Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Okul öncesi dönem, çocukların gelişim alanlarına ait beceriler kazandıkları, merak duygularını besledikleri ve oynayarak öğrenmeye çok istekli oldukları bir dönemdir. Çocuklar özellikle çevrelerinde gördükleri somut nesneleri merak eder ve öğrenmek isterler. Bu dönemde kazanılan öğrenme becerileri çocukları ilköğretime hazırlayarak gelecekteki okul başarısını da destekler. Limi Çizgilerle Öğreniyor, çocuklara kalem tutma ve kullanma becerisi kazandırmayı amaçlayarak hazırlandı. Basitten başlayarak ilerleye
Tükendi
Okul öncesi dönem, çocukların gelişim alanlarına ait beceriler kazandıkları, merak duygularını besledikleri ve oynayarak öğrenmeye çok istekli oldukları bir dönemdir. Çocuklar özellikle çevrelerinde gördükleri somut nesneleri merak eder ve öğrenmek isterler. Bu dönemde kazanılan öğrenme becerileri çocukları ilköğretime hazırlayarak gelecekteki okul başarısını da destekler. Limi Çizgilerle Öğreniyor, çocuklara kalem tutma ve kullanma becerisi kazandırmayı amaçlayarak hazırlandı. Basitten başlayarak ilerleye
Tükendi
Okul öncesi dönem, çocukların gelişim alanlarına ait beceriler kazandıkları, merak duygularını besledikleri ve oynayarak öğrenmeye çok istekli oldukları bir dönemdir. Çocuklar özellikle çevrelerinde gördükleri somut nesneleri merak eder ve öğrenmek isterler. Bu dönemde kazanılan öğrenme becerileri çocukları ilköğretime hazırlayarak gelecekteki okul başarısını da destekler. Limi Çizgilerle Öğreniyor, çocuklara kalem tutma ve kullanma becerisi kazandırmayı amaçlayarak hazırlandı. Basitten başlayarak ilerleye
Hayal oyunu /Ellerindi ellerimden tutan /Ellerimdi ellerinden tutan... /Bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi /Gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin /Kimbilir kaç martılar halinde... /Bir masada karşı karşıya /Seyrederken dudaklarını senin, /Dile gelmiş ilk Türkçeydik... /Henüz başlamış külrengi bahar, /Ne savaş, ne barıştık biz... /Bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar /Manolyaya gece konmuş kumrular... * Bahariye *Hal Çaresi *İntihar *Üç Çiçekle Estetika *Ölemsiz *Rabia Hatun’un Uçan Halısı *El Tutuşa Tut
Yemek kitapları genellikle belirli bir sıralamaya göre düzenlenir. Tarifler ya malzeme cinslerine ya yiyecek içecek başlıklarına ya da sofra sırasına göre sıralanır. Gökçen Adar yıllar süren saha çalışmalarından edindiği bilgileri ve tarifleri bambaşka bir yemek kitabı hazırlamak için kullandı ve pişirme usullerini dikkate alarak Pişir Pişirebildiğin Kadar kitabını kaleme aldı. Kitapta yalnızca bilinen ya da aşina olunanlar değil unutulmaya yüz tutmuş tarifleri de bulacak, sofra, yemek ve mutfak kültürüyle
Tükendi
kızı olan Sabite, akrabalarının çevirdiği miras entrikalarıyla sefaletin pençesine düşer. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen ilkelerinden ödün vermeyen genç kadın, dostlarıyla beraber uzun ve zorlu bir hak arama mücadelesi başlatır. Yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandıran Sefalet, çaresizliğin olduğu kadar sağlam bir kadın dayanışmasının da romanıdır. Sırpçaya da çevrilen roman Saint Sava ödülüne layık görülmüştür. Emine Semiye (1868-1944) Emine Semiye tarihçi, devlet adamı ve hukukçu Ahmet Cevdet Paşa ile
kızı olan Sabite, akrabalarının çevirdiği miras entrikalarıyla sefaletin pençesine düşer. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen ilkelerinden ödün vermeyen genç kadın, dostlarıyla beraber uzun ve zorlu bir hak arama mücadelesi başlatır. Yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandıran Sefalet, çaresizliğin olduğu kadar sağlam bir kadın dayanışmasının da romanıdır. Sırpçaya da çevrilen roman Saint Sava ödülüne layık görülmüştür. Emine Semiye (1868-1944) Emine Semiye tarihçi, devlet adamı ve hukukçu Ahmet Cevdet Paşa ile
Tükendi
Medarı Maişet Motoru Sait Faik’in kaleminden bir ilk romandır. Henüz Yeni Mecmua’da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı bulunup roman olarak yayımcı bulmakta zorlanacak ve Sait Faik’in annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi’nden 1944’te yayımlanacaktır. Ancak dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okuyucusuna kavuşur. İş Bankası Kültür Yayınları olarak Medarı Ma
Tükendi
Medarı Maişet Motoru Sait Faik’in kaleminden bir ilk romandır. Henüz Yeni Mecmua’da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı bulunup roman olarak yayımcı bulmakta zorlanacak ve Sait Faik’in annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi’nden 1944’te yayımlanacaktır. Ancak dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okuyucusuna kavuşur. İş Bankası Kültür Yayınları olarak Medarı Ma
Hayal oyunu /Ellerindi ellerimden tutan /Ellerimdi ellerinden tutan... /Bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi /Gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin /Kimbilir kaç martılar halinde... /Bir masada karşı karşıya /Seyrederken dudaklarını senin, /Dile gelmiş ilk Türkçeydik... /Henüz başlamış külrengi bahar, /Ne savaş, ne barıştık biz... /Bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar /Manolyaya gece konmuş kumrular... * Bahariye *Hal Çaresi *İntihar *Üç Çiçekle Estetika *Ölemsiz *Rabia Hatun’un Uçan Halısı *El Tutuşa Tut
André Gide’in en şiirsel ve en dokunaklı anlatılarından biri olarak dikkat çeken Pastoral Senfoni, yazarın insan ilişkilerindeki sorunlara eğilirken kendi evliliğinde de bir ahenk bulma çabasını yansıtır. Başlığını Beethoven’ın Pastoral Senfoni olarak da bilinen 6. Senfoni’sinden alan yapıt, Gide’in psikolojik sorunları ele alış biçiminin yanı sıra kurgu ve üslup açılarından da gelişiminde önemli bir aşamaya işaret eder. Protestan bir papaz ile himayesine aldığı kör ve yetim kızın hikâyesinde, yazarın kendi
Dünyayı keşfetme hevesiyle yanıp tutuşan Van, Terry ve Jeff, varlığından tesadüfen haberdar oldukları Kadınlar Ülkesi’ne bir keşif gezisine çıkarlar. Sadece kadınlardan oluşan bir toplumun yapısıyla ilgili yürüttükleri tahminler ve halihazırda kafalarında bulunan eril kalıplar gördükleri manzara karşısında yerle bir olur. Jeff kadınları hizmet edilmesi ve korunması gereken varlıklar olarak görürken, Terry onların fethedilmesi ve kazanılması gerektiğini düşünmektedir. Ama mantık, eşitlik ve sevgi üstüne kuru
Dünyayı keşfetme hevesiyle yanıp tutuşan Van, Terry ve Jeff, varlığından tesadüfen haberdar oldukları Kadınlar Ülkesi’ne bir keşif gezisine çıkarlar. Sadece kadınlardan oluşan bir toplumun yapısıyla ilgili yürüttükleri tahminler ve halihazırda kafalarında bulunan eril kalıplar gördükleri manzara karşısında yerle bir olur. Jeff kadınları hizmet edilmesi ve korunması gereken varlıklar olarak görürken, Terry onların fethedilmesi ve kazanılması gerektiğini düşünmektedir. Ama mantık, eşitlik ve sevgi üstüne kuru
André Gide’in en şiirsel ve en dokunaklı anlatılarından biri olarak dikkat çeken Pastoral Senfoni, yazarın insan ilişkilerindeki sorunlara eğilirken kendi evliliğinde de bir ahenk bulma çabasını yansıtır. Başlığını Beethoven’ın Pastoral Senfoni olarak da bilinen 6. Senfoni’sinden alan yapıt, Gide’in psikolojik sorunları ele alış biçiminin yanı sıra kurgu ve üslup açılarından da gelişiminde önemli bir aşamaya işaret eder. Protestan bir papaz ile himayesine aldığı kör ve yetim kızın hikâyesinde, yazarın kendi
İstanbul’un bir paşa konağında doğacak bebek için sütanne aranır. Anadolu’nun bir köyünden getirilen, yeni doğum yapmış Selime, beraberinde kırk günlük oğlu Salih’le konağa alınır. “Küçük Paşa” olarak çağırılan Salih yedi yaşına kadar burada, Büyük Paşa’nın oğlu gibi yaşar, ta ki paşanın ölümüyle kapı önüne konana dek. Hiç tanımadığı köyüne, doğru dürüst hatırlamadığı anne babasına dönen Salih’i eziyet dolu günler beklemektedir... Ebubekir Hâzım Tepeyran Küçük Paşa’da köy-kent uçurumuna, köylerdeki eğitimsi
Ahmet Efendi ile Hulusi Efendi, Fransız Tiyatrosu’nda sahnelenen bir oyunu izlemek üzere gittikleri Beyoğlu’nda fazlaca içip sarhoş olur, geç saatte yağmur bastırınca geceyi geçirmek için bir geneleve giderler. Ahmet Efendi’nin karşısına çıkarılan kız “henüz 17 yaşındaki” Kalyopi’dir. O geceyi izleyen günler, hem Kalyopi’nin hem de Ahmet Efendi’nin hayatını tümüyle değiştirecektir… Tanzimat Dönemi eserlerinde “ahlaksız kadın” tiplemesine çoklukla rastlanır. Ancak bunlar, genellikle erkek başkişisini yolunda
Namık Kemal için tiyatro, halka doğrudan ulaşabilmesi bakımından oldukça önemli bir türdür. Vatan yahut Silistre oyununda da vatan sevgisini türlü duygularla çarpıştırıp nihayet hepsinden üstün çıkararak halka vatan fikrini ve sevgisini aşılamak ister. Kırım Savaşı’nın yaşandığı yıllarda Zekiye ve İslam Bey arasında yeni başlayan aşk, İslam Bey’in cepheye gitmesiyle beklenmedik bir hal alır. Zekiye İslam Bey’in ardı sıra erkek kılığına girerek Silistre savunmasına katılır ve böylece savaş meydanında aşkın
İngiliz edebiyatının başyapıtlarından biri olan Deniz Feneri, son derece basit olay örgüsünün ardında yaratıcısının özyaşamının ayrıntılarını, toplumsal meselelere ilişkin sorgulamalarını, içgözlemlerini ve derin felsefi gizemleri barındırır. Deniz Feneri ’nin merkezinde I. Dünya Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında İskoçya’nın Skye Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsay ailesi ve konukları vardır. Çocuklar oynarken, yetişkinler sohbet eder, düşüncelere dalar ve keşiflerde bulunur. Yapıtın roman türünde alışık o
Carson McCullers yirmi üç yaşında yazdığı Yalnız Bir Avcıdır Yürek adlı romanıyla ABD’deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinlikleriyle tanıştırmıştır. Küskün Kahvenin Türküsü’nde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan “sevgi felsefesi”ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Kitapta yer alan altı öyküde de yalnızlık
Lope de Vega (1562-1635): İspanyol edebiyatı Altın Çağı’nın en önemli oyun yazarıdır. Eserleri döneminin yeni türü comedia ile özdeşleşmiştir. Günümüzde Komedi Yazmanın Yeni Sanatı adlı incelemesinde kendi oyunlarını nükteli bir dille savundu, comedia türünü temel tanımına kavuşturdu. 1619 yılında Madrid’de yayımlanan Fuenteovejuna yazarın en meşhur oyunlarındandır. 1476’da İspanya’nın Córdoba eyaletinde yaşanan bir köylü ayaklanmasından esinle kaleme alınan oyun, zalim efendilerine başkaldıran Fuenteovejun
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4