Yöntem söz konusu olduğunda, felsefenin karşılaştığı en yaygın ve en engelleyici önyargı onun da tıpkı bir fizik gibi, bir matematik vb. gibi usun doğal işleyişi yoluyla öğrenilebileceği, Gerçekliğin hiçbir özel düşünme yöntemi gerekmeksizin her tür önyargıya izin veren sıradan uslamlamalar yoluyla anlaşılabileceği sanısıdır. Eytişimi anlamayan bilinç için felsefe henüz yalnızca boş bir hedeftir. Ya da pragmatik bir sorundur ki, bilincine düşüncesinin kurgul devimini bilmeyi yasaklayarak Gerçekliğe karşı, E
?[İ]nsan ilişkilerinin zora başvurmaktan ve içgüdüleri bastırmaktan vazgeçen ve böylece uygarlığa bağlı doyumsuzluk kaynaklarını kaldıran bir yeniden düzenlenmesi olanaklı olmalıdır, öyle ki iç geçimsizlik tarafından rahatsız edilmeksizin insanlar kendilerini gönencin ve ona bağlı hazzın kazanımına verebilsinler. Bu altın çağ olacaktır ama böyle bir durumun edimselleşmesinin olanaklı olup olmadığı sorgulanabilirdir.?
Freud?un uygarlık kuramı evrensel bir insan doğası varsayımı üzerine dayanır, ve ? Platon?
Avusturya İmparatorluğu'nda Freiberg'de doğan ve daha sonraki yaşamını Viyana'da geçiren Sigmund Freud (1856-1939) psikiyatride Ruhçözümleme oku¬lunu kurdu ve insan davranışının bilinçsiz belirleyicileri üzerine büyük ölçüde tutarlı bir açıklama geliştirdi. Çok okuyan, yolculuk yapmayı ve arkeolojik nesneler toplamayı seven Freud ailesine ve dostlarına büyük bağlılık gösteren biri idi. Freud kişiliğin nörolojiye indirgenebileceğine inanan fizyolog profesör Ernst Brücke altında değerli yıllarını harcadıktan
David Hume (ya da Home; 1711-1776) bir İskoçyalı felsefeci idi. 1738-40'da yayımladığı "İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme" yalnızca Hume'un değil ama bütün bir görgücü literatürün en önemli çalışmasıdır. Hume'un felsefesi Bacon, Locke ve Berkeley gibi yazarların öznel idealizmini baştan sona yineler ve kuşkucu dogmaya en küçük bir katkıda bulunmaz. Popülerlikte öncellerini gölgede bırakmasının nedeni onlardan daha tutarlı olmaktan korkmamasına, görgücülüğü en uç vargılarında sınırsızca formüle etmesine bağl
Herbert Marcuse (1898-1979) felsefe doktorasını Freiburg Üniversitesinden aldı. 1920'de Heidegger'in Varlık ve Zaman'ını okuduktan sonra aynı üniversiteye dönerek Heidegger ile çalıştı. 1933'te Frankfurt'ta Marxist eğilimli Toplumsal Araştırma Kurumuna katıldı. 1940'ta ABD uyruğuna geçti ve II. Dünya Savaşı sırasında US Office of Strategic Services'te (CIA'in önceli) Almanya hakkındaki istihbarat raporlarının analizinde görev aldı. 1952'de politik kuramcı olarak meslek yaşamını Columbia, Harvard, Brand
Kılgısal Usun Eleştirisi 1788'de çıktı. Kant bu ikinci eleştiride kuramsal Usa tanımadığı gerçeği kılgısal Usa tanır: Bilgiyi inanca yer açabilme uğruna yok etmiştir. İstencin kavramı Özgürlüktür, bütününde doğallığın, içgüdüsel, dürtüsel, itkisel olanın üzerinde olabilmektir. Ama özgürlüğün ussal olması ölçüsünde, aşkınsal felsefenin irrasyonalizmi özgürlüğü ancak özenç olarak kabul edebilir. Kant'ın kuşkucu eğilimi en sonunda kılgısal alanda da ağır basar, Gökteki moral yasayı kendine ayırdıktan sonra, ge
Bu cilt bilginin oluş sürecini sunmaktadır. Tinin Görüngübilimi bilginin temellendirilmesi üzerine ruhbilimsel açıklamaların ve ayrıca daha soyut tartışmaların yerini alacaktır. Bilim için hazırlığı onu yeni, ilginç ve ilk felsefe bilimi yapan bir bakış açısından irdelemektedir. Tinin değişik şekillerini onun arı bilgi ya da saltık Tin oluş yolundaki duraklar olarak kapsamaktadır. Bu bilimin ana bölümlerinde -ki bunlar da yine altbölümlere ayrılmaktadırlar- Bilinç, Özbilinç, gözlemci ve etkin Us, Tinin kend
İS 40 sıralarında doğan Plutark Akdeniz dünyasında pekçok yere yolculuklar yapmış ve İmparatorluk Romasında uzun bir süre kalmış olsa da, yaşamının büyük bölümünü doğduğu küçük Boeotiae kasabası olan Khaironeia'da geçirdi. Roma dünyasının enginliği içinde kendi kültürünün üstünlüğünü kabul eden Plutark her zaman Helenik kimliğini sürdürdü. Platon için duyduğu derin hayranlığın anlatımı olarak, çevresindeki büyük Yunan-Roma Tinini şekillendiren büyük kişilikleri çözümlerken kullandığı ölçüler bilgelik ve dür
Spinoza'nın Etika'sı modern etik karakteri çözümlemeye yönelik bir girişimdir - usun, özgürlüğün ve istencin terimlerinde, ve "geometrik" tanıtlama yöntemi yoluyla. İnsanı kültürel geriliğin, göreliliğin, yerelliğin ve tarihselliğin ötesinde ele alarak, onda ussal ve dolayısıyla özgür ve evrensel olanı, insanın tam gelişmiş etik kişiliğini çıkarsamayı amaçlar. Törel yaşam bir özgür istenç sorunudur, ve Spinoza için özgürlük ussallıktır. İnsanın etik-dışı karakteri bir bozulma değil, ama yalnızca bir gerilik
İçindekiler:
Özdeyiş (Bacon)
Adama
Birinci Yayıma Önsöz
İkinci Yayıma Önsöz
Birinci Yayımda İçindekiler
I. Arı Ve Görgül Bilgiler Arasındaki Ayrım
II. Belli A Priori Bilgilerimiz Vardır, Ve Sıradan Anlak Bile Hiçbir Zaman Onlarsız Değildir
III. Felsefe Tüm A Priori Bilginin Olanak, İlkeler Ve Alanını Belirleyecek Bir Bilim Gereksinimindedir
IV. Analitik ve Sentetik Yargıların Ayrımı
V. Usun Tüm Kuramsal Bilimlerinde Sentetik A Priori Yargılar İlkeler Olarak Kapsanır
VI. Arı Usun Evrensel Sorunu
V
PLATON, dünyanın en büyük felsefecilerinden biri, Atinada büyük olasılıkla İÖ
428/7 yılında, seçkin bir ailede doğdu. Ona başlangıçta Aristokles dendiği ve
Platon adının ancak daha sonra gürbüz yapısı nedeniyle verildiği söylense de,
Diogenes Laertiusun bu sözlerinin doğruluğu kuşkuludur. İki kardeşi, Adeimantus
ve Glaukon Devlet te görünürler, ve ayrıca Potone adında bir de kızkardeşi
vardı. Platon üvey babasının evinde yetiştirildi ve Periklesci rejimin gelenekleri
içinde eğitilmiş olmalıdır. Platonun dem
Mantık Bilimi Logosun, Usun, ya da daha doğrusu arı Usun, ama belki de bu anlatımlara yükleme alışkanlığında olduğumuz tek-yanlı öznellikten kaçınabilmek için en iyisi ve Hegel'in kendisinin kullandığı anlatımla ?nesnel düşüncenin" çözümlemesidir. Logos fiziksel olmadığı gibi tinsel de değildir. Mantık Bilimi bu düzeye dek insan düşüncesinin kendini nesnel düşünce yapma, ya da Kavramın Kavram ile, bilincimizdeki öznel Kavramın kendinde var olan nesnel Kavram ile örtüşme çabasıdır.
Logos hiç kuşkusuz fizik
René Descartes 1596'da Touraine'de doğdu. 1604'de babası tarafından La Flèche kolejine gönderildi. Henry IV tarafından kurulan Kolej İsa Toplumunun Babaları [Jesuitler] tarafından yönetiliyordu. ... Descartes geleneksel eğitimine karşı daha sonra oldukça sert bir eleştiri yöneltti ve daha bir öğrenciyken ona öğretilenlerden (matematik dışında) büyük hoşnutsuzluk duydu. ... Paris'teki yaşamın ilgisini dağıttığını gördü, ve 1628'de Hollanda'ya çekilerek 1649'a dek orada kaldı. ... Traité du monde başlıklı çal
Hegel'in (1770-1831) Bilim Dizgesini henüz erken kuruluş aşamasında sunan Felsefi Propedeutik (1808-1813) Hegel'in Tinin Görüngübilimi'ni (1806/7) yayımlamasından sonra Mantık Bilimi (1812-13) üzerine çalışmakta olduğu döneme aittir. Hegel 1808-1816 yılları arasında Nürnberg'de bir klasik lise olan Gymnasiumda müdürlük ve felsefe öğretmenliği yaptı. Orada derslerinin temeli olarak kullanacağı bir dizi defter hazırladı ve bunların içeriğini o yıllarda sürekli olarak yeniden düzenledi ve geliştirdi. 1838'de,
"İlk olarak, Popper'ın ele alışı Hegel üzerine tek başına alınan başka herhangi bir denemeden çok daha fazla yanlış-anlama kapsar. İkinci olarak, eğer 'entellektüel dürüstlüğün değer verdiğimiz herşey için temel olduğu' konusunda Popper ile anlaşırsak, onun yöntemlerine karşı çıkmamız gerekir; çünkü totaliterlikten nefretinin kitabının esin kaynağı ve ana motifi olmasına karşın, yöntemleri ne yazık ki totaliter "araştırmacıların" yöntemlerine benzer - ve bunlar özgür dünyada da yayılmaktadır."
-Kaufmann, H
Eğer gerçeklik, bilgi, bilim, nesnellik kavramlarını doğrulayabiliyorsak, eğer
insanın bilme yetisinin bilme kavramına uygun olduğunu doğrulayabiliyorsak,
Platonun öğrencisi ve Büyük İskenderin öğretmeni olan Aristotelesin (İÖ 384
322), Sokrates ve Platon ile birlikte, bilim dediğimiz saltık bir değeri sonsuza
dek insanlığa kazandırdığını doğrulamada güçlük çekmeyiz. Aristoteles, tıpkı
Platon ve Sokrates gibi, sıradan doğal usun bile hayranlığını kazanmış, felsefesinden
ondaki değerin tam tersini anlayan sk
Felsefe isteyen ve kişisel bir söylem yerine tanıtlama ve kavramsal sağınlık bekleyen okur Kaufmann'da tam tersini bulacak, kişisel-kültürel eleştirinin felsefe üzerine uygulanmasının enteresan bir örneği ile karşılaşacaktır. Kaufmann'ın çözmeyi üstlendiği problem ?anlığın keşfi"nden daha azı değildir, ve gene de Kaufmann bu iş için tanıtlama gibi bir istemin bütünüyle gereksiz olduğunu, aslında böyle bir istemin insan usunun gelişiminin önüne bir ?engel" çıkardığını düşünür. Buna göre Hegel'in felsefi çaba
"Amacım erken İyonyalı öğretmenler ile dünyaya yeni bir şeyin-bilim dediğimiz şeyin- geldiğini ve ilkin onların Avrupa'nın o günden bu yana izlediği yolu saptamış olduklarını göstermek olmuştur, öyle ki bilimin 'dünya üzerine Helenik yolda düşünmek' olduğunu söylemek onun yeterli bir betimlemesidir. Bu nedenledir ki bilim Yunanistan'ın etkisi altına girmiş olan halklar arasında olmanın dışında hiçbir zaman varolmamıştır.
...
"Anımsanmalıdır ki bilim ve felsefe başladığı zaman dünya daha şimdiden çok yaşlı
Ernest Nagel (1901-1985) Çek asıllı bir Amerikan felsefecisi idi. Nagel on yaşında ailesi ile birlikte ABD?ye göç etti, 1919?da ABD yurttaşı oldu. Rockefeller Üniversitesindeki bir yılı dışında akademik kariyerinin bütününü Columbia Üniversitesinde geçirdi. Çalışmaları geometri ve olasılık, quantum mekaniği, indirgemeci ve tümevarımcı bilim kuramlarının konumu gibi matematik felsefesi alanları üzerinde yoğunlaştı. 1961?de yayımlanan ve bilim felsefesinin en temsilci çalışmalarından biri olarak görülen Struc
ALMAN İDEALİZMİ FRANSIZ DEVRİMİNİN KURAMI olarak adlandırılmıştır. Bunun anlamı Kant, Fichte, Schelling ve Hegel'in Fransız Devriminin kuramsal bir yorumunu sunmuş olmaları değil, ama felsefelerini büyük ölçüde Fransa'dan gelen meydan okumaya, devlet ve toplumun ussal bir temelde yeniden örgütlenmeleri yoluyla toplumsal ve politik kurumların bireyin özgürlük ve çıkarı ile uyumlu kılınmaları istemine bir karşılık olarak yazmış olduklarıdır. Terörü sert bir biçimde eleştirmelerine karşın, Alman idealistlerini
Toplam 51 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.