“Usta bir yönetmen elinde çekilmiş etkileyici bir intihar sahnesiydi sanki. Ağır çekimde ilerliyor, ufak kabarcıklar çıkarıyor, yer yer kımıldanıyor ama her şekilde güzel görünüyordu... Düştü, düştü ve görkemli bir şekilde kondu. Çakılmak değildi bu. Sanki yerini bulmuştu. Ahmet, bütün gücüyle peşindeydi. Bacaklarını çırpıyor, elleriyle kollarıyla kendini ona daha da yaklaştırıyordu. Sadece birkaç kulaç kalmıştı ama yapamadı. Eli varmadı. Bir şey değişmeyecekti. Değil den
Tüm bunlar aklımdan geçerken yüzümde beliren istemsiz gülümsemeyi fark ettim. Bu çocuğu ne kadar sevdiğimi düşündüm. Bir de terasın üzerinden Meclis'e doğru uçan kırlangıçları. Acaba göç mevsimleri miydi? Hiç de bilmem ki. Sonra ihaneti, yakalanmayı,
ayrılığı...
Gri Ankara'ya bakan bir terasta sürekli bir şeyler içip hasbihâl eden iki arkadaş, Burak ve Avukat, neden yan yana duruyorlar? Birlikte susmanın, birlikte içmenin ve birlikte anlamanın garip yarenliği... Giray Kemer şehrin rutinini, boşluğu, vakit
Vursana lan!
Susuyordu.
Vur!
Ellerim hâlâ arkada bağlıydı. Ne yapmaya çalıştığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Burnuyla burnum arasında en fazla on santim vardı ve ben aklıma gelen en yaratıcı küfürleri birbiri ardına sıralıyor; bu olgun, zengin çocuğunu tahrik etmeye çalışıyordum.
Niye geldin lan götün yemeyecekse!
Sonunda vurdu. Acemice bir sağ kroşemsi.
Yirmili yaşlarda bir boksör, hafif aksak, hafif flaneur. Kirli, gürültülü şehir, yorgun ve tekdüze... Gardını düşürmeyeceksin şu hayatta...
Salat
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.