1944 yılında meydana gelen ve "ırkçılık-turancılık" adı verilen milliyetçilik düşmanı meşhur dava üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçti. O günden bugüne, zaman zaman meclis kürsüsüne kadar götürülen ve nedenleriyle sonuçları günümüzde hala konuşulan bu meşhur davanın; - Mahiyeti nedir? - Nasıl başlamıştır? - Akla hayale gelmeyen ve ırkçılıkla uzaktan veya yakından alakası olmayan böyle bir durum, bazı hükümet yetkililerince neden zorla meclise intikal ettirilmiştir. Bu memleket evlatlarına o korkunç
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!...
Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!...
Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!...
Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!...
Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi
Osmanlı İmparatorluğu'nun hatta Cumhuriyet dönemimizin pek çok olayı karanlıktadır. Öyle ki, maalesef günümüzün Türkiye'sinde tarih anlayışı merhum Ahmet Cevdet Paşa'nın; Tarih ilmi çok gerekli ve faydalıdır. Tarih, topluma geçmişin olaylarını, okumuşlara da bu olayların iç yüzlerini öğretir, söyleminden çok uzaktır. İşte karanlıkta kalan bu noktaları aydınlatmak tarihçilerimizin görevidir. Değerli gazeteci yazar Mustafa Müftüoğlu'da tam bir tarihçi şuuru içinde ve ilmin ışığında bu esrarengiz olaylar üzeri
Her milletin kolay kolay sahip olamayacağı bir medeniyetimiz, kültürümüz ve tarihimiz vardır. Yüzden fazla devlet kuran bu asil millet, insanlık tarihinin en aziz ve yüce değerlerine yaptığı katkılara rağmen şer odakları tarafından yalanlarla, entrikalarla, ezilmeye ve sindirilmeye, yok edilmeye çalışılmıştır. Bunu gerçekleştirmek için de seçilen yol, bizi her zaman ayakta tutan şanlı geçmişimizi ve şeref duyduğumuz tarihimizi karalayarak çarpıtmak ve gençlerimizi doğrulardan uzaklaştırmaktır. Unutulmamalıd
Toplam 12 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.