Anacığım dertlenince arada bir türkü söylerdi. Hayatı taşırdı türkülerin sözleri. Yanık sesi yüreğinden kopup gelirdi. Güzeldi. İçime işlerdi. Etkilerdi. Alır götürürdü. Şimdi ona doğru giderken tuttum en sevdiğim türküsünün elinden:
Karakabankarlandi
Turnalar havalandi
Hani bende şen yürek
Şen yürek yaralandi
Ben kahramanlık göremiyorum kendimde. Ne zaman kendimde kahramanlık görmek istesem, yaşanmışlıklarım engeller isteğimi. Tamam, belki kimseyi çok fazla üzmedim, kimseye çok fazla zarar vermedim ama ya kendime..? Hüzünler beni avucunun içine almış durumda. Geçmişteki izler..! Özellikle somut izler..!
Gidin ve o eve bakın. Evin içindeki parmak izlerine bakın büyüteçlerle. Ben o evdeydim. O evin her yerinde benim ve Emel'in izlerini bulabilirsiniz. O izlerde, masumiyetin kalıntıları mevcut. O izlerde, gerçek a
Bu öykü, bir çocuğun ya da güneşin doğuşunun öyküsü değil. Bir öykünün doğuşunun öyküsü. Yine de bu doğuş bir öykü yazarı için bir çocuğun ya da güneşin doğuşu gibi birşey. Çünkü bütün öykücülerin çocukları gibidir öyküleri, ya da bir güneş gibi doğar dünyalarına...
Dokuz aylık süre biz öykücüler için bazen beş dakikalık süredir, bazen beş yıllık bir süre.Öykücü, bir anlık bir olaydan ilham alıp onu büyütür ve okuyucuya sunar. Ya da öykünün kendi edebiyat bahçesinde olgunlaşmasını bekler.
(Doğuş isimli öy
Yedi yüzyıldır ruhları ve gönülleri yıkamaya devam eden Yunus Emre'nin destanı bir hayatı vardır. Yaptıkları, sözleri, şiirleri; dilden dile dolaşmış, gönülleri fethetmiş, kendi deyimiyle "gönüller yapmış", Anadolu'nun en buhranlı dönemlerinde gerek iç karışıklıklar gerekse Moğolların Anadolu'yu yakıp yıktıkları dönemlerde Anadolu insanına manevi destek olmuştur. Anadolu Türkçesini halk gönlünde yaşatmış ve sevdirmiş, sarayın ve medresenin Arapça ve Farsçayı ön planda tuttuğu ve muteber saydığı, Mevlânâ'nın
Jane Champion, zengin ve bağımsız bir İngiliz asilzadesi olmakla birlikte bir o kadar-çirkin ve gösterişsiz bir kadındır. Garth ise genç, yakışıklı ve güzel olan her şeye aşık bir ressamdır. Zaman zaman Meldrum Düşesi olan teyzesinin malikanesinde kalan Jane, ortak dostlar vasıtasıyla katıldığı bir partide Garth ile karşılaşır. Sakin bir şekilde devam eden partide Jane'in vermiş olduğu kısa süreli konser Garth'ın, Jane'in içinde barındırdığı güzelliği görmesine ve ona deliler gibi aşık olmasına neden olur.
XIX. yüzyılın sonu, New York... Toplumsal sınıfları, ahlak anlayışı ve katı kurallarıyla oldukça muhalazakâr bir kent. Newland Archer, pek çok aristokrat gibi hukuk eğitimi almış, güzel sanatlara, felsefeye düşkün genç bir avukattır. Ailesi Archer'in Weiland ile evlenmesini uygun bulur. Heyecanlı nişanlılık dönemi bir süre sonra yerini mutsuz evliliğe bırakır. May'in Avrupa'da yaşayan kuzeni Madam Olenska'nın zengin kocasmı terk edip New York'a gelmesiyle hayatlarında yeni bir dönem başlar. Madam Olenska, b
Bir yanda kendisine şefkat, tutku, aşk sunan ve fedakârlığıyla etkileyen orta yaşlı Julie...
Diğer yanda gençliği ve masumiyetiyle büyüleyen Claire.
Maurice bu iki aşk arasında kalıyor ve ikisinden de vazgeçemiyor.
Başedemediği karışık, kararsız duyguları onları hiç beklemedikleri bir sona taşıyor.
Vicdan azabı, merhamet, tutku ve pişmanlığın içiçe geçtiği hayatlar.
Sonu tahmin edilemeyecek bir aşk üçgeni.
Efendiliğiyle bütün gönüllerde taht kurmuş Yusuf (a.s.), bir Peygamber evladı
olarak dünyaya gözlerini açmış, lakin küçük yaşta annesini kaybederek öksüz
kalmış, babası tarafından diğer kardeşlerinden daha fazla sevilmiş ve kardeşlerinin
kıskançlığı sonucu kuyuya atılmış, köle olarak satılmış ve sahibinin karısı, güzeller
güzeli Züleyhanın aşkına karşılık vermediği için zindana atılmış ve yıllar süren
zindan hayatından sonra köle olarak geldiği ülkenin hükümdarı olmuştur.
BEN DERVİŞİM DİYENE
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir,
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir.
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir,
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir.
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür,
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir.
Oda gölgedir deyu, tan eylemen hocalar,
Hatırınız hoş olsun, biraz yanasım gelir.
Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam,
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir.
Andan Cennete varam, Cennette huriler görem,
Huri ile gılmanı, bir
Niçin trafik lambaları kırmızı/ sarı ve yeşildir?
Niçin müzikten hoşlanıyoruz?
Ayların günleri niçin 28, 30, 31 gibi farklı?
Bozuk paraların kenarları niçin tırtıklıdır?
İskambil kâğıtlarındaki şekillerin anlamı nedir?
Buzlanmış yollara niçin tuz dökülüyor?
İngilizcede hindiye niçin turkey deniliyor?
Yağmurda koşan niçin daha çok ıslanıyor?
Sabun kiri nasıl gideriyor?
İnsanların niçin bazıları solaktır?
Parmaklarımız niçin çıtlar?
Uyurken beynimizde neler oluyor?
Niçin hıçkırırız?
Erkek ve kadınların el yaz
Tasse
Cahiz
Napoleon Bonaparte
William Pitt
Demirbaş Şarl
Semame
Kont de Bonneval
Lady Montague
Chateau Briand
Campanella
Prens Eugene
Lord Beaconsfield
Çernayev
Comenius
Moltke
Hz. Muhammed
Pierre Loti
Lord Byron
Decamps Hammer
Lamartine
Théophile Gautir
Madame de Récamier
Galland
Montecuccoli
Bazen hayatımızın, çoğu zaman da sofralarımızın vazgeçilmezi olan bitki ve çiçeklerin aslında en güzel şifayı içlerinde yaşattıklarını hiç düşündünüz mü?İşte bu en güzel şifa, şu an ellerinizde ve sizleri bekliyor.
Sağlığınız doğanın ellerine emanet.
İnsanlar kimi zaman günlük hayatlarında öyle aksilikler ve öyle sakarlıklar yaşar ki,
bu bazen koskoca bir günün heba olmasına ya da hiç hesapta olmayan masrafların ortaya çıkmasına neden olur.
İşte böyle hiç hesapta olmayan can sıkıcı durumların kolaylıkla üstesinden gelebilmeniz için hazırlanan bu kitapta:Düzenli ve şık bir sofranın en kısa sürede nasıl hazırlanacağından, yiyeceklerin en sağlıklı ve en güzel şekilde nasıl saklanıp pişirilmesi gerektiğini ya da korkulu bir rüya haline gelen inatçı lekele
Cenâb-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdemi yaratmıştı.
Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s.), Arş-ı Alada muazzam bir nur ile bir isim yazılı gördü:
Ahmet.
Merak edip sordu:
Ya Rabbi, bu nur nedir?
Allahû Teâlâ buyurdu:
Bu, senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur ki, onun ismi göklerde Ahmet ve yerlerde Muhammeddir. Eğer, o olmasaydı, seni yaratmazdım!
İmanımızla kabul ettiğimiz bu muazzam gerçeği, milyarlar sene sonra gelen o nurun
sahibi de, bütün açıklığıyla ifade buyurmuşlardır.
Osmanlı Devlet Nişanı, 19. yüzyılda Avrupa Birleşik Krallık devlet geleneğindeki
nişanlardan etkilenilerek Osmanlı Devleti için hazırlanmıştır. Ondan önce,
padişahların tuğraları devlet nişanı yerine geçiyordu. Osmanlı nişanının son hali, 17
Nisan 1882de Sultan II. Abdülhamit tarafından yürürlüğe konmuştur. Osmanlı Devlet
Nişanının içinde iki tane bayrak vardır. Kırmızı zeminde ay-yıldız bulunan bayrak
Osmanlı Hanedanı'nı, yeşil zemindeki bayrak İslam halifeliğini simgelemektedir.
Terazi, Osmanlı adalet
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı Padişahı gibi, devletin selameti için sefer
hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir keresinde, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı
ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
Sen sır saklamasını bilir misin? diye sormuş.
Vezir, Yavuzdan cevap alacağı ümidiyle:
Evet Hünkârım, bilirim dediğinde,
Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:
Ben de bilirim.
Ömer Hayyam, Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşamış toplumların kabul ettiği hiçbir kurala bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, varoluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak
Hocanın oğullarından biri yakın köylerin birinde çömlekçilik yapıyormuş. Bir gün Hoca yanına gidince:
Baba, bütün paramı şu çömleklere yatırdım demiş.
Hava güneşli olurda zamanında hepsi kurursa zengin olacağım. Ama yağışlı olursa anam ağlayacak!
Hoca oradan ayrılıp başka bir köyde oturan büyük oğluna uğramış. Oğlu:
Baba, varım yoğum şu tarlada, zamanında rahmet yağarsa zengin oldum gitti. Kuraklık olursa anam ağlayacak demiş.
Hoca eve canı sıkkın dönmüş.
Karısı: Hayrola efendi, yüzün neden asık demiş.
B
Toplam 38 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.