini, ağaçları, insanları incelemeye başlamıştı. Başarılı bir öğretmen olan annesi o günden sonra küçük oğlunun sonu gelmeyen sorularına cevap yetiştirmeye çalışıyordu. Bir gün "Al", bahçede kuluçkaya yatan bir ördeği incelemeye koyulmuştu. Ördek saatlerce sakin sakin oturmuş, yerinden kalktığı zaman, altındaki yumurtalardan birçoğunun içinden mini minnacık yavrucuklar çıkmıştı. Şimdi küçük Al, işin aslını anlamıştı.
Tükendi
"Elbisesini değiştirip koyu renk ve daha basit şeyler giyen hekim, elinde alet sandığı, büyük bir cesaretle genç adamların arkasından şehrin bir varoşuna doğru yürüyordu. En kuytu mahallelerden birinde terk edilmiş, yarısı yıkılmış, derme çatma bir kulübe geçici olarak tutulmuştu... Kamari´nin aynı adamları eski tahtalardan uzun bir masa hazırlamışlar, yeri de sazdan, kalın bir tabakayla örtmüşlerdi. Zayıf ve kırış kırış yüzlü, orta yaşlardaki bir erkeğin masaya yatırılmış cesedi hekimin öğrencilerini bekli
Tükendi
"Sıcak bir İstanbul sabahında yelkenlerini imbatla şişiren küçük bir kadırga Prota iskelesine (Kınalıada) yanaştı. Adada bulunan subaylar gelenleri saygıyla karşıladılar; onlar ölülerini dahi görmeye tahammül edemedikleri bu düşman simaları, bu sürgün yerinde görmenin şaşkınlığı içerisindeydiler. İki Selçuklu Emiri başları dik, iskeleye atladı. Emirlerden önde gideni elini kılıcının kabzasına götürdü; öteki ise belindeki hançere şöyle dir dokunup etrafındakileri süzdü. Alpaslan'ın en gözde iki silahşörü yan
Tükendi
"Ümitsizliğe düşmeyi beceremiyordu. O günü göremeyeceğini bilmesine karşın, 'özgürlük perisi'nin, kanatlarını vatanının üzerine gereceği günün geleceğine sarsılmaz bir inancı vardı, kasidelerini sadece ona düzüyordu. Oğluna şöyle diyordu: Ben bu memlekette milletin padişah, hürriyetin kanun olduğunu göremeyeceğim, fakat sen bunu mutlaka göreceksin.(...) Taşra koşullarındaki yüksek konumuna karşın çok mütevazı bir yaşam sürdürüyordu. Oldukça sade giyiniyor, bayramlarda görevi gereği resmî, sırmalı üniforması
Tükendi
"Şehrin gerçek sakinleri, sokakları yavaş yavaş gecenin sessizliğine terk ederek evlerine çekiliyorlardı ki, Esquiline Tepesi'nden yayılan korkunç dumanların söylentisiyle şaşırıp kaldılar. Rüzgara hiç aldırmayan garip bir bulut gelip üzerlerine çöktü. Alevler, önüne kattığı her şeyi yutarak, agoraya doğru ilerliyordu. Ara sıra şiddetli patlamalar oluyor; bu sayede ateş, kendisine yeni yollar buluyordu. Şehrin her yanı kavurucu bir sıcağa teslim olmuştu. Kızıl, sarı, mavi, kırmızı, turuncu, yeşil tonlarda ç
Tükendi
Kraliçe, atın çevresinde üç kez döndü. Dönerken bir kobra yılanı gibi dans ediyordu. Kraliçe artık bu dünyaya ait değildi. Bedeni, iradenin tutsaklığından kurtulmuş, nazlı bir meltemin önünde kıyıyla öpüşen dalgalar gibi yumuşak dans ediyordu. Ayakları, dalından kopmuş bir yaprağın salınarak yere düşmesi gibi zarif, sessiz ve kırılgan olarak toprağın üzerinde uçuşuyordu. Sanki yer çekimi yasaı, kraliçeye bir ayrıcalık tanımıştı. Brahmalardan biri rengarenk çiçeklerden oluşmuş bir çelenk getirdi. Kraliçe çel
Tükendi
"Tanrılar Tanrısı Jüpiter adına yemin ediyorum ki, seni imparatorlar listesinden sileceğim ve tarih senin gibi bir musibetin yaşadığını asla bilemeyecek!" Chaerea kanlı bıçağını üzerindeki beyaz harmanisine sildikten sonra, yerde can çekişmekte olan Caligula´ya baktı. Yaşamının son dört yılını cehenneme çeviren bu adamın can çekişmesi ona garip bir zevk veriyordu. Özellikle de son bir yılda yaşamı kabusa dönmüştü. Tırnaklarının ucuna kadar kin doluydu. Bunu tanımlaması, şiddetini ölçmesi mümkün değildi. "Y
Tükendi
"Size kurtuluş yolunu gösteriyorum. Günahlarınızdan kurtulmanız için buradayım! Herkesin günah dediği şeylerden korkmayın. Bağlı olduğunuz insanlar sizler için belli sınırlar çizmiş ve bunların dışına çıkmanızı ´ahlaksızlıkla´ nitelendirmiştir. Bu kabul edilebilecek bir şey olamaz. İnsanlar üzerine yasaklar koyan tek güç Tanrı gücüdür. Gönlünüzden nasıl geçiyorsa onu yapınız! İktidarsız kocalarınızı, verimsiz karılarınızı düşünmeyiniz! Tanrı insanları üremeleri için yaratmıştır. Korkmayın, düşüncelerinizde
Tükendi
"Altın Boynuz´u tepeden gören dağın yamaçlarına geldiklerinde, Hürrem birden çocuksulaştı. Koşmaya başladı. Sabırsızdı; sanki zirvenin vahşi ıssızlığı onu çağırıyordu. Peşinden yavaş yavaş ama sabırla tırmanan Süleyman´a baktı. Hayatının en büyük aşkına, kocasına! Sarığının altından damlayan ter Süleyman´ın gözlerine iniyor, uzun ve seyrek bıyıklarında biraz oyalanıp düşüyordu. Sultanın yüzüne, yırtıcı bir kuşun gagasını andıran kemer burnuna, aralanmış ince dudaklarına ve sivri dişlerine, ardından da zirve
Tükendi
´Biyografi, okumayı en sevdiğim yazınsal türler arasında yer alıyor. Benden yıllarca bazen de yüzyıllarca önce yaşamış kişilerin yaşam öykülerini kendi dostlarımın ya da akrabalarımın öyküleriymişçesine okuyabilmek tarifsiz bir zevk veriyor bana. Büyük tarihler, yani ülkelerin ya da devletlerin tarihi yanında tali ve önemsizmiş gibi gözüken bireysel yaşam öykülerini aslında en az büyük tarihler kadar önemli ve hatta zaman zaman onlardan daha ilginçtirler. Biyografiler bize soyut tarihsel süreçlerin işleyiş
Tükendi
"Terler içinde uyandı. Yine aynı rüyayı görmüştü. Yarışmadan bu yana on gün geçmişti ve hep aynı rüyayı görüyordu. Artık gördüğünü az da olsa anlayabiliyordu. Gri olan yağmurlu bir havadaki gökyüzüydü; ama yuvarlak cisim ile gördüğü haçı bir türlü çözememişti. Yatağında doğruldu. Rüyalarında bunlar olurken, uyanıkken de ailesini düşünmeye başlamıştı. Annesinin ve babasının bir gemi kazasında öldüğünü, evlat edinildiğini biliyordu. Daha doğrusu, ona anlatılan böyleydi; ama her nedense, Kral´ın öldüğünü duyd
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1