Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Prof. Dr. Soner Duman, gençlerin gönlünü bulandıran ve merakını celbeden birçok soruya bilgiyle, özenle ve hikmetle cevaplar sunuyor bu kitapta. Hayatın içinden örneklerle, akıcı bir üslup ve samimi bir edayla, adeta kol kola giriyor okuyucuyla, sadece zihne değil gönle de dokunuyor.
Beden dili, bilinçaltına gönderilen küçük mesajlardır. İnsanlar söylediklerinizden daha çok, nasıl söylediğinize ve konuşurken hangi davranışlar içinde olduğunuza dikkat ederler. Yani daha ziyade, beden dilinizden etkilenirler. Ancak beden dili, bizleri menzile götürmek için değil, yardımcı güç olarak gereklidir. Bizleri hedefe ulaştıracak olan ise özümüzdür, şahsiyet dilimizdir. Hep hatırda tutmak gereken diğer gerçek ise, iletişiminizi muhatabınızın duygularını anlayabildiğiniz kadar sürdürebilecek
Güzel, etkili ve doğru bir Türkçe ile konuşmak Türkçemizi doğru kullanmaya bağlıdır. Güzel ve etkili konuşmak için illa profesyonel olmanız da gerekmiyor. Amacımız, kitaptaki çalışmalara yeterince zaman ayırdığınız takdirde, bu kitap yardımı ile kendi kendinizi belli bir seviyeye getirebilmenizdir. Kitabı bitirdiğinizde, teorik bilgilerin içinde kaybolmadan ayrıntılarda boğulmadan "Artık ben de güzel ve etkili konuşanlar arasındayım!" diyebilmenin tadına varacağınızı ümit ediyorum.
Aile Düşerken Bu kitaptaki yazılar cinsiyet, kadın ve aile etrafında yaşanan kültürel ve bilişsel dönüşümleri anlatıyor. Toplumumuzun ve bilincimizin nereye gittiğine ışık tutmaya çalışıyor. Toplumumuzda yaşanan cinsiyet kültürünün, pratiğinin ve bilincinin değişimine transkültür adını veriyorum. Bunun içinde yozlaşan cinsiyet tutumlarına da transcinsiyet diyorum. Bu durum, kültürün sabitelerinden kopması ve belirsiz hâle gelmesidir. Cinsiyet de bu hâle geliyor. Dünyada ve Türkiye'de yaşanan transkültü
Hayatın bilgi değeri o hayatı yaşayan için yol, başkaları için tecrübe demektir. Hayatın varoluş ve ahlâk değeri de kulluk bilincimizi oluşturur. Başka hayatları anladıkça kendimizi anlarız, onlara ulaştıkça kendimize yaklaşırız. Bir başkasının hayatındaki hüzün, sevinç, başarı bizde aynı duyguların izdüşümünü oluşturur. Başkasına giderken kendimizi de götürürüz, anlarken hemhâl oluruz. Başkalarının hayatı, tecrübeleri onlara varma, ulaşma anlamında aslında kendi hakkımızdaki bilgilerdir. İnsana, b
Eserde "Şahsiyet Dili"ni oluşturan temel dinamiklerden dokuz tanesine yer verecek, sonra da böyle bir zemin üzerine bina edilen "Geliştiren ve Özgürleştiren Liderlik" hakkında farklı bir bakış açısını sunmaya çalışacağız. Kabuktan ziyade öze yatırım yapmaya, diğer bir ifadeyle kürkün içini doldurmaya bir çağrıdır bu..
90-60-90, Alıştırma Yaa Rabbiii!, Artık Görmeyeceğim, Bana Bir Şey Olmaz Deme O.K. mi?, Bir Apartman Uğruna Ya Rab! Ne Konaklar Yıkılıyor..., Biz Kuluz, "Cool" Bir Şey Yani, Dolu Kafelerde Boş Kafalar, Bulaşık Kaşıklar, İnternet Kafenin Tanrısı, Deliler Saltanatı, Bir Garip Oyun, Kampanya: Eski Kocanızı Getirin; Değiştirelim, Hayatın Endişeleri, Amerikan Evliyalarından Hollywood Menkıbeleri, İçelim Abicim!, İçimden Bir Ses Dıııt Diyor, Mabede Transfer Olmak, Mehdi (a.s.)'nin İşi Çok Zor, Söyleyin O Patrona!
Genç Dergi Editörü Mehmet Lütfi Arslan'ın Dert Çağrısı isimli kitabı, ebedi gençliği bulmak için "dert kardeşliği"nde buluşmaya, hemdert olmaya, "dertdaş" olmaya davet ediyor bizleri. Bu kitap aynı zamanda 42 sayıdır Genç Dergi'nin şahsında dile getirilen duygu ve düşüncelerin özeti, "gönüllüler ordusu"nun eskimeyecek kılavuzu niteliğinde. Eskimeyecek diyoruz, çünkü kanaatimiz o ki şu cümlelerle dile getirilen bu çağrının eskimesi mümkün değil: "Dert yüklü bir şarkı besteleyelim birlikte... Her duyduğumuzda
Eserde; bu davanın abide insanlarından bir soluk taşıyor. Belki ele aldığı şahıslar aşina çehreler hep. Bizden bildiğimiz, "Bizim" dediğimiz kişiler. Ancak bizim onların ilmine, irfanına, ruhuna heyecan ve adanmışlıklarına ihtiyacımız var. Onların ikliminde dolaşmak, onların bu hasletlerinden bize de bir hisse verecektir. Hem onları unutmamak, tekrar tekrar anmak bir vazifedir, bir vefa göstergesidir. Onlar bu topraklara can veren insanlardır. Su sebeple, hepsine şükran borcumuz vardır.
Herhalde bu başlığı bir başkasının kitabının kapağında görsem, o kitapta söylenenleri daha titiz ve eleştiren bir gözle okur, isimdeki iddiayı hak edecek bir içerik arardım sayfaların arasında. Doğrusu, bu anlamda kitabın iddialı ismiyle mütenasip bir içerik ortaya koyabildi mi, emin değilim. Kalıcı olmak, hiç yıpranmamak, yıllar sonra da hiç değişmeyecek şeyler söyleyebilmek, insanoğlunun erişebileceği bir mertebe değil. Zamanın ve mekânın eskitemeyeceği şeyler buyurmak, zamanın ve mekânın Sahibi'ne mahsus
Tükendi
Elbette yoktur. İşte bizim davetimiz, fıtratı dejenere edilmişi insanları, maddenin ağından ve yaşanılan boş hayatın pençesinden kurtarıp, hayatta sahip oldukları her türlü nimetin gerçek sahibi olan Allah cc’a yöneltmek içindir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1