Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hüseyin Vassâf Bey XX. asrın başlarında yaşayan, bize tasavvuf tarihi ve mutasavvıflarla ilgili 30'dan fazla eser bırakan bir mutasavvıftır. O, 1925 senesinde tekkeler kapandığında Kasımpaşa Uşşâkî Tekkesinin postnîşiniydi. Tekkelerin kapanması ve 1928'de harf inkılabının gerçekleşmesiyle hepsi de birbirinden kıymetli olan eserleri ne yazık ki yeni harflere aktarılıp basılamamıştır. 1929 senesinde dünyadan göçen Vassâf, eserleri ailesi tarafından Süleymaniye Kütüphanesi'ne devredildikten sonra araştırmacıla
Tükendi
Yenikapı Mevlevihanesinin son Mesnevihanı Tahirül-Mevlevinin hayatının büyük bölümünü adadığı bu çeviri Sayın Tuğrul İnançerin belirttiği gibi en önemli Mesnevi çevirisidir. Kullanılan dil çok sade ve genel okuyucunun anlayabileceği şekildedir. Tahirül-Mevlevi Esad Efendiden sonra Fatih Camisinde geniş bir kesimin takip ettiği Mesnevi dersleri yapmaya başlamıştı. Bu derslerde İsmail Ankaravinin tercümesi esas alınmıştır. Elimizdeki çeviri bu derslerin sonunda ortaya çıkan nefis bir eser olmanın yanı sıra İ
Tükendi
Sadık Yalsızuçanlar bu kitabında birbirinden güzel masalları bir araya getirip nefis bir güldeste oluşturmuş. Kendine özgü üslubuyla bizleri buluşturduğu bu masallar sizi bir anda binbir gece masallarının anlatıldığı gizem dolu şark saraylarına taşıyabilir veya bir anda bir sufinin gönül ikliminde bulabilirsiniz kendinizi.
Tükendi
Çekicin ahenkle ve tempolu vuruşundan öyle ilâhî bir musiki meydana gelmişti ki, bu tatlı ses, birdenbire oradan geçmekte olan Mevlânâ'nın ruhundaki kederi heyecana çevirdi. Biraz bekledi. Bir süre derin yankılar yapan bu hoş sesleri dinledi. Gözlerinin önünde bütün kâinat canlandı. Bir güneş etrafında dönen gezegenler, yıldızlar, güneşin karşı konulmaz cazibesiyle, ilahi aşk ve cezbeyle mest olmuş, dönüyorlardı. Sağ ayağıyla ilk çarkı attı. Sonra da dönmeye başladı. Cadde ortasında durmadan dönüyordu.
Tükendi
Mevlânâ Hazretleri hakikatleri açıklarken konuların daha iyi anlaşılması için bazı hikâyeler söylemiştir. Mevlânâ bu hikâyeleri söylerken kendi güzel anlatış tarzıyla bir takım çağrışımlarla, hayallerle kendi yaratıcı muhayyelesinden ilham alarak kendine has hoş bir şekilde hikâye etmiştir. Bunların içinde her duyguya yer verilmiştir. Aşk, İmân, kahramanlık, fazilet, doğruluk ve bunların dışında bütün insanî duygular yer almıştır. Büyük bir psikolog gibi bazen insan ruhunun derinliklerine inmiş, bazen de in
Tükendi
Füsusul-Hikem İslâm tasavvuf ve düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biridir. Kitap mutasavvıfların bilgi ve varlık görüşlerinin zirvesidir. Eser yüksek edebi özelliğinden dolayı şüphesiz anlaşılması zordur. Bu nedenle tarih boyunca hakkında en çok şerh yazılan eserlerden biridir. Rüyasında Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)den aktararak bize ulaştırdığı bu eser derin hikmetlerle doludur. Marifet ve ilahi hikmete dair disiplinleri temellendirmeyi hedefleyen son derece özgün bir eser ve bir başy
Tükendi
Kastamonu da 16. yy. sonları ile XVII. yy. başlarında yaşadığı tahmin edilen Muslihüddin Vahyinin Hz. Pîr Şabân-ı Velî ekolüne mensup bir kişi olduğu bilinmekte ise de, hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Elimizdeki yegâne eseri Mirâcül-Beyândan, onun Arapça ve Farsçayı, bu iki dilde yazılmış tasavvufî eserleri okuyabilecek derecede bilen, kültürlü, mistik bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Vahyînin, mirâc kavramını tasavvufî açıdan yorumlayan Mirâcül-Beyân mesnevisi, bu özelliği ile türünün nadir
Tükendi
Menâkıpnâme, iki açıdan çok önemlidir: Birincisi, kültür tarihi açısından önemlidir: yazıldıgı dönem Istanbulunu ve Istanbulun gündelik hayatını canlı olarak ortaya koymaktadır. Eser, bir sûfînin gönül penceresinden Istanbulun temasâsıdır, denilebilir. Ibrahim Çelebi, bir ayagı Ünsînin tekkesiyle kendi evinde, bir ayagı da çarsıda ve insanlar içinde olan, tasavvufu hazmetmis bir gönül ve kalem erbâbıdır. Ikincisi, tasavvuf tarihinde en önemli ekollerden birisi olan Halvetiyye mesleginin Anadoluda XVI. Asır
Tükendi
Seyr ü sülûkümüz sırasında makâm ve merâtibi tamamlamak isteğinde olan çoğu sâlikin, yedi seyr ü sülûk makâm ve mertebeleriyle bu mertebelerde yaşanacak olan tecellîleri bilmediğini gördük. Sâlikler, mürşitlerinden halifelik ve icâzet vermesini isterler. İsteklerinde ısrar ettiklerinde, mürşit onlara sabredin, seyr ü sülûkunuz sırasında görmediğiniz ilâhî fütuhâtlar ve yüksek makâmlar vardır, der ve onları bu boş isteklerinden vaz geçirmeye çalışır. Ancak, onlar, mürşitlerinin sözleriyle tatmin olmayıp itir
Tükendi
Hüseyin Vassâf, yaptıgı hizmetlere karsılık, bazı bilim adamları ve arastırmacılar dısında genis çevrelerce tanınmayan çok önemli bir kültür adamımızdır. O, yakın zamanlarda yetisen Ibnül-Emin, Tâhirül-Mevlevî, Ferid Kam, Ahmed Remzî, Ahmed Avnî Konuk, Mehmed Semseddin Ulusoy, Ahmed Safî Bey, Bursalı Mehmed Tâhir Bey, Fuat Köprülü, Sadettin Nüzhet Ergun ve Abdülbaki Gölpınarlı gibi Osmanlı kültürü içinde yetisip de, bilgilerini Cumhuriyet Türkiyesine kalemleri ve sohbetleriyle aktaran âbidevî sahsiyetlerden
Tükendi
Divân-ı Kebîr (Büyük Divan) Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmînin söyledigi ilîhî ask siirlerinden olusan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklasık 50 bin beyit) nazım bir eserdir. Mevlânânın Âsıklar Divanım biçiminde adlandırdıgı eser aynı zamanda Sems Divanı, Divan-ı Sems-i Tebrizî olarak da anılmaktadır. Islâm edebiyatında divanların, sairlerinin isimleri ile anılması gelenegine ters düsen bu son adlandırma; Mevlânânın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dısında) her zaman
Tükendi
Bu kitabın içine ne şüphe ve ne de tahmin girmemiştir. Kitabın ilk yapraklarında okuduğunuz gibi, bu kitabımın mahiyetini önsöz ve bir başlangıç yazısıyla açıklamış oldum. Kitabım 21 bölümü kapsamaktadır. Bu bölümler tevhidin inceliklerini Allah'ın, insanlara özellik ve genellikle istisnasız okumaları için verdiği mülkü yok etmemek için ilâhî nizam çevresi içinde hükmî tedbirlerle bu mülkü idare etmesi yönünü kavramak üzere, ilâhî gücü, Allah'ın açık beyanlarıyla sizlere sunmuş oldum. Kişinin seviyesi iste
Tükendi
sessiz düşüncelerimin gölgeleri içinde yalnız başıma oturarak senin adını çağırmak istiyorum. ismini dudaklarımı kıpırdatmadan içimden söylemek istiyorum. çünkü ben anne diyebildiğinden memnun, yüz defa annesini çağıran bir çocuk gibiyim.
Tükendi
eğer ben, senin bebeğin değil de, sadece küçük bir köpek yavrusu olsaydım, senin tabağından yemeye kalkışsaydım, bana hayır! der miydin anneciğim? defol seni yaramaz köpek! diyerek beni kovar mıydın?.. öyle ise git anne! beni çağırdığın zaman asla yanına gelmeyecek, bir daha elinden yemek yemeyeceğim. eğer senin bebeğin değil de sadece küçük bir yeşil papağan olsaydım anneciğim kaçıp giderim korkusuyla beni zincirlerle bağlar mıydın? bana parmağını sallar ve: ne de nankör kuş imiş bu!.. gece gündüz zincirin
Tükendi
eserde yer alan hikayeler: acıkan taşlar, zafer, vaktiyle bir hükümdar vardı, yuvaya dönüş, bebek efendimiz, iskambiller krallığı, abid kadın, görmeyen gözler, nayanjore babuları, ölü mü? diri mi? taç giydirip seni kral ilan ediyoruz, feragat, kabulivallah
Tükendi
Müellifin belirttiğine göre Bursadan Konyaya Seyahat adlı bu eser Bursada bulunduğu yıllarda neşvünema bulmuş bir arzunun sonucudur. Bursa hakkında edindiği derin tarihi bilgiler, müellifi Konyaya doğru seyahate yöneltmiştir. Bunda müellifin Mevleviliğe olan meylini mutlaka anmak gerekir. İhtifalci lakabıyla adeta bütünleşen Mehmet Ziya Bey, bu lakabı anma Geceleri tertip ettiği için almıştır. Öyle ki biyografilerde bile adı İhtifalci Mehmet Ziya Bey olarak geçmektedir.Eser Osmanlı Devletinin son dönemler
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1