Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 80 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı, her on beş günde bir "18.30 Söyleşileri" başlığı altında düzenlediği toplantılarla, kültürden sanata, edebiyattan politikaya, ekonomiden felsefeye pek çok konu ve konuğu başkentlilerle buluşturmayı ve bu toplantıları kitaba dönüştürmeyi sürdürüyor. 18.30 Söyleşileri'nin 5. kitabında Feride Acar, Faruk Bildirici, Nezih Danyal, Bahadır Selim Dilek, Seyhan Erdoğdu, Raşit Kaya, Çağatay Keskinok, Sırrı Süreyya Önder, Onur Öymen , Turgut Özakman, Serdar Şahinkaya, Nedim Ş
Tükendi
Ortadoğu, emperyalizmin kol gezdiği terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık bir dipsiz kuyudur.Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler.Halk deyişi ile Ortadoğu´da "kimin eli kimin cebindedir " bilinmez.Kim, kimi, neden öldürüyor?Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı da yoktur.Olaylar yıllar sonra aydınlanır.O da bir kısmı! Muammer Aksoy Çetin Emeç Turan Dursun Bahriye Üçok Musa Anter Uğur Mumcu
Tükendi
1960'ların sonundan başlayarak 1980'lerin başına değin süren bir dönemi yaşayan çocukların sorusudur bu. Hiç kimsenin yaşam garantisinin olmadığı, insanların sokak ortasında öldürüldüğü, kahvelerin tarandığı, bombalandığı; katillerin haberlerde "kimliği bilinmeyen kişiler" diye anıldığı; kanlı ellerin bulunamadığı, mahkeme önüne çıkarılamadığı bir dönemdir bu. Kapsamlı imha planını adım adım uygulamaktan çekinmeyen bir faşist örgütlenmenin, halkın her kesimini hedef alan, bir ulusu birbirine düşürme tezgâhı
Tükendi
NATO`nun sorumluluk alanı 1979 yılında Sovyetlerin Afganistan`ı işgalinden sonra "Out of Area" teorisiyle genişletilmiştir. Bu teoriye göre NATO`nun sorumluluk alanları dışındaki bölgeler NATO`nun güvenlik bölgesi içinde görülüyor. Bu bölgelerden en`önemlisi Ortadoğu`dur. 1949 yılında Sovyet saldırısı olasılığına karşı kurulan NATO, şimdi Ortadoğu`da bir kısım Müslüman ülkelere saldırı amacıyla kullanılacak. Amerika`nın ekonomik çıkarlarına ideolojik kılıf ve stratejik gerekçe bulan savaş teorisine "Pentago
Tükendi
"1854ten sonra, 1980 OECD toplantısına kadar uzanan tarih diliminde en onurlu sayfalar, Mustafa Kemal döneminin ulusal bilinci ile yazılmıştır. 1920lerde emperyalist ordulara diz çöktüren Mustafa Kemalin uyandırdığı Kuvay-ı Milliye ruhu , bugün yerini uyduluğa, teslimiyetçiliğe ve dilenci ekonomisine bırakmış ise, acı acı ve derin derin düşünmemiz gerekir. Batı sermayesi, bugün 1920lerin Mustafa Kemal Türkiyesinden öç alıyor. Haçlı seferleri, OECD ile, NATO ile, silah ambargosu ile, savunma işbirliği anlaş
Tükendi
Yerel seçimlerden sonra, solculuktan çark etmiş dostlarımız, ilginç teoriler geliştirmeye başladılar. Çoktandır "sivil toplum" adına liberalizme tuttukları çılgınca alkışa teorik tabanı bulduklarını sandılar. Öyle ya; halk ANAP´ı istediğine göre... ... Bir kısmı, solculuğun başlarına açtığı dertlerden ürküp, düne kadar sövgüler yağdırdıkları düzenden alkış alabilmek için, soldan hızla çark edip, alaturka müzik eşliğinde liberalizm baleleri yapmaya başladılar. ... Bizim tuzu kuru eski solcularımızın "sivil
Tükendi
Siyasal içerikli yazılarıyla bir köşe yazarı olarak bildiğimiz Uğur Mumcu bu kitapta, 1980 öncesinde siyasal yaşamda adı duyulan, belli dönemlere damgasını vurmuş birçok ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü yazarının ustalığı ile anlatıyor. Mumcu`nun, o dönemde Politika ve Çivi gazetelerinde Mehmet Ferda takma adıyla yayınladığı bu yaşam öyküleri, zamanın "ünlü Türk büyükleri" (!) için birer kimlik kartı niteliğinde. Genç okuyucular, bu, kerameti kendilerinden menkul ünlü(!)lerin bir
Tükendi
Batı türü demokrasiye bizim ülkemizde ... Anayasa "müsait" değildir. Ceza Yasası "müsait" değildir. Sendikalar Yasası "müsait" değildir. Dernekler Yasası "müsait" değildir. Pasaport Yasası "müsait" değildir. Siyasi Partiler Yasası "müsait" değildir. Halkoylamasına konu olan geçici yasaklar da, Batı türü demokrasiye sırtını dönmüş bu Anayasa`da yer almıyor mu? Üstelik bu Anayasa, halkın, yüzde 92`ye varan ezici çoğunluğunca onaylanmadı mı? ... Bu yasakları savunmak, uygar ve çağdaş bir insan için ayıptır. Am
Tükendi
"Resmi ideoloji" yapılan, Atatürkçülüğün kendisi midir, yoksa onun, özünden soyutlanmış, saptırılmış, iktidarda olanların kendi ideolojilerine göre biçimlendirilmiş yapay görüntüleri mi? Ne acı ki ikincisi... Atatürkçülük, hem iktidarda olanların tek boyutlu ve kısır düşüncelerine göre biçimlendirilmiş, hem de bu haliyle "resmi ideoloji" yapılmak istenmiştir. Atatürkçülüğü, Ulusal Kurtuluş Devrimciliği olarak anlamak ve yorumlamak gerekir. Bu anlamda bir "Atatürkçülük" anlayışını okullarımıza sokmuş değil
Tükendi
Son yıllarda az gelişmiş demokrasimizin demirbaşları tarafından sık sık kullanılan bir kalıp var. - Milli ve manevi değerlere bağlıyız... ... Bunlar, çoğunlukla "milli değerler" yerine, ümmet düşüncesine ağırlık veren ve uluslararası kapitalizmin görünür ve görünmez ellerine açıkça teslim olmuş insanlardır. Bunlar, soylu şair Mehmet Akif`in emperyalizme kafa tutan yiğitliğinden de hiç paylarını almamışlardır. Başkaldıran milliyetçiliğin adı "antiemperyalizm"dir; nerede bizim "muhafazakar"larda Mehmet Akif
Tükendi
Siz hiç "fikir suçu" sanığı AP`li, DP`li, CGP`li, MHP`li gördünüz mü? Fikir suçu işlemek için de insanda bir parça fikir olması gerekmez mi? (Yeni Ortam, 22 Haziran 1974, Materyalist...) Bir hukukçu çıksa da, bu ülkede yolsuzluklar için açılan davalarla, düşünce suçlarından dolayı açılan davaların sayısını bir karşılaştırsa; Türk siyasal yapısının bütün çizgileri, en aydınlık biçimde ortaya çıkıverir. ... Düşüncelerinden dolayı binlerce insandan hesap soran rejim, yolsuzluklar için bir tek gün soru sormazs
Tükendi
Özal`ın "orta direk" adını taktığı dar gelirli yurttaşlar, Özal`ın sorumluluğu üstlendiği dönemde en güç koşullara sürüklenmemişler miydi? Orta direk bu dönemde sallanmamış mıydı? Hani "el veriyor el veriyor, orta direk bel veriyor" diye bir türkü vardır, bilirsiniz. Bu türkü "oy" diye biter. Biz Özal`a bu türkü ile "el veriyor el veriyor, orta direk bel veriyor" diye sesleniyoruz; o da hepimize dönüp "oy" diye yanıt veriyor, "oy" diye!.. (Cumhuriyet, 23 Ekim 1983, Orta Direk...) -Uğur Mumcu-
Tükendi
"Liberal Sağ" diye ortaya çıkanların hiçbirinin "liberal" olmadıkları... bellidir. Aslına bakarsanız, Türkiye´de "liberal demokrasi"yi kurmaya "mevzuat müsait değil"dir. Çünkü Anayasa ve yasalar, örnekleri Batı´da görülen çoğulcu demokrasiye izin vermemektedir. Aynı biçimde, "sosyal demokrat" nitelikte parti kurulmasına da "mevzuat müsait değil"dir. ... O zaman, ... liberal olmayan ve hiçbir zaman olmayacak sağ partilerle, sosyal demokrat olmalarına izin verilmeyecek sol partiler arasında bir çeşit geçici
Tükendi
- Bu satılık mı? Ünlü ressam, fırçası kadar hünerli zekasıyla bu soruyu şöyle yanıtladı. "Evet burada gördüklerinizin hepsi satılıktır. Benim dışımda... Uygun çerçeve bulsam kendimi de satacağım ama, kendime çerçeve bulamıyorum!" Son yıllarda kulaklarımız, "parayı verenin çaldığı düdüklerle" sağırlaşmadı mı? "Paranın padişahlığını" görmedik mi? "Kara para"nın krallığına, toplum olarak hep birlikte tanık olmadık mı? Milyonlar, milyarlar, dönme dolaplar gibi, insanların vicdanlarında dönüp durmadılar mı? Evet
Tükendi
Bazılarımızın, "devletçilik" deyince tüyleri diken diken oluyor. Bunlara göre devlet ticaret yapamaz. Peki, ticareti kim yapar? Ticareti özel sektör yapar. Bu yüzden de özel sektöre çok anlamlı bir ad taktılar. "Hür teşebbüs..." Özel sektör "hür teşebbüs" olunca, bunun karşıtı ne olur? "Esir teşebbüs" değil mi? "Devlet bu işlere karışmasın" diyenlere şöyle bir bakınız. Bunların hepsi de devlet bankalarından aldıkları kredilerle zengin olmuş kişilerdir. - Devlet karışmasın!... Devlet sizlere de kredi verm
Tükendi
Biraz okuyup yazması olanlar, yaşanan toplumsal olayların bir sistemin, yani adıyla sanıyla kapitalist düzenin kaçınılmaz sonuçları olduğunu görüyor, anlıyor. Ancak, birkaç yabancı dili konuşan yazar çizer takımı, olayların bu yönüyle tartışılmasından tedirgin oluyor. Bu bir sistem sorunu değildir diyenler de, bir başka sistemin avukatlarıdır, sözcüleridir. Çünkü toplumsal olaylarda hakem olunmaz, ancak taraf olunur. ... Sistem, siyasal yaşamın her kesimine yansır. NATO`suna yansır, IMF`sine yansır, otomot
Tükendi
Milliyetçiliği ve Atatürkçülüğü sömürdükleri yetmedi, şimdi de `bayrak edebiyatı`na başladılar. Sanki Türk bayrağı bu efendilerin tapulu mallarıdır!.. Hangi onurlu kavgada Türk bayrağını yüce doruklara çektiler?.. Kurtuluş Savaşı`nda Mustafa Kemal`in dalgalandırdığı Türk bayrağına, siyaset sahnesine çok yıldızlı Amerikan bayrağı önünde Johnson ile kol kola çektirdiği fotoğraflar dağıtarak fırlayan Demirel mi sahip çıkacak?! Sen bayrağını, Türkiye`deki Amerikan üslerine çekebiliyor musun; ondan haber ver! (C
Tükendi
Bir toplumu ayakta tutan temel dayanaklardan biri, adalet duygusudur. Bu duygu bir kez yara aldı mı, demokrasinin temelleri de sarsılmış demektir. ... Adalet, bağımsız mahkemeler aracılığıyla dağıtılırsa adalet duygusu güçlenir. ... Devletin görevi adam öldürmek değildir. Devlet, sanıklar kim olursa olsun, suçları hangi türden olursa olsun, haklarında suç belirtileri bulunan kimseleri, sağ olarak mahkemeler önüne çıkarmakla yükümlüdür. ... Bundan da acısı, mahkemelerin yerini silahla, bombayla doldurmak ist
Tükendi
Bazı ülkelerde bazı kimseler, devleti soymak için politikacı kılığına girerler. Partilerde, parlamentoda boy gösterirler. İhracat, ithalat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler. Bunlar da çetedir. Çetelerin en aşağılığı bunlardır. Bunlar yüzlerine devlet adamı maskesi takıp, halkı soyarlar. Allah`a çok şükür, memleketimizde böyle çeteler yoktur!.. (Cumhuriyet, 22 Mart 1975, Çete...) Bir toplum böyle çöker işte!.. Devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur. Yasanın yerini Allah alır, kork
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 80 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3