Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Türkler İslâm ile tanıştıktan sonra hem siyasi hem de ilmî alanda çok hizmet etmişler, dine dayalı olarak üretilen bu kültüre ciddi anlamda katkı sunmuşlardır. Ebû Hanîfe, İmam Mâtürîdî, Ahmet Yesevî, Musa Cârullah Bigiyef gibi büyük isimler Türklerin egemen olduğu veya bulunduğu coğrafyalarda yetişmişlerdir. Bu insanlar son din olarak gönderilen ilahî emaneti, aslına uygun ve müntesiplerinin ihtiyacına cevap verecek şekilde yorumlamaya devam etmişlerdir. Bu eser, aslında bütün İslâm dünyası ile alakalı olm
Tükendi
En ilkel şekliyle mezhepler, İslam'ın anlaşılma ve yaşanma biçimleri olarak tanımlanabilirler. Tıpkı diğer mezhepler gibi Hz. Peygamber ve raşid halifeler döneminde izine rastlayamadığımız Şiîlik, zaman içerisinde belli aşamalardan geçerek şekillenmiştir. Bu yapının; İmamiyye, İsnaaşeriyye ya da Caferilik adıyla bilinen kolu, Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki siyasi kavgadan sonra İran ve Azerbaycan'da, Osmanlı'nın bölgeden çekilmesinden sonra da Irak'ta yayılma ve geniş kitlelere ulaşma imkanı bu
İslâm düşünce tarihinde etkisi büyük olan İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik hakkındaki bilgilerimiz, yakın zamana kadar oldukça sınırlı idi. Ehl-i Sünnet inancını sistemleştiren ve geliştirdiği yapı içinde akıl ve insanın özgürlüğüne değer veren bu itikadî mezhebin ve kurucusunun yeterince tanınmaması ciddi bir eksikliktir. Bu eser, bu gerçekten hareketle, son zamanlarda kısmî de olsa artan ilmî araştırmalara katkı sağlamak ve önemine binaen konuyu yeniden gündeme getirmek amacıyla, konuyla ilgilenenlerin istifa
Tükendi
Türkiye gibi, çok-kültürlü, çok-dilli, çok-mezhepli, imparatorluk mirası topraklar üzerine kurulmuş bir ülkede, bu farklılık ve çeşitlilik doğru anlaşılması gereken pek çok nokta vardır. Alevilik ve İslâm, tarihsel bir miras olarak bu toprakların önemli tartışma maddelerinden biridir. Çoğu zaman aklıselimden uzak yaklaşımlar ve bilgisizlikten kaynaklanan hatalı yorumlar, toplumun farklı kesimleri arasında uçurumların açılmasına veya daha da büyümesine neden olur. Sıddık Korkmaz bu kitapta, bilimsel bir obje
Tükendi
Şîa'nın oluşum sürecinde, Hz. Peygamber'in vefatından sonra, yerine Hz. Ali'nin dinî ve siyasî anlamda Müslümanların imâmetine, nass ve tayin edildiği şeklinde bir düşünce geliştirilmiştir. Bu anlayışa göre; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer'in de katkılarıyla Hz. Ali'nin bu hakkını gasp etmiş ve onun yerine halife olmuştur. En erken hicrî birinci asrın sonlarında ve önceleri gulât çevreler tarafından dile getirilen bu düşünce zamanla sistemli bir hale getirilmiştir. Bu çalışma ne Şiîliğin yerilmesi ne de Sünnîliğin
Tükendi
Sebeiyye, üzerinde çok fazla spekülasyon yapılan; hangi zamanda teşekkül ettiği, hangi şahıslarla irtibatlı olduğu konusunda açıklık olmayan; farklı şahıslarla, farklı olayları ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Öyle zannediyoruz ki; Müslümanların tarih telakkisine sinmiş bulunan derin anakronizmi Sebeiyye kadar açıkça gözler önüne seren başka bir örnek bulmak pek mümkün değildir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1