Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
1980 yılı başında İsrail Hükümeti'nin en büyük korkusunun ne olduğu anlaşılmıştı Irak'ta olduğu gibi istikrarsız bir Arap rejiminin nükleer silahları elde etmesiydi. Başkan Saddam Hüseyin, Osirak'ta nükleer bir santral kurmuştu ve niyetinin İsrail'e karşı bomba kullanmak olduğunu kendi beyanatında söylemişti. İsrail Başbakanı Menachem Begin, verdiği uğraşlar sonucunda bir karar almıştı F- 16 savaş pilotları gerçekleştirecekleri bir uçuşla Irak'taki santrali imha edeceklerdi.7 Haziran 1981 günü öğleden sonr
Tükendi
Rahmetli Turan Güneş diyordu ki: Cumhuriyetin toplumu çağdaşlaştırma, batılılaştırma politikasının gerektirdiği kadrolar, Kurtuluş Savaşından beri iktidarı iki ayak üzerine oturtmuştu. Bunlar memurlar (aydınlar) ve Anadolu eşrafıydı. CHPye dönüşen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin ana unsurunu bu eşraf teşkil ediyordu. Cumhuriyetin çağdaşlaşma politikasına en yatkın sosyal sınıf da buydu. Aynı yatkınlık, aydın-memurlar için de söz konusuydu. Topluma getirilmek istenen yeni sosyal hayat ve yeni
Tükendi
SUDOKU NEDİR? Sudoku, bir mantık bulmacasıdır. Bulmacayı çözebilmeniz için matematik bilmeniz gerekmez. Sudoku, üstün, maharetli ve çılgın zekanızı ortaya çıkaracak bir mantık bulmacasıdır. Üstelik bağımlılık yapar. Sudokunun kökeni, 18. yüzyılda İsviçreli matematikçi Leonhard Eular tarafından tasarlanan Latin Karelerine dayanır. Japonyada 1980lerden beri çok popüler bir oyundur. NASIL OYNANIR? Toplamda 9*9=81 kare olan kümelere 1den 9a kadar rakamlar yerleştirilir. Her bir rakam, her bir satırda ve he
Tükendi
Cumhuriyet Halk Partisi ile İsmet İnönünün gidip, Demokrat Parti ve Celal Bayar-Adnan Menderesin geldiği 14 Mayıs 1950 seçim gününün geriye ve ileriye gidişlerle gazeteci bakış açısından yazılan öyküsü Ak devrim in ayrıntıları niyetine de okunabilir; karşı devrim sürecinin başlangıç tarihinde olup bitenleri öğrenmek merakıyla da ettiğinden dolayı Aslında yönetici sınıfın içinde bir ekipten diğerine geçti iktidar; ama yarattığı dalgalanma yarım yüz yıl sonra bile durulmuş değil. Yakın tarihimizin en tartışma
Tükendi
Tolstoy'un sözüyle. Herkes insanlığı, insanları değiştirmeyi düşünür. Ama kendisini değiştirmeyi düşünmez Yazarımız, TAKİYYE, diyor. Sonra da eğitimden, bilimden yola çıkarak, o sözcüğü şöyle tanımlıyor: Ateşe dokunan bir elin hızla geri çekilmesi Daha da öteye gidiyor. Tanısını koyuyor: Nevrotik bir siyaset biçimi Sıra reçete yazmaya geliyor. Akıl tutulması geçirenlere de dokunuyor. Akıl tutulmasının insanları nerelere götüreceğini, insana neler söyleteceğini, insana ne gibi şeyler yapılacağını anlatıy
Tükendi
Bu çalışma, Türkiyede yönetici sınıfın en köklü siyasal örgütü olan CHPnin, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kuruluşundan günümüze kadar geçirdiği aşamaları; örgütleri, temsilcileri, seçimlerde alınan sonuçlar, izlenen politikalar açısından, gazeteci gözüyle özlü ve somut biçimde aktarmayı amaçlıyor. Çalışmanın özüne ışık tutan ana fikir şu: Vatandaşlık hakları temelinde Türkiye Cumhuriyetinde yaşamayı herkes benimsemeli. Kürtlerin devleti üniter Türkiye Cumhuriyetidir. Seçimler gelir geçer,
Tükendi
Yazar, Selçuk Cingi, bir iktisat profesörü Bu kitabında, fiyatı sıfır olan çok değerli bir malın piyasasını ve özelliklerini anlatıyor. Kitap, iktisat çağrıştıran bir ada sahipse de, bir iktisat kitabı değil. Akıl piyasasında aklın kişiler arasında nasıl dolaştığını ve nakledildiğini sorgulayan bir deneme. Bu piyasada, anılan akıl naklinin, akıl taşıyan lâflar aracılığıyla yapıldığına dikkat çekiyor ve bu lâflardan oluşan bir müze ile sergiyi okurlarının ayağına getiriyor. Aklını geliştirmek isteyen herke
Tükendi
Mesnevi' nin nurlarla dolu sırlarını keşfetmek için geniş bir anlayış, ruh sefası, zihin parlaklığı gerektiği gibi ayrıca Mevlânâ'nın söylediklerinden anlaşılacağı üzere "Mesnevi'nin esrarını, inceliklerini anlamak, ayetlerin, hadislerin ve hikâyelerin tertiplerinde, aralarındaki münasebeti kavramak için büyük bir inanç, devamlı bir aşk, tam bir doğruluk, selim bir gönül, son derece, çeşitli bilimleri bilmek" gerekmektedir. Böylece insan Mesnevi'nin sırrının sırrına erişebilme imkânını bulabilir . Mesnevi,
Tükendi
Yaklaşık 50 yıllık iş hayatının 15 yılını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı olarak geçiren Refik Baydur, bu kitabında anılarını okuyucularıyla paylaşıyor. İş hayatından, sendikal hayattan, siyaset dünyasından ve Refik Baydur'un özel hayatından kesitler bir yandan da bir dönemin Türkiye'sine ışık tutuyor. Refik Baydur anıları aracılığıyla; dostluktan sahtekârlığa, dürüstlükten ikiyüzlülüğe, eğitimden cehalete, mutluluktan üzüntüye, hastalıktan sağlığa kadar birçok konuya değiniyor.
Tükendi
Kadın Olmak Zor - Yakında bu sinemada… Pek yakında Aşk - İhtiras - İhanet - Gözyaşı - Acılar bu sinemada - Sinemamızda - Pek yakında bu sinemada - 36 kısım tekmili birden, bu sinemada.Mücadele - Yenilgi - Kin - Nefret - Heyecan - Pek yakında - Bu sinemada - Kadın Olmak Zor - Pek yakında…Hanımlar, KADIN OLMAK ZOR-36 kısım tekmili birden Pek yakında sinemamızda.Çoğunuz saçmaladığımı düşünüyorsunuz, biliyorum.Bizim çocukluğumuzda, birçok filmin tanıtımı böyle yapılırdı sinemalarda. Filmin önemli noktaları vurg
Tükendi
Türk sendikacılığına 45 yıla yakın emeği geçen Refik Baydur, bu çalışmasında ülkemizdeki işçi-işveren sendikacılığını anlatmakta. İçinde bulunduğu işveren sendikası TİSK´in yanısıra, muhatabı olan işçi sendikalarını da kuruluşlarından günümüze dek geçen süreçteki rolleri bakımından incelemektedir. Refik Baydur kuru bir sendikacılık anlatmıyor; sendikaların gelişme seyrini anekdot ve olaylarla birlikte bizlere anlatma yoluna gidiyor. Hiç kuşkusuz bu eseri anlamlı ve ayrıcalıklı kılan yönü de budur. Türk iş
Tükendi
Ahalteke binicisini uçururcasına koşturdu. Sultan, ovaya yayılmış ordusunun başına hızla geldi. Muntazam dizilmiş ordusu hareket emri beklemekteydi. "Şimdi ben de sizin gibi ön cephede dinimiz ve milletimiz için savaşacağım. Onun için ok ve yayımı çıkarıyor, topuz ve kalkanımı elime alıyorum." Bir kartal, çok yükseklerde merakla uçuyor, iki ordunun Zehra Ovası ile Malazgirt Kalesi arasındaki yayılışını merakla seyrediyordu. Kale tarafındaki Bizans ordusunun daha kalabalık, karmaşık ve üst üste olduğu; Sel
Tükendi
Günü gününe iki yıllık bir dönem. Bu iki yılda 102 konu ve 98 konuk. Yaşamın her anından, her alanından ve her katmanından insanların ilettiği… Ülkenin ve kendilerinin çok özel -hatta çok çok özel- yakınmaları… Ve bunlara, yine ülkenin her anından, her alanından, her kesiminden uzmanın irdelediği, çözümler aradığı 102 program. Dönem 1977-1979 arası… Ülke, yöneticilerin beceriksizliğiyle CEHENNEM´e dönmüş bir ortam. Halk, siyasal ayrışımlardan dolayı ikiye bölünmüş bir topluluk. Buna 70´lerin ortalarında
Tükendi
Gazeteci-Yazar Sedat Nuri Kayış, Türk adalet sistemini, "Gözleri Bağlı Tanrıçanın Ayarsız Terazisi" isimli kitabında inceledi. Adliyelerde halen 5.5 milyon dava dosyası olduğu belirtiliyor, 30, 40, hatta 60 yıldır süren davalardan örnekler veriliyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nde sık sık mahkum oluşumuzun nedenleri tartışılıyor. Cumhuriyet tarihinde genel bütçeden adalet hizmetleri için en büyük payın 1934´de ayrıldığı kaydedilen kitapta, "O yıl bütçenin yüzde 4´ü adalete tahsis edilmişti. Şimdiye kad
Tükendi
Dünyanın içinde bulunduğu durum ortada. Şiddet ve dehşet, dünyanın dört bir yanında kol geziyor. Orta Çağ´ı çağrıştıran olaylarla karşılaşılıyor. Bilgi Çağı´ndan söz edilen bir dünyada, okuma-yazma bilmeyen yüz milyonlarca insan bulunuyor. Yüz milyonlarca insan da karnını doyurmaktan bile yoksun. Hızlı nüfus artışının önüne geçebilmek için etkin ve kalıcı önlemler geliştirilemiyor. Silahlanma yarışı ise devam ediyor. Silahlanma için her yıl yüz milyarlarca dolar harcanıyor. Böyle bir dünyada "küreselleşme"
Tükendi
Dinleyicileriyle, başka dünyalardan, daha doğrusu "dipsiz kuyulardan" sesleniyormuşcasına konuşan RADYO SPİKERLERİ, 31 OCAK 1968 akşamı saat 19:30´dan başlayarak ETE KEMİĞE BÜRÜNÜP bir beyaz camdan görünerek konuşur oldular. O akşamki ilk yayınla birlikte de İZLEYİCİLERİMİZ durumuna geldiler. 1964´de Ankara Radyosu, İstanbul İzmir radyolarından TRT´ye geçiş yaşanmıştı. Daha doğrusu TR olmuştu bu radyolar, çünkü yasası çıkmıştı ama henüz ortalıkta TV yoktu. 1 Mayıs 1964´den 31 Ocak 1968´e kadar durum böyle
Tükendi
Toplam 30 yıl çalıştığım TRT´de, radyoda en azından 5.475 kez (365x15 hesabı ve günde bir kez yaptığım varsayımıyla) BURASI TÜRKİYE RADYOLARI, UZUN DALGA ANKARA RADYOSU 1648 metre 182 KİLOSİKL T.A.R. demiş ve yayını başlatmışım. Bir radyo spikerinin yaşamının özeti bu cümle. Birçok insanın, içinden konuştuğumuzu sandığı bir kapalı kutudan binlerce kez uykularınızı böldüm. Hep iyi olmasını istediğim halde zaman zaman içinizi sızlatan haberler de verdim. Yapıldığı günden bugüne, bir saniye olsun gün yüzü gö
Tükendi
Tarihi gerçeklerin inanılmaz bir şekilde çarpıtıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti´ne karşı bir saldırı aracı olarak kullanıldığı günümüzde, tarihe sahip çıkmak ve gerçekleri savunmak bir görev olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye´ye ve dünyaya gerçekleri tekrar tekrar haykırmak, duymayanlara ya da duymak istemeyenlere duyurmak, bu çok yönlü saldırıya set çekmenin bir yolu olarak görünüyor. Türkiye´ye karşı yürütülen saldırı kampanyasının en büyük hedeflerinden birinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu biliyoruz. Başk
Tükendi
Bu çalışma, yaşamın kitaplarla paylaşılan kısımlarından damıtılmış bir sihirli ilaç. Bir ilaç benzeri, canınız acıdığında ağrınızı unutturacak bir "rahatlatıcı"; çevrenizdeki detaylarda ne çok şey kaçırdığınızı anımsatacak, olasılıkla sizin de okuduğunuz ama ilginizi bu denli çekmemiş olabilecek duyarlıkları içeren satırlara yönelmenizi ve belki o kitapları yeniden okumanızı sağlayacak, belki de kendisinden sonra okuyacağınız diğer eserlere bir de bu gözlükle bakmanıza destek verecek bir "uyarıcı". Ama en ö
Tükendi
Ağabeylerim Zülfü, Asım ve en küçük kardeşim Ferhat´la o masada tanıdık Yunus´u, Pir Sultan Abdal´ı, Mevlana´yı, Hacı Bektaş-ı Veliyi, Âşık Veysel´i, Nazım Hikmet´i, Tevfik Fikret´i, Dadaloğlu´nu, Ömer Hayyam´ı. Babam, sorularımızı yanıtlayarak, fikirlerimizi sorarak, yorumlarımızı dinleyerek yaşamın içinden olaylar anlatırdı. Bunların bir kısmı kendi anılarıydı. Her dinlediğimizde ilk kez dinliyormuş gibi zevk alırdık bunlardan. Yeri geldiğinde anlattığı fıkralarla sohbet daha da eğlenceli olurdu, saatleri
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3