Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 16 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Halil Cibran ile birlikte Amerika´daki "Kalem Birliği" adlı Edebiyat derneği´nde edebi çalışmalar yapan Mihail Nuayme Arap Göçmen Edebiyatı´nın en önemli isimlerinden biridir. Öykü alanında bu eserle zirveye çıkan ve kendisine haklı olarak "Arapların Maupassant"ı dedirten yazar, öykülerinde batılılaşma sorununu, geleneksel değerler ile modern değerler arasındaki çatışmayı, doğu toplumlarında sık sık karşılaşılmakta olan kız çocuğunun/kadının aşağılanmasının ne kadar insanlık dışı bir düşünce olduğunu, zeng
Thomas Bernhard´ın metinlerini okuduğunda "Kim bu Thomas Bernhard, nerede yaşar?" deyip, onunla tanışmak için can atan Samuel Beckett, Bernhard´ın büyüklüğünü biliyordu. Samuel Beckett, Bernhard metinlerindeki anlamsızlığın, derin içeriğin, kışkırtıcı monologların, entelektüel bilinçaltının, rejim eleştirisi ve oto eleştirinin, Avusturya nefretinin, eşyanın, aslına bakılacak olursa ´her şeyin felsefesinin´ nefretle, kinle, saldırganlıkla yoğrulduğunu ve Bernhardesk dilin pozitif kullanım alanlarını değil de
Özgürlük borusuna üflemiştim insanlarla birlikte, ve özgür birini aramaya çıktığımda mülk sahiplerini buldum. Onların "mülküyetimize bak, ne kadar geniş! Biz özgürüz burada, istediğimizi yapıyoruz" dediklerini duydum. Ne var ki ben, mal varlıklarının çevresinde dikenli tellerden çitler, kalplerinin de bu tellerin dikenlerine asılmış olduğunu gördüm. ** Özgürlük, bana kendisini insanların çitlerinde değil, ruhumda aramamı böyle öğretti. Ve insanların en yoksulunun en fazla çite sahip olanı, en çok köle olan
Nietzsche´nin XX. Yüzyıl ve günümüz düşüncesi üzerindeki etkisi tartışmasızdır. Ama Nietzsche incelemelerinin çoğu, kendini bir meseleye dar bir açıyla odaklanma veya tek bir açıdan gözlemlerde bulunma biçiminde gösterdiği için, Nietzsche´nin ahlak, din ve akıl konusundaki açıklamalarına; perspektivizm, nihilizm ve adaletin insandaki kökeni üzerine yaptığı kurgularına; istencin ve gücün önceliği üzerine yaptığı kurguların; istencin ve gücün önceliği üzerine yaptığı açıklamalar; üstinsan ve değerleri kavrayı
Tam adıyla Friedrich Leopold Freiherr von Hardenberg olan Novalis (1772-1801), Thüringen´de, Oberwiderstedt´te doğar. Novalis soylu, zengin bir aileden gelmektedir. Kendisi ile birlikte on bir kardeşi vardır ve bunların hepsi de çok zekidir. Novalis bunlardan ikincisi olup aralarında en zayıf ve en sessizidir. 9 yaşına kadar aslında pek de zeki birisi değildir ama geçirdiği ağır bir hastalıktan sonra (dizanteri) zihni açılır. Ruhsal gelişimi hızlanır, okuma zevki artar. Masaldan-tarihe disiplinler arası oku
"Voltaire, ta küçüklüğünden ölüm tarihine gelinceye kadar bütün zihnini, düşüncesini, çalışma ve gayretini bir nokta üzerine sarfetti; daima amaçlanan bir hedefe yönelik hareket etti: O nokta, bu vicdan özgürlüğü hedefine, akli muhakemelere ve bununla beraber her türlü ilerlemelere engel ve mani olan Hıristiyanlığın batıl inançlarını ve bu hurafeleri kabul etmeyip, yaratma kudretinin insanlara en özenilmiş hediyesi olan akıl ve zekalarını kullanmak isteyenlere cani gözüyle bakıp, bunları işkenceye koşmak, a
Tanrı´ya kulluk ile putlara kulluğun günümüzde bile yan yana yürüdüğünü, birincisinin gölgesinin, neredeyse ikincisini ondan sadece ve sadece bir gölge yaratacak kadar kaplayabildiğini söylesem şaşırır mısınız? Gerçekten durum bunun tersine olsaydı, şaşmak gerekirdi. Öyle olsaydı insan, Tanrı ile bütünleşmesiyle neredeyse tanrılaşırdı diyebiliriz. Oysa insan, Tanrı´ya göre hala bir çocuk, ve bu nedenle yaratıcısını bırakıp da kendi yarattıklarına kulluğa yönelse de onu azarlamamak gerekir. Tanrı´ya kulluk
"..Kendimizi çocukların yerine koymayı asla beceremiyoruz. Onların düşüncelerine inemiyoruz; tersine, onlara kedi düşüncelerimizi ödünç veriyoruz. Kendi düşünce tarzımıza göre, sürekli aynı yöntemi izleyerek, onların kafalarına gerçek saçmalıklar ve yanlışlar dolduruyoruz. ...Bizde, çocukların yalnız başlarına daha iyi öğrenecekleri şeyleri onlara kendimizin öğretme hastalığı vardır. Buna karşın çocuklara asıl öğreteceğimiz şeyleri unuturuz. Onlara, yürümeyi öğretmekten daha aptal bir şey olamaz. Sanki süt
Tükendi
Derrida için filozof olmak veya dilbilimci olmak, bu ikisi birbirinden ayrılamaz iki özellik olarak ortaya çıkmaktadır. O, kavramların incelenmesinden kavramların yapısının çözülenmesine gidip gelen birisidir. Onun geliştirdiği ve adına "yapıçözüm" dediği bu inceleme-araştırma biçimi bir yöntem midir? Hayır, der Japon bir Dosta Mektup´ta. Çünkü bu tür arşatırmanın kendine özgü bir tikelliği veya inisiyatifi elinde tutan ve bunu bir nesneye, bir metne bir izlene uygulama endişesi yoktur. Bir edim ya da bir i
Şiir Nedir? adlı bu Derrida metni, her şeyden önce hem Türkiye´de tanınmayan ve yapıtlarının pek yayınlanma imkanı bulamadığı Derrida´nın bir metni olduğundan, hem de Derrida´nın sıkı ve kuramsal açıdan yoğun kitapları değil de, edebiyat kuramı ve edebiyat eleştirisi kategorisine sokabileceğimiz bir şiir metni, bir anlamda Derrida´nın Poetikası olduğundan edebiyat ve felsefe camiası için çok önemlidir.
"Felsefe, yeni hikmet insan zihninin bir çeşit pusulasıdır ki, hangi konu ve meselede olursa olsun insanın ortaya koyacağı en doğru hüküm, felsefenin kılavuzluğuyla gerçekleşecektir. Felsefe en eski şeylerdendir. Hatta insan zihni ne zaman düşünmeye başlamışsa, felsefenin de esasının o zaman kurulmuş olduğuna karar verilebilir. sistematize edilişi gerçekten ondan sonra ise de, tarihsel incelemelerden çıkarılacağı üzere, bilimler arasında sistemetize edilişi bakımından da hepsini önceleyen felsefe olmuştur.
Kadınlar kural olarak daha fazla okuyor, daha fazla yazıyorlar. Mektup örneğin. Karısına sürekli hiçbir şey anlamadığını ve aptal biri olduğunu söyleyen koca, tüm resmi evrakların kadınlar tarafından doldurulduğu bilincindedir. Aynı kadın, kocasının uzak yerlerdeki akrabalarından doğum gününde aldığı hediye için bir şeyler yazarak teşekkür eder. Aynı kadan genellikle çocuklarına masallar anlatır. Ailelerde, babalardan çok annelerin "dinleyin!" deyip, bir şeyler okuduğu dikkatimi çekiyor. Eski zamanlarda odu
Jurek Becker 1989 yılının yaz tatilinde Frankfurt/Main´da, Johann Wolfgang von Goethe Üniversitesi´nde Konuk Doçent olarak ders verdi. Bu kitapta da görüleceği gibi amacı, edebiyatın temellerinden ve giderek yok oluşlarından; edebiyatın istenilen ve de gerçek olan sonuçlarından; sadece okuyucu için olan sonuçlar değil, yazar için de olanından; Batı ve Doğu Almanya gibi ülkelerin yaşamında edebiyatın öneminden; yazarların ister suçlu, isterse kurban olarak oynadıkları rollerden bahsetmektedir. Becker sansürü
Arap Mehcer (Göç) Edebiyatının iki önemli şair ve yazarı Halil Cibran ve Mihail Nuayme´nin reenkarnasyon inancı üzerine kurulu öykülerini sunuyoruz. Cibran, Çağların Külü ve Sonsuz Ateş öyküsünde, Rahip Hiram´ın oğlu Nasan ile M.Ö. 116 yılının sonbaharında Lübnan´ın Baalbek şehrinde ölen sevgilisini, M.S. 1890 yılının ilkbaharında Nasan´ın Ali el-Hüseyni adında bir çoban, sevgilisini de bir köylü kızı olarak, Nasan´ın babasının rahip olduğu yerdeki harabelerde tekrar karşılaştırıp kavuşturur. Bu öyküde Cibr
Hayyam şüphesiz hepimizin az çok bildiği bir isim. Daha çok rubaileriyle tanıdığımız Ömer Hayyam üzerine yerli yabancı bir çok çalışma yapılmış ancak bu çalışmaların büyük bir kısmı genelde rubailer eşliğinde ortaya konulmuş ve daha çok rubailer üzerine olmuştur. Elinizdeki bu çalışmada Hayyam´ın hayatı, felsefesi ve felsefesinin kaynakları, döneminin özellikleri, halkın onun hakkındaki görüşleri, etkilendiği kişi ve görüşlerin yanında rubailerinin bir kritiği de yer almaktadır. Hayyam´a sayısız rubai atfed
Okuyucular bu seçkide edebiyatın felsefeyle ilintisini Gadamerci; edebiyatın antik kökleri ve filolojik ardıl alanını Nietzscheci; edebiyatının tanımını, fenomenolojik bir olgu olarak birkaç edebi metnin (Balzac) açılımını ve edebiyatın devrimle bağlantısını Kuhncu perspektiften göreceklerdir. Felsefenin edebiyatla kesiştiği elle sayılacak birkaç kaynağın arasına -ki bunlar Martin Heidegger´in Hölderlin okuması, Hans-Georg Gadamer´in Paul Celan okuması, Sartre´ın edebi okumaları- Gadamer´in ´Felsefe ve Edeb
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 16 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1