Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 38 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Psikoz' denilen bir hastalık, balığı ağzına saplanmış olta gibi insan beynine saplanmış ve bu saplanan şey o insanın merkez üssü haline gelmiş. Anlamadınız mı, halk arasında 'psikopat' derler, şu Falkonetti'yi hatırlayın, dünya değişse hayatları değişmez, imkanlar-durumlar-olaylar değişse Falkonetti'nin 'kötücül saldırgan intikam' duygusu değişmez, hani 'musallat' oldu gitmiyor derler, psikoz aynen böyle bir şeydir, önlem alınmazsa musalla taşına kadar musallat olur başınıza.İnsanlık için en acıklı durumdur
Tükendi
Bu kitap gelenek, görenek ve kuralları olan bir toplumda, kendi bilgisi ve doğrularıyla savaşını vermeye devam eden bir Türk bilim adamının öyküsüdür. Bir Ahmet'in, bir Mehmet'in, bir Hasan'ın samuray olup da katana takıp dolaşmasına gerek yoktur. Gerekli olan, hangi milletten olursa olsun, aklın ve mantığın, bilginin yolundan ayrılmadan, güçlükler karşısında yılmaksızın hayat savaşına sanki bir samuraymış gibi devam edebilmektir. Kitabın adındaki soruya cevabım; "Olur" Ama ihtiyaç var mı derseniz bilemem.
Tükendi
Sabah ve ATV'ye el koyma sürecinde yaşananlar kitaplaştırıldı. Gazeteci Kutlu Esendemir'in Yeni Harman dergisinde yayınlanan röportajlarını bir araya getirerek yazdığı kitapta o dönemde Sabah`ın Genel Yayın Müdürü Fatih Altaylı, Yavuz Semerci, Ahmet Ertürk, Balçiçek Pamir ve Aydın Ayaydın ile çarpıcı röportajlar yapmıştı. El koyma sürecinde yaşananları yaşayanların gözünden anlatan röportajlar geçtiğimiz yıl Yeni Harman dergisinde ses getirmişti. Sabah Gazetesinin Genel Yayın Müdürü iken TMSF`nin el koymas
Tükendi
İnceydi, yirmi yaşına kıyasla daha az etli. Ama daha sertti, çizgileri daha belirgindi. Karısının önünde, keyifle, bir aşıktan çok bir rakip gibi caka satıyordu. Karısından daha güzel olduğu bilincini taşıyor, o düşük kalçaya, pek hafifçe çıkık göğse, Edmeée´nin düz elbiseler ve kaygan tüniklerle giydirmeyi bildiği kaçak hatların zerafetine uzanma edası ve lütüfkârlığıyla hakkını veriyordu.
Tükendi
Nihat Genç adımı Nihada olarak değiştirmek istiyorum. Boşnak bir arkadaş buluyorum. Bundan sonra adım Nihat Genç değil, Nihada Genç diyorum. Mezarın başında tebessüm ediyor. Ağbi, Nihada burada kızlara verilen ad Küçük bir şaşkınlık yaşıyorum ama vazgeçmiyorum, olsun, adımı Nihada koyacağım, bu küçük kızın adını alacağım. Nihada´nın tabutunu takip ediyorum, önündeki yazıya bakıyorum, yedi yaşında.Tabutu nasıl hafif, sanki içinde kuştüyü var, sanki tabut bomboş, sanki Nihada´nın cesedini bulamamış bir eli bi
Tükendi
"Vedat Bey, gün boyu, ekabir bir derviş gibi İstanbul u dolaştı. Tophane de nargile içti, tinerci gençlerle birdirbir oynadı, Asmalımescit te Eflatun Nuri ye rastladı. Ona, Herkes, birbirinin mülkünü, parasını, karısını kıskanır; ben ise sizin anılarınızı kıskanıyorum bay Nuri dedi. Yeniköy de, denizi seyretti, Galata Kulesi nde kanyak içti, Kumkapı da yine denizi seyretti... Tahtakale ye gitti. Avanak Avni tiplemesinin biblolarından bir kaç tane satın aldı, turistlerin küçük çocuklarına dağıttı."
Tükendi
Uyku! Işık! Ve Yazgı! Saatlere eşlik eden tedirgin bir kalp! Üst üste katlanan insan yüzleri, duyguları, deneyimleri...Sonra parçalanma...Varlığı sarmalayan, sarsan, tedirgin eden bir farkındalık...Zamanlar ve boyutlar arasında ilerleyen, sıçrayan, devinen, caddelerden ve pasajlardan, renkli yalanlardan ve şifreli imzalardan, sarı defterler dolusu yazılardan ve yağmurdan ve akşam yumuşaklığından geçen ve sonunda kendi öz varlığından, öykü adını alarak yeniden doğan bir bilinç. Hayatın içinde ama yaşanan
Tükendi
Sözün Özü: Bir uçurumdur Aşk, Gölge ve ışık, şiir ve manzum, Orda nice nesnenin sureti, mahzun ve aynı zamanda neşeli yansıyacak. Sefalettir o, dehşettir tarifsiz, Fakat onsuz yaşamak da imkansız.
Tükendi
Dahilerin ölümlerinden sonra bile istediklerini yapmaya hakları vardır. Wolfgang Amadeus Mozart bir gün Viyana da bir berber salonuna giriyor. Öyle ya, bir dahinin ölümünden iki yüzyıl sonra bile istediğini yapmaya hakkı vardır. Çünkü ölüm, insanın artık konuşmaması değil, söylediklerinin anlaşılmamasıdır. Mozart son iki yüzyıl içinde kazandığı ünden bitkin düşmüş haldedir. Berber dükkanının zeminini kaplamış olan ince kumu soruyor. Kum, sadece kum, diyor Berber, çöllerden buraya rüzgarla geliyor. Besteci
Tükendi
Bugün, çaresizlik süreci de sonuna yaklaşmıştır, yeni çağımızın adı, çaresizliği seyretmek, ya da birebir kendi başını kurtarma, olup bitenlerden kendini sorumlu tutmama çağı. İşte hepimiz gaspı, terörü, cinayetleri, yoksulları, hastaları, çaresizleri seyretmeye başladık.
Tükendi
"Bir oyun oynayalım mı seninle?" "Nasıl bir oyun?" "İkimiz de başkalarıyla çıkacağız, sonra gelip birbirimize anlatacağız." "Birbirimizle sevişecek miyiz?" "Evet, ama yıkanacaksın, başkasıyla seviştikten hemen sonra sevişemeyiz. Yıkanmak gerekiyor." Bu öykülerde hayat var; aşk, ölüm, aldatma, sevişme, kadınlar, erkekler, taciz, kumar, arkadaşlık. Anlatımdaki sadelik ile görüşlerin radikal bir biçimde dile getirilmesi gerginlik yaratıyor. Muhalif bir tarzı var. Ona kızabilir ya da sevebilirsiniz am
Tükendi
Dünya edebiyatında ahlaka önem vermemiş bir yazar gösterin, yok. Ben göstereyim: İşte bahsi geçen Türk yazarları. Türkler neden ucuzunu arar? Türkler neden kısa yoldan denemek ister? Türkler neden sosyal ahlak a, kişiliğe önem vermez? Türkler neden gerçek e, gerçekler e saygı duymaz.
Tükendi
Benim adım Meyaser dedi. Tanımlayamadığım, içimi kaynatan bir sıcaklık avusuma akıyor, birikiyor, derimden içime akıyordu sanki. Ellerimi çekmek istedim. Çekemedim. Dudakları kıpırdadı. Beni kitaplarda, aşkın dağlarında ve ölüm anında bulabilirsin dedi. Onca duyarlılıktan sonra elde yalnızlık kalınca dünya ile konuşmanın vaktidir... Yavuz Ekinci nin usul ve acı dolu bir sesle konuşması sizi kalbinizden yakalayacak.
Tükendi
"...Korkulu günler bunkar? Kimse ışık yakmıyor. Bu gidişle, gemilerin ışıkları görününceye kadar da yakacakları yok... Gemileri bekliyoruz... Yaşadıkları yapay varoluşun farkında olmadıkları için gerçekle düş arasında gidip gelen, korkular içinde acıyla kıvranan, çıkış yolu diye çıkmaz sokaklara sığınan insanların, masallarla içiçer geçmiş trajik dünyası... Ölümsüzlüğün Ülkesi için çığlıklar, yakarışlar ve şarkılar kitabı da siyebilirz. Dile ait derin bir sağduyuyla yazılmış öyküler; gerçek bir dil ş
Tükendi
"Mutlu aşk yoktur" demiş şair. Ya mutlu evlilik?! İnsanlığın en eski ve kutsal kurumu olan evlilik, sürekli bir mutluluk ve huzur vaad ederken, bunun aksine, sürekli bir mutsuzluk ve huzursuzluk sebebi de olabilir. Evlilik halleri hep bıçak sırtında... Ramize Erer in küçük, hınzır çizgi öykülerinde neler yok ki; talihimizi bekleyen tehlikeler, şirinlikler, çam devirmeler... Birliktelikleri zorlayan en ince ayrıntılardaki uyuşmazlıklar birden nasıl büyüyebilir, romantizm nasıl sereserpe bir vurdumduymazl
Tükendi
İki küçük kız için söylenmiş bir söz. Aynı zamanda kızların anneleriyle dayanışmayı amaçlayan kuruluşun adı. Bir slogan mı, inanç mı? Yoksa umudun haykırışı mı?... Reykjavik te, Tungata 32 de doğan iki kız çocuğu. İzlandalı anne, Türkiyeli baba... Ve bir gün koparılışı çocukların anneden. Reykjavik-İstanbul-Divriği hattında bir kavga, bin bir çile. Yedi yıl ulusal hukukta, Altı yıl da Strasbour da süren hukuk mücadelesi. İki ülkenin gündemine oturan bir trajedinin bilinmeyen yönleri. Kampanyalar, bestelenen
Tükendi
Bu çalışmanın amacı Amerika kıtası tarihinin dönüm noktası olan XV. ve XVI. yüzyıllarda kıtada edebiyatın durumunun araştırmak ve ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında sorulan temel soru, Kolomb un istemeden yeni bir kıtaya çıktığı ve dünya tarihinin seyrini değiştiren karşılaşma yaşandığında kıtada hangi kültürlerin, hangi dillerde oluşturdukları ne tür edebiyat eserleri bulunduğudur . Aynı şekilde, 1492 sonrasında yaşanan acımasız fetih hareketinin bu toplumları ve kültürlerini nasıl etkiledikleri de
Tükendi
Romanın kahramanı ve anlatıcısı Karsten, yaşlıların ve zihinsel engellilerin kaldığı bir yurttan tuhaf hikayeler anlatırken bir yandan da kendi mutluluk vadisini arıyor, ama bir kabusla karşılaşıyor. "Kekik Mercanköşk Biberiye"... Bir dua gibi tekrarlayıp duruyor kahraman Provansa nın tepelerinde karşılaştığı bu kokuları. Björn Kern, Karsten in hikayesini onun ağzından, sevgilisi Anna lı ve Anna sız yaşamı arasında gidip gelen geri dönüşlerle anlatıyor. Şaşırtıcı sonuyla, insanı alıp götüren ve düşündüren
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 38 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2