Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hıristiyanlık tarihinde dikkati çeken en önemli şahsiyet kuşkusuz Pavlus’tur. O yalnızca bir teolog ya da misyoner değil, kimliğiyle, kişiliğiyle, Hıristiyan kutsal metininde büyük önem arz eden mektuplarındaki söz ve yaklaşımlarıyla Hıristiyanlığın hemen her anlamında temel referansıdır. Pavlus, bir yönden yaklaşık iki bin yıldır ileri sürdüğü görüş ve düşünceleriyle tartışılagelen bir kişi, diğer yönden ise tarihte üstlendiği önemli rolün hemen herkesçe kabul edildiği bir düşünür, misyoner, teolog ve din
Günümüzde siyasi kararlardan hukukî adımlara, sosyal ilişkilerden eğitime kadar birçok konunun dinî referanslarla ifade edildiği görülmektedir. Bu durum, Yahudilik söz konusu olduğunda daha da belirgin olmaktadır. Yahudilik, hayatın tamamına dair söyleyecek sözü olan bir dindir. Nitekim bir Yahudi’nin yirmi dört saatinin nasıl geçeceği Yahudi şeriatı tarafından tanzim edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında Yahudilik, bir din olmanın da ötesinde bir yaşam biçimidir. Siyaset, kültür, eğitim ve ilahiyat alanları
Kadim Mısır, üç bin yıllık tarihi boyunca kutsanmış bir politik otoritenin yönettiği güçlü bir medeniyeti ifade eder. Binlerce yıl süren Mısır krallarının iktidarının temelinde, kozmogoni mitleriyle kurgulanmış bir firavunluk ideolojisi yer almıştır. Bu ideolojiye göre, ülkeyi firavunların şahsında yöneten, Mısır’ın iktidar tanrısı Horus’tur. Ülkede düzen ve istikrarın sağlanması, Horus’un bedeni olan firavunun yönetimdeki başarısını ifade etmiştir. Kadim çağın bir döneminde Hz. Yusuf’tan haberi olmayan bir
Geleneksel Yahudi anlayışına göre Yahudi din adamı sınıfı kohenliğin, tek bir soy üzerinde Harun, Sadok ve Yeşu’nun başkohenliği ile devam ettiği düşünülmektedir. Hâlbuki Tanah’ın satır aralarına dikkatlice bakıldığında erken dönem İsrailoğulları tarihinde köklerini Melkisedek, Potifera ve Yitro isimli rahiplere uzatabileceğimiz Sadukiler, Haruniler ve Musacılar adında üç rahip ocağının varlığı ve onların kutsal kitaba yansıyan mücadeleleri görülebilir. Bu kitap, Tanah’ın bu tür bir bakış açısıyla okunması
Animizm, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’ın bir arada yaşadığı ender ülkelerden biri olan Etiyopya, antropolojiden-arkeolojiye; sosyolojiden-ekonomiye ve dine kadar uzanan çok geniş alanlarda çalışma yapılmasını beklemektedir. Ülkenin güney bölgelerinde animistik inançlara sahip birçok kabile bulunmaktadır. Farklı operasyonlar sonucunda İsrail’e çok sayıda Falaşa veya “Beta İsrael” denilen Etiyopya Yahudisi götürülmüş olmasına rağmen ülke, hala Yahudilerin yaşadığı yerlerden biridir. Müslümanların ilk hic
Bu kitapta Pers-İran medeniyetinin en köklü dini geleneklerinden biri olan ve yüzyıllar boyu tarih sahnesinde boy gösteren Mecusi inancının tanrı tasavvuruna yönelik bir çözümleme sunulmaktadır. Mecusilikteki tanrı algısı temel olarak üç teolojik evrede kendini belli etmektedir. İlk evrede Zerdüşte atfedilen Gatha metninde Ahura Mazda bağlamında ortaya konulan monoteist tanrı tasavvuru incelenmektedir. Zerdüşt sonrası Mecusi teolojisinin şekillendiği Avesta metinleri ikinci teolojik süreci ihtiva etmektedir
Lutheran Protestanlığın ele alındığı kitapta, Batı Hıristiyan toplumunun beş yüz yıllık dinsel serüveni konu edilmektedir. Okuyucuya, Hıristiyanlıkta reform hareketini doğuran gerekçelerden başlayarak reformun tarihsel süreci, öğretileri ve bunların günümüz Batı toplumunun modernleşmesindeki etkileri kadar, uzunca bir reform tarihi sunulmaktadır. Roma Katolik Kilisesi'ne yönelik ilk reformist tepkiler, engizisyon uygulamaları, aforozlar, mezhep kavgaları, Otuz Yıl Savaşları bu sürecin sosyal ve siyasal aşam
21. Yüzyıl pozitivist kehanetin aksine, dinlerin değerinin yükseldiği ve dini mensubiyetlik duygusunun canlandığı günlere şahitlik ederek başladı. Dini alandaki bu hareketlenme sadece din ve teolojik düşünce zemininde değil, politikadan ekonomiye, hukuktan sanata kadar modern yaşamın bütün kompartımanlarında fark edilmektedir. Günümüzde politik kararların, hukuki tartışmaların ve sanata konu olan temaların sanıldığından daha fazla dini referanslara dayandığını görmek zor değildir. Dolayısıyle kökleri kadim
Bu kitap, genelde tüm dünyada, özelde dinsel gelenekler bağlamında oldukça zengin bir geçmişe sahip olan Anadolu ve Mazopotamya coğrafyasında yapılan arkeolojik çalışmaların arkeolog ve din bilimcileriyle disiplinlerarası bir düzlemde yapılmasını teklif etmektedir. Arkeolog ve dinler tarihçilerinin ortak çalışmalarla üretecekleri kavramlar, ortak bir dilin inşa edilmesine vesile olacak ve böylece problemlerin çözümüne katkı sunacaktır. Dolayısıyla din arkeolojisi, yeni bir disiplin olarak değil, disiplinler
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1