Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 103 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İnsanlığın ve bunun mühim bir parçasını teşkil eden Müslümanların son yüzyıllarını ifade etmek için çok yaygın olarak kullanılan “modern” ve “modernlik” kadar bunlarla irtibatlı “modernizm” ve “post-modernizm” gibi terimlerin tanımlayıcı bir konumu vardır. Benzer bir şekilde “Batı” ve “Batılılaşma” yanında “medeniyet” ve “medenileşme” terimleri de aynı anlam alanına aittirler. Esas itibariyle İslam ümmetinin modern kelimesinin kök manası olan “yeni” ile bir meselesinin olmadığı söylenebilir. Nitekim yaygın
Tüm insanlığın kapsamlı ve hızlı bir değişim sürecinden geçtiği dijital çağda, insan ve doğa yeniden anlamlandırılıyor. İnsanın ne olduğu sorusu, niçin var olduğu sorusu anlaşılmadan cevaplanamaz. Bununla birlikte, zaman ve mekândan bağımsız bir insan tanımı da yapılamaz. Çünkü insan, anda yaşayan, dünden kopmayan, yarını planlayan bir canlıdır. Yeni yüzyılda özellikle yapay zekâ, robot teknolojileri, nöroloji ve genetik gibi bilim ve teknoloji dallarında yaşanan gelişmeler, insan varlığını ve mahiyetini
İnsanlık sonrasının tartışıldığı günümüzde gelecekte nasıl bir insan profilinin ortaya çıkacağı ve bu insanın hangi değerlerle donanmış olacağı, ihmal edilemez bir konu haline gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin insanlık değerlerini unutturmaması, eşref-i mahlukatın bir makineye dönüşmemesinin yolu, enerjisini kadim değerlerden alan, kökleri mazide olan sivil toplum çalışmalarından geçmektedir. Neslin ıslahı ve arzın imarı gibi büyük bir sorumluluk, ancak kolektif ruhla yapılan çalışmalarla yerine getiri
Genel olarak Türk-İslam medeniyeti, özel olarak da Osmanlı medeniyeti hakkında yapılan çalışmaların en zayıf kısmı, genellikle düşünce ve ilimle ilgili olanıdır. Bu zayıflığın en önemli gerekçesi, "Türklerin askerî, idari ve siyasi alanda ortaya koydukları başarıyı, düşünce alanında ortaya koyamadıkları, dolayısıyla olmayan bir şeyin anlatılmasının da mümkün olmadığı" şeklinde özetlenebilir. Bu yaklaşıma göre Türkler; askerî, idari ve siyasi açıdan "yüceltilirken", ilim ve düşünce açısından esaslı eksiklikl
Korunması gereken pek çok değerimiz arasında aile, en ön sıralarda yer almaktadır. Aile, toplumun temel birimidir, ancak aynı zamanda İslami mücadelenin ve sivil toplum çalışmalarının sürekliliği ve başarısının da temel zeminidir. Aileye dayanmayan yapılar lokal alanlarda geçici başarılar sergileyebilirler ancak bunlar saman alevi gibi çabucak sönecektir. Yapılan herhangi bir işteki hayır, çok olmasından değil, sürekliliğinden kaynaklanır. Toplumsal hareketlerde sürekliliği sağlayacak olan da aile kurumudu
Masalların çocuk eğitiminde ve gelişiminde ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu, şüphe götürmez bir gerçektir. Çünkü bütün toplumlarda masal kültürünü görmek mümkündür. Toplumlar, kendi değerler sistemini yeni nesillere aktarmak için masallara başvurmuştur. Bu nedenle masallar, masal deyip geçilemeyecek kadar önemli bir işleve sahiptir. Masallarda iyilik, dürüstlük, yardımseverlik, alçakgönüllülük, cesaret gibi iyi erdemler övülür; cimrilik, kötülük, fenalık gibi kötü huylar ise eleştirilir. Masallar çocu
İnsanlık sonrasının tartışıldığı günümüzde gelecekte nasıl bir insan profilinin ortaya çıkacağı ve bu insanın hangi değerlerle donanmış olacağı, ihmal edilemez bir konu haline gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin insanlık değerlerini unutturmaması, eşref-i mahlukatın bir makineye dönüşmemesinin yolu, enerjisini kadim değerlerden alan, kökleri mazide olan sivil toplum çalışmalarından geçmektedir. Neslin ıslahı ve arzın imarı gibi büyük bir sorumluluk, ancak kolektif ruhla yapılan çalışmalarla yerine getiri
İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması ve yürürlüğe girmesi, tüm Avrupa'da olduğu gibi ülkemizde de hukuki, sosyolojik, felsefi, dinî ve kültürel bazı tartışmaları beraberinde getirmiştir. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanuna dair tartışmalar, son yıllarda giderek büyümekte ve çoğunlukla ideolojik yaklaşımlara sahne olmaktadır. Kadın dernekleri, feminist çevreler, sol ve liberal kesimlerin ekseriyeti Sözleşme'ye sahip çıkarken muhafazakâr çevreler karşı çıkmaktadır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ka
Bu çalışma, Türkiye'deki düşünce geleneğinin izleğini sürme ve bu geleneğin temel parametrelerini belirleyerek aralarındaki ilişki ve etkileşimi ortaya çıkarma çabasındadır. Bu parametrelerin iki temel sütunu olan Türk düşüncesi ile İslam düşünce geleneği arasındaki derin irtibatı işaret etme teşebbüsündedir. Bununla birlikte bir başka parametre olan ve özellikle modern dönemde kendini hissettiren Batı medeniyeti de değerlendirme kapsamına alınmıştır. Modern Batı medeniyetinin doğrudan vahiy kavramıyla ve
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan her olay, üretilen her fikir, gerçekleştirilen her yenilik veya yapılan her hata, insanlığın ortak mirası ve tecrübesi olarak adlandırılır. Zira biliyoruz ki her şeyi yeniden keşfetmeye ve tecrübe etmeye gerek yoktur, çünkü geçmişin yaşantısı bizim tecrübemizi oluşturur. Bu birikimi ve tecrübeyi yansıtacak kitap çalışmaları ile merak edilen soruların cevaplarını arıyoruz. Deneyimlerimizin, kültürel mirasımızın ve insanlık tecrübemizin peşinden gidiyor ve bunları kayıt altına
Bu çalışma, modern siyasi hayatı anlamak için gerekli olan temel kavramları ve önemli siyasi ideolojileri ele almaktadır. Hem bilimin hem de ideolojilerin dünyayı anlamak veya açıklamakta kullandığı temel araçlar, kavramlardır. Bu sebeple temel siyasi kavramlar yeterince anlaşılmadan ideolojiler de bütünüyle anlaşılmış olmayacaktır. İnsanın içinde yaşadığı dünyayı açıklaması ve kendi hayatını anlamlandırması ise kavramların ötesinde daha sistematik ve bütünlüklü paradigmaları gerekli kılar. İnsan hayatı ç
İnsanlık diye bir dert ve ıstırabımız olduğu için yüreklerimiz bizi bugün buraya taşıdı. Yapılan işlerin tüm amacı insanları fıtratlarıyla buluşturmaktır. İslam ümmetinin hayırlı vasfı her dönem vasat olmaktır. Aşırı uçlardan ve kutulardan uzak durmalıyız. Tevhidin gereği olarak insanları birleştirici çalışmalar yapmalıyız. Özellikle İslam dünyası için gittikçe büyüyen iki büyük tehlike ile hızla yüzleşmeye doğru gidiyoruz: Milliyetçilik ve mezhepçilik; bu iki unsuru bertaraf edecek olan, sözde kalmayan ü
Coğrafi olarak kıtaların kesişim noktasında ve geçiş güzergâhı üzerinde bulunan Anadolu, tarih boyunca, farklı kimliklerdeki toplulukların bir arada yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Coğrafi özelliğinin de katkısıyla bir ana kucağı gibi başı her sıkışana bağrını açmış, pek çok kavme yurtluk yapmıştır. Bugün de bu coğrafya, tarihinin ve coğrafyasının kendine yüklediği misyonla yeniden karşı karşıya. Bu sefer de Suriye'de evinden, yurdundan edilmiş insanlar için bağrını açtı, sığınacak bir çatı oldu. Suriye'de
144 sayfadan meydana gelen "Etkinliklerle İbadetlerimiz" kitabı, tamamen renkli basılmıştır. Kitabın içinde çocukların ilgisini çekecek son derece güzel çizimler mevcuttur. "Etkinliklerle İbadetlerimiz" yirmi haftalık bir programdan oluşmaktadır. Bilindiği gibi İslam dini; adalet, iyilik, fedakârlık, doğruluk, fazilet gibi duyguların hayat kaynağı, insan vicdanındaki inanma ihtiyacının tam karşılığıdır. İnsan, manevi boşluğunu ilahi din ve ibadetlerle doldurmazsa farklı arayışlar içinde kendisini tüketi
"Hz. Ömer, icraatlarıyla İslam siyasi düşünce tarihine damgasını vurmuş bir kişidir. Bu yönüyle bakıldığında Hz. Ömer ve onun dönemi çok stratejik bir konum arzetmektedir. İslam tarihçileri de doğal olarak Hz. Peygamber'den sonra en fazla Hz. Ömer ve dönemi üzerinde duracaklardır. Çünkü bu dönemde atılan adımlar sonraki süreç üzerinde, günümüze dek devam eden etkiler ortaya çıkaracaktır. Müslümanlar, yaşadığımız bu çağda şayet bir arayış içerisinde olacaklarsa, kendilerine kaynaklık edecek insanlar ve dön
Abdullah Nasıh Ulvan 344 sayfalık hacimli eserinde Müslüman gençlerin önüne çıkan engelleri ele almakta; şeytan, nefis, kültür emperyalizmi, ahlâkî çöküntü, Batıcılık, İslâmî çalışmalardan ümit kesme gibi konuları işlemektedir.
Bilindiği gibi İslam dini; adalet, iyilik, fedakârlık, doğruluk, fazilet gibi duyguların hayat kaynağı, insan vicdanındaki inanma ihtiyacının tam karşılığıdır. İnsan, manevi boşluğunu ibadetlerle doldurmazsa farklı arayışlar içinde kendisini tüketir. Bu açıdan ibadetler hayati öneme sahiptir. Bu çalışmada, ibadetlerimiz konusu etraflıca irdelenmiştir. Yirmi haftalık programdan oluşan "Etkinliklerle İbadetlerimiz" kitabı, tamamen renkli basılmıştır. Eserin içinde çocukların ilgisini çekecek son derece gü
EKE (Evde Karakter Eğitimi) dizisinden çıkan ve tamamı renkli olan "Görgü Kuralları" adlı eser 36 sayfadan oluşmaktadır. 6-9 yaş çocuklara hitap eden eserde; temizlik kuralları, sofra kuralları, doğa bilinci, trafik kuralları vb. birçok konu renkli resimler eşliğinde anlatılıyor. Hazırlanan bu çalışmada; 6-9 yaş çocuk grubu hedef alınmış, çocuğun bu yaşlarda gereksinim duyacağı inanç ve değerler, anlayacağı bir sadelikte pedagojilerine uygun olarak sunulmuştur.
32 sayfalık "Görgü Kuralları Boyama Kitabı"nda temel insani ve İslami değerler boyama yöntemiyle çocuklara öğretilmeye çalışılmaktadır. Erdemli nesiller yetiştirmenin yolu görgü kurallarını öğrenmekten geçer. Evde Karakter Eğitimi'nin temel amacı da budur. "Görgü Kuralları Boyama Kitabı"ndaki çizimlerle çocukların karakter gelişimine katkı sağlama gayesi güdülmüştür. Kitapta; sevgi, selam verme, hayırlı insan, doğruluk, güven, azim, özür dileme, güzel ahlak ve paylaşma gibi hasletler çok güzel çizimler e
Edeb (çoğulu âdâb) bireysel ve sosyal hayatta akıllılık, usluluk, tavır ve davranış güzelliği, hoşluğudur. Muaşeret ise, bir arada yaşama, güzel geçinme, görgülü davranma; insanlara, akl-ı selimin hoş gördüğü, dinimizin de onayladığı tarzda davranma olarak tanımlanabilir. Âdab-ı Muaşeret, genelde ailede anne ve baba, eğitim kurumlarında ise, seçkin eğitimciler tarafından verilen iyi bir insani eğitim ve öğretim yoluyla elde edilir; özellikle de ahlaken seçkin olan örnek insanlardan görülerek kazanılır. "G
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 103 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1