Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 399 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Bir klasik müzik bestecisi olan Franz Joseph Haydn, Macar Esterhazy Ailesi'nin himayesinde çalışmaktan sıkılır ve bu duygusunu yansıtmak için bir eser yaratmaya karar verir. Eseri ilk olarak, ailenin düzenlediği bir gecede, davetliler önünde icra edecektir. EserS yİPüAksReİŞk AriDtiEmDdİ e başlar. Ancak her bölümde iki ya da üç müzisyen bitap düşmüş bir şek...il...de... asdaehtneden ayrılır. Müzisyenler ayrıldıkça, müziğin ritmi de düşer. En sonunda sahnede Şef Haydn ve bir kemancı kalır. Büyük bir coşku ve
Tükendi
Din adına söz söyleme yetkisine sahip olduğunu ileri sürerek, din ve dinle ilgili yüce değerleri ortadan kaldırmaya, milli değerli hükümetleri yok etmeye, insanları dinlileştirerek aslında deizmle de ilgisi olmayan bir bilinmez dinsizlik kuyusuna yuvarlamaya ve evanjelizmden beslendiği halde gerçek kimliğini saklamaya çalışan İslami İlluminati ile tanışmaya ne dersiniz?Kitabımdaki İlluminatinin, aydınlanma ve bilimi temsil etmediğine, insana özgü güzel özelliklerin törpülenmesi üzerine kurulu Arap dinciliği
Tükendi
Yüzbinlerce ölü, yerinden yurdundan edilen milyonlar, yakılan yıkılan kentler, paylaşım, nüfuz, güç mücadelesinin av sahasına dönüştürülen bir ülke. Herkesin gözleri önünde işlenen bir cinayetin öyküsüdür Suriye…Yakın siyasi tarihin en hazin savaşına sahne olan Suriye, emperyalist müdahaleciliğin, demokrasi ihracının ve siyasal İslamcılığın bir ülkenin başına ne tür çoraplar ördüğünün somut göstergesi oldu. Ancak “üç günde düşer” denilen Suriye bütün senaryoları boşa çıkararak düşmediği gibi, yaklaşık on yı
Tükendi
Elinizdeki kitap, Akın Olgun’un ikinci öykü denemesidir. Duyduğu, tanık olduğu, etkilendiği gerçek yaşam kesitlerini yeniden kurgulayarak öyküleştirmiştir. Öykülerinin hiçbiri için mekân, zaman ve yer belirtmemeye özen göstermiştir. Dünyanın herhangi bir yerinde, benzer yüzlerce, binlerce hikâyenin bir parçası olduğumuz duygusunu temel almış, dünyanın tüm ötekilerinin ve hikâyelerinin aslında hepimizden parçalar taşıdığı düşüncesine dikkat çekmek istemiştir. Olgun, Kül Sesleri’ni, “bütün acıların b
Tükendi
"Gerçekçiliğin insanı ileri götüren, toplumları aydınlatan yanı en önemli özelliğidir. Buna karşın günümüz yazarlarının birçoğu ister bilinçli ister bilinçsiz olsun gerçekliği yadsıyıp karanlığa gömülürken okuru da bu bataklığa çekiyor. Karşı-gerçekçi yazarlar, gerek mistisizm, gerek karamsarlık ve umutsuzluk dolu yapıtlarıyla yaşamı aşağı çekerler. Kapitalizm dünyasının edebiyat ve sanat diye dayattığı meta ürünlerini bize pazarlamaya çalışırlar. Bu düzeni kırmak toplumsal bilinci uyandırmaktır. Gerçekçi o
Tükendi
İnsanlığa karşı suçlar olarak nitelenen eylemler, insan haysiyetini en derinden yaralayan eylemlerdir. Bu fiillerin korkunçluğuyla karşılaşıldığında verilen ilk tepki çoğunlukla büyük bir hayrettir. Hayretimiz geçtikten sonra bu fiillerin hemen önlenmesi için tedbirler alma arzusu duyarız fakat çoğu zaman elimiz kolumuz bağlıdır. Modern zamanların en başında devletin kuruluşu üstüne düşünen filozof Thomas Hobbes, devletin temelini insanların yaşamlarını sürdürmek için yaptıkları bir sözleşmeden hareketle aç
Tükendi
CHP'nin programını, örgüt yapısını, söylemini, çalışma tarzını sol, sosyal demokrat bir bakış açısıyla yenilemesi artık kaçınılmazdır. Yenileme en geniş katılımla, aşağıdan yukarıya doğru yapılacak demokratik ve saydam tartışmalar yoluyla ve bir zaman planına bağlı şekilde yapılmalıdır. Çağdaş demokrat anlayış, partilerde ve her türlü örgütlenmede, tek bir kişiye bağımlılığı, liderin "kurtarıcı" olarak ortaya çıkmasını reddediyor; bunu kişiyi yabancılaştıran bir süreç olarak görüyor. Sosyal demokrasinin "ş
Tükendi
Hitler sonrası dönemde, başta yargıçlar olmak üzere Nazilere devlet katında hizmet veren cellatlar, toplama kampı görevlileri, gazeteciler ve muhbir vatandaşlar işledikleri suçlardan dolayı -ki bunlara yüzlerce kişiye bir celsede verilen idam cezaları ve bu cezaların hiç vakit kaybetmeden infazı da dahil- yargılandılar.Hepsi de suçsuz olduklarını söylediler. “Devletin yasalarını” uygulamışlardı. Toplama kampı işkencecileri ise her nedense yaptıkları hiçbir şeyi hatırlamıyorlardı.Helmut Ortner, yargılanıp ce
Tükendi
Binlerce ayak izinin tek başına toprağa bırakıldığı bu kitapta işgal fabrikaları, işgal toprakları, barikatçılar, evsizler, kayıp anneleri, kayıp oğulları, kayıp kızları, dilenci ordusu, göçmenler, toprağın asıl sahipleri olan yerliler ve daha niceleri anlatılıyor. Parlak şehir ışıklarından, güneşli kumsallardan ve gösterişli alışveriş merkezlerinin serinliğinden çok uzakta yaşayanların gerçek hikâyeleri eşlik ediyor okura. Her türlü sömürüye, baskıya, yok sayılmaya, kaybedilmeye, işkencelere, hapislere, g
Tükendi
Her sabah, daha güneş doğmadan milyarlarca insan, çalışmakiçin yollara düşer... Çalışacak, böylece gereksinmelerini karşılayacak. Milyarlarca insanın koşturup durdukları bu sistem, insanlık tarihinin çok küçük bir bölümünü kapsar... Zaman bakımından... Nicelik açısından çok kısa bir dönem... Buna karşın nitelik bakımından çok etkili bir dönem. Bu kısacık dönemde kapitalizm, kıskıvrak insanı ele geçirir.İnsanı ele geçirme kapitalizmin temel özelliğidir. Kapitalizm böylece insanı kendine tutsak etmiştir. B
Tükendi
Gelişmekte olan bir ülkenin sosyoekonomik koşulları seçmenlerin tercihlerini belirleyebilir. Dar gelirli seçmenler, destek alacağı seçmen kitlesine ayrıcalıklı hizmet veren klientalist partilere oy verme eğilimde olabilirler. Çünkü ekonomik koşulları nedeniyle parti politikalarının gerçekleşmesini bekleyecek zamanları yoktur; elde etmesi daha kolay olduğu için yardımları kabul ve hatta talep ederler. Kişisel ihtiyaçlarının karşılanması karşılığında bunu sağlayan partiye oy verme davranışı gösteren seçmenle
Tükendi
Kitabın adına bakmayın, kitabı kimin yazdığına da bakmayın. Bakarsanız, kitabın sanki çevirmen olarak iyi tanıdığımız, yıllarca Boğaziçi Üniversitesi’nde çeviri okuttuğunu, yayınevlerinde çeviri editörlüğü yaptığın bildiğimiz, işinin ehli saydığımız biri tarafından çevirmenlere, nasıl bir çeviri bilincine sahip olmaları gerektiğini anlatmak için yazıldığını sanabilirsiniz. Hayır, bu kitapta yalnızca bu yok. Biz bu kitapta asıl önemlisi “entelektüel” olarak anılmayı hak eden herkesin sahip olması gereken
Tükendi
Ülkemizin temel sorunlarının başında gelen Kürt sorunu yıllardır çözüm bekliyor. AKP 17 yıldır iktidarda. "İleri demokrasi" vaadiyle iş başına geldi ve "Kürt meselesi bizim meselemizdir" dedikten sonra sorunları daha da ağırlaştırdı. Parlamenter demokrasi yerine, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adıyla -dünyada eşi benzeri olmayan- baskıcı bir tek adam rejimi kuruldu. Bu sistemle birlikte ifade, eleştiri, basın, gösteri, örgütlenme özgürlükleri yok edildi. Erkler ayrılığının ortadan kaldırılmasıyla, huk
Tükendi
"Hukukun iç ahlakının ilkelerinde yaşanabilecek her bir sapma, sorumlu bir fail olan insanın haysiyetine bir hakarettir. Bir kimsenin eylemlerini, ilan edilmemiş veya geriye etkili kanunlar ile yargılamak veya ona imkansız bir şey yapmasını emretmek, onun öz irade yetilerine olan kayıtsızlığı ifade eder. Buna karşılık, eğer insanın sorumlu eylemde bulunma yetisinin olmadığı görüşü kabul edilirse hukuki ahlakın varlık sebebi kaybolmuş olur. Eylemlerini ilan edilmemiş veya geriye etkili kanunlarla yargılamak
Tükendi
Literatürde temel ilke ve kesin doğru olarak yazılanların, uygulamayla sınanmasına sosyal bilimlerde sıklıkla ihtiyaç duyulmakta. Örneğin, neoliberalizmin devletin büyüklüğüne ve ekonomiye müdahalesine karşı olduğu temel ilkesi gibi. Uygulamada böyle bir karşıtlık söz konusu mu? Yoksa tam tersi güçlü ve ekonominin tam merkezinde bir devlet mi tercih edilmekte?Yine benzer biçimde yerelleşme de neoliberal politikaların olmazsa olmazlarından olarak ve demokrasinin ayrılmaz parçası niteliğinde değerlendirilmekt
Tükendi
Hızlı okuma deyince aklınıza "Sesli okuma" ya da "Sesli okuma yarışmaları" gelmesin. Biz, bambaşka bir okuma alışkanlığından söz ediyoruz. Hızlı okuma, içimizden yaptığımız okumadır. Şimdiye kadar öğretmeniniz mutlaka size: "İçinizden okuyun" demiştir. İşte biz ondan bahsediyoruz. İçinizden ne kadar hızlı okuduğunuzu nasıl anlayacağız? Ya bize şaka yapıp okuyup bitirdiğinizi söylerseniz, biz nerden anlayacağız içinizde neler olup bittiğini? Tabii ki çok gizli yöntemlerimiz var. Ama müjde! Bu gizli yöntemle
Tükendi
Ulusal bağımsızlığı kazandıran, modern Türkiye'yi yaratan, ülkemizi demokrasiyle tanıştıran bir parti CHP. Her biri küresel ölçekte anlamlı, büyük başarılara imza atmış bir parti. CHP'nin "kökleri" bu başarılardır. Milli Mücadele'dir, bağımsızlıktır, bilim ve eğitim reformudur, kadın-erkek eşitliğidir, demokrasidir, sosyal adalettir. CHP'nin kökleri Türkiye'nin temelleridir. Bu köklerin verdiği ilhamla bugün küresel ölçekte yeni bir başarıyı yakalayacağız. Türkiye, bütün dünyada otoriterleşmenin yükseldiği
Tükendi
"Biz seçimleri kazanamayız, çünkü onlar çoğunlukta." "Biz seçimi kazanamayız, çünkü onlar sandıkta hile yapar." "Biz seçimi kazansak da, onlar iktidarı bize vermez." Son yıllarda Türkiye'nin her tarafında verdiğim konferanslar, katıldığım toplantılar ve yaptığım söyleşiler sırasında izleyicilerin soru ve sorgulamaları, genellikle bu üçlüde toplanıyordu. Bunun anlamı şu: Ben, demokrasi ve hukuk umudunu vurguladıkça, yukarıdaki sözler, siyasal iktidarın seçimler yoluyla el değiştirmesi (siyasal münavebe) ko
Tükendi
Ataol Behramoğlu 4 Ekim 2003 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan köşe yazısında, 3 Kasım 2002 tarihinde iktidar oluşlarının üzerinden henüz 1 yıl bile geçmemişken, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına "sivil darbe" tanısını koymuştu. Bu tanı bir sanat insanının gözlem ve sezgilerinin sonucu olduğu kadar, ülkesinin sorunları üzerine bir toplum bilimci titizliği ile düşünüp araştıran seçkin bir aydının araştırıcı zekâsı ve sorumluluk bilincinin de ürünüdür. Aradan geçen zaman bu tanıyı ne yazık ki
Tükendi
Muhammed İkbal, Mehmet Akif Ersoy ve Aliya İzzetbegoviç'in ortak özelliği; yok oluş sürecinde "varoluş mücadelesi" veren aynı ümmete mensup, üç milletin sembol simaları olmalarıdır. Muhammed İkbal Pakistan'ın, Mehmet Akif Türkiye'nin, Begoviç de Bosna'nın unutulmaz simalarıdır. Aliya İzzetbegoviç tek kelimeyle Bosna'yı Bosna yapan ruhun kendisine yansıdığı simadır. Begoviçsiz Bosna, İslamsız da Begoviç düşünülemez. Bunlar bir bütün halinde Aliya İzzetbegoviç'in şahsında billurlaşmıştır. Begoviç örneği, İ
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 399 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3