Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Jack London bizleri bu sefer tarihöncesine yolculuğa çıkartıyor. 20. yüzyıl Amerika'sında genç bir adam rüyalar aracılığıyla kendini bambaşka bir dünyada, ilk insanların arasında bulur. Ne daha ateş bulunmuştur ne de dil. Âdem'den Önce'de, ilk insanların çetin yaşam şartlarına, iktidar mücadelelerine, aşkın, nefretin ve birçok duygunun ilkel, ham halini okuyacak; Jack London'ın hikâye anlatmaktaki dehasına tanık olacağız.
Tükendi
"Kendisi hakkında çok şey bilen insan, onun hakkında da çok şey öğrenmiş demektir.İnsanlığın nihai bir ölçütü olacaksa bu, Dostoyevski'den başkası olamaz."Stefan Zweig, Yalnızlığın Keşfi'nde 19. yüzyılın en büyük yazarlarından biri olarak gördüğü Dostoyevski'yi müthiş bir saygıyla anlatır. Zweig, hayatı acılar içinde geçen büyük yazarın benliğinin her bir zerresine ulaşmaya, onu anlamaya ve okurlara ısrarla hatırlatmaya çabalar. Dostoyevski bir elinde mumla ruhun karanlık dehlizlerinde dolaşırken, bütün ama
Tükendi
Her daim farklı bir çocuk olan Berger, büyük umutlarla geldiği Viyana'da hayallerinden çok daha farklı bir hayata adım atar ve başka insanlarınkinden çok farklı olan ruhu, onu önce karanlığa sonra da sonunu getirecek bir aydınlığa sürükler. Duygularını her zaman gösteremese de her daim uçlarda yaşayan Berger, umutsuzluğu da en derin haliyle deneyimliyor. Tam vazgeçtiği anda karşısına çıkan şans, bir anlamda kaderin cilvesinden ibarettir. Yeni bir hayat umudu, yepyeni bir şehir, beklentiler ve yolun sonunda
Tükendi
Stefan Zweig'ın deyimiyle "daha insancıl bir dünya" umudunun yitip gittiği bir dönemde, Michel de Montaigne ortaya çıkarak, engin yüreğini Denemeler'iyle insanlığın hizmetine sunuyordu.Zweig, o sihirli kalemini bu kez özgürlüğün, gerçek ve saf özgürlüğün peşine düşen Montaigne için kullanıyor. Bugünkü Avrupa düşüncesinin temelini oluşturan Denemeler'in yazarının nasıl bir ortamda büyüdüğünü, düşüncelerinin nasıl şekillendiğini, eserlerini yazarken ne gibi şartların hüküm sürdüğünü anlatıyor.Dahası Zweig, Mo
Tükendi
Almanya'da enflasyon yüzünden paranın pul olduğu yıllarda, sıradışı bir koleksiyoncunun hikâyesidir bu. İhtiyarlığında gözleri görmez olan ve fırsattan istifade, ailesi tarafından koleksiyonunun büyük kısmı elden çıkartılan bir adam. Stefan Zweig, koleksiyonunun anısına tutunan bir ihtiyarın hikâyesini tüm trajikliğiyle anlatıyor. Sahaf Mendel'de ise, Jakob Mendel adında, "ilginç" ve zeki bir adamın hüzünlü hikâyesine tanık oluyoruz. 1915'te, Avusturya'ya düşman olan insanlarla işbirliği yapmakla suçlanan J
Tükendi
Halil Cibran, 6 Ocak 1883'te Kuzey Lübnan'ın dağlık bir bölgesi olan Bişherri'de, gökyüzüne ilk çığlığını salıverdi. Çığlık, Müslümanlarla Suriyeli Hıristiyanları ayıran sarp Lübnan Dağı'nda yankılandı. Ne var ki Halil'in "engebeli arazi"yle son imtihanı bu olmayacaktı: On yaşındayken kayalıklardan düşüp omzunu sakatlayınca, bütün hayatı boyunca çekeceği bir ağrıya mahkum oldu. Çünkü ailesi, çıkığın düzelmesini umarak omzunu bir haça sarmış ve kırk gün boyunca bekletmişti. Hayranlık duyduğu ve herkesten far
Tükendi
Madam de Prie günlerden bir gün saraydan kraliyet damgalı bir mektup alır ve artık gözden düştüğünü, saraydan kovulup Normandiya'ya sürüldüğünü öğrenir. Artık Paris'teki şatafatlı balolar geride kalmıştır. Yepyeni bir hayat onu bekliyordur. Madam de Prie bu sürgün dönemi boyunca saraya geri dönme umudunu asla yitirmez ve eski hayatına geri dönebilmek için planlar yapmaya başlar.
Tükendi
"Mürebbiye"de, iki küçük kızın gözünden mürebbiyelerinin başından geçenlere tanık oluruz. Küçük kızlar, son zamanlarda mürebbiyelerinin tuhaf davrandığını fark ederler, kapalı kapılar ardında ağladığını duyuyorlardır. Kız kardeşler mürebbiyelerinin bu davranışlarına kendilerince sebepler uydururken, bir yandan da hayatı yavaş yavaş öğrenme olanağı bulurlar. "Wondrak"ta ise toplum tarafından dışlanan bir kadının, oğlunun masumiyetini korumak için elinden geleni yapışının öyküsünü okuyacaksınız.
Tükendi
"Ay Işığı Sokağı" adlı öyküde, küçük bir Fransız liman şehrinde bir seyyah kendini hiç tanımadığı bir sokakta bulur ve kulağına çalınan bir Almanca şarkının peşinden, bir birahaneye girer. Biraz önce sıradan gözüken gece, sırlarla dolu bir hale gelecektir. "Karda" öyküsündeyse, Ortaçağ'da bir Alman şehrinde küçük bir Yahudi ailesi üzerinden, bir dinin başka bir dine ettiği zulüm etkileyici bir dille anlatılıyor.
Tükendi
Bahar kiminin yüreğine huzur kiminin ruhuna huzursuzluk salıverir. Genç âşıklar baharda huzur bulurken yaralı insanlar, baharda mutlu olanları gördükçe daha da yalnızlaşır, içlerine kapanır, herkesten uzaklaşır. Ama yine de herkes için umut vardır Zweig'a göre. Stefan Zweig insani duyguları işlediği bu eşsiz kısa öyküleriyle sizleri hem mutlu edecek hem de üzecek. Hayatın içinde var olan her türlü duyguyu tadacağınız satırlarda Zweig'ın anlatım gücüne bir kez daha hayran olacaksınız.
Tükendi
Adolf Hitler'in sağ kolu, propaganda bakanı, yakın dostu... En önemlisi 1933'te iktidara geldikleri günden sonra "Halkın Führer'ini" yaratan adam... Dünya tarihinde kara propagandayı en iyi şekilde kullanıp kitleleri bu kadar uzun süre ve sebatla peşinden sürükleyen sayılı insan olmuştur. Göreve geldiği ilk günden beri halkı istediği her şeye inandırabilen Büyük Yalanların Ustası Goebbels'in en çarpıcı konuşmalarından ve oluşan Büyük Yalanlar'da, propaganda dediğimiz siyasi eylemle tek bir insanın, kitleler
Tükendi
Akıl Dediğimiz Şey, Hegel'in sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. "Hayat, yalnızca değerli bir amaca hizmet ettiği sürece kıymetlidir." "Felsefi çalışmaların ilk koşulu, gerçekle yüzleşme cesaretidir."
Tükendi
Avrupa'nın dört bir yanında 1848 devrimleri patlak verirken yayımlanmış olan Komünist Manifesto, devletlere ve tarihe yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşan devrimci bir politik broşürdür. Manifesto'da, eşit ve sınıfsız bir topluma ulaşılmasını sağlayacak yeni bir siyasi hareketten bahsedilmektedir. Yazılmış en güçlü politik broşürlerden biri olan bu metinde, Marx ve Engels Avrupa'da devrimin gerçekleşmek üzere olduğunu öngörmüşlerdir. Komünist Manifesto, 20 yüzyıl tarihinin seyrini etkileyen en önemli eserler
Tükendi
Dostu Kiraz Usta tarafından ona verilen canlı odundan bir kukla çocuk yapan Geppetto, kuklasını kendi çocuğu gibi sever. Kukla Pinokyo ise haylazlıklar yapan, laf dinlemeyen, okula gitmek istemeyen, yaramaz bir çocuktur. Yaramazlık yaparak başını sürekli belaya sokar; hırsızlarla karşılaşır, yılanlarla boğuşur, köpekbalıklarına yem olur, balık gibi tavada pişirilmekten son anda kurtulur. Tüm bu macerasında yanında olan, onu koruyup kollayan biri vardır; mavi saçlı güzeller güzeli Peri. Pinokyo, Peri'nin yar
Tükendi
Yazdığı tarihsel biyografi ve monografilerle tanınan büyük usta Stefan Zweig, Avrupa'nın Vicdanı'nda, ülkemizde "Jean Christophe" adlı kült romanıyla bilinen, Nobel ödüllü yazar Romain Rolland'ın yaşam öyküsünü bizlere anlatıyor. Zweig, yalnızca büyük bir yazarın yaşamını değil, bir dönem Avrupası'nın da tüm çalkantılarını gözler önüne seriyor. Rolland'dan "Avrupa'nın Vicdanı" diye bahseden Zweig, savaşın vahşetini, bir yazarın yalnızlığını, yaratım sürecini ve yoksulluğunu tüm çıplaklığı ile anlatırken, bi
Tükendi
Stefan Zweig, Brezilya'daki yaşamını, izlenimlerini ve deneyimlerini yansıttığı bu kitapta, okuru durmaksızın değişen Rio de Janeiro sokaklarına, renkli ayinlere sahne olan kiliseleriyle ünlü Bahia şehrine ve São Paulo'nun kahve tarlalarına davet ediyor. Bu eşsiz yolculuğun yanı sıra, tüm anlaşmazlıkların uzlaşma yoluyla çözüldüğü, sınırsız kaynaklara ve bereketli topraklara sahip bu muazzam kara parçasının tarihi, ekonomisi ve kültürüne ilişkin doyurucu bir tablo ortaya koyan Stefan Zweig, bu çalışmaya tar
Tükendi
1- Hep Bir Şeyi Unutmuş Gibi 2- Hayat Dediğin Nedir ki? 3- Bütün Mutluluklar Birbirine Benzer 4- Mutluluk Dediğimiz Şey 5- En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan 6- Varolmanın Dayanılmaz Ağırlığı 7- Yalnızlık Bir Uçurumdur 8- Hayat Kısa, Mutlu Olmayı İhmal Etme 9- Dünyanın Derdi Bitmez 10- Korku Ruhu Kemirir 11- Herşey Bitmek İçin Başlar 12- Anlamaktan Yoruldum 13- Aşk Karşılıklı İşkencedir 14- Hayata Geç Kalma 15- Hiçliğin Mutlu Sessizliği 16- Dünyayı Güzellik Kurtaracak 17- Yavaşladıkça Çoğalıyorum 18- Kendini
Tükendi
Zaman Makinesi, okuru, yazıldığı dönemden çok çok ileriye, Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılına götürüyor. Romanda, Wells'in Zaman Yolcusu adını verdiği karakter, kendi icadı olan zaman makinesiyle gittiği geleceğin dünyasında yaşadığı maceralarını farklı sınıflardan oluşan arkadaş ortamında henüz taze bir anı olarak anlatıyor. Zaman Yolcusu'nun, Yukarı Dünya'da güven içinde ve huzurla yaşayan Eloi'ler ile yeraltı dünyasını mesken tutmuş hortlaksı Morlock'ların zıtlıkları karşısında tekrar kendi eski dünya
Tükendi
Yerçekimine Karşı Yapayalnız'da, yalnızca bir biliminsanı olan ve siyasetten uzakta hayatını sürdüren Einstein'ın dönüşümüne ve sessizliğini bozuşuna tanık oluyoruz. 35 yaşındaki Einstein Nisan 1914'te Prusya Bilim Akademisi'nde ders vermeye başlamıştır. Bu sırada evliliği çatırdamaktadır ve Einstein kuzeni Elsa Lowenthal'e aşık olmuştur. Dört ay sonra, Almanya savaş hazırlıklarına girmiş ve bütün bilim merkezlerini milliyetçi sesler sarmıştır. I. Dünya Savaşı bütün bilimsel aktivitelerin seyrini, bilimins
Tükendi
Rakibini küçümseyen ve aşağılayan kişi, daima yanlış yoldadır. Savaş, barış sağlamak için yapılmaz, barışı kazanmak için yapılır.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4