Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hayatımızın (asla yanıtlanamayacak) bir sorusu: Sanrı, fantezi ve yalanlarımız birbiriyle ne düzeyde ilintilidir ve hangisi diğerine ne oranda karışır? Kitaplarıyla New York Times'ın çoksatanlar listesinde uzun süre kalan Haven Kimmel, Tanrıça Düşleri'nde bu kez kimlik katmanlarıyla uğraşarak, gözlem ve empatinin sınırlarını zorlayarak karşımıza çıkıyor. Trace Pennington, küçük bir üniversitenin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde son sınıf öğrencisidir. Dışarıdan bakıldığında alışılmadık ve gizemli bir pr
Tükendi
Truva Savaşı nihayet bitmiştir. Şimdi yağma ve talan zamanıdır ama on yıl süren kanlı mücadelenin ardından zaferi kazanan taraf giriştiği katliamla Olympos tanrılarını gücendirirse sonrasında ne olur? Lindsay Clarke'ın sürükleyici tarihi romanı Truva'da karşılaştığımız karakterlerden ha-yatta kalanlar, Batı Anadolu'nun en önemli kentini yağmaladıktan sonra on binlerce askeriyle birlikte yazgılarıyla yüzleşmek üzere yola çıkar. Miken kralları Ahamemnon ile Menelaos, güzelliği Truva Savaşı'nın çıkmasına yol
Tükendi
Çoğumuz 'bir....... olarak' sözcükleriyle başlayan ve bizi kalabalık gruplar tarafından örtük olarak paylaşılır gibi görünen bir düşünceye ortak eden ifadelerle karşılaşmışızdır. Bu durum, etnik ve cinsel kimlik kategorileri söz konusu olduğunda da belirginleşir ve biz, kendilerini o gruplandırma çerçevesinde görmelerine rağmen temsil edilen görüşün tamamını paylaşmayan insanları düşünürüz. Homo Exoticus, kendilerini karakteristik anlamda kimlik olumlamalarıyla ifade etmeyen heteroseksüellik, beyaz yurttaş
Tükendi
Yıl 2008... Siyasal özgürlük ve bireysel inisiyatifler dünyanın en ücra köşelerine bile işlemişti; Asya ile Latin Amerika'da yoksulluk geriliyordu; ekonomik büyüme dünya ölçeğinde tarihin en yüksek düzeyine ulaşmıştı; tasarruflar yüksekti ve teknolojik gelişmeler sayesinde hızla yönlendiriliyorlardı; rakamlar onyıllar boyunca sürecek, hatta daha da sürdürülebilir bir gelişmeyi işaret ediyordu. Ve kendimizi ansızın çok sert ve acımasız bir küresel bunalımın eşiğinde bulduk. Belli kendini gösterip saklanan
Tükendi
Michael Haneke, Avrupa sinemasında çarpıcı filmler yapan, izleyiciyi yapıtlarıyla sarsan nadir yönetmenlerden biridir; bu sinemanın entelektüel açıdan en kamçılayıcı ve duygusal açıdan en kışkırtıcı eserlerine imza atmaktadır. Genel geçer kabul şöyledir: Ölümle yaşam ikiliğinde baskı, şiddet, ırkçılık ve faşizm ölümü temsil ediyorsa, yaşamı da genellikle yaratıcı bir uygarlığın baskıdan arınmış düzeni temsil eder. Haneke bu ikiliği hepten yok sayar: Kültürünün ve uygarlığının seçkin yapıtları, Batı'nın diğ
Tükendi
Truva Savaşı'nın günümüzden 3200 yıl önce yaşanmış olması, özellikle geçen iki yüzyılda örneğini çokça gördüğümüz yayılmacı politikaların o zaman da geçerli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Fetih ve ganimet hırsıyla oluşturulan ittifaklar, dev orduları ve donanmaları harekete geçiren ihtiraslar, onbinlerce insanın canına, medeniyetlerin tarih sahnesinden silinmesi-ne, dünya haritasının radikal şekilde değişmesine neden olan politikalar... Ve elbette o zamanın inanışları doğrultusunda arada sırada işe karışan
Tükendi
George Augustus Polgreen Bridgetower, bir Macar prensinin hizmetkârları olan eski bir siyahi köleyle Polonya kökenli annenin oğluydu. Onu Joseph Haydn keşfetti ve temel müzik eğitimini verdikten sonra Paris'e götürdü. Küçük George, ilk konserlerini 9 yaşında verdikten sonra kariyerinde hızla ilerledi ve kemanıyla Beethoven'e ilham verecek düzeye geldi. Beethoven genç virtüözden öylesine etkilenmişti ki ona adayacağı bir sonat yazdı ve melezliğini vurgulayarak adını 'Sonata Mulattica' koydu; iki müzisyen es
Tükendi
İletişim teknolojileri, piyasanın kısa vadeli kâr arayışıyla durmadan gelişip yenileniyor. Her yeni iletişim aracı görme, işitme, konuşma, dokunma, düşünme duyularımızı ve yeteneklerimizi elimizden alıyor. Teknolojik aparatlarımız sayesinde dünyanın hakimi olduğumuzu düşünmeye bile başlıyoruz. Oysa daha az görüyor, daha az duyuyor, neredeyse hiç dokunmuyor ve düşünemiyoruz. İletişim araçları, gerçekliği temsil pratikleri sayesinde bizi kör, sağır ve zihinsel özürlü haline getiriyor. Düşünmeyi medyatik geve
Tükendi
Benzersiz bir genetik aksaklığa sahip olan -insan gibi yürüyen, konuşan, okuyan ve alto saksafon çalan- Ayı'nın tamamı Avrupa sirklerinde doğup ölen ataları, bu özelliği asırlardan beri saklamıştır. Geçinmek için bohem ve aylak dostu Jones ile birlikte New York sokaklarında gösteri yapan Ayı'nın niyeti de deşifre olmak değildir ama bir gece bunalıp Arthur Blythe ve Lester Bowie ile bir kulüp-te doğaçlama caz konserine çıkınca işler değişir. Karakteri biraz 'ayıca' olan kahramanımızın izbe kulüplerden kent
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1