Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Evrim karşıtı görüşler neden günümüzde hâlâ bu kadar yaygın? 1859'da, Darwin'in doğal seçilim yoluyla evrim kuramını ortaya koymasıyla başlayan tartışma nasıl oldu da günümüze değin sürebildi? Ömrünün uzun yıllarını evrim karşıtlığı ile mücadeleye adayan Niles Eldredge, bu çalışmada evrim-yaratılışçılık karşıtlığını mercek altına alıyor. Yazar, bir yandan evrimin ana işleyiş biçimini temellendirirken, bir yandan da yaratılışçıların başlıca savlarını ve bu savları öne sürme biçimlerini teker teker teşhir edi
Tükendi
"Brigitte'in devrimci olmak gibi bir niyeti yoktu. Tek istediği,olağanüstü kazaklar örmekti." Altı kadın, sohbet edip pasta yemek ve olağanüstü kazaklar örmek için her her hafta bir araya gelmektedir. Bir gece sohbeti esnasında odadaki herkesin tecavüz kurbanı olduğu gerçeğinin farkına varırlar. Hiçbirinin saldırganı en ufak bir ceza dahi almamıştır. Artık canlarına tak etmiştir ve bu durumu değiştirmeye kara verirler. Örgü grubu, Örgü Grubu: Tecavüzcüleri İmha Timi'ne dönüşür ve intikam süreci başlar.
Tükendi
"Mao, Çin'in kolayca dünyadaki egemen kapitalist sistemin dümen suyuna girebileceğinin farkındaydı ve bu anlamda Kültür Devrimi, Mao'nun Çin'in kapitalizmin yörüngesine kaymasını önlemek için başlattığı son, cüretkâr ve umutsuz girişimin adıydı. (...) [T]arih, Deng'in yeminlerinin aksine Kültür Devrimi kararına karşı çıktığını kanıtlamaktadır. Mao'nun Deng Xiaoping'e atıfla derin bir of çekip umutsuzca ifade ettiği üzere, 'Kapitalist yolcu hâlâ kapitalist yolda yürümeye devam etmektedir. [O,] karara asla ka
Tükendi
"Nobel Edebiyat Ödülü bir bilim insanı tarafından hiç kazanılmadı. Bence bunun vakti geldi de çattı ve eğer bir aday önerecek olsaydım, benimki Peter Atkins olurdu." - Richard Dawkins "Atkins karmaşık ilkeleri çok açık hale getirme hünerine sahip... Bu kitap, bilimi hep daha derinden kavramak istemiş ama nereden başlayacağını bilememiş, bilimin dışından zeki insanlar için mükemmel bir rehber." - Mark Henderson, The Times "[Atkins] en büyük bilimsel fikirleri... güvenilir bir biçimde açıyor." - The Inde
Tükendi
Elinizdeki kitap, 1 Mayıs Mahallesi'nin kuruluşunun 40. yılında yayınlanıyor. Sistemin kente yığdığı kır yoksulları, devrimcilerle birlikte İstanbul'un güneydoğu çeperinde boş hazine mülkü üzerinde yaptıkları gecekondulara "1 Mayıs" adını verdiler. 1970-1980 arasında, 15-16 Haziran 1970 gibi, 1 Mayıs 1970 gibi, Türkiye'de toplumsal ve siyasal gelişmeyi en derin şekilde etkileyen birkaç büyük "kitle hareketi"nden biri olan bu girişim; en geniş çaplı, en etkili, en çatışmalı "gecekondu mücadelesi" olması bak
Her zaman ve neredeyse her toplumda, devlet meşruluğuyla (savaşların dışında da) insanlar öldürülmüştür. Yasalar, infaz yöntemleri ve idamların sergilenmeleri değişmiş olsa da günümüzde ‘adil' bir şey yapıldığına dair inanç kalmıştır. Helmut Ortner taşlamadan çarmıha germeye, idam sehpasından giyotine, elektrikli sandalyeden gaz odasına, hatta şu anda ABD'de kullanılan ‘medeni' zehirli iğneye kadar devlet infazlarını yeniden kurgulayarak yöntemlerini tasvir ediyor. Prof. Dr. Yücel Sayman'ın sonsözü ile katk
Tükendi
"Dayı" dedi yaşlı adama, "Kaşkol Dağı'na, dağın eteğindeki o köye niye varamadım ben, ne tarafta kaldı ora?" diye sordu. Yaşlı adam Selim'in ekmeği dişlerinin arasına alıp koparışını izledi, ekmeğe saygılıydı bu çocuk, dişlerinin arasında kırmızı ipek gibi toprağı gördü, sevindi, "Orda öyle bir dağ yok, öyle bir köy yok" dedi. "Askerler kendileri uydurup, kendileri inanıyorlar olduğuna" dedi. Ekmek Selim'in boğazında kaldı. Durdu inmedi aşağıya. "Biz Kaşkol Dağı'nı görüyorduk hep karşıda, dürbünle" diyebild
Tükendi
Bu çalışma, bir zamanlar Weitling'e karşı yapılmış ?tarihsel bir haksızlığı" ortaya çıkarma çalışması değildir! Rus fakat özellikle de Çin ve Latin Amerika Devrimleri'nin Avrupa'da ve özellikle de Almanya'da 1970'lerde estirdiği devrimci rüzgarların etkisiyle, ezilenlerin Marx/Engels öncesi devrimci mücadele tarihleri sınırlı da olsa araştırılmıştır. Fakat bunlar o yıllarda akademi sınırları içinde kalmış ve bu araştırmaların Almanya'daki tetikleyicisi olan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF), kendisi dışındaki he
Tükendi
"Bu, oldukça şaşırtıcı bir çalışma. Küreselleşmeye dair ciddi bir kafa karışıklığının hepimizi sarmaladığı bu devirde, Zak Cope dikkatimizi bu sürecin temelinde yatana çevirmemiz gerektiğini vurguluyor. 19 ve 20. yüzyıllarda, muazzam bir çeşitlilik sergileyen insanlar âleminin ezilen sömürge toplumlar ile ezen sömürücü toplumlar şeklindeki katı ayrıma nasıl gittiğinin ana hatlarını çiziyor. Bu sözünü ettiğimiz, öyle bir ayrım ki hâlâ hayatlarımızda belirleyici bir rol oynamaktadır. Araştırması boyunca yazar
Tükendi
Bu kitap, türümüzün evrimsel serüvenine dair "insan doğası" temelli özcü yaklaşımların bir reddiyesi niteliğindedir. Skybreak, bu doğrultuda çeşitli disiplinlerin araştırmalarından istifade ederek günümüzdeki hiyerarşik ve baskıcı toplumsal ilişkilerin biyolojik, "doğa vergisi" bir temelinin olmadığını ortaya koymaktadır. Türümüzün ilk ortaya çıktığı tarihsel dönemeçte nasıl yaşamış olduğuna, kadın ile erkek arasındaki eşitsizliğin nasıl ortaya çıkmış olduğuna ve insanın değişmez bir doğasının olup olmadığı
Tükendi
Bu kitap, 12 Eylül askeri darbesinin insanlık dışı yüzünü en çarpıcı biçimde gösterdiği askeri cezevlerinden Diyarbakır 5 No'ludaki bir tanıklığı özetliyor. 17 Aralık 1981'den Ekim 1990'a kadar ordaydım ve bütün merhaleleri bizzat yaşadım. Darbeden az önce yapımı tamamlanıp açılan ve darbeden hemen sonra başlayan birinci acımasız vahşet dalgasının cehennemi bir sessizlik yarattığı, sadece işkence ve çığlık seslerinin duyulabildiği bir anda o zindana düştüm. Her dakikası bir cehennem azabı olan vahşet altınd
Tükendi
Varlığın ayak izlerine düşen kırıntılar, ayak izlerinden çıktılar, birleştiler, ateşe dönüştüler, Londra'yı bir ucundan yakıp yağmaladılar. Prensin şatafatlı düğününden sonra, Londra'ya, Chartist'lerin ve Oliver Twist'lerin kentine bu yakıştı. Sabit anlamlar ve değerler irkildi. Daha önce Paris'i aynı duruma düşürmüşlerdi. Yıkıcıların işi budur. Mülk ve devlet sahiplerini yıkmak. Özgün ve berrak, dolaysız ve yalın vuruşlarla yerleşik bilinci parçalamak. Böyle bir çağda, insanın en güzel eylemidir, yıkmak. D
Tükendi
"Mustafa Suphi ve Yoldaşlarını Kim Öldürdü?" ve "Bâki İlk Selam - Çerkes Ethem" kitaplarının da yazarı olan Emrah Cilasun'dan tartışma yaratacak bir çalışma... İlk kez yayınlanan yabancı arşiv belgelerine dayandırılarak hazırlanan bu çalışmayla Said Nursî etrafında oluşturulan sis perdesi dağılıyor. "Bugün toplumsal hayatın din tarafından şekillendirildiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Günübirlik yaşamın içerisinde başta kadınlar olmak üzere bütün toplumun baş döndürücü bir süratle din tarafından çembe
Tükendi
"Ekonomik temelde (veya altyapıda) radikal, nitel değişimler gerçekleştirmenin yolu ancak mevcut egemen sistemin yönetici sınıflarının ifa ettiği siyasi ve son kertede askeri iktidarın kesin surette yenilgiye uğratılmasından ve arkasından ezilip dağıtılmasından, yerine de yeni, devrimci bir devlet iktidarı yerleştirmekten geçer ve ancak bu şekilde mümkün olabilir. Bunun ne kadar altı çizilse azdır. Toplumda ve dünyada değişim istediğimize dair her türlü fikirle ortaya çıkabiliriz, başkaları da özellikle de
Tükendi
Tembellik Hakkı'nın da yazarı olan Lafargue'ın alaycı bir üslupla, ibadet kitaplarında rastlanacak türden ifadelere başvurarak kaleme almış olduğu bu kitapçık, burjuva değerlerine dönük keskin bir hiciv yazısıdır. Sermaye Dini, yazarın kapitalizmin kültürel ve ahlaki fetişlerini tiye alma hususunda ne denli başarılı olduğunu kanıtlar niteliktedir. "Günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek tek din Sermaye'dir, diye şiddetli bir çıkışta bulundu büyük İngiliz istatistikçi Giffen. Sermaye, her yerde var olan ger
Tükendi
Günümüzde, gezegenimizin hızla çevresel bir felakete doğru gitmekte olduğu yönünde yaygın bir görüş birliği mevcuttur. Şiddetlenen iklim değişikliği, okyanus asitlenmesi, ozon tükenişi, küresel tatlı su kullanımı, biyo-çeşitliliğin kaybı ve kimyasal kirlilik gibi meseleler geleceğimizi tehdit etmektedir ve bunlara karşı acilen bir şeyler yapılması gerektiği açıktır. Daha belirsiz olan ise, insanlığın tam olarak ne yapması gerektiğidir. Günümüzün çevre hareketinin saflarında militan aktivistlerden işletme yö
Tükendi
20. yüzyılın ilk sosyalist devrim dalgasının deneyim ve kuram bağlamında kat ettiği mesafeleri, sorunları ya da eksiklikleri karşısında eleştirel bir yaklaşım getirmeyen, bunun yerine vagonlar arasında gezinip yerinde saymayı tercih edenler var. RCP, ABD Manifestosu'nda ifade edildiği gibi bu çizgiyi seçenler arasında 'yaygın bir şekilde 'sınıf hakikati' üzerinde ısrar ve bununla ilişki olarak proletaryanın şeyleştirilmesi olgusuyla karşılaşırız. Genelde komünist kuram ve ilkelere ilmihale benzeyen bir tür
Tükendi
Ayaklanmanın üzerinden tam bir yıl geçti. Bu bir yılda iktidar içi çatışmalar yeni bir düzeye ulaştı, yönetenler rüşvet ve yolsuzluk gibi gündemlerle bir kez daha halkla karşıkarşıya geldi. Aynı sure zarfında bir seçim dönemi geride bırakıldı. Gerek seçim sisteminin yapısal sorunları gerek hileli ve şaibeli oyverme /sayma/ kaydetme süreçleri sonucunda parlamentarizmin meşruiyeti kitleler nezdinde hiç olmadığı kadar çoks orgulanır hale geldi. Daha ayaklanma bir yılını doldurmadan Soma'da 300'den fazla işçi
Tükendi
Gönül Yakınlıkları simgesel bir dizge içinde evlilik ve aşkla ilgili bir roman gibi görünebilir, oysa ne zaman bu simgesel dizge imgesel ve metaforik anlatılarla başka ikiliklere; gelenek ve çağdaşlığa, kimya ve simyaya, bağımlılık ve bağlılığa, sorumluluk ve göreve, mutluluk ve erdeme, arzu ve akla, ruh ve bedene, iman ve inanca, din ve bilime göz kırpmaya başlarsa, o zaman farklı yorumların gelişimine de çanak tutar. Dolayısıyla Gönül Yakınlıkları söz konusu ikiliklerin sahnelendiği ve bu ikilikleri taşıy
Tükendi
Toplumu, kimliği, toplumsal sistemi doğası gereği kırılgan ve tartışmaya açık olarak gören yaklaşımıyla post-Marksizm; tikel, farklılaşmış kimlikler alanını birleştirmek için sonu gelmez çabaya hegemonya adını verir. Toplumsal, iktisadi olanın bağımsız maddiliğinin teknisist determinizminin baskısından kurtarıldı, fakat yerine hegemonyanın yarattığı nedensellik döngüsü kondu. Hegemonya kavramı, Gramsci'nin bu post-yapısalcı okuması sonucu, toplumsal yapılardan ve kurumlardan bağımsız bir varlık, dışarısı ol
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1