TİLKİ TİK’İN TİKİ Bir kâğıt, bir de kalem, İşte böyle başladı benim hikâyem. Varmış Tilki Tik’in bir tiki Aaaa tik de nedir ki? İstemeden olan işte! Tilki Tik’in tik’i neymiş? Bu tik ona neler yaşatmış? Haydi bu oyuncu Tilki Tik ile arkadaş olalım! Veee... Öğrenelim.

Çiroz, yaramaz bir genç serçe. Kanadı yaralı ve sargılar içinde. Bu yüzden, günlerce yuvadan çıkamayacak. Yeni tanıştığı emekli bir posta güvercini, onun okuma yazma öğrenmesini sağlıyor. Çiroz mektuplar yazacak ve böylece sıkılmaktan kurtulacak. Güvercin de postacılık yapacak!İlk mektup yazılıyor ve kırlarda rastgele bir yere bırakılıyor. Peki, ya bu mektup çok tehli-keli birinin eline geçerse?.. Korktukları başlarına geliyor. Ne olursa olsun, vazgeçmek yok! Çiroz başka mektuplar yazıyor, güvercin onları b

Şiir düşüncelerin, duyguların en zengin, en ince hâlidir sözcüklere dökülen. Hayaller duygu-ları, merak ve gözlem düşünceleri besler. Bu yüzden yaşamında şiir olanlar yaşamdaki sorumlu-luklarını bilen kişilerdir. KUYRUĞUNDA BULUT GEZDiREN KEDi, şiirle yaşama dokunan duyarlı yüreklere sesleniyor. Hadi, siz de bu çağrıya ses verin!Kitabın içinde yer alan şiirlerin tamamı Seviye Merih tarafından seslendirilip özel bir tek-nikle QR kodla videoları hazırlanıp genç okurlarımıza sunulmuştur. Şiirleri okuyarak, din

Yaşamda her şeyin bir amacı, doğadaki her varlığın da genellikle diğerleriyle mükemmel bir beste gibi uyumu vardır. Bunu kavrayan herkes sanatın birleştirici gücüne saygı duyar ve onun değerini, gücünü bilir. Şirinköylülerin bunu anlaması için Devgücü’nün karşısına Şarkıcı’nın çıkması gerekti. Sonra ne mi oldu? Onu da bu keyifli masal romanı okuyunca öğreneceğiz. ŞARKICI, hepimizi bu maceraya davet ediyor!

Evimizden ayrılıp, başka bir evde kalacak olmak, hele zorunluysak, pek de hoşumuza gitmez. Tuna ve Bade de anneannelerinin yanında bir hafta kalmaları gerektiğini öğrendiklerinde, üzüldüler. Anneannelerini sert ve sıkıcı, onun yaşadığı evi ve kasabayı ise bunaltıcı ve renksiz buluyorlardı. Televizyonda hava durumu programını sunan Can Sıkmaz Bey'in ekrandan onlarla konuşmaya başlaması ve önerileri, çocukların tüm sıkıntılarını bir anda yok etmeye yetti. Havalara zıplatan "bombili köfteler", tavan arasına

Yaşamımızın ayrılmaz parçası ve en yakın dostumuz olan hayvanlarla, gelişimiz de önemli rol oynar ve duygudaşlık yeteneğimizin gelişimini sağlar. Sanat ise yaşadığımız toplumun birer üyesi olduğumuzu öğretir. Kahramanlarımız, Özer'in yakın sınıf arkadaşı Sevgi, kardeşi Gizem ve sevimli yaramaz yavru köpekleri Karabaş... Onlar birer sanatçı adayı ve "Küçük Oyuncular" Neler yaşadıklarını merak mı ediyorsunuz? O zaman ne bekliyorsunuz hemen okumaya başlayın.

.ah şu sorular! hiç bitmek, tükenmek bilmeyen üstüne bir de alçalıp yükselen, yanıp sönen sorular.

Sevgili somon balıkları denizden ayrılmış, yıllar önce doğdukları dereye dönüyorlardı. Ama onları bekleyen çok büyük bir tehlike var: Açgözlü ayılar! Ayılar, somonların hepsini birden yakalamak üzere korkunç bir tuzak hazırlıyorlar. Dere, kelebekler, kaplumbağa ve öteki hayvanlar ayıları engellemek, sevimli dostlarını kurtarmak istiyor...

İnsanlar ve bütün canlılar gibi yaşadığı coğrafyaların doğal kaynaklarını kullandı. Suyunu nehirlerden aldı, avını bozkırlar ve ormanlarda buldu. Arılar olmasaydı bitkiler olmazdı, bitkiler olmasaydı tohumlar olmazdı, tohumlar olmasaydı böcekgiller olmazdı ve bunlar olmadan da kuşlar olmazdı. Yani kısacası Arısız bir dünya, dünya olamazdı. "Anılar yeryüzünden kaybolursa insanoğlunun 4 yıl ömrü kalır." Einstein Doğanın önemini bilen, doğayı sevenlerın heyecanla okuyacağı bir kitap...

• Demiradamlar, her işi yapabiliyorlar. öyleyse bu bir masal değil, gerçek: O ülkedeki bilim insanları, insanların tüm işlerini görebilen robotlar yapıyorlar. Ve onları "Demiradamlar" olarak adlandırıyorlar. O günden sonra insanların çalışmalarına gerek kalmıyor. Sonra ne oluyor? • Patlamış Darı, sonu mutlulukla taçlanan, hüzünlü bir öykü: İnci, ninesinin, dedesinin yanında yaşayan on bir yaşında bir kız. Annesi babası Almanya'da yaşıyor. Ve bir gün Inci de Almanya'ya gidiyor. Orada neler oluyor? • Dedemin

Bir çocuk tanımıştım. Adı Tuna. Sana çok benziyordu. Düşlerinde uçardı. Bir sürü arkadaşı vardı. Çok sevdiği arkadaşlarından biri, konuşabilen bir Eşek'ti. Minicik, bir sıpa! Günlerden bir gün Tuna ve arkadaşı Eşek. uzun bir yolculuğa çıktılar. Macera böyle başladı: Sonra Hacunna ile karşılaşırlar. Ve onun elinden güçlükle kurtulurlar. Hepsi bu kadar değil: Konuşabilen yıldızlar... Öyküler anlatabilen Kirpik adında bir kaplumbağa... Bin yaşını aşmış Çınaroğlan... Kendini Abuzittin diye tanıtan bir kurt...

Temiz-kirli. büyük-küçük, ak-kara, genç-yaşlı, yaramaz-uslu... Dünyanın tüm kedilerini; mahallemizden olmayanları bile. Ah bu kediler...

Sinirnaz'ın Sözlüğü mizah, çocuk ve gençlik edebiyatımızda kendine özgü bir tarz yaratmış mizah ustası Cihan Demirci tarafından yazıldı ve resimlendi. Aslında, Sinirnaz'ın yazdığı bu sözlüğün size ulaşmasını Cihan Demirci sağladı da diyebiliriz!.. Sonuçta 12 yaşında, çıtır çıtır da değil, çatır çatır felsefe yapan bir kızın kaleminden çıkma mizah yüklü bir sözlükle karşı karşıyayız..

Ne demişler: Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. Bu atasözü anlatacağımız öykü için geçerli değil. Bektaş, dağları dağlarla buluşturuyor. Kolay değil; dağ var taştan, dağ var topraktan. Taşdağlar, Yeşildağ ile Bozdağ'a siz topraktansınız, başkasınız, sizi istemiyoruz diyorlarsa... Bektaş'ın işi zor. Peki Taşdağlar'la Toprakdağlar birlikte, kardeşçesine yaşayamazlar mı? İşte Bektaş'ın derdi bu. Kim bilir, belki dünyamızın derdi de budur!

Yazmaya şiirle başlayan, daha önce de çocuk şiirleri kitapları yayınlayan mizah ustası Cihan Demirci, "Çocukluk Hiç Bitmese" adlı bu kitapta çocuklar için özel olarak yazılmış; eğlenceli, esprili, neşeli, birbirinden çocuksu şiirlerle karşınızda. İnce bir mizahla örülü bu güncel şiirleri okudukça ve arkadaşlarınızla paylaştıkça daha da çok seveceksiniz.

Amerika Kıtasının yerli halkı Kızılderililer, varlıklarını sürdürmek için bir yandan topraklarını işgal edenlerle mücadele ederken, diğer yandan kültürlerini korumak için de ciddi bir uğraş verdiler. Belki topraklarını işgalcilere karşı koruyamadılar ama kültürel değerlerini günümüze kadar ulaştırmayı başardılar. Bu öyküler ve masallar işte o kıymetli kültür varlıklarından derlendi ve çocuklar için uyarlandı. Büyüklerin de çocuklar kadar ilgisini çekeceğini umduğumuz Parlayan Ay'ın Şarkısı, kadim bir halkın

Öykü tadında dört masal. Öyleyse en az hayatımız kadar gerçek! Gülmeleri unutmuş, yeniden gülebilmek umuduyla gülüş satın almak için yollara düşen bir öğretmen... Kocamaktan korkan, hep genç kalıp ölümsüzlüğü ele geçirmek isteyen bir padişah... İyi ki düşlerimiz var! Yoksa hayat çekilmez olurdu. İyi ama düşlerimiz nereden geliyor? Kim getiriyor onları? Bunu Düşdağlar adlı öyküyü okumadan bilemeyiz ki! Güneşe sevdalanmış, renkleri olmayan bir Günebakan'ın macerası. Sevdiğine ve renklere kavuşur mu dersin