Bu kitapta Türk Ordusunun 15 Temmuz sonrası içine düştüğü kriz ve çıkış yolu, sivil-asker ilişkileri, dönüşüm ve askeri kapasite kazanımına odaklanarak tartışılmaktadır. Bunun için başlangıçta, 1990´lardan itibaren günümüze uzanan süreçte kumpaslarla birlikte içsel ve dışsal faktörlere odaklanarak krizin nedenleri incelenip, 15 Temmuz sonrası yapılan düzenlemeler mercek altına alınarak kritik riskler tespit ediliyor. Müteakiben, güvenlik ve savaşın dönüşümü, sivil-asker ilişkileri ve askeri dönüşüm kavramı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve toplumunun yakın dönemde yaşadığı en önemli sıkıntılı mesele ideolojik çatışmadır. Özellikle 1974-1980 arası ülkenin sürüklendiği keskin ideolojik çatışma silahlı çatışmaya dönüşmüş, bu da ülkeyi büyük bir buhrana sürüklemiştir. Bugünkü terör olayları o günlerden kalan kötü bir mirastır. İşte bu olayların arka planındaki gerçek sebepleri ele alan bir roman elimizde. Roman şu anda gençlerimizin ve kamuoyunun aydınlanmasına ışık tutacak bir arka plan çalışması. Yazarı Zati Ürer'

Kitabımız salt bir büyü, cin tasallutu ya da nazardan kurtuluş kitabı olmamakla birlikte, Büyü cin tasallutu ya da nazardan nasıl kurtulunacağına ilişkin kesin ve kati çözümleri de içeren bir kitaptır. Hiç şüphe yok ki, tüm dünya nüfusunun en az yarısında ya büyü, ya cin tasallutu ve ya nazar vardır. Kendisinde bu üç illetten birisi bulunan kişinin hali nasıl olur. Buna ilişkin sendromlar kitabımızın 6. Bölümünde anlatılmıştır. Bu illetlerden nasıl kurtulunur? Buna ilişkin tedavi yöntemlerine ise, kitabımı

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tüm dünyada kamu yönetimi bilimi oldukça kapsamlı sayılabilecek bir değişim sürecine girmiştir. Bazı dönemlerde bu değişim oldukça sert olmuş, gelişmiş ülkelerde kamu oyundan destek görmüş ve teoriden uygulamaya aktarılabilmiştir. Bazı dönemlede ise geçici heves niteliğinden kurtulamamış ve etkisi çok zayıf kalmıştır. Yeni Kamu Yönetimi düşüncesi, kamu yönetiminde görülen bu değişim sürecinden en fazla pay alan akım olmuştur. Bu yönüyle bir çok ülkede etkisi hala deva

Bu kitap,Üniversitelerin İİBF İktisat bölümü öğrencilerinin İktisadi Büyüme dersine yöneliktir.Yanı sıra KPSS sınavına hazırlanan öğrencilere de faydalı olabilir. Kitap İktisadi Büyüme Teorisinin temel modellerini açıklar, farklarını gösterir ve çözümlü problemlerle de modelleri destekler. Kitap dört bölümden oluşur.Birinci bölüm;iktisadi büyümenin temel bilgilerini içerir.İkinci bölüm;Post Keynesci Domar ve Harrod modelini,Üçüncü bölüm ;Neoklasik Solow modelini,Dördüncü bölüm ise

ÖSYM'in yaptığı sınavlarda coğrafya önemli bir yer tutmaktadır.Çıkan soruların önemli bir kısmı Türkiye'nin beşeri ve ekonomik özellikleri ile ilgilidir.Soruların çözümlenebilmesi için coğrafya ile ilgili temel kavramların ve Türkiye'nin fiziki özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir.Türkiye'nin beşeri ve ekonomik coğrafyası ile ilgili çıkan soruların yorumlanabilmesi için Türkiye'nin fiziki coğrafyasının bilinmesi bağlıdır.

Bir aydınlanma hareketinin ön habercisi olmak maksadıyla yola çıkan bu kitap, aynı zamanda, geleneksel ve toplumsal taassup ve saplantılarımızın da yadırgayacağı bir kitaptır. Çünkü, "Mabetler, toplumların tefekkür yazgısını belirler" tesbitinden hareketle günümüzdeki arızalı din manzaralarını, simgesel konumdaki Hacıbayram Camii meydanında sertçe sorgulayıp mahkum etmektedir. Üstelik, ahlak ve selim akıl ile Kur'an'ın dışladığı bu hurafe ve irticai zihniyetin muhasebesini yaparken de, tarihteki illiyet bağ

Her din doğuşunda yaşanan süreçte ölmekte olan dün için değil, doğmakta olan yarın adına bir yapı oluşturur. İslamlıkta Medine Vesikası ya da Medine Anayasası ile kabile toplumun çelişkilerini aşarak devletleşirken Asr-ı Saadeti kurmuş, bir yandan çalışarak kazanç elde edilmesini ve buna bağlı olarak özel mülkiyetin gelişmesini savunmuş, böylece bir önceki dönemin yağmaya dayanan alt yapısını ve kandaş kabile ilişkilerine dayanan üst yapısını red etmiş, diğer yandan, faizi ve tefeciliği yasaklayarak sömürül

OsmanlıDevleti Roma, Arap-İslam ve İngiliz İmparatorluklarıyla birlikte, tarihin kaydettiği dört büyük ve uzun ömürlü devletten biriydi.Bu büyük devlet, çok kritik bir bölgede dünyanın dört büyük medeniyetinin askeri boşluğunu doldurmaktaydı.Roma'nın boşluğunu Bizans, Arap Devleti'nin boşluğunu Selçuklu doldurmuş, OsmanlıDevleti ise her iki yükü de üzerine almıştır.

...

...

...